Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/302 E. 2021/864 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/302 Esas
KARAR NO : 2021/864
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından 30/10/2019 tarihli … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emri borçlunun adresine 30/11/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun 03/12/2019 tarihli ilamsız takibe itiraz dilekçesi sunduğunu, … İcra Müdürlüğü 09/12/2019 tarihli tensip ile takibi durdurduğunu, davalı tacirin “… ” ticaret unvanına sahip ticari işletmesi olduğunu, müvekkili şirketin 11/04/2016 ve 28/04/2016 tarihlerinde faturalar içeriğindeki birden fazla taşınır eşyayı satın ve teslim aldığını, bu uyuşmazlığa ilişkin ilamsız icra takibine dayanak göstermedikleri 11/04/2016 tarihli … irsaliye numaralı faturaya ilişkin itirazın iptali davasında herhangi bir taleplerinin bulunmadığını genel dava zamanaşımı içerisinde alacak davası açma hakların saklı tuttuklarını, müvekkili şirket ile … arasında satış sözleşmesi 28/04/2016 tarihli … irsaliye numaralı fatura ve müvekkil şirketin yasal defter ve kayıtlarından da görülebileceğini, geçerli bir şekilde kurulmuş olup taraflar arasında satış sözleşmesi mevcut olduğunu, müvekkili şirket tarafından satılan taşınır eşyalar borçluya teslim edildiğini ve taşınır eşya mülkiyeti davalıya devrediğildini , yargılamaya delil olan irsaliyeli faturaya da davalı tarafından 8 gün içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını, ve fatura kabul edildiğini, davalı borçlu ayrıca ilamsız takibe karşı yapmış olduğu yazılı itirazında 9.486,22-TL borç miktarını açık bir şekilde ikrar ettiğini ve ek olarak da fatura konusu ürünleri teslim aldığını kendi iradesiyle kabul ve beyan ettiğini, davalının almış olduğu ürünlerin bedeli Euro para cinsi üzerinden konuşularak ve davalı tarafından da bilerek satıldığını, 28/04/2016 tarihli 13.886,22-TL bedelli fatura oluşturulurken faturanın alt kısmından da yine görülebileceği üzere 13.886,22-TL, 28/04/2016 tarihindeki 1 euro 3,19-TL döviz kuru notu ve açıklaması ile davalı alıcıya fatura edildiğini, davalı taraflarına yalnızca 4.400,00-TL ödeme de bulunduğunu, davalı 28/04/2016 tarihli 13.886,22-TL tutarındaki faturadan önceden ödemiş olduğu 4.400,00-TL lik kısmı mahsup ederek yalnızca 9.486,22-TL borç tutarını kabul ettiğini geriye kalan bütün asıl alacak ve ferilerine itiraz ettiğini, davalı borçlusunun 9.486,22-TL kısım yönünden vermiş olduğu kabul beyanı kapsamında icra takibi bu kısım için kesinleştiğini, 28/04/2016 tarihinde itibaren hak kazandıkları faiz alacağının haksız ve hukuksuz bir şekilde itiraz ettiklerini, davalının itirazının iptal edilerek faiz alacağı yönünden de icra takibine devam edilmesi gerektiğini, davacının ikrar beyanı nedeniyle 9.486,22-TL yönünden icra takibi kesinleştiğinden dolayı bu asıl alacak kalemi açısından davalı ile karşılıklı ihtilaflarının bulunmadığını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile davalı borçlusunun takibe itiraz dilekçesinde ikrar ederek kesinleştirdiği ancak asıl alacağa sıkı bir şekilde bağlı yasal faiz haklarının mesnetsiz bir şekilde itiraz ettiği 9.486,22-TL’nin fatura tarihi olan 28/04/2016 tarihinden itibaren icra takibinin başlangıç tarihi olan 30/10/2019 vade – takip tarihine kadar ana paraya işleyecek yasal faiz tutarının sadece faiz yönünden itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı ilamsız icra takibinin hem esasına hem de icra dairesinin yetkisine yaptığı haksız itiraz nedeniyle alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve dava etmiştir.
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; … ili merkezinde ikamet ettiğini ve çalıştığını, aleyhine bir icra takibi başlatılacak ise yapılacak icra takibinin ve açılacak davanın, yetkili ve görevli … İcra dairelerinde ve … Mahkemelerinde gerçekleşmesi gerektiğini belirterek yetki itirazında bulunduğunu, davacı tarafın bugüne kadar gerek sözlü gerekse de yazılı olarak kabul ettiğim borç hakkında ödeme yapılması hususunda tarafına bir ihtarnamede ve talepte bulunmadığını, bu sebeple takip talebinde ödeme emrinde ve icra takibinde faiz isteyemeyeceğini , davacı yanın euro üzerinden bir takım hesaplamalar yaptığını ve icra takibine döviz üzerinden başlandığını, döviz üzerinden bir borç ve anlaşmayı kesinlikle kabul etmediğini, davacı tarafa toplamda 13.886,22-TL’lik bir alışverişi olduğunu, bunun 4.400-TL ödemesini yaptığını, geriye kalan 9.486,22-TL borcu kabul ettiğini, aleyhine açılan haksız ve dayanaksız davanın reddine, … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyasında itirazda bulunduğu 25.684,46-TL’lik kısım ile ilgili olarak, davacı tarafın alacaklı olmadığını bildiği halde kötüniyetli olarak aleyhine icra takibine girişmesinden dolayı , davacı tarafın itirazda bulunduğu miktar üzerinden %20 oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı tarafça başlatılan takibe yapılan kısmi itirazın sadece işlemiş faiz yönünden kaldırılması ile takibin bu tutar üzerinden devamı istemine ilişkindir.
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen ….İcra Müdürlüğü’nün 2019/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağına istinaden işlemiş faizler dahil toplam 35.170,68-TL alacağın ticari faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddeleri uyarınca para borçları yönünden ifa yerinin alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olması nedeniyle somut olayda davacının yerleşim yeri itibariyle mahkememizin de yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı yanın yetki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmakla yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili 22.06.2021 tarihli duruşmada vade tarihine kadar olan anapara faizini talep ettiklerini belirtmiştir.
Borçlu temerrüdünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi uyarınca, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Bu bağlamda ilgili hüküm uyarınca muaccel ve ifası mümkün olan bir borcun, ifayı kabule hazır bir alacağın varlığına rağmen zamanında ifa edilmemesi ve kural olarak alacaklının ihtarıyla borçlu temerrüdü oluşmaktadır. Eldeki davada davalı takipten önce ihtar edilerek temerrüde düşürülmediğinden takibe kadar olan dönemde işlemiş faiz talep edilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine, davacı yanın takip başlatmakta kötü niyetli olduğu hususu ispata muhtaç olmakla koşulları oluşmayan davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 59,30 TL harçtan davacıdan peşin olarak alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021

Katip …

Hakim …