Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/224 E. 2022/696 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/224 Esas
KARAR NO : 2022/696
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/03/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.11.2019 günü davalı … ‘ nın sahibi olduğu, davalı …’nun sürücü olarak sevk ve idare ettiği … plakalı motosikletin seyir halindeyken 22-050 numaralı trafik ışığına geldiği esnada o sırada yayalara yanan yeşil ışıkta diğer yayalar ile birlikte karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalı … ‘ nun asli kusurlu olduğunu , müvekkili … ‘nın bu kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun ve ihlalinin olmadığını, dava konusu kazada müvekkilinin yüzünde yaralanma olduğunu, sol ön kolu kırıldığını, 03.11.2019-12.11.2019 ile 14.11.2019-21.11.2019 tarihleri arasını raporlu geçirdiğini, müvekkilinin hala sol kolunu kullanamadığını, kolunda kalıcı sakatlık oluşması sebebiyle çalışma gücünün azalmasının yanı sıra, gelecekti iş bulma, mesleğinde ilerleme, kendi hayatını idame ettirme, evlenmesi ve çocuk sahibi olması halinde, çocukların bakımı, ev işleri gibi konularda normal insanlara göre sorunlar yaşayacağını, yardım alması gerekeceğini, bu nedenle kazanç kaybının yanı sıra ekonomik geleceğinde sarsılma söz konusu olacağını beyanla 100,00 TL tedavi giderleri ve iyileşme sürecinde yapılan tüm masraflar, 13.400,00 TL sürekli iş göremezlik nedeniyle çalışma ve kazanç kaybı , 1.500,00 TL ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olmak üzere 15.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, 50.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi hariç diğer davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazası ve davacının yaralanmasında müvekkili davalıların herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili …’nun motosikletle işlek bir caddede seyir halindeyken yol kenarında otobüs, kamyon gibi büyük araçlar bulunduğundan trafik lambasının sürücünün görüş açısında bulunmadığını, kazaya ilişkin soruşturma dosyasında bulunan görüntülerle de sabit olduğunu, müvekkilinin davacıya çarptıktan sonra kaçmadığını, insani görevini yerine getirerek davacının sağlık durumuyla ilgilendiğini, sürücünün 0.00 promilli ve alkolsüz olduğunu, polis memurlarının tutanağı ile de bu durumun sabit olduğunu, manevi tazminat istemine ilişkin bedelin zenginleşme iradesi ile talep edildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle ; zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde zarar görenin dava açabileceğini veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurulabileceğini, davacı tarafça ZMMS Genel Şartlarında belirtilen ve ibrazı zorunlu olan belgelerle yapılmış bir başvuru bulunmuyor ise dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, iki yıllık dava açma süresinin geçtiğini ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin hem 6111 sayılı kanun gereği hem de trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminat içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında kaldığını, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan değişiklik ile hesaplamanın zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında öngörülen usul ve esaslara göre yapılacağının açıkça belirtildiğini, zorunlu mali sorumluluk genel şartları hükmü uyarınca da tazminat hesaplamasında kullanılması gereken yaşam tablosu TRH 2010 ve hesaplamada esas alınması gereken teknik faiz %1,8 olarak düzenlendiğini, söz konusu kazanın iş kazası olup olmadığının tespitinin gerektiğini, iş kazası ise SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzilinin gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik, ekonomik geleceğinden sarsılmasından doğan kayıplar, tedavi giderleri, iyileşme sürecinde yapılan bakıcı giderine dayalı maddi tazminat ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Poliçe / hasar dosyası, araç tescil kayıtları, tedavi evrakları ve masraflarına ilişkin belgeler, ilgili emniyet müdürlükleri marifeti ile düzenlenen ekonomik ve sosyal durum araştırma cevaplarının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiş ve maluliyet raporu temin edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
… ASCM’nin 2020/… esas sayılı ceza dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi kapsamında zamanaşımı defi ileri sürdüğü görülmekle işbu savunma delillerin celbine müteakip tetkik edilmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesi gereğince, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır. Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazasından kaynaklı eylem için kaza tarihi (03/11/2019) itibari ile yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK gereğince öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında kaza tarihi ve dava tarihi (25/03/2020) itibari ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmış olup yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan … Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 26/04/2021-… karar numaralı raporunda özetle;”… 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle;
1-Mevcut belgelere göre … ve … kızı 1999 doğumlu … Kantarcı’nın 03.11.2019 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından malüliyet tayinine mahal olmadığı,
2-İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği ” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan … Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 27/10/2021-… karar numaralı raporunda; “… Mevcut belgelere göre; … ve … kızı, 1999 doğumlu …’nın 03.11.2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmeliğe göre maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından;
1- Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
2-İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği… ” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan kusur/makine mühendisi bilirkişi … ve Adli Tıp Uzmanı/ hekim bilirkişi … … tarafından hazırlanan raporda özetle ;”…KUSUR YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME; Dosya içeriği, incelendiğinde, kazanın oluşumu ile ilgili … plaka sayılı motosiklet sürücüsü … kendi beyanında özetle, yol kenarında otobüslerin yolcu indirip bindirdikleri için bayanın birden önüne çıktığını, fark edemediğini, yayaya çarptığını, hemen motorunu durdurup bayana yardıma koştuğunu, 112’yi aradığını, olay yerine gelen ambulans ekiplerinin bayanı alarak hastaneye götürdüklerini, ardından çevreye baktığında olayın ışıklı trafik levhalarının altında olduğunu fark ettiğini ancak çevredeki park halindeki araçlar yüzünden orada ışık olduğum fark etmediğini belirtmiş ise de, kaza çarpma noktasının 20 metre gerisinde de trafik ışıklarının yolun hem sağında hem da orta refüj üzerinde (solda) bulunması aynı zamanda yolun hem sağında hem da orta refüj üzerinde trafik ışıklarının bulunduğu, yaya … ’nın, … caddesi … akaryakıt istasyonu karşısındaki 22-050 nolu trafik ışıklarında yayalar için yeşil ışık yandığı esnada yolun karşı tarafına geçmek isteyen diğer yayalar ile birlikte yürüyüp yolun ortasına geldiği esnada; … plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’nun, … caddesi … istikametine seyir halindeyken trafik ışıklarının araçlar için kırmızı yandığını fark etmeden ve hızım azaltmadan seyir halinde olmasından dolayı bu kazaya sebebiyet verdiği görüş ve kanaati oluşmuştur.
2918 sayılı KTK’na göre;
Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak:
Madde 52 – Sürücüler:
a) Kavşaklara yaklaşırken,dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak,
b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,…Zorundadırlar.
Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller:
Madde 84 – Araç sürücüleri trafik kazalarında;
a) Kırmızı ışıklı trafik işaretinde veya yetkili memurun dur işaretinde geçme,
h) Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama hallerinde asli kusurlu sayılırlar.
Buna göre, … plaka sayılı motosiklet sürücüsü …, gündüz vakti, açık hava, kuru zemin, meskun mahalde seyri esnasında, dikkatini yola vermemiş, kendiine yanmakta olan kırmızı ışıkta durmamış, ışıklı yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmekte olan yayaları fark etmemiş olmakla yukarıdaki maddeleri ihlal etmiş, yukarıda açıklanan sebeplerle, kazanın oluşumunda ASLİ ve tam kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
TIBBİ YÖNDEN DEĞERLENDİRME :
* Dosyada mevcut tıbbi belgelerin incelenmesinde;
1. … Şehir Hastanesi’nin 03.11.2019 tarihli Epikriz
Raporunda; trafik kazasına bağlı yaralanması sonrası getirilen hastanın bilincinin açık, oryante, 3 koopere, gks: 15, ekstremiteler spontan hareketli, batın usg, beyin bt, toraks bt ve servikal bt incelemelerin normal izlendiği, beyin cerrahi konsültasyon notunda; acil nöroşirurjikal girişimsel patoloji saptanmadığı, sağ maksillada ekimotik alan olduğu, ortopedi konsültasyonunda; 2 yönlü sol dirsek grafisinde sol Radius başı fraktürü tespit edildiği, uzun kol alçı atele alındığı poliklinik kontrolü önerildiği,
2. Adli Tıp Kurumu … . Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 26.04.2021 tarihli … sayılı mütalaasında özetle; Mevcut belgelere göre …’nın 03.11.2019 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2019 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4(dört) aya kadar uzayabileceği,
3. Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 27.10.2021 tarihli 17392 sayılı mütalaasında özetle; Mevcut belgelere göre …’nın 03.11.2019 tarihli trafik kazası sebebiyle 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Erişkinler içn Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki yönetmeliğe göre maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığı; 1- Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, 2- İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4(dört) aya kadar uzayabileceği,
* Belgelendirilmiş Tedavi Giderleri:
Dosyaya ibraz edilen faturaların incelenmesinde;
İstanbul İl sağlık Müdürlüğü’nün;
a. 03.11.2019 tarihli … provizyon- takip no.lu Hasta Hizmet Detay Listesi’nde “… Yatak Tarifesi, Acil Poliklinik Muayenesi, Büyük kemik kırığı kapalı redüksiyonu, Abdomen US, tüm, Ultrason, diğer, Cruris iki yön sağ- sol, sarf bedeli, 2x Konsültasyon Acil (her bir hekim için), BT (beyin- toraks- vertebra, servikal- sol dirsek), sarf malzemeleri” karşılığı 426.68,00 TL fatura edildiği,
b. 12.11.2019 tarihli … provizyon- takip no.lu Hasta Hizmet Detay Listesi’nde “Gündüz Yatak Tarifesi, Normal Poliklinik Muayenesi, Dirsek sol 2 yön, Alçı Çıkarma, Lumbosakral 2 yönlü, Pelvis grafisi, Kontrol Muayenesi” karşılığı 19.57 TL fatura edildiği,
c. 13.11.2019 tarihli … provizyon- takip no.lu Hasta Hizmet Detay Listesi’nde “Yeşil Alan Muayenesi” karşılığı 19.57 TL fatura edildiği,
Yukarıda sıralanan maddelerde belirtilen tutarlar dışında kişinin dava konusu yaralanmasına ile ilgili yapılan harcamalara ilişkin herhangi bir fiş/fatura/ belge bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dosyadaki tıbbi belgeler ve faturalara göre kişinin başvurusunun bulunduğu … Hastanesi’nde uygulanan muayene, tedavi ve tetkiklere karşılık ilgili sağlık kuruluşuna davacı … tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
* Bakıcı Giderleri:
Yapılan değerlendirme neticesinde kişinin dava konusu yaralanmasına bağlı geçici iş göremezlik süresi içerisinde 15(onbeş) gün süreyle başka birisinin yardımına gereksinim duyabileceği kanaatine varılmıştır.
15 GÜNLÜK TOPLAM BAKICI GİDERİ MASRAFI 1.279,0 TL
Faturalandırılmamış Giderler:
Yukarıda sıralanan maddelerde belirtilen tutarlar dışında kişinin dava konusu yaralanmasına ile ilgili yapılan harcamalara ilişkin herhangi bir fiş/fatura/ belge bulunmadığı anlaşılmakla birlikte kişinin olası belgelendirilmemiş tedavi, bakım, reçete vb. diğer giderleri takdiren 1.000 TL olarak değerlendirilmiştir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2020/680 E, 2021/2220 K. ve 03.03.2021 tarihli kararında özetle; “… Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. Yukarıda verilen bilgiler ışığında, somut olayda 1.020,00 TL tedavi giderinden davalı tarafın sorumluluğuna karar verilmiştir. Davacı vekili davacıya protez uygulaması da yapıldığını belirterek temyiz talebinde bulunmuştur. Ancak bu hususta rapor aktüer bilirkişi ve hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişilerden rapor alınmıştır. Davacının tedavi gideri talebi açısından uzman doktor bilirkişiden rapor alınarak davacının belgeli ve belgeli olmayan tedavi giderlerinin tespiti ile oluşacak sonuca göre (kararı davacının temyiz ettiği de gözetilerek kazanılmış haklar gözetilerek) belgeli olan giderlerden SGK’nın sorumlu olduğu gözetilerek belgeli tedavi giderleri yönünden talebin reddine, belgeli olmayan tedavi giderlerinden davalının sorumlu tutulması gerekmektedir…” kayıtlıdır.
Davalı sürücü …’nun tam kusurlu, Davacı yaya …’nın kusursuz olduğu tespit edildiği de göz önünde bulundurulduğunda;
Dosyadaki tıbbi belgelere göre kişinin başvurusunun bulunduğu … Hastanesi’nde uygulanan muayene, tedavi ve tetkiklere karşılık ilgili sağlık kuruluşlarına herhangi bir ödeme yapılmadığı, hali hazırda tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı ve davacı … tarafından bir ödeme yapılmadığının anlaşıldığı,
Faturalandırılmamış olası giderler takdiren: 1.000 TL
Bakıcı Gideri: 1.279 TL
1.000 TL + 1.279 TL= 2.279 TL
Davalılar … Sigorta A.Ş., … ve
…’nun sorumluluğundaki tutarın kusur oranına göre (%100); 2.279,00 x %100: 2.279,0 TL olduğu kanaatine varılmıştır
SONUÇ:
Delillerin takdiri ve değerlendirilmesi sayın mahkemeye ait olmak üzere yukarıdaki bulgu ve belgeler dikkate alındığında:
1) Dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde;
a) Davalı … plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’nun %100 ASLİ kusurlu bulunduğu,
b) Davacı yaya …’nın kusurunun bulunmadığı,
2) Dosyadaki tıbbi belgelere göre Davacı yaya …’nın başvurusunun bulunduğu … Hastanesi’nde uygulanan muayene, tedavi ve tetkiklere karşılık ilgili sağlık kuruluşuna herhangi bir ödeme yapılmadığı, hali hazırda tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı ve davacı … tarafından bir ödeme yapılmadığı,
3) Davacı …’nın dava konusu yaralanmasına bağlı yapılmış olduğu değerlendirilen ve yukarıda sıralanan Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğu dışında kalan belgelendirilmiş ve belgelendirilmemiş harcamalarının, dava konusu yaralanması yaralanması ile illiyetli olduğu, tedavi giderleri kapsamında oldukları, davacının dava konusu yaralanması nedeniyle bakıcı giderlerinin 1.279.00 TL, belgelendirilmemiş sağlık harcamaları kapsamında ilave olası belgelendirilmemiş tedavi, bakım, reçete vb. diğer giderlerinin takdiren 1.000,00 TL olduğu,
Davacı … tarafından dava konusu yaralanmaya bağlıyapılan toplam giderin 1.000,00 TL + 1.279,00 TL= 2.279,00 TL olarak hesaplandığı,
4) Davalılar … Sigorta A.Ş., araç sürücüsü … ve araç işleteni …’nın sorumluluğundaki tutarın kusur oranına göre (%100); 2.279,00 x %100: 2.279,00 TL olduğu… ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekiline dava dilekçesindeki maddi tazminat kalemi olarak tedavi giderleri ve iyileşme sürecinde yapılan masraflar olarak beyan edilmesi kapsamında taleple bağlılık ilkesi ve HMK’nın 31. maddesi gereğince 100-TL’nin tedavi giderleri ve iyileşme sürecinde yapılan masraflara ilişkin belirtilmekle birlikte miktar itibari ile ayrıştırılması amacı ile süre verilmiş olup davacı vekilinin 50-TL tedavi gideri ve 50-TL iyileşme sürecinde yapılan bakıcı gideri istemine yönelik taleplerini somutlaştırdığı, bilirkişi raporunun tebliğinden sonra ibraz edilen talep arttırım dilekçesi ile 950-TL tedavi gideri ve 1.229-TL bakıcı gideri talep ettiğini beyan ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada; davacı yayanın 03/11/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralanmasına dayalı olarak sürekli iş göremezlik, ekonomik geleceğinden sarsılmasından doğan kayıplar, tedavi giderleri, iyileşme sürecinde yapılan bakıcı giderine dayalı maddi tazminat ile manevi tazminatın davalı sürücü, davalı araç maliki/ işleten ve araç yönünden ZMSS’yi düzenleyen davalı sigorta şirketinden (davalı sigorta şirketinden yalnızca maddi tazminat talep edilmiştir) tahsili isteminin ileri sürüldüğü tespit edilmiştir.
Davanın hukuksal zemini kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinin; ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, Kanun’un 85/son maddesinin ise; ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup anılı maddeye göre; gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahsın, o zararın tazmin ile yükümlü olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi uyarınca; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi gereğince ; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenlenmekle, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasa gereğince yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olup anılı düzenlemeler kapsamındaki sorumluluğa dayalı olarak huzurdaki davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Anılı kanuni düzenlemeler ışığında ve tüm delillerin tetkiki neticesinde somut olaya bakıldığında; davaya konu trafik kazası gerçekleştiği sırada yaya olan davacının tedavi ve muayene evraklarının celbine müteakip kaza tarihi (03/11/2019) itibari ile yürürlükte olan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümleri kapsamında Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu temin edilmiş olup davacının sürekli iş göremezliğinin/maluliyetinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 4 ay olarak tespit edildiği görülmüştür. ATK raporunun dosyada mevcut tedavi evrakları/raporları incelenmek sureti ile ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlandığı, raporlar arasında çelişkinin bulunmadığı anlaşılmakla, yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir.(Emsal ilam:Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/136 esas, 2020/1901 karar sayılı ilamı.) Hükme esas alınmaya elverişli adli rapor kapsamında davacı yanın sürekli maluliyetinin mevcut olmadığı tespit edilmekle zararının bulunmadığı anlaşılmış olup sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin reddine dair karar vermek gerekmiştir. Davacı yanın geçici iş göremezlik tazminat isteminin mevcut olmadığı ancak ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar yönünden maddi tazminat isteminin bulunduğu görülmüştür. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan uğraması muhtemel zararlar TBK’nın 54. maddesinde; “ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardan olup iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekilmesi veya aynı işte çalışılsa dâhi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalınması, yahut ihlâl fiili neticesinde işlerinden çıkarılması ve benzeri hallerde gerçekleşmektedir. Ancak somut olayda sürekli iş göremezliği mevcut olmayan davacının davaya konu kaza nedeni ile anılı şekilde ekonomik geleceğinin sarsıldığını gösterir ispata elverişli herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar yönünden maddi tazminat isteminin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Tedavi giderleri ile iyileşme sürecinde yapılan bakıcı giderine dayalı maddi tazminat isteminin tetkikinden önce davaya konu kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur durumunun tetkik edilmesi gerekmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur raporu içeriği, kaza tespit tutanağı ve celp edilen ceza dava dosyasındaki maddi tespitler ışığında; somut olayda … plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’nun, … caddesi … istikametine seyir halindeyken trafik ışıklarının araçlar için kırmızı yandığını fark etmeden ve hızım azaltmadan seyir halinde olmasından dolayı bu kazaya sebebiyet verdiği, KTK’nın 52 ve 84. maddeleri kapsamında gündüz vakti, açık hava, kuru zemin, meskun mahalde seyri esnasında, dikkatini yola vermeyerek kendisine yanmakta olan kırmızı ışıkta durmadığı, ışıklı yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmekte olan yayaları fark etmediği olay nedeni ile davacı yayaya çarpan davalı sigortalı araç sürücüsü …’nun %100 asli kusurlu olduğu, davacı yayaya atfı kabil kusurun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Anılı tespitlerin KTT, ceza dosyası içeriği ile soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporları ve ceza dosyasında varılan kanaatlerin mahkememiz dosya kapsamı ile çelişmediği ve aksi yönde delil ibraz edilmediği anlaşılmakla, usul ekonomisi ilkesi ışığında kusur yönünden yeniden inceleme yapılması yoluna gidilmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup SGK’nın sorumluluğunda bulunmayan tedavi gideri ile iyileşme sürecinde yapılan bakıcı gideri zararının da bu kapsamda bulunması nedeni ile sürücü ve işletenin, zarar görenin yukarıda belirtilen zararlarından sorumlu olduğu anlaşıldığı gibi aracın sigortalı olması nedeni ile 2918 sayılı Kanun’un 90. maddesi gereğince, SGK sorumluluğunda olmayan tedavi gideri ve bakıcı gideri zararının da 2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının bilirkişi raporu ile tespit edilen 1000TL tedavi gideri ile 1.279TL bakıcı giderine dayalı zararlarını davalı sigorta şirketinden de talep etme hakkını haiz olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenlerle davalıların müştereken ve müteselsilen davacının 1000TL tedavi gideri ile 1.279TL bakıcı giderine dayalı zararını tazminle yükümlü oldukları sonucuna varılması gerekmiştir.
Davacı yanın davalı sürücü ile davalı araç maliki/işleten yönünden manevi tazminat istemi tetkik edilmiş olup Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yer almadığından TBK’nın manevi tazminata ilişkin hükümlerinin tatbikinin gerektiği anlaşılmıştır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinin; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşımaktadır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Bu nedenle tazminatın miktarının amacına göre belirlenmesi gerekmiş olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara göre değerlendirme yapılmıştır. Bu kapsamda yaralamalı trafik kazası neticesinde tedavi görmek zorunda kalıp adli raporlar ve tedavi evrakları ışığında 4 aylık geçici iş göremezliğe uğrayan davacının manevi zarara uğradığı ve davalı araç sürücüsünün %100 asli kusuru ile meydana gelen trafik kazası kapsamında olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, maluliyet / iş göremezlik oranı ve derecesi ile davalının %100 oranındaki kusur oranı, tarafların mâli ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı yararına 15.000-TL manevi tazminat taktir edilmiştir.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti yönünden inceleme yapılmış olup davalı sürücü ve araç maliki/işleten yönünden temerrüt haksız fiil tarihi olan 03/11/2019 tarihi itibari ile başlamıştır. 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği düzenlenmekle 05/12/2019 tarihinde yapılan başvuru kapsamında temerrütün sigorta şirketi yönünden 16/12/2019 tarihi itibari ile başladığı anlaşılmıştır. Kazaya neden olan sigortalı aracın hususi nitelikte olması nedeni ile yasal faize hükmedilmesi gerektiği, değer arttırım dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden de HMK’nın 26. maddesi uyarınca haksız eyleme dayalı talebin tümü yönünden temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği kanaatine varılmakla; davanın kısmen kabulüne dâir aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Sürekli iş göremezlik ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
B-Tedavi gideri 1.000,00-TL, iyileşme sürecinde yapılan bakıcı masrafı 1.279,00-TL olmak üzere toplam 2.279,00-TL maddi tazminat isteminin KABULÜ ile davalılar … ile …’dan 03/11/2019 kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 16/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
C-Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile,
15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ile …’dan 03/11/2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Maddi tazminat yönünden; Davacı tarafça peşin yatırılan 222,01 TL harçtan, kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 155,68 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 66,33 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Manevi tazminat yönünden ; Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1024,65-TL karar-ilam harcın davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Maddi tazminat yönünden; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.279,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya ödenmesine,
5-Maddi tazminat yönünden; davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.279,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Manevi tazminat yönünden; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’dan alınıp davacıya ödenmesine,
7-Manevi tazminat yönünden; davalılar … ile … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ile …’na ödenmesine,
8-Tüm talepler birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 1.070,00 TL adli tıp faturası, 820,00 TL adli tıp faturası ve 242,25 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.532,25 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 908,52 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, (davalı sigorta şirketinin 788,69 TL ile sınırlı tutulmasına)
9- Tüm talepler birlikte değerlendirildiğinde; davalı … tarafından yapılan 41,50 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 30,83 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı …’na ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
11- Devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davanın kabul oranına göre hesaplanan 339,01 TL ‘sinin davalılardan (davalı sigorta şirketinin 44,71 TL ile sınırlı tutulmasına) , bakiye 980,99 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır