Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/282 E. 2022/124 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/282 Esas
KARAR NO : 2022/124

DAVA : MENFİ TESPİT (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2015
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 11/02/2015
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı müvekkil şirketler, kozmetik malzemeleri imalatı ve ticareti yapmakta olup, Türkiye çapında sektörünün önde gelen firmalarındandır. Davacılardan … Limited Şirketi1 nin Beykoz’daki işyerinde 02.03.2014 tarihinde hırsızlık olayı meydana gelmiş ve müvekkil şirkete ait işyerinde bulunan kasa açılarak içerisinde bulunan 10 adet çek ile kaşe ve benzeri materyaller çalınmıştır. Olaya ilişkin olarak tarafımızca yapılan şikâyet üzerine …Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası açılmış olup, olay ile ilgili soruşturma sürmektedir. Çalman çekler ile ilgili olarak İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açılmış, çalınan çekler hakkında tedbiren ödemeden men yasağı verilmiş, bu hususta bankalara yazılar yazılmış, yapılan yargılama sonunda takip konusu çekin bankaya ibraz edildiği gerekçesi ve çekin kimde olduğun bilindiği gerekçesi ile takip konusu çek hakkındaki iptal talebimiz reddedilmiştir. Davacılardan … A.Ş.’ne 05.03.2015 günü hacze gelinmesi ile müvekkiller; …Bankası Ortaklar Caddes… Şubesi’nden alınma,… Iban nolu hesaba ait, … çek nolu, …A.Ş. tarafından, müvekkillerden… Limited Şirketi’nin emrine düzenlenmiş, 18.09.2014 tarih ve İstanbul keşideli, 18.000-USD bedelli çek hakkında, gerçekte…tarafından ciro edilmediği halde çek arkasına sahte ciro atılarak ve araya gayri faal bir şirketin ( Davalı …) kaşesi vurulmak sureti ile davalılardan… tarafından önce İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … D. İş ve …Karar sayılı dosyası ile ihtiyati haciz karan alındığı ve kararın İnfazı için de İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı öğrenilmiştir. Haciz işlemini engelleyebilmek için müvekkil tarafından İcra ve İflas Kanunu 263. maddeye göre çek miktarı olan 43.524,00 TL. dosyaya teminat olarak yatırılmıştır. Müvekkilimizin davalılara herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Çek müvekkillerden, … TİCARET A.Ş. tarafından diğer davacı … adma keşide edilmiştir. Çeklerin çalınması üzerine çek bedeli müvekkillerden…Kozmatik tarafından daha sonra diğer müvekkil… Kimya’ ya cari hesap gereğince ödenmiş, ancak çek davacı …’ın hamil olduğu sırada işyerinden çalınmak suretiyle, … Kimya’ nin yeddinden çıkmıştır. Dolayısıyla çalıntı çek herhangi bir karşılığı olmaksızın -bedelsiz olarak- tedavüldedir. Türk Ticaret Kanunu 792.maddeye göre “1) Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” Dava konusu çek çıplak gözle bile incelendiğinde Müvekkil … Limited Şirketi’nin çek üzerinde ıslak imzası bulunmadığı, ancak kaşe şeklinde sahte bir imza kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalılardan …ve kendisinden önce ciranta olarak görünen paravan davalı şirket (gerçekte faal olmayan) bunu görüp tespit edebilecek durumdadırlar. Bu husus müvekkilden sonraki davalı ciranta (…) ve davalılardan …’ın kötü niyetli olduğunu, en azından ağır kusurlu olduğunu kanıtlamaktadır. Ciro üzerindeki imza müvekkil… yetkilileri tarafından atılmamıştır. Çek müvekkillerden … hakkında bu sebeple de borç doğurma kabiliyetine sahip değildir. Bu sebeple de ciro silsilesinde bozukluk bulunduğu, dolayısıyla müvekkillerin davalılara borcunu olmadığı bu yönden de sabittir. Davalılar kötü niyetle hırsızlık ürünü çeki bir şekilde elde etmiş, müvekkilin çalınan kaşelerini kullanmak ve müvekkillerden sonra sahte, paravan, gayrıfaal ve hayali ciro ekleyerek, çeki, ihtiyati haciz ve icra takibine konu etmiştir. Bu sebeple İcra ve İflas Kanunu 72. maddeye göre, müvekkillerin kendilerinden sonraki davalı ciranta olan … ve davalı …’a herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, çek aslı ve cebri icra tehdidi altmda ödenmek zorunda kalınacak bedellerinin davalılardan istirdadına, kötü niyetli davalıların davacılara ayrı ayrı %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesi için işbu davayı açmak gerekmiştir. Davalılar, çeki 12.09.2014 tarihinde bankaya ibraz ettiğinde, çek hakkında İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nden çekin çalıntı olması sebebi ile Ödemeden men yasağı olduğunu bildi Si ve bu durum muhatap banka tarafından çekin arka yüzüne şerh edildiği halde, mahkemenin takip konusu çek hakkında bankaya ibraz edildiği ve çekin kimde olduğunun bilindiği gerekçesi ile iptal talebimizin reddine yönelik karardan hemen sonra söz konusu çek hakkında icra işlemlerine başlamıştır. Bu sebeple davalıların iyi niyetli olduğundan bahsedilemez. Müvekkiller, ihtiyati haciz ve cebri icra ile karşılaştıkları için, ihtiyati haciz bedeli olan 43.524,00 TL’ yi teminat olarak, icra dosyasına ödemek zorunda kalmışlardır. Bu sebeple davacıların daha fazla mağdur olmamaları için, teminatsız veya uygun teminat karşılığı icra takibi ve ihtiyati haczin uygulanmasının her iki davacı açısından da durdurulmasına, bu mümkün olmadığı takdirde, dosyaya yatırılan paranın davalılardan icra takibi yapan alacaklı …’ a ödenmesi halinde, davacıların bu parayı davalılardan geri alması mümkün olmayacağından, dosyaya girecek ödemelerin tedbiren davalılara ödenmemesine, davalılardan …’ın yatırdığı ihtiyati haciz teminatının kendisine iade edilmemesi konularında her iki davacı açısından da ihtiyati tedbir kararı verilmesini de talep ediyoruz. Sayın mahkemece icra dosyasına yatırılan tutarın teminat olarak yeterli görülmemesi halinde müvekkiller, sayın mahkemenin takdir edeceği teminatı yatırmaya hazırdırlar. … Bankası Ortaklar Caddesi … Şubesi’ nin …numaralı hesaba ait, …A.Ş. tarafından müvekkillerden … Ticaret Limited Şirketi emrine düzenlenmiş, 18.09.2014 tarih ve 18.000-USD bedelli, … seri numaralı, çek ve bu çekin konu edildiği İstanbul … İcra Müdürlüğünün…E sayılı icra takibi ile ilgili olarak; müvekkillerin daha fazla mağdur olmamaları için, icra dosyasına … tarafından yatırılan 43.524,00 TL’ nin teminat kabul edilerek, teminatsız veya sayın mahkemenin takdir edeceği uygun teminat karşılığı, her iki davacı açısından da icra takibi ve ihtiyati haciz kararının tedbiren durdurulması, icra takibi durdurulmadığı takdirde, dosyaya girecek ödemelerin davalılardan …’a ödenmesi halinde geri alınması mümkün olmayacağından yapılan ödemelerin davalılara ödenmemesi, davalılardan … ‘ın yatırdığı ihtiyati haciz teminatının kendisine iade edilmemesi konularında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, İcra ve İflas Kanunu 72. maddeye göre, müvekkillerin kendilerinden sonraki davalı ciranta olan …ve davalı …’a herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, çek aslı ve cebri icra tehdidi altmda ödenmek zorunda kalınacak bedellerinin davalılardan istirdadına, davalıların kötüniyetli olmasından dolayı %20’ den aşağı olmamak kaydı ile her iki davacı için ayrı ayrı tazminata mahkûm edilmesine, Ücreti vekâlet ve yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Asıl davada davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; her iki davacı şirketin ayrı sebeplere dayanıp aynı dilekçe ile dava açmalarının usul yönünden hatalı olduğunu, yapılacak imza incelemeleri ile çek altındaki ciranta sıfatı ile atılan imzanını davacı … şirketinin yetkilisine ait olmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunun ortaya çıkacağını, takibe konu çekin müvekkiline muntazam ciro silsilesi yolu ile intikal olduğunu, müvekkilinin çekin yetkili, en son hamili olduğunu ve hak sahibi konumunda olduğunu, davacı …’ün icra takibine konu çekin keşidecesi olup, çek keşidecisi açısından çekin kime ödeneceğinin hiçbir öneminin olmadığını, çek keşidecisinden sonra, çek üzerinde cirosu bulunan cirantalar arasındaki çekişmelerin keşideciyi bağlamayacağını, çek keşidecisinin ancak imza kendisine ait değilse bu itirazı herkese karşı öne sürebileceğini, yoksa kendisinden sonra yani çek keşide edildikten sonra çek üzerinde cirosu bulunan herhangi bir cirantanın öne sürebileceği itirazları ya da bu cirantaya karşı öne sürebileceği bir hususta dayanarak dava açılamayacağını, açılsa bile reddinin gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin kozmetik malzeme imalatı ve ticareti yaptığını, müvekkili A…Kozmetik şirketinde hırsızlık olayı meydana geldiğini ve 10 adet çek ile kaşe benzeri metaryaller ile şirkete ait evrakların çalındığını, çalınan çekler ile ilgili İstanbul Anadolu … ATM’nin …esas sayılı dosyasında ödemeden men yasağı kararı verildiğini, çalıntı çekin arkasına davacı …’ın sahte kaşesi ve sahte imzası atıldıktan sonra gayri faal sahte ve rapavan şirket olan davalı … tarafından cirolanarak diğer davalılara geçtiğini ve en son olarakta davalı… tarafından …Ortaklar Caddesi…şubesine ibraz edildiğini ve banka tarafından çekin arkasına çek iptali davası olduğunun ve ödeme yapılamayacağı şeklinde şerh düşüldüğünü, çalınan yine aynı şubeden alınan davacı …Kozmetik’in diğer davacı …Kimya emrine düzenlediği, 18/09/2014 keşide tarihli 18.000 USD bedelli bir adet çekte davacı …’ın sahte imza ve kaşesiyle ciro edilerek davalı …tarafından cirolanarak piyasaya verilmiş ve İstanbul .. ATM’nin… esas sayılı dosyası ile menfi tespit davacısının açılmış olduğunu beyanla …Ortaklar Caddesi …Şubesi’nin …seri nolu, 24.434 USD bedelli çek hakkında açılacak icra takiplerinin tedbiren durdurulmasını, müvekkillerinin kendilerinden sonraki ciranta olan davalılara herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, çek aslı ve cebri icra takibi açılması durumunda icra tehdidi altında ödenke zorunda kalınacak bedellerin davalılardan istirdadına, davalıların %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; “Öncelikle her iki şirketin ayrı sebeplerle dayanıp, aynı dilekçe ile bu davayı açmaları usul yönünden hatalı olup davanın öncelikle bu sebepten reddi gerekir. Yapılması gereken ayrı davalar açıp birleştirilmesi yada birisi tarafından açılıp diğerinin ferri müdahil olarak katılmasıdır. Davanın esası girilmeden usulden reddini talep ediyoruz. Her iki davacının davada öne sürdüğü vakıalar ve dava konusu farklı olup, davacıların çek üzerindeki sıfatları ve sorumlulukları da farklıdır. Bu nedenle her iki davacının birlikte dava açmasına aşağıda değineceğimiz gerekçelerle karşı olduğumuzu bildiririz. Öncelikle davacı … GIDA SAN. VE TİC. AŞ’nin dava dilekçesinde dile getirdiği iddialara karşı cevap verecek olursak; davacı çek altındaki ciranta sıfatı ile atılan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmişlerdir. Bu iddia yargılama sırasında yapılacak teknik incelemeler ve bilirkişi raporları ile ortaya çıkacaktır. Bu hususta diyeceğimiz fazla birşey yoktur. Ve yapılacak İmza incelemeler neticesinde imzanın şirket yetkilisine ait çıkmaması halinde iç bu çekten dolayı borçlu olmaktan kurtulacaklardır. Bunu dışında dava dilekçesinde dile getirilen iddiaların ve taleplerin hiçbirine katılmamaktayız hele hele ciro silsilesinin bozulduğu müvekkilin alacaklılık sıfatının olmadığına dair itirazların hiçbir hukuki ve maddi dayanağı yoktur. Bunların hiçbirini kabul etmemekteyiz. Diğer davacı … AŞ yönünden; davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hususların hiçbir haklı ve müvekkili ilgilendiren hususlar değildir. Takibe konu çek, müvekkile, muntazam ciro silsilesi yolu ile intikal etmiştir. Müvekkil çek hamili olup iş bu çek ciro yolu ile en son müvekkile intikal etiği için ve çeki bankaya ibraz eden en son ciranta olması sebebiyle, müvekkil, çekin yetkili ve meşru hamilidir. Çekin, iddia edildiği gibi çek keşidecisinden sonra çek üzerinde cirosu bulunan bir başka şahsa ödenip ödenmediği hususu müvekkili ilgilendiren bir husus değildir. Müvekkil çekin en son hamili olup çeki elinde bulunduran sıfatı ile, kambiyo senedine sıkı sıkıya bağlı hakkın sahibi bulunmaktadır. Çek hakkında iptal davası açılmış olması, çeki elinde bulunduran bu sebeple yetkili ve meşru hamil durumundaki müvekkilin hak sahipliğini ve hak sahipliği karinesinin müvekkil lehine olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Müvekkil hak sahibi konumundadır ve aksi ispatlanıncaya kadar iyiniyetli 3. kişi konumundadır. Davacılardan …VE TİC. AŞ çekin işyerlerinde iken çalındığını ve çek ile ilgili çek iptal davası açıldığını fakat red edildiğini öne sürmektedir. Bilindiği üzere çek iptal davaları hasımsız açılan davalar olup, bu davanın açılmış olmasının ve yahut bu dava sonunda iptal hükmü verilmiş olsa dahi bu davaların hak sahipliğini belirleyici bir niteliği bulunmamaktadır. Bu nedenle sadece bu davanın açılmış olmasına dayanarak çek cirantasına ödeme yapan veya yaptığını iddia eden keşidecinin kendisini haklı olarak göstermeye çalışmasının veya kendisine bundan dolayı icra takibi yapılamayacağını öne sürmesinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Zira yerleşik yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi “.. çeki elinde bulunduran hamil çeki iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu kanıtlanmadıkça müracaat hakkını kullanabilir…” Müvekkilim çekin yetkili ve meşru hamilidir. T.T.K.nun 704. maddesinde, “Çek herhangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamiline yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilebilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını 702. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusura bulunduğu takdirde, o çeki geri vermekle mükelleftir.” düzenlemesi mevcuttur. Açıklanan kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerekip, çeki elinde bulunduran davalı yeni hamil, çeki edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü değildir.Aksi halin kabulü kıymetli evrakın “mücerretlik” ilkesini ortadan kaldırır. Davacılardan …Kozmetik , çek üzerinde cirosu bulunan bir başka borçlu ile ilgili, (… GIDA SAN. VE TİC.A.Ş) sadece şahsidefi olabilecek bir takım iddiaları tarafımıza karşı ileri sürerek kendisi ile ilgili takibin iptalini ve icranın durdurulmasını talep etmektedir. Halbuki ancak borçlu taraf kendisi ile ilgili şahsi defileri veya herkese karşı ileri sürülebilecek bir takım defiler bize kaşı ileri sürebilir. Bir başka borçluya karşı öne sürebileceği, ödeme defi gibi, şahsi defileri müvekkile karşı öne süremez. Çek üzerinde bulunan her imza birbirinden bağımsız olup, her imza kendi sahibini bağlar. Müvekkil çekin yetkili ve meşru hamilidir. Çek muntazam ciro silsilesi ile müvekkile gelmiştir. İmzaların istiklali prensibi gereği de her kişi kendi imzasından sorumludur. “İmzaların istiklali prensibi; bir poliçeye hangi sıfatla olursa olsun (keşideci, ciranta, muhatap, avalist) imza atmak suretiyle sorumluluk altına giren kimse, diğer imza sahiplerinin imzasından bağımsız olarak sorumluluk altına girer. Diğer imzalar herhangi bir sebeple geçersiz olsa dahi, bu geçersizlikten bağımsız olarak her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olmaya devam eder. Dolayısıyla bir poliçe veya bono borçlanmaya ehil olmayanların imzasını, aslında mevcut olmayan şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” Mahkemenizde dava açan …A.Ş. icra takibine konu çekin keşidecisidir. Çek keşidecisi açısından çekin kime ödeneceğinin hiçbir önemi yoktur. Çek keşidecisinden sonra, çek üzerinde cirosu bulunan cirantalara arasındaki çekişmeler keşideciyi bağlamaz. Çek keşidecisi ancak ve ancak imza kendisine ait değilse bu itirazı herkese karşı öne sürebilir. Yoksa kendisinden sonra yani çek keşide edildikten sonra çek üzerinde cirosu bulunan herhangi bir cirantanın öne sürebileceği itirazları yada bu cirantaya karşı öne sürebileceği bir hususa dayanarak dava açamaz, açılsa dahi reddi gerekir. TTK.nun 690. maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 589. maddesi uyarınca; “poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” İmzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar; geçersiz bir imza sahibini bağlamaz. Ancak, ciro zincirini de koparmaz. “İmzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre, senedin asıl borçlusu olan keşidecinin imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin (lehtarının veya diğer cirantaların) senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, TTK.nun 589. maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Senetteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Senedin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir. Son olarak mahkemenin dosya üzerinden inceleme ile vermiş olduğu teminatsız olarak takibin tedbiren durdurulmasına yönelik ara kararına gelince bu karara yerinde değildir ve müvekkilin alacağın ulaşmasını geciktiren onun mağduruyetine yol açan bir karardır, kaldırılması gerekmektedir. Sayın mahkememe bu kararına gerekçe olarak hmk madde 209’a göre açılan bir dava olması yani sahtecilik iddiası ile açılan bir dava olmasını gerekçe göstermiştir. Ancak bu karar ve gerekçesi yerinde değildir. Bu karar daha önceki Yargıtay kararları ile bu karra uyum içinde iken son yargıtay kararları ile çelişmektedir. Çünkü Yargıtay ekte sunduğumuz en son içtihadında görüş değiştirmiş ve artık bu tür davalarda teminatsız durdurma verilemeyeceğini belirtmiştir. Uygulamada artık bu yöndedir. Sayın Mahkemenin, ekte sunacağımız Yargıtay kararını da inceleyerek, teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına yönelik vermiş olduğu tedbire yönelik ara kararından dönmesini ve ihtiyati tedbir kararını kaldırmasını talep ediyoruz. Belirtilen sebeplerle ve yargılamada ortaya çıkacak sebeplerle; öncelikle teminatsız olarak takibin durdurulmasına yönelik ara karardan dönülmesini, davanın reddine karar verilmesini, haksız dava nedeniyle karşı tarafın %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, dava masraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizin birleşen … esas sayılı dosyası ve bu dosyaya celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası dosyamız içerisine alınmıştır.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Dosya kapsamına Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan;
-Asıl davaya ilişkin olarak 16.11.2017 tarihli ATK raporunda özetle; inceleme konusu … Bankası Ortaklar Caddesi… Şubesi 08.09.2014 keşide tarihli,… seri nolu, 18.000 USD bedelli çekin ön yüzündeki …A.Ş’ye atfen atılı keşideci imzası ile …’nun mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığını, söz konusu imzanın …’nun eli ürünü olduğunu, inceleme konusu çekin arka yüzünde 1. ciro kaşesinin ve üzerinde bulunan …Ltd. Şti’ne atfen atılı imzanın, bilgisayar ve ekipmanı aracılığı ile oluşturulmuş olduğu hususlarını mütalaa etmişlerdir.
-Birleşen davaya ilişkin olarak 21.01.2019 tarihli ATK raporunda özetle; İnceleme konusu … Bankası Ortaklar Caddesi … Şubesi 22.09.2014 keşide tarihli,… seri nolu, 24.434-USD bedelli çekin ön yüz ….A.Ş.’ye atfen atılı besit tersimli keşideci imzası ile şirket yetkilisi …’nun mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel …’nun eli ürünü olduğunu, İnceleme konusu çekin arka yüz 1. ciro kaşesinin ve üzerinde …Ltd. Şti’ye atfen atılı imzanın bilgisayar ve ekipmanı aracılığı ile oluşturulmuş oldukları hususlarını mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda, davacı taraf; 24.434-USD bedelli çek ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takibe konu 18.000- USD bedelli çekteki …Kimya adına atılan ciro imzaların … Kimya’ya ait olmadığını, ilgili çekin hırsızlık nedeni ile elinden çıktığını, ilgili çek yönünden borçlu olunmadığının tespiti talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına ve hükme esas alınan 16.11.2017 ve 21.01.2019 tarihli ATK raporlarında belirlendiği üzere; tetkik konusu, …Bankası Ortaklar Caddesi… Şubesi 08.09.2014 keşide tarihli, …seri nolu, 18.000-USD bedelli çek ve …Bankası Ortaklar Caddesi … Şubesi 22.09.2014 keşide tarihli, … seri nolu, 24.434-USD bedelli çek aslının 1. ciro kaşesinin ve üzerinde …Tic. Ltd. Şti’ye atfen atılı imzanın bilgisayar ve ekipmanı aracılığı ile oluşturulmuş oldukları hususlarını mütalaa edildiği anlaşıldığından, davacıların davaya konu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraflar İİK’nın 72/5 maddesi gereğince davalının % 20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde ve alınan ATK raporu doğrultusunda; davacı tarafın davaya konu çek nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine karar vermek gerektiğinin anlaşıldığı; ancak davaya konu çeki düzenleyenin davacı …Kozmetik olarak göründüğü, … Kimya adına sahte ciro işleminin davalılardan biri tarafından yapıldığını ispatlar somut delilin dosyada bulunmadığı, bu nedenle davalıların imzanın davacı … Kimya’ya ait olup olmadığı hususunu bilebilecek durumda olmadığı düşünülerek davalı takip alacaklılarının davaya konu çeki icra takibine konu etmekte kötüniyetli olmadığı, nitekim davalılardan bir kısmının da davacılar gibi takip borçlusu olduğu anlaşılmış, açıklanan gerekçelerle davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl ve birleşen davanın kabulü ile 18.000 USD ve 24.434 USD bedelli çekler nedeniyle davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine dair hükmün davalı… ve davalı …’in istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2020/869 esas, 2020/878 karar sayılı ilamı ile;
“Mahkemece Davalılar…ve … yönünden verilen ek karar ile istinaf taleplerinden vazgeçmiş sayılmalarına karar verilmiş olup; öncelikle bu ek karar hakkındaki istinaf başvurusu incelenmiştir.
Davalı Bülent yönünden; davalı yana çıkarılan muhtıraya takiben bu davalının istinaf harçlarını yatırdığı UYAP kayıtlarında mevcut olmasına rağmen ek karar ile istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yine davalı Rıdvan ; asıl davada davalı iken, birleşen davada taraf olmadığından istinaf harç ve masraflarını sadece asıl dava yönünden yatırması gerekmekte olup, birleşen dava yönünden harç alınmasına karar verilmesi de hatalı olup, bu davalı yönünden de istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına yönelik ek karar yerinde değildir.
HMK 344 v 346/2 maddesi nazara alınarak ESASIN İNCELENMESİNE geçilmiştir.
Dava dilekçesinde keşideci olan davacı …şirketinin imza inkarı olmadığı gibi, menfi tespit istemini sadece lehdar olan diğer davacı … şirketinin imzasının sahteliğine dayandırmıştır. Davacılardan …keşideci şirket olmakla iptal davası hamili olan diğer davacıya bir ödeme yapıp yapmadığı yönünde dosyada bir açıklık da bulunmadığından öncelikle mahkemece HMK 194. Maddeye göre talep ve maddi vakıalar somutlaştırılarak davacı … açısından menfi tespit davasındaki gerekçesi açıklatılarak , dava sebebinin sadece lehdar imzasına ilişkin olup olmadığı yönünde beyanı alınmalı, lehdara dava açılmadan önce iptal davası gerekçe gösterilerek ve iptal davası hamili sıfatı ile ödeme yapıp yapmadığı banka ve ticari kayıtlarına göre tespit edilmelidir. Keşidecinin herhangi bir ödemesi yok ise lehdarın imzasının sahteliğinin keşidecinin ödeme yükümlülüğünü değiştirmeyeceği, çeki ibraz eden hamile kendisinden sonra meydana gelen vakıalar nedeni ile ödeme yapmaktan kaçınamayacağı gözetilerek karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönde dava dilekçesi somutlaştırılmadan, davacılardan …açısından davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, ilk derece mahkemesinin eksik inceleme ile karar verdiği görülmekle ; her iki davalının da istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılarak, dosya yeniden mahkememize tevzi olmuş, mahkememizin … esasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce istinaf kaldırma ilamı doğrultusunda…açısından menfi tespit davasındaki gerekçenin açıklanması, talebin ve maddi vakıaların somutlaştırılması ile diğer davacıya çek iptali kararı gerekçe gösterilerek ödeme yapılıp yapılmadığı hakkında beyanda bulunmak üzere davacı vekiline süre verilmiş olup, sunulan beyan dilekçesinde davacı …açısından diğer davacı…’a ödeme yapıldığından mükerrer ödeme yapmamak adına çeki kötüniyetle elinde bulunduran davalılara davacı …’un borçlu olmadığının tespiti talebiyle dava açıldığı beyan edilmekle, bu defa ödemenin denetlenmesi amacıyla davacı tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, istinaf kaldırma kararı kapsamında çalınan çekler nedeniyle lehtara ödeme yapılıp yapılmadığı ile çek iptali davasının açıldığı ve çeklerin bankalara ibraz edildiği tarihler nazara alınarak lehtara ödeme yapılan tarihin tespiti hususlarında mali müşavir … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 03/09/2021 havale tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişinin anılı raporunda özetle;
“İstinaf Bozma karında belirtilen şekilde;
Asıl Dava açısından :
Davacı …’ün, … firmasının … nolu 18.000 USD tutarlı çek için, 05.03.2014 günlü açmış olduğu iptal davasından sonra… firmasına 12.03.2014 tarihinde aynı tutarlı ve aynı vadeli… Nolu 18.000 USD tutarlı çekin verildiği ve 08.09.2014 tarihinde ödendiği, dolayısıyla iptal davasında çeki bankaya ibraz eden zayi konusu çeki elinde bulunduran hamilin müdahil olduğu tarihin görülemediği kararda 08.09.2014 tarihinde bankaya ibraz edilmesi sebebiyle davanın reddedildiği hususları tespit edilmiştir. Bu tespitler kapsamında hukuki tavsifin Sayın Mahkemeye ait olacağı görülmüştür.
Birleşen Dava açısından :
Davacı …’ün, … firmasının… nolu 24.434 USD tutarlı çek için 05.03.2014 günlü açmış olduğu iptal davasından sonra …na 12.03.2014 tarihinde aynı tutarlı ve aynı vadeli … Nolu 24.434,00 TL tutarlı çekin verildiği ve 22.09.2014 tarihinde ödendiği, dolayısıyla iptal davasında çeki bankaya ibraz eden zayi konusu çeki elinde bulunduran hamilin müdahil olduğu tarihin görülemediği kararda 25.09.2014 tarihinde bankaya ibraz edilmesi sebebiyle davanın reddedildiği hususları tespit edilmiştir. Bu tespitler kapsamında hukuki tavsifin Sayın Mahkemeye ait olacağı görülmüştür.
Davacı… Yönünden çekteki lehtar imzasının sahte olduğuna ilişkin alınan rapor ve yukarıdaki mali incelemelerde ticari ilişki kapsamında çeki aldığına ilişkin sunulanlar uyarınca, elinden rızası hilafına çıktığına dair savcılık şikayetine konu olduğu, … firmasının …firmasından davaya konu çekler sebebiyle yeni çekleri aldığı, davaya konu çeklerin ise …kayıtlarında borçlu olduğu yönünde tespit yapılamayan ve defter kayıtları görülemeyen …şirketi tarafından cirolandıktan sonra asıl davada …’ın son hamil olduğu, birleşen davadaki çekin ise … şirketi tarafından cirolandıktan sonra sırasıyla …Tekstil, …Gıda ciroları sonrası …’in son hamil olduğu, dolayısıyla davalıların davacı tarafından ileri sürülen kötü niyetli ağır kusurlu olduklarına ilişkin takdir ve değerlendirmenin dosya kapsamında Sayın Mahkemeye ait olacağı sonucuna varılmıştır” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Asıl dava; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu …Caddesi …Şubesi’nin 08.09.2014 keşide tarihli, … seri nolu, 18.000-USD bedelli çeki sebebiyle ve birleşen dava; …Caddesi… Şubesi’nin 22.09.2014 keşide tarihli, …seri nolu, 24.434-USD bedelli çeki sebebiyle davacılar keşideci … ile lehtar …’ın asıl davada davalılar… ve … şirketine borçlu olmadığının, birleşen davada davalılar …, …, …ve …şirketine borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup; davacı … yönünden dava sebebi kendi imzasının sahteliğine dayanmakta, davacı .. yönünden ise istinaf ilamı doğrultusunda mahkememizce süre verilmesi üzerine yapılan açıklamaya göre …’a ödeme yapılması sebebine dayanmaktadır.
Davacı … şirketi yönünden istinaf kaldırma ilamı öncesinde alınan ATK raporu ile, bu şirkete atfen atılmış imzaların bilgisayar ve ekipmanı aracılığıyla oluşturularak sahte oldukları tespit edildiğinden, kendi imzasının sahteliğine dayanan bu davacının bilirkişi raporu ile ispatlanan sahtelik olgusuyla bu hususu mutlak defi olarak tüm davalılara karşı ileri sürebileceği anlaşıldığından, mahkememizce önceki gerekçeli karardaki gibi bu davacı tarafından açılan asıl ve birleşen davanın tüm davalılar aleyhine kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Davacı … şirketinin cirolarından sonra asıl ve birleşen davaya konu her iki çekte de ilk olarak … şirketinin cirosu bulunmakta olup, ayrıca davacı tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede … şirketi ile davacı … arasında bir ticari ilişkinin tespit edilemediği anlaşıldığından bu defa, bu şirketin çeklerin sahteliğini bilebilecek durumda olduğu, çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu ve bu şirket aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi koşullarının mevcut olduğu mahkememizce kabul edilmiş ise de, önceki kararda kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiğinden ancak davacı tarafından bu husus istinaf konusu edilmediğniden istinaf mahkemesinin bu hususta karar vermediği görüldüğünden, davalı …şirketinin usuli kazanılmış hakkının ihlal edilmemesi adına, yeni verilen kararda da kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davalıların ise çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu esasen dosya kapsamında ispatlanamıştır.
Davacı … bakımından yapılan incelemede; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2020/869 esas, 2020/878 karar sayılı kaldırma ilamı uyarınca davacıların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmakla, davacı tarafların ticari defterlerine göre, davacı… tarafından çek iptali davası sebebiyle önceki çeklerle aynı tutarda 08/09/2014 ve 22/09/2014 olmak üzere aynı keşide tarihli iki çekin davacı …’a 12/03/2014 tarihinde verildiği ve bu çeklerin ibraz üzerine takas yoluyla davacı …’a ödendiği, ancak keşideci …’un lehtar …’a ödeme yapmış olmasının keşideci … bakımından şahsi defi niteliğinde olduğu, asıl ve birleşen davada davalıların çeki iktisabında kötü niyetli olduklarının ispatlanması halinde çek bedelinin zaten ödendiğine dair şahsi definin ileri sürülmesinin mümkün olduğu, asıl davada davalı hamil … ve birleşen davada cirantalar … ve …şirketi ile hamil … tarafından çekin ciro edildiği tarih itibarıyla lehtarın ilk cirosunun sahte olduğunun bilinmesinin beklenemeyeceği, davacıların dava tarihi itibarıyla mevcut olan ancak dava dilekçesi ile celbini talep etmeyip sonradan incelenmesini istedikleri soruşturma dosyalarının iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı çerçevesinde süresinde talep olmadığından mahkememizce dikkate alınmadığı ancak dava dilekçesi ile bildirilen ve celp edilerek incelenen soruşturma dosyasının içeriğine göre, davalı hamiller … ve … ile cirantalar … ve …şirketinin kötü niyetini ispatlar bir ifadenin yer almadığı, dolayısıyla davalı hamiller …ve … ile cirantalar… ve … şirketinin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettikleri, başka bir anlatımla kötüniyetli olduklarının kanıtlanamadığı, böylece davacı keşideci …’un davacı lehtar …’a ödeme yaptığına ilişkin şahsi defiyi çeki iyiniyetle iktisap eden davalılara karşı ileri sürerek borçtan kurtulamayacağı, davacı … şirketi, davalı hamiller … ve … ile cirantalar … ve … şirketinin kötü niyetli olduklarını ispatlayamamış ise de, yukarıda da açıklandığı gibi; çekte atfen atılmış imzalarının sahte olduğu ispatlanan davacı …şirketinin cirolarından sonra asıl ve birleşen davaya konu her iki çekte de ilk olarak … şirketinin cirosu bulunduğundan, ayrıca davacı tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede … şirketi ile davacı … arasında bir ticari ilişkinin tespit edilemediği anlaşıldığından, bu şirketin çeklerin sahteliğini bilebilecek durumda olduğu, çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu, bu sebeple çeki kötü niyetle iktisap ettiği anlaşılan davalıya karşı davacı keşideci …’un davacı lehtar …’a yaptığı ödemeye ilişkin şahsi defiyi ileri sürebileceği anlaşılmakla, …tarafından açılan asıl ve birleşen davanın yalnızca … şirketi yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda …şirketine ilişkin kısımda açıklandığı gibi, her ne kadar…şirketi çekleri iktisap ederken kötü niyetli davranmış ise de, önceki gerekçeli kararda hükmedilmeyen kötü niyet tazminatına … şirketinin usuli kazanılmış hakkı sebebiyle, davacı … lehine yeniden hükmedilmesi mümkün değildir.
Asıl davada, davacı taraflar çekle birlikte takip sebebiyle de menfi tespit isteminde bulunduklarından, takip tutarı kadar harç yatırılması gerektiğinden, mahkememizce eksik harcın ikmali sağlanarak karar verilmiştir.
Birleşen davaya konu çek hakkında, dava tarihinden sonra davalı … tarafından icra takibi başlatılmış ise de, her dava açıldığı tarihteki durum ve koşullara göre değerlendirileceğinden kısa kararda iş bu takip dosyası menfi tespit hükmüne dahil edilmemiş, yalnızca çek sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine denilmiştir.
Davacı …’un asıl davada davalı …, birleşen davada davalılar …, …ve …şirketi aleyhine açtığı davaların reddine karar verildiğinden, takip başlatan davalılar aleyhine dava sırasında verilen ihtiyati tedbir kararının icrası nedeniyle alacağına geç kavuşan asıl davada davalı … ve birleşen davada davalı … lehine davaya konu alacağın %20’si oranındaki tazminatların davacı …’dan alınarak bu davalılara ayrı ayrı verilmesine dair resen karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle,
A)Asıl davada;
1-Davanın davacı … Ltd. Şti. yönünden KABULÜ İLE, bu davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ve takibe konu T… Bankası Ortaklar Caddesi … Şubesi 08.09.2014 keşide tarihli, … seri nolu, 18.000-USD bedelli çek yönünden davalı tarafa BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Davacı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Davacı …A.Ş. yönünden açılan davanın davalı … Ltd. Şti. yönünden KABULÜ İLE, bu davacının … Bankası Ortaklar Caddesi… Şubesi 22.09.2014 keşide tarihli, …seri nolu, 24.434-USD bedelli çek yönünden bu davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Davacı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı …A.Ş. yönünden açılan davanın diğer davalı yönünden REDDİNE,
İhtiyati tedbir kararının icrası nedeniyle alacağına geç kavuşan davalı lehine alacağın %20’si oranındaki 10.399,44 TL tazminatın bu davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Alınması gerekli 3.551,93 TL karar harcından 743,29 TL peşin harç ve 144,69 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 887,98 TL harcın mahsubu ile 2.663,95 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacılar tarafından yatırılan 743,29 TL peşin harç, 144,69 TL tamamlama harcı ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 915,68 TL’nin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 7.559,64 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine,
7-Davacı…kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 7.559,64 TL vekalet ücretinin davalı …şirketinden alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Davalı …kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 7.559,64 TL vekalet ücretinin davacı …şirketinden alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Asıl ve birleşen davalarda davacılar tarafından yapılan bilirkişi ücreti, tebligat vs. posta masrafları olmak üzere toplam 2.104,00 TL yargılama giderinin asıl dava bakımından yarısı olan 1.052,00 TL’sinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine
10-Asıl davada, davalı … tarafından yapılan 46,51 TL yargılama giderinin davacı …’dan alınarak bu davalıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)Birleşen davada;
1-Davanın davacı …Ltd. Şti. yönünden KABULÜ İLE, bu davacının …Bankası Ortaklar Caddesi … Şubesi 22.09.2014 keşide tarihli, …seri nolu, 24.434-USD bedelli çek yönünden davalı taraflara BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Davacı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Davacı … A.Ş. yönünden açılan davanın davalı … Ltd. Şti. yönünden KABULÜ İLE, bu davacının … Bankası Ortaklar Caddesi… Şubesi 22.09.2014 keşide tarihli, … seri nolu, 24.434-USD bedelli çek yönünden bu davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Davacı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı …A.Ş. yönünden açılan davanın diğer davalılar yönünden REDDİNE,
İhtiyati tedbir kararının icrası nedeniyle alacağına geç kavuşan davalı …lehine alacağın %20’si oranındaki 12.119,20TL tazminatın bu davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
4-Alınması gerekli 4.139,31 TL karar harcından 1.034,83 TL peşin harcın mahsubu ile 3.104,48 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacılar tarafından yatırılan 1.034,83 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.062,53 TL’nin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 8.677,48 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine,
7-Davacı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 8.677,48 TL vekalet ücretinin davalı …şirketinden alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 8.677,48 TL vekalet ücretinin davacı …şirketinden alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Asıl ve birleşen davalarda davacılar tarafından yapılan bilirkişi ücreti, tebligat vs. posta masrafları olmak üzere toplam 2.104,00 TL yargılama giderinin birleşen dava bakımından yarısı olan 1.052,00 TL’sinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine
10-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili, davalı…vekili ve davalı … vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022

Katip
e-imza

Hakim
e-imza