Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/312 Esas
KARAR NO : 2020/307
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 23/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacağın tahsili için 28/10/2016 tarihinde Ankara …İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı ile takip yapıldığını, davalı vekili tarafından 02/11/2018 tarihinde yetkiye ve borca itiraz edildiğini, dosyanın İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasına kaydı yapıldığını, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün yeniden ödeme emri gönderdiğini, davalının süresinde itiraz yaptığını belirterek takibin durduğunu, davacının medya program yapımcısı olduğunu, tv kanallarında yaptığı programların bir bölümünde reklam yaptığını, yapılan işin karşılığında 02/05/2016 tarih ve… no’lu fatura kesildiğini ve davalının faturayı ödememesi üzerine icra takibine konu edildiğini ancak borcun ödenmediğini belirterek itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ve fer’iyle tahsiline , davalının %40′ tan aşağı olmamak kaydıyla inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; itirazın iptaline istemine ilişkindir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile; “Dava şartı olarak arabuluculuk” ”MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Bu noktada emsal alınan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/2152 esas, 2019/1681 karar sayılı 31/12/2019 tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Dava konusu bir miktar para alacağı” olan tüm talepler hakkında, alacaklı ve borçlu açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak düzenlenmiştir. Elbetteki “menfi tespit” talebi ile “alacak” talebi hukuken aynı kavramlar değildir ve bu davalar sonucunda netice-i talepler ile kurulacak hükümler de farklıdır. İster alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası “dava konusunun bir miktar para alacağı” olduğudur. Sınırlayıcı bir yorum yaparak maddenin sadece “alacak” veya “tazminat” davalarıyla sınırlı olduğu kabülünün kanun koyucunun iradesine aykırı olacağı muhakkaktır.”
Anılı yasal değişiklikler ve istinaf kararı ışığında dava dilekçesi ile dosyanın tetkiki neticesinde; dava konusunun alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yönelik olduğu,bu itibarla arabuluculuk yoluna başvurunun dava şartı olduğu, ancak davacı tarafça arabuluculuk son tutanağının verilen kesin süreye rağmen ibraz edilmediği anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM(Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-TTK’nın 5/a, 6325 sayılı Kanun’un 18/a-2, HMK’nın 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 70,54 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 16,14 TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair; HMK’nın 320. maddesi uyarınca dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/07/2020Katip …
¸
Hakim …
¸