Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/334 E. 2021/169 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/334 Esas
KARAR NO:2021/169

DAVA:Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/07/2020
KARAR TARİHİ:25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yarı sahibi olduğu …. ve Tic. A.Ş.’nin mali ve idari işlere abisi davalı …’yi getirdiğini ve kendisine ortak ettiğini, 2018 yılı Ocak ayından bu zamana kadar diğer husumetli ortağı davalı … tarafından önce çalışanlar ile birlikte hareket ederek fiili olarak, sonra …. ATM’nin …Esas sayılı dosyasından atanan kayyumların işleyişi doğrultusunda … şirketinin üretimden ve yönetimden el çektirildiğini, yarı hisseye sahip olduğu şirkete giremediğini, davalı …’nin 05.01.2019 tarihinde yaptığı genel kurulda çoğunluk oy ile atadığı yönetim kurulu üyelerinin … şiketinin içini davalı … lehine boşaltarak … Cad. … Sok. No:… … … adresinde bir kümeste tabelası asılı içi boş bir şirket haline getirmeye başladıklarını, … şirketinin 07.11.2019 tarihinde yönetim kurulunda değişiklik yapıldığını, 2019 yılı genel kurulunda …’nun azli ile şirket müdürü olarak diğer yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra inşaat işçisi …’in atandığını, davalılardan …’nin … Şirketinin aleyhine hiçbir dayanağı olmayan hayali alacaklar uydurarak … şirketini kendi şirketine borçlu hale getirdiğini ve buna dayanarak …. İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takiplerini yine kendi elemanlarına usulsüz bir şekilde tebliğ aldırarak kesinleştirdiğini, kesinleşen takipler kapsamında …’nin sahibi olduğu en büyük malvarlığı olan makineleri, şirket banka hesapları ve araçlarının haczedildiğini, makinelerin alacağa mahsuben davalı … tarafından alınarak kendi şirketinde kullanılmaya başlandığını, bu süreçte … şirketine …. ATM’nin …Esas sayılı dosyasından kayyum atandığını, müvekkili tarafından kayyumlardan menfi tespit davacı açmalarının talep edildiğini ancak bu yönde bir dava ikame edilmediğini, … şirketine ait tüm makine ve teçhizatın …’ye ait 29/05/2019 tarihinde kurulan … Anonim Şirketi ve… …. A.Ş. tarafından kullanıldığını, müvekkilinin makine ve teçhizat nedeni ile uğradığı zararın makine ve teçhizatın yarı hissesine karşılık gelen bedelinin 30.000 TL olduğunu, müvekkilinin, davalıların bilerek ve isteyerek yaptıkları eylemleri sonucunda uğradıkları zararın davalılardan tahsilinin gerektiğini, … şirketi adına menfi tespit davası açmayan ve şirketin zararını gözetmeyen kayyumlar ve yönetim kurulu üyelerinin müvekkilinin yarı hissesine sahip olduğu şirketin içi boş bir kümese nakledilmesine sebebiyet vererek diğer ortak davalı … ile birlikte kusurları ile doğan zarardan sorumlu olduklarını, şirketin banka hesaplarının davalı … lehine haciz yolu veya kayyum ve yönetim kurulu üyeleri tarafından boşaltıldığını, yaklaşık 15.000 TL paranın davalı … lehine hesaplardan boşaltıldığını, kayyum ve yönetim kuruluna, ilgili bankalara yapılan tüm ihtarlara rağmen bu paraların davalı … tarafından buharlaştırıldığını, müvekkilinin 2018 yılında şirketten el çektirildiğinde faaliyetine devam eden ayda 1.5-2 milyon dolar cirosu olan bir fabrika olduğu göz önüne alındığında banka hesaplarındaki bu paraların çoğalması gerekirken banka hesaplarının sıfıra düşmesinin tek açıklamasının şirketi yönetenlerin bilerek ve kasten şirketin içini boşaltmaya yönelik hareket etmeleri olduğunu, … şirketinin banka hesaplarının boşaltılması ile müvekkilinin … şirketinin yarı hissesine sahip olması sebebi ile ugradığı 7.500 TL zarardan davalıların kusurları ile müştereken sorumlu olduklarını, kayyum ve yönetim kurulu üyeleri tarafından … şirketine ait olan marka, web sitesi ve müşterilerin davalı …’ye ait … ve…şirketlerine kullandırıldığını ve kullandırılmaya devam ettiğini, davalıların kusurlu eylemleri nedeni ile … şirketinin sahip olduğu markasına, müşterilerine, web sitesine zarar verdiklerini, müvekkilinin buna ilişkin zararının 20.000 TL olduğunu, … şirketine ait olan çalışma ruhsatının…… … San. ve Tic. A.Ş.ye devredildiğini, çalışma ruhsatının 5-6 yıllık emek ve sermayeye karşılık gelen bir çalışma neticesinde elde edilmiş olduğunu , zararın yaklaşık 10.000 TL olduğunu, … şirketine ait … plakalı aracn davalı …’ye noterden devrinin gerçekleştirildiğini, devredilen aracın bedelinin 800.000 TL civarında olduğunu, müvekkilinin buna ilişkin zararının yarı hissesi oranında 400.000 TL olduğunu, resmi kayıtlarda … şirketi adına kayıtlı görünen … plaka numaralı araçların davalı … tarafından icra kanalı ile satışa çıkarıldıklarını, bu araçlara ilişkin zararın 1.000.000 TL, müvekkilinin zararının yarı hissesi oranında 500.000 TL olduğunu, … şirketinin kamu borçları olduğunu, müvekkili şirketten el çektirildiğinde … şirketinin kamu borcunun bulunmadığını, şirketin kamu borçlarından ve işçilik alacaklarına ilişkin zararından davalıların sorumlu olduğunu ve müvekkkilinin buna ilişkin zararı 2.045.609,36 TL’nin davalılardan tahsilinin gerektiğini, … yönetim kurulu üyeleri tarafından 2019 yılı Aralık ayında şirketin herhangi bir faaliyeti olmamasına rağmen davalı …’ye ait…A.Ş.’ye 145.247 TL değerinde bir fatura tanzim edildiğini, yönetim kurulu üyelerinin bu eylemlerinden sorumlu olduklarını, aylık kazancı 200.000-250.000 TL civarında olan şirkette yarı hisseye sahip müvekkilinin aylık kazanıcının 100.000 USD civarında olduğunu, müvekkilinin bu aylık kazancından davalıların eylemleri nedeniyle mahrum kaldığını, müvekkilinin buna ilişkin zararı 18.000.000 TL’nin davalılardan tahsilinin gerektiğini, davalılara …. Noterliği’nin 28.10.2019 tarih … yevmiye numaralı, …. Noterliğinin 20.03.2010 tarih … ve … yevmiye numaralı ihtarnamelerinin gönderildiğini, … şirketini zarara uğrattıkları ve görevlerini kötüye kullandıkları konusunda yönetim kurulu üyelerine ve şirket avukatlarına uyarı yapıldığını, yönetim kurulu üyeleri tarafından bu uyarılar dikkate alınmaksızın … şirketinin içinin davalı … lehine boşaltılmaya devam edildiğini, şirkete atanan kayyumlar ve sonrasındaki yönetim kurulu üyelerinin kendilerine verilen görevleri yerine getirirken ve yetkilerini kullanırken tedbirli bir yöneticinin özeniyle hareket etmediklerini, şirketin menfaatlerini gözetmediklerini beyanla müvekkilinin ugradığı zarar kalemlerinin tespiti ile TTK’nın 553. maddesi doğrultusunda ve diğer sorumluluk hükümleri çerçevesinde şimdilik 10.000 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davada TTK’nın 553. maddesi koşullarının oluşmadığını, öncelikle bu sebeple davanın reddini talep ettiklerini, bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, bu nedenle hukuki yarar yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, öncelikle davacının tüm davalılar yönünden dönem ve tarih aralığı şeklinde somutlaştırması gerektiğini, zira müvekkili ile diğer davalıların hukuki durumunun ve görev sürelerinin farklı olduğunu, müvekkilinin 2 ay gibi kısa bir dönemde yaptığı kayyumluk nedeniyle davacının ugradığını iddia ettiği zararların tümünden sorumlu tutulmaya çalışılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin davacının da ortağı bulunduğu … … Sanayi ve Tic. A.Ş.’de …. ATM’nin …esas sayılı dosyasında 19.03.2018-24.05.2018 tarihleri arasında kayyum olarak görev yaptığını, davalının zarara uğramasına sebep olduğunu iddia ettiği olayların ise müvekkili kayyumluk görevinden ayrıldıktan 8 ay sonra yapılan 05.01.2019 tarihli genel kurul sonrasında gerçekleşmiş olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, 2 aylık kayyumluk döneminde üretimi durmuş bir fabrikanın 2 hattının üretime açıldığını, birikmiş 2 aylık işçi ücretlerinin ödendiğini, ortaklar arasında hemen hergün tekrarlayan polisiye ve adli olaylar nedeni ile fabrika ve şirketin zarar görmemesi için müvekkilinin özverili olarak çalıştığını, müvekkilinin görev yaptığı dönemde kayyum sıfatı ile şirket adına yapılan tüm ödemelerin şirketin banka hesabından yapıldığını, şirketin yaptığı bütün satışların ise faturalı olarak ve bedelleri nama yazılı çeklerle ve şirketin banka hesabına yatan paralarla ödendiğini, müvekkilinin görev yaptığı dönemde düzenlediği 15.05.2018 tarihli raporda belirttiği üzere şirketin bankada 15.000.0000 TL tutarında bir parasının olmadığını, davacının şirket ortağı olarak şirketin Marka ve … web sitesi kullanımı nedeniyle zarara ugradığı iddiasının müvekkilinin kayyum olduğu iki aylık bir dönemle ilgili olmadığını, sonraki dönemleri kapsadığını, yine müvekkilinin görev yaptığı süre içerisinde şirketin devredilen aracının olmadığını, müvekkilinin kayyumluk döneminden önce davalı ortak … tarafından şirkete karşı ilgili dosyalardan haciz vb işlemler yapıldığını, müvekkilinin görev süresi içerisinde herhangi yeni bir işlem yapılmadığını, alacak borç ilişkisinin tarafı olmayan müvekkilinin davalı şirketteki kayyumluk görevinden önce veya sonra doğmuş dava konusu alacak ve zarar talepleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK’nın 553. maddesi gereğince koşulları oluşmayan davanın reddinin gerektiğini, davanın kısmi dava mı yoksa belirsiz alacak davası mı olduğunun anlaşılamadığını, bu nedenle davacıya bu hususu açıklamak üzere kesin süre verilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını bu nedenle hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkilinin dava dışı şirketin ortağı olmadığını, davacının da ortağı olduğu … … Sanayi ve Tic. A.Ş.’ye …. ATM’nin …Esas sayılı dosyasından 24.05.2018 – 11.10.2018 tarihleri arasında kayyum olarak atanıp görevinin sona erdiğini, müvekkilinin göreve başladıktan sonra şirketin ortakları ve vekilleri ile yaptığı görüşmeler neticesinde 04.07.2018 tarihli kayyum raporunu düzenleyerek dosyaya sunduğunu, bu raporda kendisinin kayyumluk görevinden da affını istediğini ve istifa ettiğini, açılan kayyum atama davasının 11.10.2018 tarihinde feragat nedeni ile reddedildiğini ve müvekkilinin de aralarında bulunduğu kayyumların görevinin 11.10.2018 tarihi itibari ile sona erdiğini, davacının müvekkili ile diğer davalıların bir kısmını da kapsayacak şekilde bir başka tazminat talepli dava açtığını, bu davanın …. ATM’nin … esasında derdest olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, dava dışı şirketin hali hazırda bölünme ve tasfiyeye girmemiş olması nedeniyle davacının hali hazırda ortağı olduğu şirketten temettü ve kar dağıtımına ilişkin payına düşen dışında malları ile ilgili herhangi bir talepte bulunamayacağını, müvekkilinin kayyum olarak 41 gün süre ile görev yaptığını, görevi süresince resmi hesapların dışında muhasebede herhangi bir işlem içerisinde olmadığını, davacının alacak davasının afaki olduğunu, zarar iddiasının soyut olduğunu, şirketin zarara uğrayıp ugramadığı, zarara sebebiyet veren olayların ve zarar verenlerin kim olduğu, zararın meydana geldiği tarihler, davacının gerçekte şirketten alacaklı olup olmadığı, alacağını davalı şirketten talep edip etmeyeceği ve bu alacağı tahsil edip edemeyeceği, sorumlulukların ve kusur oranlarının tespiti hususunda ispat yükünün davacıya ait olduğunu, müvekkilinin zarara sebebiyet veren görev kusurunun söz konusu olmadığını, bu nedenle meydana geldiği iddia edilen zararlardan sorumlu tutulamayacağını beyanla müvekkili bakımından davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdindeki …Esas sayılı dosyada davacı …’nin de ortağı olduğu …. ve Tic. A.Ş.’ye temsil yönetim kayyumu olarak atandığını, ilgili mahkeme kararının tescili sonrasında davaya konu şirkette 14.11.2018 tarihinde fiilen göreve başladığını, yine ilgili mahkemece verilen karar sonrası 27.11.2018 tarihinde fiili olarak görevi bıraktığını, davaya konu şirketteki fiili görevinin sadece 14 gün olduğunu, fiili görev süresi içerisinde davaya konu şirketin ana faaliyetinin devamı için daha önceden alınmış olan mal ve hizmetler için küçük tutarlı cari hesap ödemeleri dışında herhangi bir faaliyetinin olmadığını, şirket veya ortaklarını zarara uğratacak herhangi bir faaliyette bulunmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacının … şirketinin iki ortağı olduklarını, 2018 yılında …’nin yönetim kurulunun müvekkili ile diğer hissedar davacı …’den oluştuğunu, tarafların müşterek imzası ile yönetildiğini, %49 hissedar olan davacının uzun bir süre yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, toplantıların yapılmasına engel olduğunu, bu husumet şirketin işleyişine yansıdığından müvekkilinin henüz %50 pay sahibi iken 10.08.2017 tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile ortaklıktan çıkarma veya tasfiye konulu dava ikame ettiğini, bu davada atanan kayyumların da davacının hasmane tutumları nedeniyle görevlerinden istifa ettiklerini, müvekkilinin de davadan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası ile genel kurulu toplantıya çağırma ve izni konulu davayı ikame ettikten sonra, genel kurulun toplanmasını arzu ederek … şirketinin faaliyetlerine devam edebilmesi amacıyla ön inceleme aşaması tamamlanmadan feragat ettiğini, müvekkilinin 1990 yılında önce ticarete başladığını, kurmuş olduğu Demircioğlu Tel Zincir – … şahsi şirketi ile ticarete devam ettiğini, bu şirketinin faaliyetleri devam ederken davacı ile birlikte … şirketine ortak olduğunu, ortak olduğu tarihten bu yana … şirketi ile şahsi şirketinin ticari faaliyette bulunduğunu, bu nedenle … şirketinin malvarlığının müvekkilinin şahsi şirketine aktarıldığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının 2017 yılı Haziran ayından sonra müvekkil ile şirket çalışanlarına karşı husumetinin başladığını, daha sonra taraflar arasında uzlaşma sağlandığını ve davacının şirketin %1 hissesini müvekkiline devrettiğini, devirden sonra da … şirketini zarara uğratacak davranışlarına devam ettiğini, davacının … şirketinin davalılar tarafından zarara uğratıldığı iddiasının iyi niyetli olmadığını ve dürüst davranılmadığını, davacının müvekkilinin haberi olmaksızın … şirketinin faaliyette olduğu taşınmazda …- … … Şirketini ticaret siciline tescil ettirdiğini, bu şirket ile … şirketinin faaliyet konularının aynı olduğunu, davacının şahsi şirketinin faaliyetlerini … şirketinin portföyü ile sağlamak için bir çok hukuksuz işlem yaptığını, … şirketinin davacının eylemleri nedeniyle zarara uğradığını, huzurdaki davanın da davacının şirketi işlemez hale getirme amacı doğrultusunda açıldığını, davacının … – … … unvanlı şirket ile … … Anonim Şirketi’ni örtülü şekilde ticaret siciline kaydettirdiğini, davacının…. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma ve nitelikli yağma suçlarını işlediği iddiasıyla yargılandığını, … şirketinin genel kurulu tarafından sorumluluk davası açılması yönünde karar alınmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın TTK’nın 553. Maddesi uyarınca müvekkilleri ile diğer davalıların sorumlulukları olduğundan bahisle tazminat talepli olarak açıldığını ancak TTK’nın 408. maddesi uyarınca şirket genel kurulu tarafından alınmış böyle bir karar olmadığını, bu nedenle de davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde düzenlenmediğini, davacının somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kusurlu davranışlarını ispatlayamadığını, davacının iddia ettiğinin aksine şirketin yönetiminden ve üretiminden el çektirilmediğini, davacının 2018 yılında fabrikadaki üretimi durduran kişi olduğunu, bu hususun fabrikada çalışan işçiler tarafından imza altına alınmış tutanaklar ile sabit olduğunu, … Şirketinin zarara uğramasına sebep olanın davacı olduğunu, müvekkillerinin … şirketinde farklı dönemlerde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, …, …, … ve …’in … şirketinin 05.01.2019 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesi olarak seçildiklerini, davacı tarafın … şirketine ait makine, teçhizat, ham madde, mamul madde ve araçları aldığını ve şirketin işlemesine engel olduğunu, yönetim kurulunun 18.01.2019 tarihinde davacıya şirkete ait eşyaların teslim edilmesi için ihtar gönderilmesi ve şirkete ait eşyaların teslim edilmemesi halinde malların bedellerinin cariye borç olarak kaydedilmesini kararlaştırıldığını, şirketin mali kaynaklarının artırılması, şirkete zarar veren kişilerin tespiti ile zararların tazmin edileceği yönünde karar alan yönetim kurulu üyelerinin, şirketi zarara uğratan kusurlu davranışlarda bulundukları iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı doyasında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma ve nitelikli yağma suçlarını iştediği iddiasıyla yargılandığını, davacının iddia ettiği eylemler nedeniyle doğrudan zararının olmadığını, şayet şirketin zararını talep ediyorsa tazminatın ancak şirkete ödeneceğini, şirket genel kurulunun böyle bir karar almadığını beyanla davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TTK’nın 553. maddesi kapsamında anonim şirket kurucusu, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerinin kusurları ile şirket pay sahibine zarar verdikleri iddiası ile açılmış tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, bu kapsamda dava dışı … … Anonim Şirketi’nin ticaret sicil kaydı ve dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası, … plakalı aracın trafik sicil kaydı, … … ibareli markaya ilişkin Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları celp edilerek incelenmiştir. Davacı ile davalı …’nin dava dışı …. ve Tic. A.Ş.’nin ortağı oldukları, şirketin mevcut yönetim kurulunu …, …, …’in oluşturduğu, diğer davalıların yönetim kurulu üyesi ve …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında atanmış ve farklı tarihlerde görev yapmış olan yönetim kayyımı oldukları anlaşılmıştır.
Dava, şirket kurucusu, yönetim kurulu üyeleri ile yöneticilerin (kayyımların) kusurlu hareketleri ile pay sahibi olan davacıya zarar verdikleri iddiası ile Türk Ticaret Kanunu’nun 553. maddesi uyarınca açılmış olup taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iddia ettiği şekilde zarara uğrayıp uğramadığı, davada TTK’nın 553. maddesinde öngörülen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ve davacının iddia ettiği zararın kendisine ödenmesini isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 553. maddesi uyarınca, kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Pay sahipleri bu madde kapsamında ancak uğradıkları doğrudan zararların tazminini talep edebilirler. Doğrudan zarar, pay sahiplerinin bizzat ve bireysel olarak doğrudan doğruya zarara uğramalarıdır. Bu zararlar, şirketin zararından bağımsız olduğundan ayrıca şirketin zarara uğrayıp uğramadığının önemi yoktur. Genel olarak yönetim kurulunun şirketin malvarlığını kötüleştiren her türlü fiil ve işlemleri, pay sahiplerinin ve şirket alacaklılarının dolayısıyla zararlarına sebep olur. Şirketin malvarlığını azaltan her eylem ve işlem, hisseleri oranında pay sahiplerini olumsuz şekilde etkiler. Davacı taraf dava dilekçesinde; davalı …’nin dava dışı …. ve Tic. A.Ş.’yi kendi şahsi şirketi lehine borçlandırdığını, bu nedenle şirket aleyhine icra takipleri başlatıldığını ve takipler kapsamında şirketin malvarlığının haczedildiğini, haczedilen makinelerin davalı … tarafından alacağına mahsuben alınarak kendi şahsi şirketinde kullanıldığını, …. ve Tic. A.Ş.’nin banka hesaplarının davalılar tarafından boşaltıldığını, şirketin marka, web sitesi, müşterileri ve ruhsatının davalı …’ye ait şirketler için kullanıldığını, şirkete ait aracın davalı …’ye devredildiğini, şirketin kamuya ve davalı …’ye ait şirketlere borçlandırıldığını, şirketin çalışamaz hale getirilerek kar elde etmesinin engellendiğini iddia etmiş ve söz konusu zarar kalemleri nedeniyle kendi hissesi oranında doğan zararın davalılar tarafından müteselsilen kendisine ödenmesini talep etmiş olmakla iddia edilen tüm zarar kalemleri dava dışı şirketin doğrudan zararı kapsamındadır. Söz konusu iddiaların ispatı halinde davacının zararı ancak dolaylı zarar mahiyetinde olduğundan TTK’nın 555. maddesi uyarınca, davacı pay sahibinin şirketin uğradığı zararın ancak şirkete ödenmesini talep etmesi mümkün olup kendisi adına tazminat talep etmesi mümkün olmadığından, Mahkememizce yargılamanın başında başkaca bir inceleme yapılmaksızın davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL’nin peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile kalan 111,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekilleri ile davalı …’un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25/03/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır