Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/142 E. 2023/79 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/142 Esas
KARAR NO :2023/79

DAVA:Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:20/02/2020
KARAR TARİHİ:01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/08/2018 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın yaya olan müvekkiline asli ve tam kusuru ile çarpması sonucu müvekkilinin basit tıbbi müdahalelerle giderilemeyecek şekilde yaralandığını, kazaya ilişkin olarak savcılık soruşturması başlatıldığını, savcılık soruşturmasında 18/12/2018 tarihli kusura ilişkin bilirkişi raporu ile dava konusu kazaya firari araç sürücüsünün asli ve tam kusuru ile sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin maddi zararının tazmini için davalıya müracaat edildiğini, davalı tarafça açılan hasar dosyasından müvekkiline 6.066,00 TL ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin maluliyetinin çok daha yüksek olması sebebi ile bu ödemenin eksik olduğunu beyanla 5.000,00 TL daimi iş göremezlik tazminatı ile 3.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun davacıya ödemede bulunduğunu, üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini ve davacının tüm zararını karşıladığını, 05/12/2019 tarihinde davacıya 6.066,00 TL ödeme yaptığını, davacı tarafından maluliyet sebebiyle tazminat talebine ilişkin olarak dava öncesinde müvekkili kuruma başvuru yaptığını, başvuru sırasında müvekkiline sunmadığı ve tazminat hesabı için zaruri olan Sağlık Raporunun davacı vekilinden yazılı olarak talep edildiğini, davacı tarafın bu belgeleri müvekkili kuruma sunmadığını, bu nedenle usulüne uygun başvuru şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının sürücüsü tespit edilemeyen bir araç nedeniyle maluliyetinin oluştuğuna dair somut bir delil bulunmadığını, davacının tüm tedavileri tamamladıktan sonra sakatlığı 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 02/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezliğe dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı şirkete yazı yazılarak hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacıya davaya konu trafik kazası nedeni ile ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin kurum kayıtları ve araç tescil kaydı celp edilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/… sayılı soruşturma dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Tedavi evraklarının celbine müteakip davacıya ait maluliyet raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememiz dosyası kapsamına alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu Başkanlığının 22/11/2021-… karar numaralı raporunda özetle; “…Kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerin tetkikinde; 1. … … Devlet Hastanesinin 02/08/2018 tarihli ve 24526 protokol nolu genel adli muayene raporunda; araç içi trafik kazası, sağ bacak ağrısı, genel durum iyi, GKS: 15, vitaller stabil, nörolojik defisit olmadığı,
2. … … Devlet Hastanesinin 02/08/2018 tarihli radyoloji raporlarında; batın USG, batın BT doğal olduğu, pelvis BT’de sağ femur boyun kırığı olduğu,
3. … … Devlet Hastanesinin 02/08/2018 yatış ve 06/08/2018 çıkış tarihli, … hasta nolu epikriz raporunda; femur boyun kırığının, opere edildiği, sol femur başına 3 adet vida uygulandığı,
4. … Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 24/03/2021 tarihli radyoloji raporunda; sağda femur boynundan femur başına uzanım gösteren üç adet operatif materyal dikkati çektiği, kemik eklem ilişkileri doğal, fraktür lehine bulgu olmadığı,
5. … Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 25/03/2021 tarihli konsültasyon raporlarında; Fizik tedavi: sağ femur boyun kırığı, fizik tedavi almadığı, fizik muayenede hastanın bağımsız mobilize olduğu, yardımcı cihaz kullanmadığı, 3-4cm boyutunda sağ kalçada insizyon skarı olduğu, sağ kalça rom tam (tüm yönlere, iç rotasyon sonu hafif ağrılı olduğu, Ortopedi: sağ kalça eklem hareket açıklıkları: fleksiyon 120 derece, iç rot 20 derece, dış rotasyon 45 derece, abdüksiyon 30 derece, addüksiyon tam olduğu, kırık kaynaması tam olduğu, Nöroloji, bilinç açık, oryante koopere, motor defisiti olmadığı, duyu defisiti olmadığı, tandem normal, bağımsız mobilize, belirgin aksama görülmemekle birlikte, hastanın sağa daha temkinli bastığı, nörolojik patoloji bulgusu olmadığı,
6. Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 28/05/2021 tarihli ve … karar nolu mütalaasında; sonuç olarak; mevcut belgelere göre; … ve … kızı, 01/11/1981 doğumlu, …’nın 02/08/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği kararına varıldığı,
7. Kişiye ait dosyaya ekli grafilerin Kurulumuzca incelenmesinde; “24/03/2021 tarihli pelvis grafisinde sağ femur boynunda tespit vidaları ve kaynamış kırık sekeli” tespit edildiğine göre;
SONUÇ: Mevcut belgelere göre;
… ve … kızı, 01/11/1981 doğumlu …’nın 02/08/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği… ” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan aktüerya bilirkişisi … … ve kusur bilirkişisi … … … tarafından hazırlanan 13/05/2022 tarihli raporda özetle; “….KUSUR MÜTALAASI : Kaza mahalli yerleşim yeri içinde olup yol iki şeritli, 7 m genişlikte, iki yönlü bir sokak olup yolda yaya kaldırımı mevcut olmadığı, zeminin asfalt ve kuru olduğu, vaktin gündüz, havanın ve görüşün açık olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında bulunan 02.08.2018 tarihli Tutanakta kaza mahalline 07:55’te gelen haber üzerine gidilmiş olduğu ve çevredeki vatandaşlardan bilgi alındığı belirtilmiş olup, tutanak ekindeki kaza yeri krokisinde çarpma noktasının, … sokaktan … … caddesine gidişe göre sağ kenrada numara 9’… önünde beyan edilmiş olduğu not edilmiştir.
Dava dosyasında bulunan ifadesinde davacı yaya … kaza günü saat 06:50 sıralarında işe gitmek üzere evinden çıktığını, sokaktan aşağıya doğru yolun sağ tarafından yürürken sol omuz ve gözde kısmına bir aracın çarpması sonucu kendi etrafında dönerek yere düştüğünü, yerden doğrulup oturduğunda koyu gri renkli hacback tipinde bir aracın durduğunu gördüğünü, kendisinin yolda dorulduğunu görünce aracın yoluna devam ettiğini belirtmiştir.
Dava dosyasındaki ifadesinde tanık … kaza günü 06:50 sıralarında …caddesinde fırına gitmiş olduğunu, çıkarken fren sesi duyduğunu, … sokaktan aşağıya …l caddesine inen … … marka bir aracın durduğunu gördüğünü, araç içersindeki 18-20 yaşlarındaki erkek şahsın sağ elini arkaya atıp arkasına baktığını ve daha sonra aracıyla devam ettiğini, araç devam edince arka tarafta yerde yatan bir bayan olduğunu gördüğünü, araca baktığında plakasının … olarak okuduğunu belirtmiştir.
Dava dosyasında bulunan 15.08.2017 tarihli Görüntü İzleme ve İnceleme Tutanağında incelenen kamera görüntülerinde gri renkli, plakası … olarak okunan bir aracın kamera açısından geçtiği, ancak yapılan Pol-Net sorgulamasında plakaya kayıtlı bir aracın bulunmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Dava dosyasında bulunan 18.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda kaza incelenmiş ve güzergahta azami hızın 30 km/saat olduğu, kazanın taşıt yolu üzerinde meydana geldiği, yolda araca ait fren izi bulunmadığı, plakası belirsiz aracın kimliği belirsiz sürücüsünün meskun mahal içinde mahalle arasında yolu devamlı kontrol altında bulundurarak yolda yürümekte olan yaya trafiğine dikkat edip hızını her an durabileceği düzeyde tutması gerekirken, bu hususların aksina davranarak yaya kaldırımı olmayan yolda yürümekte olan yayaya çarpması ile 2918 sayılı KTK’nın 56/1-a şerit izleme ve 47/1-d yasak ve yükümlülüklere uyma şartlarını ihlal etmiş olduğundan tamamen asli kusurlu olduğu, yaya …’nın ise kusursuz olduğu kanaati ifade edilmiştir.
Yine dava dosyasında bulunan ve davalı … Hesabı’na hitaben yazılmış 18.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda ise; internetten temin edilen fotoğraflardan yolun iki yönlü ve takriben 5 m genişlikte olduğu, yaya kaldırımı bulunmadığı, davacı yaya …’nın, yaya kaldırımı bulunmayan yolda yol kesimini kullanarak yürürken trafik akımını arkasına alarak sağ taraftan yürümesi, yürüdüğü yolun, yeterince kenarını kullanmaması ve yolu kullanırken kendisine yaklaşan araçlara gereken duyarlılığı göstermemesi, , dikkatsiz ve tedbirsiz davranması ile KTK 68 ve KTY 138 maddelerini ihlali nedenleriyle %70 oranında kusurlu olduğu, plakası belirsiz aracın kimliği belirsiz sürücüsünün ise kavşak yaklaşımında hızını koşullara uydurmaması, yolun kenarında yürüyen yayayı fark etmek için gereken dikkati göstermemesi nedenleriyle KTK 52 ihlali ile %30 oranında tali kusurlu olduğu kanaati ifade edilmiştir.
Heyetimiz, kazanın oluşunda gerek kimliği belirsiz sürücünün, gerekse davacı yayanın etkilerinin bulunduğu ancak sürücü kusurunun ağırlıklı olarak etkili olduğu görüşünde olup, bu bakımda her iki bilirkişi raporundaki kusur kanaatleri ile de uyuşmamaktadır.
Heyetimiz dava dosyasında bulunan tutanak, ifade ve raporlar ışığında, dava konusu kazanın meydana gelmesinde, kimliği belirsiz sürücünün, meskun mahalde, nispeten dar ve iki yanı kaldırımsız, iki yönlü yolda seyri sırasında çıkabilecek yayalara karşı daha dikkatli ve tedbirli olması ve her an durabileceği bir hızla seyretmesi gerekirken, yolda bulunan yayaya gereken dikkat ve özeni göstermemiş ve mahal şartlarına uygun olmayan bir hızla seyretmiş olması ile KTK’nın hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamakla ilgili MADDE 52 ile tanımlı “Sürücüler; a) Kavşaklara yaklaşırken,dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, b) Hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, (..) zorundadırlar.” kuralını ihlal etmiş olması nedeniyle %75 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nın ise, kaldırım bulunmaması nedeniyle yürümek zorunda kaldığı yolda, geçen araçlara karşı kendi güvenliğini korumak üzere daha dikkatli olması gerekirken yeterince tedbirli davranmayarak KTY’nin yayalarla ilgili madde 138 ile tanımlı; “Yayaların uyacakları kurallar aşağıda belirtilmiştir. a) Yayalar taşıt yolu bitişiğinde veya yakınında yaya yolu, banket veya alan varsa buralardan yürümek, her iki tarafında banket bulunan ve kullanılabilir durumda olan yollarda kendi gidiş yönüne göre sol bankette yürümek zorundadırlar. Ancak; (..) 4) Her iki tarafında yaya yolu ve banket bulunmayan veya kullanılır durumda olmayan iki yönlü yollarda yaya kafileleri taşıt yolunun sağ kenarında diğer yayalar gidişlerine göre taşıt yolunun sol kenarında yürümek zorundadırlar.” kuralını ihlal etmiş olması nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıdaki incelemeye göre dava konusu kazada;
1.Davacı yaya …’ın %25 (yüzde yirmibeş) oranıda asli kusurlu,
2.Plakası belirsiz aracın kimliği belirsiz sürücüsü %75 (yüzde yirmibeş) oranında asli kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
TAZMİNAT HESABI :
1)TETKİK VE TESPİT EDİLEN HUSUSLAR
A)SORUMLULUK DURUMU
a)Kusur değerlendirmesinde plakası belirsiz araç sürücüsünün %75 oranında ve davacının %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
b)… Hesabı Yönetmeliğinin ilgili maddeleri aşağıdaki gibidir;
Hesaba başvurulabilecek haller
MADDE 9 – (1) (Değişik: RG-19.06.2009-27263) Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;
a) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için başvurulabilir.
c)… Hesabı yönetmeliğine göre, davalı plakası belirlenemeyen araç sürücüsünün kusuru nispetinde davacının uğradığı bedensel zararlardan sorumludur. Bu durumda işbu davada davalının %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılarak takdire sunulacaktır.
B)DAVACININ GEÇİCİ İŞGÖRMEZLİK DÖNEMİ
a)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Bu durumda;
b)Davacının 9 aylık iyileşme süresinde maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır.
C)DAVACININ SÜREKLİ İŞ GÜCÜ KAYBI
a)Yargıtay 17. ve 4. Hukuk Dairesinin bu konudaki emsal kararlarında özetle; Maluliyete ilişkin alınacak raporlarda “… kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir…” demektedir.
b)İşbu kaza 01.06.2015 tarihinden sonra meydana gelmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelikte kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyet oranı %0 olarak belirlenmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre tüm vücut engel oranının %0 olduğu belirlenmiştir. Bu durumda;
ATK tarafından davacının malul kalmadığı belirlenmiş olduğundan sürekli iş gücü kaybı zararı nedeniyle hesap yapma imkanı bulunmamaktadır.
D)KAZANÇ DURUMU
Dava dosyasında davacının asgari ücretin üzerinde kazanç sağladığını gösterir belge bulunmadığından hesaplamalar asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre;
Davacının 02.08.2018-02.05.2019 tarihleri arası geçen 9 aylık iyileşme dönemindeki net kazançları; 9 ay için 16.127,06 TLdir.
2)TENZİLİ GEREKEN ÖDEMELER
a)Davalı tarafından davacıya bu olay nedeniyle 04.12.2019 tarihinde 6.066,00 TL maddi tazminat ödemesi yapılmıştır.
b)Davacının bu olay nedeniyle sadece 9 aylık geçici iş göremezlik dönemi için zararının söz konusu olması, geçici iş göremezlik dönemindeki zararının olay tarihindeki asgari ücrete göre yapılacak olması ve sürekli iş göremezlik dönemi için bir zararının söz konusu olmaması nedeniyle davalı tarafından yapılan ödeme güncellenmeyerek davacının maddi zararından aynen tenzil edilecektir.
c)Her ne kadar davalı tarafından geçici ve sürekli işgücü ayrımı yapılmaksızın ödeme yapılmış ise de; davacıya yapılan ödemenin bu olaya ilişkin maddi tazminatı ödemesi olması nedeniyle ödeme davacının geçici iş göremezlik zararından tenzil edilecektir.
3)MADDİ ZARAR HESABI :
Karşı tarafın %75 kusur durumuna göre davacının maddi zarar hesabı aşağıdadır.
16.127,06 x %75 kusur = 12.095,29 TL
Davalın ödemesinin tenzili – 6.066,00 TL
Davacının bakiye zararı = 6.029,29 TL
5)DAVALININ SORUMLULUK KAPSAMI VE TEMERRÜT TARİHİ:
a)02.08.2018 olay tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti sakatlık ve sağlık gideri bakımından ayrı ayrı 360.000,00 TL.dır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Bu durumda;
Davacının yukarıda belirlenen maddi zararları poliçe limiti içinde kalmaktadır.
b)Davacı tarafından davalıya 12.12.2018 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99.maddesine göre başvuru tarihinden 8 günü sonrası 24.12.2018 tarihinde mesai saati bitimi sona ermektedir. Bu durumda davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 25.12.2018 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
c)Plakası belirlenemeyen aracın kullanım şeklinin tespit mümkün gözükmemektedir. Yapılan tespitlerde aracın modelinin … Uno olduğu belirlenmiş olup, söz konusu aracın kullanım şekli hususi olduğundan ticari faz talebine ilişkin takdir Sayın Mahkemeye aittir.
S O N U Ç: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 02.08.2018 tarihinde meydana trafik kazasında;
1-Davacı yaya …’ın %25 (yüzde yirmibeş) oranıda asli kusurlu,
2-Plakası belirsiz aracın kimliği belirsiz sürücüsü %75 (yüzde yirmibeş) oranında asli kusurlu olduğu,
3-Davalının %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’nın;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 6.029,29 TL. olduğu,
b)ATK tarafından davacının bu olay nedeniyle sürekli iş gücü kaybına uğramadığı belirlendiğinden davacının sürekli iş göremezlik dönemi için maddi zararının söz konusu olmayacağı,
c)Davacının yukarıda belirlenen maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığı,
d)Başvuru tarihine göre temerrüdün 25.12.2018 tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
e)Plakası belirlenemeyen aracın kullanım şeklinin belirlenmesinin mümkün gözükmemesi, yapılan tespitlerde aracın modelinin … Uno olduğu belirlenmiş olup, söz konusu aracın kullanım şeklinin hususi olması nedeniyle ticari faiz talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu Dairesinin 53306942-101.02-2022/98205/11035 sayılı raporunda özetle; “… İRDELEME: Dosya kapsamı ve bilirkişi raporu incelendiğinde, olay yerinin meskun içi mahal olduğu; mahaldeki azami hız limitinin 30 km/h olduğu; yolun iki yönlü, sokak sınıfında, yatay güzergahının düz, düşey güzergahının eğimli olduğu; vaktin gündüz olduğu, olay mahallinde yaya kaldırımı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı yaya … 07.08.2018 tarihli ifadesinde özetle “… 02.08.2018 günü saat 06.50 sıralarında işe gitmek için ikametten çıkarak sokaktan aşağıya doğru yolun sağ tarafından yürürken sol omuz ve gövde kısmına bir aracın çarpması sonucu kendi etrafımda dönerek yere düştüm. Yerden kalkarak oturduğumda koyu gri hecbek model bir aracın durduğunu gördüm. Benim yerden doğrulduğumu görünce bu araç devam etti…“ şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … 07.08.2018 tarihli ifadesinde özetle “… 02.08.2018 günü saat: 06.50 sıralarında ekmek almak için … caddesi üzerindeki fırına gitmiştim. Fırından çıkarken fren sesi duydum. … sokaktan aşağıya … Caddesi’ne inen … marka bir aracın durduğunu gördüm. Araç içerisindeki 18-20 yaşlarındaki erkek şahıs sağ elini arkaya atıp arkaya baktı ve daha sonra aracıyla devam etti. Araç devam edince arka tarafta yerde yatan bir bayan olduğunun gördüm. Araca baktığımda plakasını … olarak okudum…“ şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan 18.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda; kimliği belirsiz sürücünün tamamen asli kusurlu olduğu, davacı yaya …’nın kusursuz olduğu belirtilmiştir.
… Hesabı’na sunulan 18.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda; kimliği belirsiz sürücünün %30 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nın %70 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulan 13.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda; kimliği belirsiz sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nın %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tüm beyanlar, dava ve cevap dilekçeleri, bilirkişi raporları ve 03.08.2018 tarihli olay yeri basit kroki ve görgü tespit tutanağı incelendiğinde kazanın yukarıda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup aşağıdaki kanaate varılmıştır.
Mevcut verilere göre;
A-) Kimliği belirsiz sürücü, idaresindeki araç ile meskun içi mahalde yola gereken dikkat ve özeni vermesi, mahal şartlarını dikkate alarak seyrini müteyakkız sürdürmesi, görüş alanı içerisinde bulunan yaya ile arasında güvenli açıklık bırakarak yayanın yanından geçmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, tedbirsiz seyri neticesi yolun sağında kendisi ile aynı istikamet yönüne doğru sırtı dönük vaziyette yürüyen yayaya çarptığı kazada kusurludur.
B-) Davacı yaya …, kaldırım bulunmayan iki yönlü yolda kaplama içerisinde yürüdüğü sırada kendi can güvenliğini sağlayacak şekilde taşıt yolu üzerinde bulunan araçların hareket durumlarını kontrol edecek vaziyette yolun solunu takiben yürümediği anlaşılmakla gerçekleşen kazada kusurludur.
SONUÇ: Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A-) Kimliği belirsiz sürücünün %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu,
B-) Davacı yaya …’nın %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan aktüerya bilirkişisi … tarafından hazırlanan 01/11/2022 tarihli ek raporda özetle; “…1)TETKİK VE TESPİT EDİLEN HUSUSLAR;
A)SORUMLULUK DURUMU
a)Adli Tıp Kurumundan alınan 31.08.2022 tarihli kusur raporu ile olayın meydana gelmesinde;
-Kimliği belirsiz sürücünün %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu,
-Davacı yaya …’nın %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
b)… Hesabı Yönetmeliğinin ilgili maddeleri aşağıdaki gibidir;
Hesaba başvurulabilecek haller
MADDE 9 – (1) (Değişik: RG-19.06.2009-27263) Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;
a) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için başvurulabilir.
c)… Hesabı yönetmeliğine göre, davalı plakası belirlenmeyen araç sürücüsünün kusuru nispetinde davacının uğradığı bedensel zararlardan sorumludur. Bu durumda işbu davada davalının %90 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılarak takdire sunulacaktır.
B)DAVACININ GEÇİCİ İŞGÖRMEZLİK DÖNEMİ
a)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Bu durumda;
b)Davacının 9 aylık iyileşme süresinde maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır.
C)DAVACININ SÜREKLİ İŞ GÜCÜ KAYBI
a)Yargıtay 17. ve 4. Hukuk Dairesinin bu konudaki emsal kararlarında özetle; Maluliyete ilişkin alınacak raporlarda “… kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir…” demektedir.
b)İşbu kaza 01.06.2015 tarihinden sonra meydana gelmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelikte kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyet oranı %0 olarak belirlenmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre tüm vücut engel oranının %0 olduğu belirlenmiştir. Bu durumda;
ATK tarafından davacının malul kalmadığı belirlenmiş olduğundan sürekli iş gücü kaybı zararı nedeniyle hesap yapma imkanı bulunmamaktadır.
D)KAZANÇ DURUMU
Dava dosyasında davacının asgari ücretin üzerinde kazanç sağladığını gösterir belge bulunmadığından hesaplamalar asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre;
Davacının 02.08.2018-02.05.2019 tarihleri arası geçen 9 aylık iyileşme dönemindeki net kazançları aşağıdaki gibidir;
Kazalının geçici iş göremezlik dönemindeki net kazanç toplamı 9 AY= 16.127,06 TL
2)TENZİLİ GEREKEN ÖDEMELER
a)Davalı tarafından davacıya bu olay nedeniyle 04.12.2019 tarihinde 6.066,00 TL maddi tazminat ödemesi yapılmıştır.
b)Davacının bu olay nedeniyle sadece 9 aylık geçici iş göremezlik dönemi için zararının söz konusu olması, geçici iş göremezlik dönemindeki zararının olay tarihindeki asgari ücrete göre yapılacak olması ve sürekli iş göremezlik dönemi için bir zararının söz konusu olmaması nedeniyle davalı tarafından yapılan ödeme güncellenmeyerek davacının maddi zararından aynen tenzil edilecektir.
c)Her ne kadar davalı tarafından geçici ve sürekli işgücü ayrımı yapılmaksızın ödeme yapılmış ise de; davacıya yapılan ödemenin bu olaya ilişkin maddi tazminatı ödemesi olması nedeniyle ödeme davacının geçici iş göremezlik zararından tenzil edilecektir.
3)MADDİ ZARAR HESABI :
Karşı tarafın %90 kusur durumuna göre davacının maddi zarar hesabı aşağıdadır.
16.127,06 x %90 kusur = 14.514,35 TL
Davalın ödemesinin tenzili – 6.066,00 TL
Davacının bakiye zararı = 8.448,35 TL
NOT: Sayın Mahkemece davacı vekilinin iddiası gibi davalı tarafından yapılan ödemenin geçici iş göremezlik tazminatından tenzil edilmeyeceğinin kabulü halinde ise davacının talep edilebilir maddi zararı 14.514,35 TL olacaktır.
5)DAVALININ SORUMLULUK KAPSAMI VE TEMERRÜT TARİHİ:
a)02.08.2018 olay tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti sakatlık ve sağlık gideri bakımından ayrı ayrı 360.000,00 TL.dır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Bu durumda;
Davacının yukarıda belirlenen maddi zararları poliçe limiti içinde kalmaktadır.
b)Davacı tarafından davalıya 12.12.2018 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99.maddesine göre başvuru tarihinden 8 günü sonrası 24.12.2018 tarihinde mesai saati bitimi sona ermektedir. Bu durumda davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 25.12.2018 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
c)Plakası belirlenemeyen aracın kullanım şeklinin tespit mümkün gözükmemektedir. Yapılan tespitlerde aracın modelinin … Uno olduğu belirlenmiş olup, söz konusu aracın kullanım şekli hususi olduğundan ticari faz talebine ilişkin takdir Sayın Mahkemeye aittir.
S O N U Ç: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 02.08.2018 tarihinde meydana trafik kazasında davalının %90 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’nın;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 8.448,35 TL. olduğu,
b)ATK tarafından davacının bu olay nedeniyle sürekli iş gücü kaybına uğramadığı belirlendiğinden davacının sürekli iş göremezlik dönemi için maddi zararının söz konusu olmayacağı,
c)Davacının yukarıda belirlenen maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığı,
d)Başvuru tarihine göre temerrüdün 25/12/2018 tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
e)Plakası belirlenemeyen aracın kullanım şeklinin belirlenmesinin mümkün gözükmemesi, yapılan tespitlerde aracın modelinin … Uno olduğu belirlenmiş olup, söz konusu aracın kullanım şeklinin hususi olması nedeniyle ticari faiz talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu… ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
HMK’nın 107. maddesine dayalı olarak belirsiz alacak davası şeklinde ikame edilen dava kapsamında davacı vekilinin talep attırım dilekçesi ile; dava dilekçesinde 3.000,00-TL olarak gösterilen geçici iş göremezlik alacak miktarını, 5.448,35-TL arttırmak sureti ile 8.448,35-TL maddi tazminatın 12/12/2018 başvuru tarihini takip eden 8 iş günü bitimi olan 25/12/2018 temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, anılı dilekçenin davalı vekiline tebliğ edildiği, işbu dilekçeye karşı davalı tarafça herhangi bir beyan/itiraz dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Somut olaydaki uyuşmazlığın; 02/08/2018 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde davacının geçici ve sürekli iş göremezliğe düçar olup olmadığı, davalı tarafın dava tarihinden önce yapılan ödemesine karşın davacı yanın ödeme ile karşılanmayan maddi zararının bulunup bulunmadığı, davacının dava ve talep arttırım sureti ile talep ettiği maddi tazminattan davalı … hesabının sorumlu olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken … Hesabı Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9.maddesi; ”Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için … Hesabı’na başvurulabilir.” şeklinde düzenleme altına alındığı görülmüş olup tedavi evraklarının celbine müteakip kaza tarihi (02/08/2018) itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümleri (Özürlülük Ölçütü yönetmeliği) kapsamında Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu temin edilmiş, davacının sürekli iş göremezliğe uğramadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 9 ay olduğunun tespit edildiği görülmüştür. ATK raporunun dosyada mevcut tedavi evrakları/raporları incelenmek sureti ile ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlandığı, raporlar arasında çelişkinin bulunmadığı anlaşılmakla, yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun hazırlanmakla birlikte savcılık dosyası ile mahkememiz tarafından görevlendirilen kusur bilirkişi rapor tespitleri arasında oluşan çelişkinin giderildiği görülmekle, mahkememizce itibar edilir bulunan ATK Trafik İhtisas Dairesinin anılı raporu kapsamındaki maddi tespitler ışığında, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %90 (asli) oranında, davacının ise %10 oranında (tâli) kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki; “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…Ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…Ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmekle ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile birlikte uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasına yönelik içtihat geliştirildiği ancak hesaplamalarda pregresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ve kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre tespit edilen maluliyet raporuna göre hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Anılı kriterler uyarınca; ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına ve kaza tarihindeki yönetmelik hükümleri ile içtihatlara uygun, güncel asgari ücret hesaplamalarına göre hazırlanmakla itibar edilir bulunan aktüer bilirkişi raporu kapsamında; dava öncesindeki ödemelerin güncellenmesi sureti ile davacı yanın geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 8.448,35-TL olarak hesaplanmakla KTK’nın 111. maddesi gereğince 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılan dava kapsamında anılı tazminat bedeli yönünden davalı … hesabının tazmin sorumluluğunun mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davacının sürekli iş göremezliğinin bulunmaması nedeni ile işbu tazminat kalemi yönünden zarar şartı gerçekleşmediğinden sürekli iş göremezlik tazminat isteminin reddi gerekmiştir.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti ve faiz türü noktasında inceleme yapılmış olup 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen … Hesabı Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte … Hesabının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup hasar dosyası kapsamında her ne kadar başvuru tarihinin 12/12/2018 olduğu görülmüş ise de talep arttırım dilekçesi ile davacı yanın temerrüt tarihi yönünden istemini 25/12/2018 olarak belirtmesi kapsamında HMK’nın 26. maddesi ışığında taleple bağlılık ilkesi gereğince 25/12/2018 gününün temerrüt tarihi olarak esas alınması gerekmiştir. Ayrıca her ne kadar davacı tarafça avans faiz istemi ileri sürülmüş ise de kazaya neden olan plakası tespit edilemeyen/ sigortasız aracın ticari nitelikte olmadığı anlaşılmakla, yasal faize hükmedilmesinin gerektiği, talep arttırım dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden de HMK’nın 26. maddesi uyarınca haksız eyleme dayalı talebin tümü yönünden temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dâir aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin REDDİNE,
B-Geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin KABULÜ ile,
8.448,35-TL maddi tazminatın 25/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 577,11 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan (54,40 TL peşin+20,00 TL tamamlama harcı olmak üzere) 74,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 502,71 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 1.900,00 TL bilirkişi ücreti, 2.599,00 TL ATK fatura ücreti ve 270,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 4.769 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.995,92 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 8.448,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8- Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harç ve 20,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 128,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9- Devletçe karşılanan 1.320 TL arabuluculuk ücretinin, davanın kabul oranına göre hesaplanan 829,23 TL ‘sinin davalı taraftan, bakiye 490,77 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır