Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/171 E. 2021/502 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/171
KARAR NO : 2021/502
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … San. ve Tic. A.Ş. bünyesinde 05/09/2009 – 20/05/2015 tarihleri arasında çalıştığını, 20/05/2015 tarihinde iş akdini haklı nedenle feshettiğini, devamında ise işçilik alacaklarının tahsili amacıyla şirkete ihtarname gönderdiğini, ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine de …. İş Mahkemesi’nde 2015/… Esas sayılı işçilik alacaklarının tahsili davasını açtığını, …. İş Mahkemesi’nin 2015/… Esas sayılı dosyasının14/02/2019 tarihinde karara çıktığını ve taraflarınca 30/04/2019 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… takip sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… takip sayılı icra dosyasından, borçlu şirketin bilinen adresine tebligat çıkartıldığını ancak 13/05/2019 tarihi itibariyle aynı adreste bulunduğunu beyan eden … A.Ş. tarafından tebligat adresinde hata olduğu gerekçesiyle tebligatın iade edildiğini, ne şekilde haberdar olduğunu bilmemekle birlikte, şirket tasfiye memuru tarafından davalı şirketin 06/11/2018 tarihinde tasfiyeye girdiği ve ticaret sicilinden terkin edildiği beyanının icra dosyasına sunulduğunu, bununla birlikte icra takibinin iptali için … İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2019/… Esas sayılı dosya ile dava açıldığını, davanın derdest olduğunu, …. İş Mahkemesi’nin 2015/… Esas sayılı dosyasının 14/02/2019 tarihinde, yani şirketin tasfiye sürecinden önce karara çıktığını ancak şirketin 06/11/2018 tarihinde tasfiyeye girdiğini, şirket yetkililerinin ya da tasfiye memurunun, şirketin davalı sıfatını haiz olduğu yargılamaya bu durumun bilgisini vermemiş olmalarının, müvekkiline atfedilebilecek bir kusur olmadığını, icra takibi sırasında da müvekkilinin bu hususu araştırma yükümlülüğünün söz konusu olmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun “Tasfiyenin amacı” başlıklı 291. maddesi uyarınca tasfiye memurlarının şirketin tüm davalarını takip etme sorumluluğu olmasına rağmen, tasfiye sürecinden önce açılan müvekkilinin işçilik alacakları davasının takip edilmediğini, müvekkili lehine hükmedilen işçilik alacağının tahsilinin şirketin yeniden tecili dışında başka bir yolla gerçekleştirmek söz konusu olmadığı için iş bu davanın açılmasında hukuki yararın söz konusu olduğunu beyanla … San. ve Tic. A.Ş.’nin ihyasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün, Ticaret Siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemediğini, TTK’nın 32. maddesi uyarınca yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde tescil talebini gerekçe göstererek reddettiğini, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduklarını, vadesi gelmeyen borçlardan “ihtilaflı veya şarta bağlı” borçların notere tevdii ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye sürecinin sonuçlandırılmış, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliğinin ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkilinin tespit etmesinin mümkün olmadığını, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memurları olduğunu, “yasal hasım” konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağını beyanla müvekkili yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Tasfiye Memuru … vekili cevap dilekçesinde özetle; … San ve Tic. A.Ş.’nin davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu icra takibi tarihinden önce terkin işleminin gerçekleştiğini, münfesih şirket adına kurulan hükme dayanarak icra takibi başlatılması ve ihya davası açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu halde, işbu davanın maddi ve hukuki bir temelinin bulunmadığını, münfesih şirket … San. ve Tic. A.Ş.’nin, davacının ihya talebine konu ettiği …. İş Mahkemesi’nin 2015/… E. sayılı dosyasında yargılama devam ettiği sırada, 06/11/2018 tarihinde ticaret sicilden terkin edildiğini, tasfiye memuru olarak müvekkili …’in atandığını, usul ve yasaya uygun olarak, Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilanların yerine getirilmesi suretiyle 06/11/2018 tarihi itibariyle terkin işleminin gerçekleştirildiğini, davacının ihya talebine konu ettiği dava ve icra takiplerinde söz konusu şirketin dava ve taraf ehliyetine sahip olmadığının açık olduğunu, davacı tarafın yasal bir dayanağı olmayan ihya talebinin reddinin gerektiğini, …. İş Mahkemesi’nin 2015/… E. sayılı dosyasında davalı şirketin taraf ehliyetine sahip olup olmadığına bakılmaksızın, 14/02/2019 tarihinde hüküm kurulduğunu, bu hükme dayalı olarak ise 30/04/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığını, HMK’nın 114. maddesinde tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartı olarak sayıldığını, …. İş Mahkemesi’nin dava şartı eksikliğine rağmen, taraf ehliyeti ortadan kalkan şirket hakkında hüküm kurduğunu, …. İş Mahkemesi’nin 2015/… E. sayılı dosyasının istinaf incelemesinde olduğunu, …. İş Mahkemesi’nin 2015/… E. sayılı dosyasında davalı şirketin taraf ehliyetine sahip olup olmadığına bakılmaksızın hüküm kurulduğu gibi bu hükme dayalı olarak 30/04/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığını, gerçek kişi bakımından vefat eden bir kişiye icra takibi başlatılamıyor ise, tüzel kişiliği ticaret sicilden silinmek suretiyle sona eren şirketler hakkında da terkinden sonra icra takibi yapılmasının mümkün olmadığını, bu halde, takibin iptalinin gerektiğini, bu hususta … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/ … E. sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, davacının talep ettiği gibi şirketin ihyasını gerektiren herhangi bir hukuki dayanağın mevcut olmadığını, aksine yasal sürece aykırı davranıldığını beyanla haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest takip bulunması sebebiyle Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir.
Mahkememizce, …’nden, ihyası talep edilen Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sicil dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; şirketin 20/01/2018 tarihinde tasfiye sürecine girdiği, tasfiyenin 01/11/2018 tarihinde tamamlandığı ve 06/11/2018 tarihi itibariyle şirketin sicilden terkin edildiği, tasfiye memurunun davalı … olduğu anlaşılmıştır. ….İş Mahkemesi’nin 2022015/… Esas ve 2019/ … Karar sayılı kararı ile davacının, ihyası talep edilen şirketten olan işçilik alacaklarının hüküm altına alındığı, davacı tarafından söz konusu kararın … İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun ek tasfiye başlıklı 547. maddesinde ” tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veyan birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” denilmek suretiyle ek tasfiyenin kimler tarafından talep edilebileceği ile yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiştir. Eldeki davada, ihyası talep edilen şirketin son sicil adresinin “… Caddesi, … Sitesi, No: … , K: … , Beşiktaş-İstanbul” olması sebebiyle Mahkememiz görevli ve yetkili olup davacı tarafça açılmış ve derdest icra takibi bulunması sebebiyle aktif husumetinin bulunduğu, şirketin tasfiyesinin tamamlanmadığı ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için yeniden sicile tescil edilmesi gerektiği kanaatine varıldığından davanın kabulü ile Tasfiye Halinde … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin ihyasına, son tasfiye memuru davalı …’in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. Davalı … davada yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş, davalı tasfiye memuru yönünden ise, tasfiye sürecine … İş Mahkemesi’nin 2015/… Esas sayılı dosyasındaki yargılama devam ederken girilmiş olduğu ve fakat karar verilmeden önce tasfiyenin tamamlandığı, ayrıca davalı tasfiye memuru tarafından alacaklılara çağrı ilanı yapıldığına dair sicil gazatesi sunulmadığı gibi şirketin incelenen sicil dosyasında da gazete ilanlarının bulunmadığı, bu nedenle davalının iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, …’nün 691580-0 sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu sicilden 06/11/2018 tarihinde terkin olunan Tasfiye Halinde …’nin TTK’nın 547. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin İHYASINA,
2-6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesi gereğince; ihyasına karar verilen şirketin ek tasfiyesi için …’in (TC no: … ) tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin kararın kesinleştiğinde ticaret sicilde tescil ve ilanına, karardan bir suretin …’ne gönderilmesine, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
4-Karar ve ilam harcı 59,90 TL’den peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile kalan 4,90 TL harcın davalı …’den alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 154,60 TL yargılama gideri ile ile 108,80 TL ilk harcın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekillerinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/07/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır