Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/164 E. 2020/151 K. 28.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/164 Esas
KARAR NO : 2020/151
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 28/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil banka tarafından kredi borçlusu … lehine Genel Hizmet Sözleşmesine istinaden açılan ve kullandırılan kredi hesabı 23/09/2019 tarihinde kat edildiğini, bunun üzerine borçlular müvekkil … A.Ş tarafından hesap kat ihbarnamesinin yaptırıldığını, borçlulara gönderilen hesap kat ihbarnamesine rağmen kredi borcunun ödenmemesi üzerinde bu defa …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından borçlu aleyhine tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla icra takibine geçilmiş, davalı borçlu borcun tamamına itiraz ettiğinden tarafça arabuluculuğa başvurulmuş, taraflarında burada da anlaşmaması ve anlaşmama son tutanağının düzenlenmesi üzerine işbu itirazın iptali davasının açılması zorunluluğunun doğduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamını, borçluların haksız olarak takibe itiraz etmiş olmaları nedeniyle yasa gereği %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetlerine, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; Genel Hizmet Sözleşmesinden kaynaklı (Bireysel kredi kartı kullanımından kaynaklı) alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir.
Dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
TKHK’nın 73. maddesinde ise; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanının tüketici işlemleri ile sınırlandırılmış, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
Bahsedilen yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; huzurdaki davada davacı banka tarafından, Genel Hizmet Sözleşmesinden kaynaklı bireysel kredi kartı kullanımından kaynaklı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali isteminin ileri sürüldüğü, davalının sözleşme ve bireysel kredi kartı kullanımından kaynaklı olarak ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, bu hali ile davanın, açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair; HMK’nın 320. maddesi uyarınca dosya üzerinden, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.28/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır