Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/227 E. 2022/299 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/227 Esas
KARAR NO : 2022/299
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/03/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 31/10/2005 tarihinde imzalanan protokol gereğince müvekkilinin taşınmazı üzerinde davalı lehine 15 yıl süreli olarak intifa hakkı tesis edildiğini, daha sonra Rekabet Kurulu’nun aldığı bır karar nedeniyle bu sözleşmenin süresinin kısaltılmasının gerektiğini, bu nedenle tesis edilen intifa hakkının geçerliliğini koruyacağı kararlaştırılarak 14/09/2010 tarihinde yeni bir dikey anlaşmanın akdedildiğini, 31/10/2005 tarihli protokolde intifa hakkımın kaldırılmasına ilişkin tüm masrafların davalıya ait olduğunun açıkça kararlaştırıldığını, 14/09/2010 tarihli protokolde de protokolün uygulanmasına dair tüm masrafların davalıya ait olduğunun tekrar vurgulandığını, 31/10/2005 tarihli sözleşmenin 4. maddesine güöre intifa hakkı tesisine ilişkin masrafların davalı tarafından ödendiğini, yine aynı maddedeki “Tapuda yapılacak intifa tesis ve/veya fek masrafları … tarafından karşılanacaktır” ifadesiyle intifa hakkının terkinine ilişkin masrafların da yine davalı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 14/09/2010 tarihinde yeni bir protokol imzalandığını, önceki dikey anlaşmanın 01/11/2010 tarihi itibarıyla sona erdiğini, bu tarihten itibaren geçerli olacak 5 yıl süreli yeni bir dikey anlaşma yapıldığının yazıya döküldüğünü, sözleşmenin bitiş tarihinin, Rekabet Kurulu kararları doğrultusunda, ilk protokolle tesis edilen intifa hakkından tam 5 yıl sonra olduğunu, ikinci protokolün de tam 5 yıl için imzalandığını, bu nedenle protokolün tek amacının intifa süresini mevzuata uyumlu hale getirmek olduğunun kolaylıkla anlaşıldığını tarafların yasal zorunluluk nedeniyle yaptıkları ikinci protokolde intifa şerhinin kaldırılmadığını, tekrar tesis edilmesinden doğan masrafların davalıya gereksiz bir yük oluşturmasının önüne geçmek adına, dikey anlaşmaları sonlandırmakla birlikte intifa hakkının geçerliliğini koruyacağının kararlaştırıldığını, intifa hakkını tesis eden, buna ilişkin esasları belirleyen sözleşmenin 31/10/2005 tarihli protokol olduğunu, bu protokolün 4. maddesinde de intifa hakkının terkinine ilişkin masrafların davalı tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiğini, bir an için aksi düşünülse ve bu konuda 14/09/2010 tarihli protokolün geçerli olduğu kabul edilse dahi, bu protokolün 10. maddesinde de sözleşmenin uygulanmasından doğan her türlü masrafın davalı tarafından karşılanacağının belirtildiğini, intifa hakkının kaldırılmasından doğan masraflar da bu anlamda sözleşmenin uygulanmasından kaynaklandığından yine davalı tarafından karşılanacağını, müvekkili şirketin, intifa hakkının dolmasının ardından masrafların davalı tarafından karşılanacağı beklentisini sürdürdüğünü, davalının bu masrafları karşılamayacağına kesin olarak kanaat getirilmesi üzerine … Noterliği’nin 21/03/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davalıya bu konuda süre verildiğini ancak davalının bu ihtarnameye sessiz kaldığını, bunun üzerine müvekkilinin çok yüksek bir bedel olan harç miktarını denkleştirdiğini ve 30/12/2019 tarihinde … Tapu Müdürlüğü’ne 2.492.905,14 TL ödediğini ve davalı hakkında … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, … Ada … Parsel üzerinde bulunan taşınmaz için 01/11/2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 15 yıl süreli kira sözleşmesi akdedildiğini, davacı ile müvekkili arasında 31/10/2005 tarihli protokol akdedildiğini, 31/10/2005 tarihli Protokol’de özetle İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, … Ada … Parsel sayılı taşınmaz üzerinde 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edileceği ve 2.250.000 USD intifa bedeli ödemesi yapılacağının kararlaştırıldığını, Rekabet Kurulunun kararları uyarınca davacı ile müvekkili arasında 14/09/2010 tarihli yeni bir Protokol akdedildiğini, tarafların bu protokol ile 15 yıllık dikey ilişkinin sona erdirilmesi, yeni 5 yıllık dikey ilişki tesis edilmesi ve intifa süresinin 01/11/2015’e kadar geçerliliğini koruyacak şekilde kısaltılması konusunda mutabık kaldıklarını, bundan sonra davacı ile müvekkili arasında 20/06/2016 tarihli Yatırım Çerçeve Sözleşmesi’nin akdedildiğini, işbu sözleşmenin süresinin 01/04/2016 tarihinden itibaren 5 yıl olarak belirlendiğini, davacı ile müvekkili arasında akdedilen 31/10/2005 tarihli Protokolde tapuda yapılacak intifa tesis ve/veya fek masraflarının müvekkili tarafından ödeneceğinin hüküm altına alındığını ve intifa tesisine ilişkin olarak tüm masrafların müvekkili tarafından yerine getirildiğini ancak Rekabet Kurulu kararlarına uygunluk sağlamak için imzalanan 14/09/2010 tarihli Protokol ile 31/10/2005 tarihli Protokolün tüm hüküm ve şartları ile birlikte ortadan kaldırıldığını, 31/10/2005 tarihli Protokol ile tesis edilmiş olan 15 yıllık dikey ilişkinin 01/11/2010 tarihi itibariyle sona erdirildiğini, 01/11/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 14/09/2010 tarihli Protokolde yer alan şartlar çerçevesinde yeni 5 yıllık dikey ilişki tesis edildiğini, bu şekilde önceki protokolde intifa tesis ve terkin harçlarının müvekkiline ait olduğuna ilişkin hükmün de geçerliliğini yitirdiğini, ayrıca davacının taleplerinin kabul edildiği anlamına gelmemek kaydıyla, önceki dönemlere ilişkin herhangi bir hak ve alacağı olsa dahi müvekkilini ibra ettiğini, 20/06/2016 tarihli Yatırım Çerçeve Sözleşmesi’nin 4.5.maddesi ile müvekkilinden önceki dönemlere ilişkin olarak hak ve alacağı bulunmadığını beyan ettiğini, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca intifa terkin harcının mükellefinin, lehine işlem yapılmış olan davacı olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, intifa terkin harcının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce … İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 2.492.905,14 TL alacağın tahsili amacıyla 14/01/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 15/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 22/01/2020 tarihli dilekçesi ile söz konusu intifa terkin harcından sorumlu olmadığı ve davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle itiraz ettiği, takibin durduğu, davacı tarafından arabuluculuk kurumuna başvurulduğu, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığına dair arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dosya tarafların ticari defterleri ile dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmuş olduklarını, icra takip tarihi itibariyle ticari defterlerde davalıdan 2.724.247,25 TL cari hesap alacağının bulunduğunu, taraflar arasında intifa hakkını tesis eden sözleşmenin 31/10/2005 tarihli protokol olduğunu, 14/09/2010 tarihli protokolün 4. maddesinde intifa hakkının geçerliliğini koruyacağı ancak süresinin tarafların anlaşmasıyla kısaltıldığının kararlaştırılmasıyla intifa hakkımın tapudan terkinine ilişkin hükümler konusunda 31/10/2005 tarihli protokolün geçerli olduğunun kabul edildiğini, bu protokolün 4. maddesinde de intifa hakkının terkinine ilişkin masrafların davalı tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiğini, esasen 14/09/2010 tarihli protokolün 10. maddesinde de sözleşmenin uygulanmasından doğan her türlü masrafin davalı tarafından karşılanacağının zikredildiğini, intifa hakkının kaldırılmasından doğan masraflar da bu kapsamda olduğundan davalı tarafından karşılanacağını, ikinci protokolün tek amacının intifa süresini mevzuata uyumlu hale getirmek olduğunu, dolayısıyla intifa hakkının terkinine ilişkin davacının yaptığı ve icra takibine konu olan toplam 2.492.905,14 TL tutarındaki masrafın davalı tarafından karşılanması gerektiğini, takdirin Mahkememize ait olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Dava konusu intifa hakkının tescil ve terkine ilişkin tapu kayıtları ile harç ödemelerine ilişkin banka dekontları dosya arasına celp edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında davacının maliki olduğu İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, 1 parselde kayıtlı taşınmaz ve bu taşınmaz üzerinde inşa edilmiş satış yeri üzerinde davalı lehine 15 yıl süre ile intifa hakkı tesis edilmesi ve satış yerinin işletilmesi hususunda davacı ile bayilik sözleşmesi akdedilmesini konu alan 31/10/2005 tarihli protokolün imzalandığı, protokolün 4. maddesi ile tapuda yapılacak intifa tesis/terkin masraflarının davalı tarafından ödeneceğinin kabul edildiği, ardından taraflar arasında bayilik sözlemesi imzalanarak ticari ilişkinin başladığı, 14/09/2010 tarihinde taraflar arasında mevcut dikey anlaşmanın 01/11/2010 tarihi itibariyle sonlandırılarak, bu tarihten itibaren geçerli olmak üzere beş yıllık yeni bir anlaşma yapılması ile davalı lehine tesis edilen intifa hakkının süresinin 01/11/2015 tarihine kadar geçerliliğini koruyacak şekilde kısaltılması konusunda yeni bir protokol imzalandığı, protokolün 9. maddesi ile taraflar arasında halen yürürlükte olan bayilik sözleşmesinin 01/11/2010 tarihinde başka bir ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın münfesih olacağının ve taraflar arasında 01/11/2010 tarihinde yürürlüğe girmek üzere 5 yıl süreli yeni bir bayilik sözleşmesinin imzalanacağının, 10. maddesi ile de, protokol ve bu protokole uygun olarak akdedilecek tüm sözleşmelerin tanzimi, tasdiki ve uygulanması ile ilgili her türlü vergi, resim, harç ve sair masrafların davalı tarafından karşılanacağının kabul edildiği ve taraflar arasında 5 yıl süreli yeni bir bayilik sözleşmesinin imzalandığı, beş yıllık sürenin sona ermesi ile birlikte 01/11/2005 tarihinde davalı lehine tesis edilen intifa hakkının 30/12/2019 tarihinde davacı tarafından tapudan terkin edildiği ve 2.492.905,14 TL terkin harcının ödendiği, taraflar arasında 14/09/2010 tarihli protokol ile 01/11/2010 tarihli bayilik sözleşmesinin, ilk protokol ile bayilik sözleşmesinin ve intifa hakkının süresinin 5 yılı aşması nedeniyle Rekabet Kurulu’nun 12/03/2009 tarihinde resmi internet sitesinde yayınlanan 05/03/2009 tarihli kararı doğrultusunda, 2002/2 sayılı tebliğ ile tanınan grup muafiyetinden yararlanılması için yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar 14/09/2010 tarihli protokolde intifa hakkının terkinine dair masrafların davalı tarafından ödeneceğine dair bir düzenleme yok ise de, Rekabet Kurulu’nca karar alınmamış olması halinde ilk protokol ve bayilik sözleşmesi kabul edilen sürede devam edecek, süre sonunda intifa hakkı terkin edilecek, masraflar davalı tarafından karşılanacak ve mevcut durumda bayilik ilişkisi ile intifa hakkı kesintiye uğramadan devam etmekte iken yalnızca Rekabet Kurulu kararı doğrultusunda, davalı lehine olmak üzere terkin edilmeksizin yalnızca süresi kısaltılan intifa hakkının süresinin dolması ile tapudan terkin edilmesi nedeniyle ödenecek harcın davalı tarafından karşılanması gerektiği, kaldı ki intifa hakkının tapudan terkininin protokol ve sözleşmenin uygulanmasından doğan bir sonuç olduğu ve 14/09/2010 tarihli protokolün 10. maddesi kapsamında kabul edilerek terkin harcının davalı tarafından ödenmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle davacının takibinde haklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, davalının takibe haksız itirazının iptaline, itiraz haksız ve alacak likit olduğundan davalının hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile davalının … İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 2.492.905,14 TL alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile devamına,
2-Hüküm altına alınan alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 498.581,02 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 170.290,35 TL’den peşin alınan 30.108,06 TL harcın mahsubu ile kalan 140.182,29 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 61,70 TL posta ve tebligat masrafı, 1.600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.661,70 TL yargılama gideri ile 30.162,46 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 108.697,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabuluculuk ücreti olarak Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır