Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/203 E. 2020/453 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/203 Esas
KARAR NO : 2020/453
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/03/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya … … …’e çarparak kontrolünü kaybetmesi sonucunda müvekkil şirket tarafından … numaralı poliçe ile sigortalı … plakalı araca çarptığını ve hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada … plakalı araçta 78.128,28-TL hasar meydana geldiğini, müvekkili şirketin … plakalı araç için meydana gelen hasar tutarını anlaşmalı serviste ödediğini, TTK’nın 1472 ve devamı maddelerine göre müvekkil şirket kendi sigortaladığı araç malikinin haklarına böylece sahip olarak kazada kusuru bulanan şahıslara karşı ödediği meblağı talep etme hakkına sahiptir hükmü gereğince ….İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, taraflar arasındaki alacağın likitli olduğu, zarar neticesinde ödenen tazminat ekspertiz raporu ile tespit edildiğini beyanla, davalı tarafın itirazının iptaline 34.125,00-TL asıl alacağın hasar tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline, takip konusu alacağın %20’ından aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı küçük velisi cevap dilekçesinde özetle; 16/04/2018 tarihinde saat 16:45 civarı velisi olduğu 16/01/2006 doğumlu … … … dersleri bittikten sonra okul spor salonunda arkadaşlarıyla voleybol maçını izlemek için anne ve babasından habersiz olarak okulda kaldığını, okul servisine binmediğini, müsabaka sonunda … otobüsüne binmek için … üzerindeki … numaralı otobüs durağına geçmeye çalışırken ,yaya geçidinin birkaç metre yanından orta refüjden yola indiğinde … …’ün kullandığı … plakalı (… Sigorta Sigortalısı) işçi servis aracının kendisine çarpması sonucu yola düştüğünü, servis aracı çarpmamak için direksiyonu sağa kırarak durakta yolcu almakta olan … plakalı … otobüsüne arkadan çarptığını ve araçlarda maddi hasar meydana geldiğini, … … … ile birlikte 8 kişinin yaralandığını, olay günü akşam 22:00 civarlarında … Polis Merkezinde kızıyla birlikte ifade verdiklerini herhangi bir pedegog ve avukatın olmadığını, süren işlemler sırasında karşılaştıkları … … hatanın kendisinde olduğunu yine de çocuğa çarpmamak için son anda manevra yapabildiğini ve şikayetçi olmamalarını istediğini, samimiyetine, özür dilemesi ve kızının ciddi bir yaralanması olmadığından kendisinden şikayetçi olmadığını, davacı vekilinin, dava dilekçesinde hasar veren … … (… …’in yasal vasisi) tanımını yaptığını, fakat kızının vasi atanacak bir rahatsızlığı bulunmadığı gibi böyle bir mahkeme kararının da olmadığını, fiilin işlendiği yer , hatta zarar gören sigortalı sigorta poliçesini kesen … Sigorta A.Ş Ankara Bölge Müdürlüğü’nün yerleşim yerlerinin Ankara olduğunu, yapılacak olan yargılamaların ekonomik güç dengesizliği nedeniyle davanın Ankarada görülmesini istediğini beyanla, tüm süreç boyunca çocuğunun ve ailelerinin psikolojik olarak ciddi şekilde yaralanması ile ilgili haklar saklı kalmak koşuluyla , mahkemece zamanaşımı def’inin dikkate alınarak davanın reddedilmesini , hatalı hasar kusur oranlarının doğru tespit edilmesi için bilirkişi atanmasını , itirazlarının kabul edilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kasko poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarara sebep olduğu ileri sürülen yaşı küçük davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf davada, 6102 sayılı TTK’nın 1472 maddesine dayalı olarak rücuen tazminat isteminde bulunmuştur. Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;davacının kendi sigortalısına halef olması nedeni ile halef olan kişi ile zarara sebebiyet verdiği iddia edilen kişi arasındaki ilişkiye bakılması gerektiği ve davacı ile davalı arasında herhangi bir sigorta ilişkisi bulunmadığı, halef olunanla gerçek şahıs davalı yaya arasındaki ilişkinin haksız fiile dayandığı, haksız fiilden doğan davalarda genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM(Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeni ile davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, görevli Mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
4-Harç,yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2020

Katip …

Hakim …