Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/131 E. 2021/240 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/131 Esas
KARAR NO : 2021/240
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davazlıya taşımacılık hizmeti verdiğini, bu hizmete karşılık fatura düzenleyerek davalıya tebliğ ettiğini ancak fatura bedellerinin alınamadığını, bu nedenlerle davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’ne 2018/… E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, ancak davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu, … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı icra dosyasına yapılan haksız itirazın kaldırılmasını, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itirazı nedeniyle, en az %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya çıkarılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak herhangi bir cevap veya beyan dilekçesinin sunulmadığı anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturadan kaynaklı cari hesap alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu …. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Vergi Müdürlüklerine yazı yazılarak BA/BS kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 02/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı şirketin, 2018 takvim yılına ait kanunu defterlerinin; HMK’nın 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiğini, davacı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre ödeme emri tarihinde, davacının davalıdan 10.738,00-TL alacağının bulunduğunu, davacı tarafından düzenlenen ödeme emri konusu faturaların davalıya tebliğ ve teslim edildiği ilgili dosyada herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanılmadığını, Gelir İdaresi Başkanlığı, … Vergi Dairesi’nin 02/10/2020 tarih … sayılı yazısına ekli davalı BA-BS karşılaştırmalı formunda davalının 2018 hesap döneminde davacıdan KDV hariç 5.000,00-TL üzeri, herhangi bir mal/hizmet alımı yapmadığını, Gelir İdaresi Başkanlığı, … Vergi Dairesi’nin 02/10/2020 tarih … sayılı yazısına ekli davalı BA-BS karşılaştırmalı formunda davalının 2018 hesap döneminde davacıdan KDV hariç 5.000,00-TL üzeri, 1 adet belge karşılığı 5.800,00-TL mal/hizmet satışı yaptığını, ancak davalının davacıdan herhangi bir mal/hizmet alımı yaptığını bildirmediğini, …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı ödeme emrine davalı vekili tarafından taraflar arasında herhangi borç/alacak ilişkisi bulunmadığı, alacaklıya herhangi bir borçlarının olmadığı yönünden itiraz edildiği ve takibin durduğunu, davacının 2018 yılında davalı adına düzenlediği ödeme emri konusu faturaları ve fatura içeriği mal hizmeti davalıya teslim ettiğini ispat etmesi halinde, …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı ödeme emrine davalı tarafından edilen itirazın 10.738,00-TL asıl alacak üzerinden iptali ile icra inkar tazminatı hükmünün mahkeme takdirinde olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; servis/ taşımacılık hizmet ilişkinden kaynaklı faturalandırılan hizmet bedeline dayalı alacak isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı saptanmış olup yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın hizmet sözleşme ilişkinden kaynaklı 2 adet faturaya dayalı alacak istemi ile başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin davaya cevap vermediği gibi ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği tespit edilmiştir. Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir… (22/07/2020) ” hükmünü içermekte olup yargılama sırasında yürürlüğe girmekle derhal uygulama ilkesi kapsamında tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın mahkememizce ibrazdan kaçınılmış sayılacağı ihtarı ile verilen süre içerisinde ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde davalı tarafça aksi yönde herhangi bir delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Bu kapsamda yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı,ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı tarafın takibe konu alacak istemine dayalı faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı yanın ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile 10.738-TL alacaklı göründüğü, BS bildiriminin mevcut olduğu, BA bildirimine rastlanılmadığı tespit edilmiştir. Kanaate varılan hukuksal durum ışığında, davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 10.738-TL (asıl alacak) alacaklı olduğu, bu noktadan sonra anılı fatura bedellerinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı şirketin ise hizmet bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği anlaşılmıştır. Anılı gerekçeler ışığında davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 10.738-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı yararına %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 10.738,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 10.738,00-TL takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 2.147,60-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 733,51-TL ilam harcından peşin alınan 129,69-TL’nin mahsubu ile bakiye 603,82-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 129,69-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 184,09-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 817,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır