Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/355 E. 2020/673 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/355
KARAR NO : 2020/673
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 19/10/2012
KARAR TARİHİ : 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı şirket ile grup şirketleri olan … Tic. A.Ş. ve … Tic. A.Ş ’nin ortağı olup, müvekkilinin kardeşleri olan … ve …’in söz konusu firmaların ortağı, yönetim kurulu başkanı ve üyesi olduklarını, müvekkilinin davalı şirketin hissedarı olmasına rağmen şirketin iş ve işlemlerinden hiç haberdar edilmediğini, şirketin işleyişi dışında tutulduğunu, sahibi bulunduğu paya bağlı haklarını kullanmasının TMK.’nun 2. maddesine aykırı biçimde engellendiğini, şirketin gelir-gider ve bilançolarını talep etmesine rağmen müvekkiline verilmediği gibi genel kurul toplantılarına davet edilmediğini, önceki yapılan genel kurullarda Haziran cetvellerine müvekkiline izafeten sahte imzalar atıldığını, müvekkili adına … Noterliği’nin 23.09.2011 gün ile … yevmiye no.lu ihtarnamesinin keşide edilerek davalı şirketin 2005-2010 yılları arasında çağrısız yapılan Genel Kurul Toplantılarında düzenlenen Hazirun cetvellerindeki imzanın müvekkiline ait olmayıp sahte olduğunu, imzanın kime ait olduğunu ve bilançolarla müvekkilinin tüm haklarının ödenmesi ihtar edilmiş ise de, … Noterliği’nin 07.10.2011 gün, … yevmiye no.lu karşı ihtarname ile tüm taleplerin reddedildiğinin taraflarına bildirilmesi üzerine davalı şirket aleyhine açılan … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/… E. sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda, 2007-2008, 2009 ve 2010 yıllarında yapılan Genel kurulların Hazirun cetvellerindeki imzaların müvekkilin eli ürünü olmadığı yönünde görüş bildirildiğini, müvekkilinin grup şirketlerinde kötü niyetle şirket işleyişi dışında tutulduğunu, paya bağlı hakların kullanılmasının kasten engellendiğini, Genel Kurul toplantılarına dair çağrı yapılmadığını, Hazirun cetvellerine sahte imza atıldığını, bilanço gelir-gider kayıtlarının müvekkiline verilmesi üzerine grup şirketlere dava açıldığını, … Tic. A.Ş. aleyhine … Ticaret Mahkemesi’nin 2011/… E. sayılı dosyasıyla 2005-2010 yılları arasında gerçekleştirilen 7 genel kurul için açılan iptal davasının derdest olduğunu, diğer … Den. ve Tic. A.Ş. aleyhine Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/… E. ve 2012/… K. sayısı ile açılan davanın lehlerine sonuçlanarak sahte imza nedeniyle 2005-2010 yılları arası yapılan genel kurullarda alınan kararların yoklukla malul- butlanla batıl olduğunun tespiti ile tüm kararların iptaline karar verildiğini, davalı şirketin 6102 s. TTK. 437 maddesi gereğince vermesi gereken bilgileri vermemekte, bilanço ve gerçek gelir ve gideri müvekkilinden saklamasının kötü niyetini gösterdiğini, en son 24.07.2012’de 2009, 2010 ve 2011 yılı Genel Kurul toplantıları yaptığını, usul ve yasaya aykırı toplanarak karar aldığını, alınan kararların yokluğu ve İptali gerektiğini, TTK.’nın 414 maddesinin, emredici nitelikte olup, bu maddeye aykırı yapılan genel kurulda alınan kararların yoklukla malül olduğunu, genel kurul bildiriminin hiç yapılmamış olması ve anılan mevzuat hükümlerine aykırılık nedeniyle yokluk halinin mevcut olduğunu, genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine ve iptalin ile, genel kurulda alınan kararların, kanuna, esas sözleşme hükümlerine dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, davalı şirketin hakim ortaklarının şirketi tümüyle ele geçirmeye ve müvekkilinin payını zor altında sattırmaya çalıştığını, dava konusu genel kurulda kar dağıtımı konusunda bir karar verilmediğini müvekkilinin toplantıya çağrılmadığını ve toplantıdan haberdar olmadığı gibi bilançoyu ve denetim raporunu inceleyemediğini, bu durumda azınlık haklarının kısıtlandığını, gündemin 3 ve 4. maddelerinde, denetçi raporu, bilanço- gelir gider tablosunun okunduğunu ve onaylandığını, gündemin 5 ve 6 maddelerinde yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verildiğini, bu durumun TTK.’nın 445. maddesi uyarınca kanuna ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, yine gündemin 8 ve 9. maddesinde yönetim kurulu ve denetçi seçildiğini, yönetim kurulu ve denetçinin seçilmesinde müvekkilinin oy kullanma hakkının engellendiğini, yönetim kurulunun ve denetçinin seçimine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, gündemin 10. maddesinde görüşülen, yönetim kurulu üyelerine TTK.’nın 395 ve 396. maddeleri uyarınca yetki verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin her türlü tazminat ve şikayet hakkını, fazlaya dair her türlü dava ve talep hakkını, tüm yasal haklarını saklı tutarak, genel kurul iptal davasının açıldığının TTK.nın 448. maddesi gereğince ilanına, davalı şirketin 24.7.2012 tarihli genel kurul toplantısının ve bu genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespitine ve iptaline, 2 nolu talebin kabul edildiği takdirde 24.7.2012 tarihli genel kurul toplantısında karar altına alınan 3,4,5,6,7,8,9 ve 10. numaralı kararların 6102 sayılı TTK.’nın 445. maddesi uyarınca yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olması sebebiyle iptaline, TTK.’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava nedeniyle müvekkilinin uğraması olası zararlarına karşılık, davacı tarafça teminat yatırılmasına hükmedilmesi gerektiğini, davanın haksız ve kötü niyetli olduğundan müvekkilinin 3 kişiler nezdindeki itibarını olumsuz yönde etkilediğini, davacı iddialarının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli iddialar olduğunu, bu iddialara itibar edilemeyeceğini, davacının müvekkil şirketin uyuşmazlık konusu genel kurul toplantısının TTK.’nın 414. maddesinde öngörülen çağrı şekline uyulmaksızın gerçekleştirildiğini, kendisinin şirket işleyişinin dışında bırakılmaya çalışıldığı yönündeki beyan ve iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli beyan ve iddialarına itiraz edilmesinin mümkün olmadığını,davacı tarafından uyuşmazlık konusu edilen ve aleyhine dava ikame edilen 24.7.2012 tarihli genel kurulun, TTK.’nın 414 ve sair ilgili mevzuat hükümlerine riayet edilmek suretiyle usul ve yasaya uygun şekilde gerçekleştirildiğini, davacı şirketin müvekkil şirketin uyuşmazlık konusu genel kurulda alınan kararların kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu yönündeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, sonuç olarak, davacı tarafça dava çerçevesinde uyuşmazlık konusu edilen 24.7.2012 tarihli genel kurulun Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından atanan Bakanlık Komiserinin de katılımı ile usul ve yasaya uygun şekilde gerçekleştirildiğini ve dolayısı ile davacı tarafın haksız ve mesnetsiz beyan ve iddialarının aksine uyuşmazlık konusu genel kurul toplantılarında alınan kararların tamamının, kanun, ana özleşme ve afaki iyi niyet kurallarına riayet edilmek, şirketin gereksinimlerine de nazara alınmak suretiyle alındığını, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile, davacı tarafça teminat yatırılmasına, davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacı tarafın tamamen kötü niyetli olduğundan HMK.’nın 329/1 ve 2 maddeleri gereğince ücreti vekalet ve disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememize ait 2012/245 Esas ve 2015/190 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 19/03/2015 tarihinde; “..Davanın kısmen kabulü ile; davalı … AŞ.’nin 24.07.2012 tarihinde yapılan 2009-2010-2011 yılları olağan genel kurul toplantısında alınan ve karın dağıtımının zınnen reddini de kapsayan bilanço ve gelir tablosunun onaylanmasına ilişkin 4.maddesinin kanuna ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine..” dair verilen hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/… Esas ve 2018/… Karar sayılı ilamı ile ;
“1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava 24.07.2012 tarihli genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunda davalı şirketin bilançosunda kâr olmasına rağmen, yönetim kurulunun kendisine yüklenen görevi ihlal ederek kâr dağıtımı konusunda gündeme madde eklemediği, kâr dağıtımı konusunda genel kurulun tekel yetkisini kendisi kullanarak kanunu ihlal ettiği, bu nedenle genel kurulun (4) nolu gündem maddesinde bilanço ve gelir tablosunun onaylanmasına yönelik kararların iptalinin gerektiği belirtilmiş, mahkemece (4) nolu maddenin iptaline karar verilmiş ise de; şirketin kâr elde etmesine karşın kâr payı dağıtılmasına dair gündemde madde olmaması ve bu yönde genel kurulda bir karar alınmamış olması anılan maddenin iptal edilmesini gerektirmeyeceğinden yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozularak Mahkememize intikali ile yeni esasa kaydı yapılmış, yargılamaya yeni esas üzerinden devam olunmuştur.
Dava; 24.07.2012 tarihli genel kurulun 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10. numaralı kararlarının 6102 sayılı TTK’nın 445. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, Yargıtay bozma ilamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı yanca; davalı şirketin 24.7.2012 tarihli genel kurul toplantısının ve bu genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptali ve yahut 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10. numaralı kararların 6102 sayılı TTK’nın 445. maddesi uyarınca yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmesinin talep edildiği, Mahkememizin 2012/… Esas ve 2015/… Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; davalı …Ş.’nin 24.07.2012 tarihinde yapılan 2009-2010-2011 yılları olağan genel kurul toplantısında alınan 3, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10. numaralı kararların iptali isteminin reddine karar verildiği, verilen kararın ilgili kısmının Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/… Esas ve 2018/… Karar sayılı ilamı ile davacı yanın temyiz itirazlarının reddedilmesi sebebiyle redde ilişkin hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ancak bozma ilamında da belirtildiği üzere; davacı yanca, davalı …Ş.’nin 24.07.2012 tarihinde yapılan 2009-2010-2011 yılları olağan genel kurul toplantısında alınan ve karın dağıtımının zımnen reddini de kapsayan bilanço ve gelir tablosunun onaylanmasına ilişkin 4. maddesinin iptali talebi edilmiş ve dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda; “..davalı şirketin bilançosunda kar olmasına rağmen, yönetim kurulunun kendisine yüklenen görevi ihlal ederek kar dağıtımı konusunda gündeme madde eklemediği, kar dağıtımı konusunda genel kurulun tekel yetkisini kendisi kullanarak kanunu ihlal ettiği, bu nedenle genel kurulun 4 nolu gündem maddesinde bilanço ve gelir tablosunun onaylanmasına yönelik kararların iptalinin gerektiği..” mütalaa edilmişse de; şirketin kar elde etmesine karşın kar payı dağıtılmasına dair gündemde madde olmaması ve bu yönde genel kurulda bir karar alınmamış olması anılan maddenin iptal edilmesini gerektirmeyeceğinden davacı tarafın genel kurulun 4 nolu gündem maddesinde bilanço ve gelir tablosunun onaylanmasına yönelik kararın iptali isteminin de reddi gerektiği anlaşılmış olup, açıklanan gerekçelerle davacı yanca açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-54,40-TL Karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 21,15-TL harcın düşümü sonucu kalan 33,25-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafca yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …