Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/256 E. 2020/400 K. 20.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/256
KARAR NO : 2020/400
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 30/05/2020
KARAR TARİHİ : 20/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yönetim kurulu üyesi oldukları davalı …’nin (“…” veya “Kooperatif”) 15.03.2020 tarihinde gerçekleştirilen, 2019 faaliyet yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan 7 numaralı karar ile müvekkillerinin, hiçbir haklı sebep bulunmaksızın genel kurul tarafından ibra edilmediğini,aynı genel kurul toplantısında alınan 6 no.lu “bilançonun, yıllık faaliyet raporunun ve denetim raporunun tasdik edilmemesine” dair kararın hukuka aykırı olduğunu,müvekkillerinin, yıllardır yürüttükleri ve daha önceki yıllarda da ibra edildikleri yönetim kurulu üyeliği görevlerini 2019 faaliyet yılında da hukuka uygun bir şekilde yürütmelerine rağmen genel kurul tarafından ibra edilmemeleri kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkillerinin davalı kooperatifteki 2019 yılına ilişkin yönetim kurulu üyeliği faaliyetlerini hukuka uygun, kusursuz ve şeffaf bir şekilde yürüttüklerinden müvekkillerinin sorumlu olmadığının tesbitini ve müvekkillerinin hükmen ibra edilmesine, davalı …’nin 2019 faaliyet yılına ilişkin gerçekleştirilen 15.03.2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı “bilançonun, yıllık faaliyet raporunun ve denetim raporunun tasdik edilmemesine” ve 7 numaralı ibra etmeme kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıne göre davacıların 15.03.2020 tarihli GenelKurulda ibra edilmeme yönünde alınan 7 numaralı kararın iptalini ve hükmen ibra edilmelerine karar verilmesini talep etmekte HMK m.114/1-h ve m.115/2 uyarınca hukuki yararları bulunmadığını, ibra taleplerinin usulden reddinin gerektiğini, davalı kooperatifin davacıların iddialarının tam aksine tamamen kooperatif menfaatleri aleyhine suç teşkil edecek fiil ve davranışlarla müvekkili kooperatifin ve ortakların zarara ugramasına sebep olduğunu, yönetim kurulunun 30.05.2017 ve 12.05.2018 tarihlerinde yapılan genel kurulda onaylanan 2018 ve 2019 yılları bütçe kalemleri ile dönemin yönetim kurulu üyeleri tarafından fiilen yapılan harcamalar ve gerçekleşen gelirler arasında farklılıklar olduğunu, yönetim kurulunun aldığı bazı kararların usulsüz olduğunu, davacı eski yönetim kurulu üyeleri tarafından yasa uyarınca genel kurul devir ve terk edemeyeceği yetkiler gasp edilerek herhangi bir genel kurul kararı olmaksızın kullanıldığını, yetkisiz karar ve eylemler neticesinde kooperatif ve üyelelerinin zarara ugradıklarını, davacıların yetkileri olmadığı halde kooperatif ortakları arasında farklı ödeme şartları ve takvimi belirlediklerini, davacı yönetim kurulu üyelerinin, bazı ortaklara kooperatifin amacı dışında fazladan kredi sağladıklarını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gereken deliller de celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Dava; Davalı kooperatifin 15.03.2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı bilançonun, yıllık faaliyet raporunun ve denetim raporunun tasdik edilmemesine dair karar ile 7 numaralı ibra etmemeye yönelik kararların iptali ve davacı yönetim kurulu üyelerinin hükmen ibrası istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davaya konu 15.03.2020 tarihli davalı kooperatifin genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı karar ile bilançonun, yıllık faaliyet raporunun ve denetim raporunun oy çokluğu ile tasdik edilmemesine karar verildiği, yine 7 numaralı karar ile yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasının oy çokluğuyla kabul edilmediği anlaşılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile kooperatiflerde de Türk Ticaret Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır. Ancak 6102 sayılı TTK’da yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılması için genel kurul kararının gerekliliğine ilişkin açık bir düzenleme yer almamaktadır. Her ne kadar açıkça genel kurul kararı alınması gerektiği TTK’nın madde 553 ve devamı hükümlerinde düzenlenmemiş olsa da; TTK m. 479/3-c hükmünde sorumluluk davası açılması kararında oyda imtiyazın geçerli olmadığı düzenlemesiyle, genel kurulda sorumluluk davası açılmasına yönelik bir karar alınması gerektiği sonucuna ulaşıldığından ve Yargıtay içtihatları gereğince de; şirket tarafından açılacak sorumluluk davalarında TTK m. 479/3 (c), TTK m. 408/1 ve TTK m. 408/2 (b) gereği genel kurul kararının gerekli olduğunun içtihat edilmesi sebebiyle; genel kurulun dava açılmasına özel olarak karar vermesi gerekir. Sadece bu karar, sorumluluk davasının dayanağı durumundadır. Bu itibarla, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yönünde alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava edebilmeleri mümkün değildir. Yönetim kurulunun ibra edilmemesine ilişkin genel kurul kararı tek başına henüz uygulanabilir bir karar değildir. Zira, böyle bir karara dayanılarak ortaklık adına sorumluluk davası açılabilmesi mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu yapılan genel kurulda, sorumluluk davası açılması hususunda bir karar alınmayıp, ibra etmeme kararı alınmış olup, bu kararın tek başına uygulanabilirliği olmadığı gibi, Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre, mahkemelerin kooperatif organı yerine geçerek, bu organın yetkisinde olan bir konu hakkında karar vermesi olanağı bulunmadığından davacıların hükmen ibrasının da mümkün olmadığı anlaşılmış, bu sebeple davacı yanın, 7 numaralı ibra etmeme kararının iptaline ilişkin talebinin HMK’nın 114/1-h maddesi ile HMK’nın 115/2 maddesi gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, yine davacı yanın hükmen ibraya ilişkin talebinin ise; genel kurul yerine geçilerek ibra kararı verilemeyeceğinden, reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yanca, her ne kadar davalı kooperatifin genel kurul çağrısı yaparak aleyhlerine sorumluluk davası açılması yönünde yetki talep ettiğini beyan etmişse de; ibra edilmeyen yöneticiler hakkında açılmış bir sorumluluk davasının mevcut olması halinde dahi, yöneticilerin ibra edilmeme kararının, toplantı ve karar nisabına aykırılık gibi şekli nedenlerle batıl olduğunun tespiti davasının başında ve devamında hukuki yararın bulunduğunun kabulü gerekmekte ise de, esasa ilişkin iptal nedenlerinin açılmış sorumluluk davasında değerlendirilecek olması karşısında, ibra edilmeme kararının esasa ilişkin nedenlerle iptali davasının başında mevcut olan hukuki yararın bile davanın devamı sırasında devam etmeyeceği nazara alındığında davacı yanın bu aşamada ibra edilmeme kararının iptalini isteyemeyeceği gibi, davalı kooperatifin 2019 faaliyet yılına ilişkin 15/03/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı bilançonun, yıllık faaliyet raporunun ve denetim raporunun tasdik edilmemesine dair kararların da açılacak sorumluluk davasında değerlendirileceği nazara alınarak iptal talebine ilişkin davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddi gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı yanın, davalı kooperatifin 2019 faaliyet yılına ilişkin 15/03/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı bilançonun, yıllık faaliyet raporunun ve denetim raporunun tasdik edilmemesine dair kararının ve 7 numaralı ibra etmeme kararının iptaline ilişkin talebinin HMK’nın 114/1-h maddesi ile HMK’nın 115/2 maddesi gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
Davacı yanın hükmen ibraya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Yeterince harç alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/09/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …