Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/231 E. 2021/790 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/231 Esas
KARAR NO : 2021/790
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalıya mal/hizmet sattığını, bu satışlardan doğan ve cari hesaba kaydedilen alacağını tahsil edernediğini bu nedenle alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini beyanla davalının takibe vaki haksız itirazının iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra dosyasına ve huzurdaki davaya yazılı bir delil sunmadığını, icra takibine ve huzurdaki davaya konu alacağın dayanağının ve hangi yıllara ait olduğununın belli olmadığını, bu nedenle zamanaşımı definde de bulunduklarını, davacıya herhangi bir borçlarının da olmadığını beyanla haksız olan bu davanın reddini, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağına istinaden faizler dahil toplam 111.658,88 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 07/06/2021 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişinin anılı kök raporunda özetle;
“Davacı vekili tarafından icra ve dava dosyasına, ödeme emri ve davaya konu edilen, 2019 Hesap dönemine ait bir cari hesap ekstresi sunulduğu, bi ekstrede 2019 Hesap döneminde herhangi bir hareketin olmadığı geçmiş yıllardan kalan bir alacak bakiyesinin 2019 hesap dönemi alacağı olarak icra takibi başlatıldığı,
Yapılan incelemede; 2019 hesap dönemindeki açılış bakiyesinin; taraflar arasında 16.09.2014 tarihinde başlayıp 17.11.2016 tarihinde ise sona eren ticari bir alışverişin sonucu olduğunun belirlendiği,
Buna göre; davacının, davalı adına düzenlemiş olduğu 2014-2015-2016 Yıllarındaki tüm fatura ve faturalara ilişkin irsaliyelerin irdelenmesi ile davalı tarafından yapılan ödemelerin hep birlikte değerlendirilmesi gerektiği,
Davacı şirket tarafından 2014-2015-2016 Hesap döneminde davalı adına düzenlenen ve cari hesaba konu edilen 33 adet, KDV dahil 415.278,85.-TL bedelli fatura ve içeriği mal/hizmetin 29 adet 305.410,63.-TL bedelli fatura ve içeriği sevk irsaliyelerinin davalı adına … isimlerine teslim ve tebliğ edildiği, 4 adet 109.868,22.-TL bedelli fatura ve sevk irsaliyesi içeriği, mal hizmetin teslim ve tebliğine ilişkin ispat edici bir belgenin dosyaya sunulamadığı,
Davalıya teslim ve tebliğ edildiği, ispatlanamayan fatura ve irsaliyeler:
18.08.2016 Tarihinde davalı tarafından davacı adına 646 sayılı bir sevk irsaliyesi üzenlendiği, bu irsaliye içeriğinin “ 6435,50 Pantorama, birim fiyatının 7,5.-USD doları, toplam tutarının 48.401,25.-USD doları, o gün ki USD kur’unun 2,9283.-TL toplam TL tutarının 48.401,25 x 2,9283 = 141.733,38.-TL olduğu, bu irsaliyenin … … isimli kişi tarafından imzalandığı yani sevk irsaliyesi içeriği malın … … tarafından teslim alındığı, bu irsaliyenin faturalandırılmadığı, bu nedenle davacı ticari defterlerinde bu irsaliye ve irsaliye bedeli mal ile ilgili bir kaydın olmadığı,
…. İcra Dairesi 2019/… Esas sayılı Ödeme emrinin; 108.359,12.-TL asıl alacak 3.299,76.-TL faizi olarak toplam 111.658,88.-TL üzerinden düzenlendiği, davalı vekili tarafından “Alacağın zamanaşımına uğradığını, Faturalarda belirtilen malların müvekkiline teslim edilmediğini, ” yönünde takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu,
Davacı şirket 2014-2015-2016 takvim yılına ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği,
Davacı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre, davacının davalıdan ödeme emri tarihinde, 108.359, 12.- TL alacağının olduğu,
Davacı vekilinin dava dilekçesinde faizden feragat etiği, asıl alacak üzerinden harçlandırma yapıldığı bu nedenlerle faiz hesaplamasına gerek olmadığı,” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce vergi dairesine yazılan müzekkere cevabının da tetkiki ile, dosyanın raporu sunan bilirkişiye tevdii ile, vergi dairesi kayıtları incelenerek taraf vekillerinin rapora itirazlarının karşılanması amacıyla ayrıntılı, hüküm kurmaya ve İstinaf ile Yargıtay denetimine elverişli ek rapor düzenlenmesi istenilmiş ve konuya ilişkin 04/08/2021 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişinin anılı ek raporunda özetle;
“Tüm dava dosyası, davacı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtları üzerinde yapılan ek inceleme neticesinde;
Kök raporda tespit edilemeyen 4 adet 109.868,22.-TL bedelli faturanın ( 2016 Ocak Ayında düzenlenen 1 adet faturanın KDV hariç 1,433,93.-TL harici) 3 adedinin davalı Ba formuyla ilgili vergi dairesine bildirildiği,
2016 Ocak Ayında düzenlenen l adet faturanın KDV hariç 1.433,93.-TL olduğu ve VUK 396 Tebliği gereği Ba bildirim zorunluluğu dışına kaldığı; bu nedenle davalının Ba formunda yer almadığı,
18.08.2016 Tarihinde davalı tarafından davacı adına 646 sayılı bir sevk irsaliyesi düzenlendiği, bu irsaliye içeriğinin “ 6435,50 Pantorama, birim fiyatının 7,5.-USD doları, toplam tutarının 48.401,25.-USD doları, o gün ki USD kurunun 2,9283.-TL toplam TL tutarının 48.401,25 x 2,9283 = 141.733,38.-TL olduğu, bu irsaliyenin … … isimli kişi tarafından imzalandığı yani sevk irsaliyesi içeriği malın … … tarafından teslim alındığı, bu irsaliyenin faturalandırılmadığı, bu nedenle davacı ticari defterlerinde bu irsaliye bedeli mal ile ilgili bir kaydın olmadığı gibi … … isimli kişinin davacı adına hareket ettiğinin ayrıca ispatlanması gerektiği,
Tüm bu nedenlerle: davacı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; davacının davalıdan ödeme emri tarihinde, 108.359,12.- TL alacağı olduğu, ” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Dava; açık hesaba dayalı icra takibine davalı yanın itirazının iptali isteminden ibarettir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince, davacı tarafın açık hesaba dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davacı yanın ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmakla, davacı tarafın alacak talebine konu faturaların ait olduğu dönem itibari ile 2014, 2015 ve 2016 yılına ait elektronik ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, davalı şirket vekili ticari defterlerin incelenmesini ilişkin ara kararın kurulduğu celsede hazır olmasına rağmen davalı şirketin henüz 10 yıllık saklama yükümlülüğü sona ermeyen ticari defterlerini inceleme gününde ibraz etmediği, bu nedenle davacı tarafça ibraz edilen usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerin HMK’nun 222/3. maddesi uyarınca delil vasfını haiz olduğu, dava konusu alacak 10 yıllık genel zamanaşımına tabi olduğundan takip ve dava tarihi itibarıyla alacağın zamanaşımına uğramadığı, davacının açık hesabını oluşturan fatura ve irsaliyelerden 4 adedi dışında diğerleri üzerinde teslim alan isim ve imzaları bulunduğundan bu fatura konu malların teslim edildiği/hizmetin verildiği hususunun ispatlandığı, nitekim davalı yanın ticari ilişki kapsamında çek ve banka dekontları ile yaptığı ödemelerinin de bulunduğu 02/06/2015, 17/06/2015, 18/06/2015 ve 12/01/2016 tarihli toplam bedeli 109.868,22 TL olan faturalar bakımından teslim alan isim ve imzası bulunmadığından, mahkememizce davalının bağlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılmakla, vergi dairesinden gelen yazı cevabına göre 2015 yılının 6. ayında 5 belge karşılığı KDV hariç 170.655,00 TL bedelli mal/hizmet alındığının davalı tarafça vergi dairesine beyan edildiği, bilirkişi raporunda dökümü yapılan tablodan anlaşıldığı üzere davacı tarafça 2015 yılının 6. ayında KDV hariç toplam bedeli 170.655,29 TL olan 5 faturanın düzenlendiği, böylece vergi dairesi kayıtları ile teslim alan isim ve imzası bulunmayan 2015 yılı 6. ayına ilişkin 3 fatura konusu mallların teslim edildiği/hizmetin verildiğinin karine olarak kabulünün gerektiği, 2016 yılının 1. ayına ilişkin vergi dairesi kayıtlarında davalı tarafça bildirim yapılmadığı görülmekle, söz konusu 12/01/2016 tarihli faturanın 5.000 TL’lik BA bildirimi verme sınırının altında olması sebebiyle kayıtlarda görünmeyebileceği ancak ne var ki davalı şirket usulüne uygun olarak yapılan ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini sunmadığından davacı defterinde kayıtlı olan bu fatura sebebiyle de davacının HMK’nun 222/3. maddesi kapsamında alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gibi yine defterlerini sunmayan davalı yanın davacı defterlerinde kayıtlı olmayan ve hangi fatura karşılığı düzenlendiği belirsiz irsaliyeye dayanarak ödeme savunmasını ispatladığından söz edilemeyeceği, sonuç olarak HMK’nun 222/3. maddesi uyarınca defterlerini ibraz etmeyen davalı karşısında davacı yanın usulüne uygun olarak tutulmakla delil vasfını haiz ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamındaki belgelerle davalı yandan olan alacağını ispatladığı kanaatine varılarak, davanın kabulü ile itirazın iptaline, açık hesaba dayanmakla likit olan alacağa istinaden başlatılan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE,
… İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 108.359,12 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
Alacağın % 20’si oranındaki 21.671,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 7.405,01 TL karar harcından 1.292,22 TL peşin harcın mahsubu ile 6.109,79 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.292,22 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.346,62 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 14.244,11 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.051 TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza