Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/147 E. 2021/440 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/147 Esas
KARAR NO : 2021/440
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; keşide yeri … Bankası A.Ş. … Şubesi olan, keşidecisi … olan, 15/09/2016 tarihli, 45.000 TL bedelli çekin müvekkilinin adı kullanılarak kendi el ürünü olmayan bir imza ile cirolandığını, söz konusu çekin 26/09/2016 tarihinde … tarafından … Bankası … Şubesi’ne ibraz edildiğini, çekin karşılığının olmadığının anlaşılması üzerine davalı tarafından müvekkiline icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin zamanında itiraz edememesi nedeniyle takibin kesinleştiğini ve müvekkilinin maaşından toplam 21.304,42 Tl haciz kesintisi yapıldığını ve her ay kesintiye devam edildiğini beyanla öncelikle müvekkili tarafından cebri icra tehdidiyle icraya yatırılan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin 27.800,47 TL borçlu olmadığının tespitini ve 21.304,42 TL ödenen ücretin istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibi başlatıldıktan ve ödeme emri tebliğ edildikten sonra davacı tarafından borca veya imzaya itiraz edilmediğini, takibin kesinleştiğini, davacı tarafından borcun kabul edildiğini, 3 yıldır da icra dosyasına düzenli olarak maaş haczinden ödeme yapıldığını, müvekkil ile davacı arasında ticari ilişki bulunduğunu, aralarındaki ticari işten kaynaklı ödeme aracı olarak davaya konu çekin müvekkil şirkete verildiğini, mal teminine ilişkin müvekkil tarafından da fatura kesildiğini, dava tarihinden bir sene önceyi kapsayan taleplerin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacının çekten 2016 yılında başlatılan takip ile haberdar olduğunu, ancak Savcılık müracatinin 2018 yılında, huzurdaki davanın da 2020 yılında açıldığının nedenini açıklamadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davalı tarafça davacı ve dava dışı … aleyhine 15/09/2016 keşide tarihli 45.000 TL bedelli çek alacağına istinaden faizler dahil toplam 49.104,89 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Dava; davacı yanın lehtarı olduğu … Bankası … Şubesi’nin 15/09/2016 keşide tarihli 45.000 TL bedelli … seri nolu çekinin sahte imza ile cirolanarak takibe konulduğu iddiası ile davacı yanın çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve icra kanalıyla tahsil edilen meblağın istirdadı talepleri ile açılmıştır.
Davalı yan istirdat talebinin hak düşürücü süreye uğradığını ileri sürmüş ise de, İİK’nun 72/7. maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü sürenin borçlu olunmayan paranın tamamen ödenmesinden itibaren başlayacağı hüküm altına alındığından ve eldeki davada davacı yanın borcun tamamını henüz ödemediği görüldüğünden söz konusu itiraz yerinde görülmemiş ve mahkememizce davanın esasına geçilmiştir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacının davaya konu çekte lehtar ve 1. ciranta olduğu, davalının ise davacıdan sonra gelen ikinci ciranta olduğu, davacının çekteki imzasının sahte olduğundan bahisle açtığı eldeki davada, mahkememizin 2 nolu celse 6 nolu ara kararı ile çek keşide tarihi olan 15/09/2016 tarihinden önceki ıslak imza örneklerinin bulunduğu kurum ve kuruluşları bildirmek üzere davacı vekiline iki haftalık kesin süre verildiği ve aynı celse 9 nolu ara kararı ile 6 nolu ara kararın kesin sürede ikmal edilmediği takdirde imza inkarından vazgeçilmiş sayılacağının davacı vekiline ihtar edildiği, mahkememiz ara kararına istinaden davacı vekilince sunulan beyan dilekçesi ile celbi istenen … İlçe Nüfus Müdürlüğünde bulunan ve dilekçe ekinde fotokopisi sunulmuş söz konusu belgenin 12/06/2020 tarihli olması nedeniyle mahkememizin 2 nolu celse 6 nolu ara karara uygun olmadığından, aynı celse 9 nolu ara karar uyarınca davacı yanın imza inkarından vazgeçmiş sayıldığı, nitekim çek üzerindeki davacı imzası ile mahkememiz huzurunda atılan imzalar arasında benzerlik olup, imzaların sahteliğinin çıplak gözle tespit edilememesi nedeniyle sahteliğin tespiti amacıyla bilirkişi incelemesinin elzem olduğu, fakat aynı celse 10 nolu ara karar uyarınca davacı vekiline verilen iki haftalık kesin sürede bilirkişi ücretinin de yatırılmadığı görüldüğünden davacı yanın bilirkişi deliline dayanmak hakkından da vazgeçmiş sayıldığı, zira davacı yan takipte de yasal süresi içinde imza itirazında bulunmadığından, imza inkarına ilişkin iddianın ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda, menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı yanda ise de, kambiyo senedine dayalı eldeki davada kıymetli evrakın mücerretliği ilkesi gereğince bu defa menfi tespit iddiasında bulunan davacı yanın borçlu olmadığını ispatla mükellef olduğu, yukarıda açıklandığı gibi imza inkarını ispatlayamayan davacı yanın 15/09/2016 keşide tarihli çek ve 25/11/2016 tarihli icra takibi nedeniyle savcılığa 2018 yılında şikayette bulunduğu ve eldeki davayı 21/02/2020 tarihi itibarıyla açtığı, sahte imza ile başlatılan takip sebebiyle ilgili şikayetin yaklaşık 2 yıl sonra yapılması ve davanın da yaklaşık 3 yıl sonra açılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, nitekim takipsizlik kararı verilen … CBS’nın 2018/… soruşturma nolu dosyasında davalı yanın taraflar arasında bulunan ticari ilişkiyi ispatlar mahiyette faturalar ibraz ettiği, yine dava dosyası kapsamında davacı nezdinde tutulan cari hesap ekstresinin sunulu olduğu, mevcut delillerin davacı yanın çek nedeniyle borçlu olduğuna işaret ettiği, davacı yan her ne kadar yemin deliline dayanmış ise de, davalıya teklif edilecek olan yeminin konusu suç teşkil edeceğinden yeminin icra edilmesinin de söz konusu olmadığı anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine, davalı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalı yanın tazminat talebinin reddine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Davalı yanın tazminat talebinin reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan 835,59 TL peşin harçtan 59,30 TL’nin mahsubu ile arda kalan 776,29 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 7.183,64 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza