Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/13 E. 2020/532 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/13
KARAR NO : 2020/532
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 22/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma arasında 19/10/2010 tarihli bir inşaat yapım sözleşmesinin akdedilmiş olduğunu, sözleşmeye göre toplam 34 adet ikiz villanın her parselin bir etap olarak kabul edilerek 3 aşamada işin yapılacağının kararlaştırıldığını, davanın konusunu oluşturan ve davalı tarafça yerine getirilmeyen yükümlülüklerden dolayı müvekkilinin yüklenici firma olarak işi sürdüremez duruma geldiğini ve bu nedenle işi durdurmak zorunda kaldığını, davalının müvekkili firma ile sözleşmeyi feshetmeden ve davalı henüz sözleşme ile bağlı iken başka bir inşaat şirketinin elemanlarını çalıştırmaya başladığını, davalının bu eylemleri müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğrattığını beyanla öncelikle müvekkilinin daha fazla zarara uğramasını engellemek ve dava sonunda elde edeceği zararı temin etmek adına duruşma günü beklemeksizin İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi, … mevkiinde … pafta no … Parsel no, … pafta no … parsel no, … pafta no … parsel no, 1 pafta no … parsel no’ lu taşınmaz tapularının 3. kişilere devrinin engellenmesine, inşaat alanında devam edilen çalışmalar var ise durdurulması ve şantiyenin mühürlenmesi, davalının müvekkili, ile akdetmiş olduğu 19/10/2010 tarihinde gerçekleşen sözleşmeye aykırı davrandığının tespitine, tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi ve manevi zararının değerini tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat ile sözleşme hükümleri gereği ödenmesi gereken cezai şartın davalıya gönderilen ihtarname tarihi olan 20/11/2011 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/… D.iş sayılı dosyasından da yapılan masraflar da dahil olmak üzere yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Davada maddi tazminat talebini artırarak 450.956,00-TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözleşme akdedilirken yetkili mahkemelerin genel yetkili mahkemeler olacağını kararlaştırıldığını, bu nedenle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili mahkemelerin İstanbul Ticaret Mahkemeleri olacağını, huzurdaki davranın belirsiz alacak davası olarak görülmesinin mümkün olmadığını, müvekkili kooperatif ile davacı arasında 19/10/2010 tarihli eser sözleşmesinin akdedilmiş olduğunu, sözleşme çerçevesinde … ilçesi … Mahallesi … mevkiinde inşa edeceği 17 adet ikiz villanın kaba inşaatını yapma hususunda anlaşmış olduklarını, iş bu anlaşmaya göre davacı 17 adet ikiz villanın 6 adedini 31/03/2011 tarihinde sözleşmede belirlenen şartlara uygun olarak tamamlayacağını, müvekkili kooperatifte davacı yüklenicinin yapacağı işlere karşılık 2 adet ikiz villayı anahtar teslim olarak 1.000.000-TL bedelle davacıya teslim edeceğini, yüklenici 6 adet villanın kaba inşaatı bitine kadar müvekkilinden ödeme talep etmeyeceğini beyan ettiğini, davacı 6 adet villayı teslim etme tarihinden yaklaşık 6,5 ay sonra … Noterliğinin 20/09/2011 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek 31/03/2011 tarihinde teslim etmesi gereken 6 adet villanın kaba işlerini % 80 oranında bitirdiklerini beyan ettiğini, müvekkiline haksız ve mesnetsiz kusurlar isnat ederek verilmesi kararlaştırılan villaların tapularının devrini, hakediş ödemesi olarak 525.810,11-TL’nin 15 gün içinde kendilerine ödenmesini, işin devamı ile ilgili ödeme taahhüdü verilmesinin ihtaren bildirildiğini,davacının iş bu ihtarname ile kendisine verilmesi kararlaştırılan 2 adet ikiz villanın tapularının kendilerine devredilmesini talep ettiğini, davacının hak ediş ödemesi olarak 525.810,11-TL’nin 15 gün içinde ödenmesini talep etmesinin taraflar arasındaki sözleşmeye ve TBK hükümlerine aykırı olduğunu, davacının ihtarnamede müvekkili kooperatifin işin devamı ile ilgili ödeme taahhüdü verilmesini talep etmesinin de hiç bir sözleşmesel ve hukuki mesnedinin olmadığını, dava konusu sözleşmenin eser sözleşmesi olpuğunu, davacının temerrüde düştüğünü, müvekkili kooperatifin TBK m.125 gereğince sözleşmeyi feshederek aynen ifadan vazgeçtiğini davacıya bildirdiğini, davacı yüklenicinin salt sözleşmeye aykırılık sebebiyle manevi tazminat istemesinin hukuken mümkün olmadığından bahisle neticeten;davanın reddine, HMK m.329/1 gereğince hiç bir hakkı olmamasına rağmen dava açan davacının asgari ücret tarifesinde belirlenen vekalet ücretinden az olmamak üzere dava değerinin % 15’i olarak kararlaştırılan sözleşmesel vekalet ücretini ödemesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüketilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizin 2014/… Esas ve 2018/… Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda ve 07/06/2018 tarihinde; davacının maddi tazminata ilişkin davasının kısmen kabulü ile 200.956,00-TL maddi tazminatın 10.12.2011 temerrüt tarihinden işleyecek değişen oranlı reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının yerinde görülmeyen manevi tazminat talebinin reddine, davacı taraf her ne kadar cezai şart ve vade farkı talebinde bulunmuş ise de; bu alacak kalemi ile ilgili miktar belirtilip harçlandırılmak suretiyle usulüne uygun dava açılmış bulunmadığından karar tesisine yer olmadığına dair verilen hükmün; davacı vekilince temyizi üzerine; Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2019/… Esas ve 2019/… Karar sayılı ilamı ile;
“1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacı yüklenici şirket vekili dava dilekçesinde müvekkilinin maddi zararlarını açıklarken, taraflar arasındaki sözleşme gereği yapılan ve yapılacak hakedişlere karşılık dört adet villanın verilmesi gerektiği halde verilmediğini, davacının imalâtları karşılığı toplam 525.810,11-TL tutarlı hakedişler düzenlendiğini, müvekkilinin talebi üzerine delil tespit dosyasında alınan bilirkişi heyeti raporunda da 450.956,00-TL’lik imalât gerçekleştirildiğinin belirlendiğini ileri sürmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında da davacının gerçekleştirdiği imalâtlar nedeniyle hak ettiği iş bedelinin 450.956,00-TL olduğu belirlenmiş ve mahkemece de imalât bedeli konusunda bu tespitlere itibar edilerek davacı vekilinin ıslah dilekçesi de gözetilmek suretiyle hak edilen imalât bedeli alacağından, davacı şirket temsilcisine kooperatif hissesi tahsis edilmesi nedeniyle sözleşmede villa bedeli olarak belirlenen 250.000,00-TL mahsup edilmek suretiyle bakiye 200.950,00-TL alacak hüküm altına alınmıştır. Davacı vekili kararı diğer temyiz nedenleri yanında yapılan bu mahsup işlemi yönünden de temyiz etmiştir.
Davacı şirket tüzel kişiliğinin davalı kooperatifte üyeliği ve aidat borcu bulunmadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Mevcudiyeti tartışmalı olmakla birlikte davacı şirketin yetkili temsilcisinin davalı kooperatifte üyeliği ve aidat borcu bulunsa dahi ayrıca taahhüt etmiş olmadıkça yetkili temsilcisinin şahsi borcundan dolayı davacı şirketin sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu nedenle davacının hesaplanan imalât bedeli alacağının, yetkili temsilcisinin borcu nedeniyle mahsup yapılmaksızın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken mahsup sonucu alacağın 250.000,00-TL kısmının hüküm altına alınmaması hatalı olmuştur.
Bununla birlikte hüküm fıkrasında davacının 6.672,00-TL yargılama gideri yaptığı belirtilerek haklılıkları oranında taraflara paylaştırılmış olup davacı vekili temyiz dilekçesinde delil tespiti sırasında yapılan masrafların yargılama giderlerine dahil edilmediğini ileri sürmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/2. maddesinde yargılama giderlerinin dökümünün hüküm altında gösterileceği belirtilmiş olmasına rağmen gösterilmemiş olması nedeniyle davacı temyizinin haklı olup olmadığı denetlenememektedir. Karar bu yönüyle de kanuna aykırıdır.
Son olarak davacı taraf … Noterliği’nin 20.09.2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davalıdan 525.810,11 TL alacağının 15 gün içerisinde ödenmesini talep ettiğinden ihtarnamenin tebliğ tarihi belirlenip 15 günlük ödeme süresi eklenerek hesaplanacak temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken mahkemece nasıl belirlendiği anlaşılamayan 10.12.2011 tarihinden itibaren faiz işletilmesi de doğru görülmemiştir.
Kararın bu nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur. ” bozularak yukarıdaki esas numarasına dosyanın kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, Yargıtay bozma ilamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı şirket tüzel kişiliğinin davalı kooperatifte üyeliği ve aidat borcu bulunmadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davacı şirketin yetkili temsilcisinin davalı kooperatifte üyeliği ve aidat borcu bulunsa dahi ayrıca taahhüt etmiş olmadıkça yetkili temsilcisinin şahsi borcundan dolayı davacı şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmaması sebebiyle davacı yanın dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda hesaplanan imalat bedeli alacağının, yetkili temsilcisinin borcu nedeniyle mahsup yapılmaksızın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş; bu bağlamda davacı yanın 450.956,00-TL imalat alacağının … Noterliği’nin 20.09.2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı yana tebliği tarihi olan 26.09.2011 tarihine ihtarname ile verilen 15 günlük sürenin eklenmesi sonucunda tespit edilen 12.10.2011 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı reeskont faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar vermek gerekmiş, yine davacı tarafın bozma ilamı kapsamında sair temyiz itirazları reddedilerek kesinleştiğinden davacı yanın manevi tazminat talebinin reddi ile cezai şart ve vade farkı talebine ilişkin usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar tesisine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiş, ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 405. maddesinde delil tespiti dosyasının asıl dava dosyasının eki sayılacağı ve asıl dava dosyasıyla birleştirileceği düzenlenmiş olup, bu düzenleme kapsamında delil tespiti dosya masraflarının yargılama giderleri kapsamında değerlendirilerek asıl davadaki davanın kabul ve ret oranına göre taraflardan tahsiline karar verilmesi gerektiğinden; dosyamız arasına alınan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/… Değişik İş sayılı delil tespiti dosyasında davacı tarafından 898,55-TL masraf yapılmış olduğu belirlenmiş olup iş bu masraf miktarı kabul ve ret oranına göre yargılama gideri içerisinde belirtilerek aşağıdaki şekilde davanın kısmen reddi ile kısmen kabulüne ilişkin hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE;
450.956,00-TL alacağın 12.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı reeskont faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacının manevi tazminat talebinin reddine,
Davacı taraf her ne kadar cezai şart ve vade farkı talebinde bulunmuş ise de; bu alacak kalemi ile ilgili miktar belirtilip harçlandırılmak suretiyle usulüne uygun dava açılmış bulunmadığından karar tesisine yer olmadığına,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 30.804,8-TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 7.827,43-TL harcın mahsubu ile bakiye 22.977,37-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 7.988,30-TL (6.200,00-TL bilirkişi ücreti + 170,80-TL keşif ücreti, 717,95-TL posta gideri + 898,55-TL delil tespiti dosyasında yapılan masraflar ) yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 7.914,03-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafça yapılan 50,00-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 1,08-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 39.597,8-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8- Davacı tarafça yatırılan 21,15-TL başvuru harcı, 297,00-TL peşin harç ve 7.530,43-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 7.848,58-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; davacı şirket temsilcisinin yüzüne karşı, davacı vekili ile davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …