Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/128 E. 2021/746 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/128
KARAR NO : 2021/746
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2020
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Sanayi Sitesi Şubesi ile davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan kredi çerçeve sözleşmelerine istinaden davalı şirkete kredi kullandırıldığını, diğer davalıların ise işbu kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davalı şirketin kredi hesaplarının … Noterliği’nin 06/03/2019 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kat edildiğini, süresi içinde borcun ödenmediğini, bu aşamada, müvekkili bankanın alacağının tahsilini teminen davalılar hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… D.iş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı aldığını, ihtiyati haciz kararı ile birlikte … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile davalı-borçlular hakkında genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından takibe itiraz edildiğini, taraflarınca arabulucuğa başvurulduğunu ancak anlaşılamadığını, bu sebeplerle haklı takip neticesinde taraflarınca itirazın iptali davası açma zarureti olduğunu, davalı şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan, tüm kredi çerçeve sözleşmeleri ile davalının müvekkiline borçlu bulunduğunun kanıtlandığını, davalıların müvekkiline takip talebinde belirtilen borçları devam etmekle birlikte, davalı-borçlular ile imzalanan kredi sözleşmelerinde de görüleceği üzere yetkili mahkeme ve uygulanacak hukuk başlığı adı altında yetkili Mahkeme olarak İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olacağının açıkça belirtildiğini ve davalılar tarafından da kabul edildiğini, bu durumda itiraz edilen icra takibinin sözleşmede taraflarca kabul edildiği üzere İstanbul İcra Dairelerinde açılmış olmasının usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle davalıların yetkiye yönelik haksız ve yasal olmayan itirazlarının reddi gerektiğini, kredi sözleşmeleri uyarınca müvekkilinin kayıtlarının delil olduğunu ve yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın ortaya çıkacağını, kredi çerçeve sözleşmelerinde belirtilen faiz oranında talepte bulunulduğunu, bu nedenle faiz yönünden yapılan itirazların da haksız olduğunu beyanla davalıların … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile yürütülen takibe itirazlarının iptali ve takibin, takip tutarı üzerinden yazılı şartlarla devamına, davalıların inkar olunan alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar usülüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamışlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … İcra Dairesinin 2020/… esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesiyle; davacı banka tarafından davalılar aleyhine 600.705,94 TL asıl alacak, 277.192,93 TL işlemiş faiz, 606,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 878.504,87 TL alacağın tahsili, 34.510,00 TL gayrinakit alacağın depo edilmesi talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı …’ya 22/01/2020, davalı …’a 22/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı …’ne ödeme emrinin tebliğ edilemediği, davalılar vekilinin 17/01/2020 tarihli dilekçesiyle borca, ferilerine ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, takibin durduğu, davacının arabuluculuk kurumuna başvurduğu, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığına dair 10/02/2020 tarihli arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya, davacı tarafça sunulan sözleşme ve ekleri ile davacı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak takip tarihi itibariyle davalıların borçlu olup olmadığı ve varsa borcun miktarının tespiti hususunda rapor tanzim edilmek üzere bankacı bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir.
Bilirkişi heyeti 14/09/2020 tarihli raporunda özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında 06/07/2012 tarihli – 900.000 TL bedelli, 30/06/2017 tarihli – 1.250.000 TL bedelli genel kredi sözleşmelerinin akdedildiğini, diğer davalıların sözleşmeleri müşterek müteselsil kefil olarak aynı tutarlar ile imzaladıklarını, davacı banka tarafından davalı şirkete 2 adet taksitli ticari kredi ve çek kredisinin kullandırıldığını, 04/03/2019 tarihi itibariyle hesapları kat ederek davalılara bildirdiğini, 06/03/2019 tarihli Noter ihtarnamesi ile davalılara 562.469,92 TL nakit borcun 1 gün içerisinde ödenmesi ve 68.593 TL gayri nakdi alacağın aynı süre içerisinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin davalılara 08/03/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, temerrüdün 11/03/2019 tarihinde gerçekleştiğini, 30/06/2017 tarihli sözleşme koşullarına göre davacı bankanın TCMB’ye bildirdiği en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlası oranında temerrüt faizi talep edebileceğini, buna göre bildirilen en yüksek faiz olan %38 akdi faizin %50 fazlası %57 oranında temerrüt faizi talep ettiğini ancak Yargıtay kararları ile TCMB’ye bildirilen faizin değil, krediye fiilen uygulanan akdi faize sözleşmede karşılaştırılan artırım oranının uygulanması suretiyle belirlenen oranda temerrüt faizi talep edilebileceğinin kabul edildiğini, davacı bankanın BCH kredilerde fiilen uyguladığı kredi faiz oranını dosyaya sunmadığını, TCMB’nin internet sitesinde bankalarca açılan kredilere fiilen uygulanan akdi faiz oranı ortalamasının %22.04 olduğunu, buna göre davacının taksitli ticari kredi asıl alacağına krediye uygulanan %16.32 akdi faizin %50 fazlasıyla %24.48 oranında, banka sorumluluk payı ödenen çek bedelleri için ise ortalama akdi faiz olan %22.04’ün %50 fazlası oranında %33.06 oranında temerrüt faizi işletebileceğini, 2019 yılı için bankaların çek yaprağı başına sorumluluk miktarlarının 2.030 TL, 2020 yılı için ise 2.225 TL olduğunu, davalı şirkete verilen çek karnelerinden 8 adedinin henüz iade edilmediğini, buna göre davacının 17.800 TL gayrinakdi alacağının depo edilmesini talep edebileceğini, takip tarihi itibariyle davacı bankanın taksitli ticari krediler nedeniyle 564.344,07 TL asıl alacak, 119.731,24 TL işlemiş faiz, 606 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 684.681,31 TL, çek kredisi nedeniyle 24.310,35 TL asıl alacak, 1.824,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.134,50 TL’nin tahsilini, gayrinakdi alacak yönünden ise 17.800 TL’nin depo edilmesini talep edebileceğini, dava tarihinden sonra yapılan ödemenin infazda nazara alınacağını tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilinin itirazları ile … kredisi yönünden değerlendirme yapılmak üzere heyetten ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 18/01/2021 tarihli ek raporunda özetle; dava konusu kredilerin taksitli ticari kredi ve banka sorumluluk tutarı ödenen çek bedellerinden oluştuğunu, taksitli ticari kredilerin 30/06/2017 tarihinde %16,32 faizle kullandırıldığını, çek sorumluluk bedellerinin ise 2019/4-5-6-8-10-11ve 12. aylarında ödendiğini, kredi hesaplarının 06/03/2019 tarihli ihtarname ile 04/03/2019 tarihi itibariyle kat edildiğini, kök raporda örnek verilen Yargıtay kararında; “…kredi hesabının kat edildiği tarihte aynı tür kredilere uygulanan akdi faiz tespit edilerek sözleşme hükümleri uyarınca bunun %50 fazlasının temerrüt faizi olarak
uygulanması gerekirken Merkez Bankası’na bildirilen ve krediye fiilen uygulanmayan temerrüt faizinin alacağın tespitinde esas alınmasında kabul şeklinde doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulduğunu, o halde, davacı banka tarafından 04/03/2019 kat tarihindeki, taksitli ticari kredi ve BCH (fiilen kredi kullanımına esas) emsal faiz oranlarının dosyaya sunulması gerektiğini, davacı bankanın 05/11/2018 tarihi GM-3095 saylı genel mektubu incelendiğinde, %38 faizin TCMB’ye bildirilen en yüksek/tavan/tabele faiz oranı olduğunun görüldüğünü, ancak davacı vekilinin, %38 oranında faizle kredi kullandırdığını fiilen tevsik etmediği halde temerrüt faizinin %38 faizin %50 fazlasıyla %57 olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek kök raporda belirlenen temerrüt faiz oranlarına itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin itirazına katılmanın mümkün olmadığını, kök raporda; “Davacı bankanın BCH şeklinde kullandırılan kredilere fiilen uyguladığı kredi faiz oranı dosyada sunulu değildir. TCMB WEB sitesinde yapılan araştırmada, bankalarca açılan kredilere fiilen uygulanan akdi faiz oranı ortalamasının, temerrüt tarihinde %22.04 olduğu görülmüştür.” tespitinde bulunulduğunu, çek sorumluluk bedelleri bankaca ödenmekle, ödeme tutarları BCH kredi türüne dönüşeceğinden kök raporda BCH kredi faiz oranından bahsedildiğini, kök raporda, davalı şirkete taksitli ticari kredi kullandırıldığı yazılı olup davacı vekilinin bahsettiği şekilde kredi tipinin hatalı tespitinin söz konusu olmadığını, TCMB WEB sitesinde yeniden yapılan araştırmada, 2 ayrı ticari kredi verisi olduğunun tespit edildiğini, bu durumda davacı bankanın, taksitli ticari kredi asıl alacağına %23.06 akdi faizin %50 fazlasıyla % 34.59 oranında temerrüt faizi,
banka sorumluluk payı ödenen çek bedelleri için 23.14’ün %50 fazlasıyla % 34,71 oranında temerrüt faizi isteyebileceğini, buna göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın taksitli ticari krediler nedeniyle 564.344,07 TL asıl alacak, 169.179,07 TL işlemiş faiz, 606 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 734.129,14 TL, çek kredisi nedeniyle 24.310,35 TL asıl alacak, 1.915,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.225,54 TL’nin tahsilini, gayrinakdi alacak yönünden ise 17.800 TL’nin depo edilmesini talep edebileceğini, 19/10/2005/9617 tarih ve sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) ile yürürlüğe
konulan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkındaki Yönetmelik ile tanımlanan KOBİ vasfını haiz ve KOBİ kapsamında sayılan esnaf ve sanatkar, serbest
meslek mensubu, tarımsal işletme ve çiftçiler ile diğer yararlanıcıların finansmana erişim imkanlarının kolaylaştırılması ve geliştirilmesini sağlamak için kredi garanti kurumuna ortak olan …bankalar ile … finansal kiralama şirketlerine Hazine Müsteşarlığı tarafından sağlanacak desteğe ilişkin usul ve esasları düzenleyen 22 Kasım 2016/29896 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 31/10/2016/ 9538 tarih
ve sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na göre, Hazine Müsteşarlığı tarafından 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Düzenlemesi Hakkında Kanunun geçici 20. maddesine dayanılarak çıkarılan bu Karar (9538) uyarınca, Kurumun (… A.Ş.), kredi verenlere (bankalara, finansman şirketlerine) vereceği kefaletler için sağlanacak kaynağın, ‘yararlanıcılar’ (kredi alanlar) tarafından ödenilmesinde temerrüde düşülmesi halinde, “temerrüt sonrası takip süreçleri kredi verenlerce yürütüleceği”nin kabul edildiğini, bunun, davacı bankanın kullandırdığı kredi için … tarafından teminat verilmiş olsa dahi, Fona başvurmadan önce kendi adına, Fon’a başvurması ve Fonun ödemesinden sonra ise Fon adına krediyi asıl borçlusu ve diğer teminatlarından tahsili için takibe koyabileceğinin gösterdiğini, belirtilen mevzuat uyarınca davacı vekilinin …’den tahsil edilen bedeller nedeniyle borcun sona ermediğine dair itirazların haklı olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihindeki emsal kredilerde fiilen uyguladığı en yüksek akdi faiz oranının belirlenmesi ile bunun %50 fazlası oranında temerrüt faizi uygulanarak hesaplama yapılması için heyetten ikinci kez ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 14/09/2021 tarihli ek raporunda özetle; davacı bankanın … Sanayi Şubesinde 10/09/2021 tarihinde keşfen inceleme yapıldığını, dava konusu taksitli ticari kredilerin 30/06/2017 ve 04/07/2017 tarihlerinde 36 ay vade ile %16,32 akdi faiz oranından kullandırıldığını, keşfen inceleme günü banka kayıtlarında yapılan araştırmada, davacı bankanın … Sanayi Şubesi tarafından … numaralı müşteriye 13/03/2019 tarihinde aylık %1,54 (yıllık %18,48) faiz oranından 36 ay vadeli 125.000 TL tutarında taksitli ticari kredi kullandırıldığının görüldüğünü, (11.03.2019 temerrüt tarihinde, taksitli ticari kredi kullandırımı yoktur) fiilen kullandırılan %18,48 emsal faiz oranına göre taksitli ticari krediler için istenebilecek temerrüt faizi oranının %18,48 x 1,50 = %27,72 olarak belirlendiğini, davacı bankanın ise icra takibinde %57 oranında temerrüt faizi istediğini, BCH kredi yönünden keşfen inceleme günü yapılan araştırmada, temerrüt tarihinin içerdiği ayı kapsayan 01/03/2019 tarihinde … müşteri nolu firmaya … nolu BCH kredisinin %25,50 faiz oranıyla kullandırıldığının görüldüğünü, fiilen kullandırılan %25,50 emsal faiz oranına göre istenebilecek temerrüt faizi oranının %25,50 x 1,50 = % 38,25 olarak belirlendiğini, davacı bankanın ise icra takibinde %57 oranında temerrüt faizi istediğini, bu faiz oranları ile yapılan hesaplama neticesinde davacı bankanın takip tarihi itibariyle taksitli ticari krediler nedeniyle 564.344,07 TL asıl alacak, 135.578,02 TL işlemiş faiz, 606 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 700.528,09 TL, çek kredisi nedeniyle 24.310,35 TL asıl alacak, 2.110,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.420,87 TL’nin tahsilini, gayrinakdi alacak yönünden takip tarihinden sonra bir adet çekin tazmin olunduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı banka ile davalı … Sanayi Limited Şirketi arasında 06/07/2012 tarihli – 900.000 TL bedelli, 30/06/2017 tarihli – 1.250.000 TL bedelli genel kredi sözleşmelerinin akdedildiği, diğer davalıların sözleşmeleri müşterek müteselsil kefil olarak aynı tutarlar ile imzaladıkları, kefaletlerin davalıların kefalet limitini, kefalet tarihini, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olunduğunu belirtir ifadeyi içermesi sebebiyle şeklen geçerli olduğu, Türk Borçlar Kanunu’nun 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girmesi ile 584. maddesi uyarınca kefalet sözleşmelerinin geçerliliği için eş rızasının gerektiği, maddeye 28/03/2013 tarihinde eklenen 2. fıkra ile kefillerin asıl borçlu şirketin ortağı veya yetkilisi olmaları halinde eş rızasının gerekli olmadığının kabul edildiği, buna göre davalıların 06/07/2012 tarihli sözleşmedeki kefaletlerinin, sözleşme tarihi itibariyle şirket ortaklığının eş rızasının aranmaması sonucunu doğurmayacağı ve davacı tarafça eş rızasını gösterir belgeler sunulmadığından geçersiz olduğu, 30/06/2017 tarihli kredi yönünden ise şirket ortağı olmaları nedeniyle kefaletlerinin geçerli ve takipte talep edilen tutarın kefalet miktarının altında olduğu, davacı banka tarafından davalı şirkete ticari kredi ve çek kredisi kullandırıldığı, kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle hesap kat edilerek davalılara 06/03/2019 tarihli Noter ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamenin davalılara 08/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, temerrüdün verilen 1 günlük süre sonu olan 11/03/2019 tarihinde gerçekleştiği, her ne kadar taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin temerrüt faizini düzenleyen 4.2. maddesinde bankanın, TCMB’ye bildirilen en yüksek cari akdi faiz oranının %50 fazlası olarak belirlenen oranda temerrüt faizi uygulayabileceği kabul edilmiş ise de, yerleşik Yargıtay kararları uyarınca kredi kullandırım tarihinde fiilen uyguladığı akdi faiz oranının %560 fazlası oranında temerrüt faizi talep edebileceği, buna göre alınan ikinci ek rapordaki tespit ve hesaplamaların doğru olduğu ve hükme esas alınması gerektiği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalılardan taksitli ticari krediler nedeniyle 564.344,07 TL asıl alacak, 135.578,02 TL işlemiş faiz, 606 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 700.528,09 TL, çek kredisi nedeniyle 24.310,35 TL asıl alacak, 2.110,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.420,87 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla nakdi alacak talebi yönünden bu miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulü ile takibin asıl alacak 588.654,42 TL, işlemiş faiz 137.688,54 TL, ihtiyati haciz vekalet ücreti 606,00 TL olmak üzere toplam 726.948,96 TL üzerinden ve asıl alacağın 564.344,07 TL’sine takip tarihinden itibaren işletilecek %27.72 oranında, 24.310,35 TL’sine ise %38.25 oranında faizi ile devamına karar verilmiştir. Gayri nakdi depo talebi yönünden yapılan değerlendirmede, taraflar arasında imzalanan ve geçerli olan 30/06/2017 tarihli sözleşmede davalı kefillerin gayri nakdi alacak depo taleplerinden sorumlu olduklarına dair açık bir hüküm olmadığı anlaşılmakla davalılar … ile … yönünden talebin reddine, davalı şirket yönünden ise talebin kısmen kabulü ile iade edilmeyen 8 adet çek bedeli olan 17.800 TL’nin depo edilmesine karar verilmiştir. Nakdi alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalıların itirazlarında haksız olduklarının anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve ferileri toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
A) … İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyasında nakdi olarak talep edilen alacağa davalılarca yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak 588.654,42 TL, işlemiş faiz 137.688,54 TL, ihtiyati haciz vekalet ücreti 606,00 TL olmak üzere toplam 726.948,96 TL üzerinden ve asıl alacağın 564.344,07 TL’sine takip tarihinden itibaren işletilecek %27.72 oranında, 24.310,35 TL’sine ise %38.25 oranında faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
B) Gayrinakdi alacak talebi yönünden davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin itirazının kısmen iptali 17.800 TL çek bedelinin davacı nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesine, ödenmesi halinde takibin çek bedelleri yönünden ödeme tarihinden itibaren işleyecek %38.25 faiz oranı ve faizin %5 BSMV’si üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
C) Davalılar … ile …’ın gayrinakdi alacak yönünden itirazlarının iptali talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan nakdi alacak üzerinden hesaplanan 145.389,80 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Nakdi alacak üzerinden hesaplanan karar ve ilam harcı 49.657,88 TL’den peşin alınan 10.535,14 TL harcın mahsubu ile kalan 39.122,74 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Gayrinakdi alacak yönünden karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 3.000 TL bilirkişi ücreti, 406,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.406,50 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 2.827 TL ile ilk harç 10.648,84 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden nakdi alacak yönünden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 53.397,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden gayri nakdi alacak yönünden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabuluculuk ücreti olarak Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04/11/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip…
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır