Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/113 E. 2020/312 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/113
KARAR NO : 2020/312
BİRLEŞEN … ATM’NİN 2013/189 ESAS SAYILI DAVASINDA;
ASIL DAVA : Menfi Tespit
ASIL DAVA TARİHİ : 05/10/2009
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ :11/06/2013
BİRLEŞEN DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 10/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 05.10.2009 tarihli dava dilekçesinde özetle;”Davacılardan … San.Tic.Ltd.Şti. ve … Tic. Ltd.Şti. nin davalı bankanın … Şubesinden krediler kullandıklarını. …, … ve …’ın ise bu kredilere kefalet verdiklerini , ancak davacılardan …’İN kefalet yönüne imzasının olmadığını beyan ettiklerini bu yönden husumet itirazında bulunduklarını, … ‘nin ise kredi ipoteği tesis edilen gayrimenkul satış yolu ile devir alan kişi olduğunu. Davalı bankanın kredi taksitinin vadesinde ödenmemesi sonrası davacıların banka ile yaptıkları görüşme neticesi ilgili ipotekli gayrimenkulü satışa çıkarması satış öncesi alıcının bankasında davalı bankanın 86.274,55-TL ödenmesi halinde dava konusu borcun ödenerek ipoteğin fek olunacağının bildirildiğini. Bu bedelin davacılar tarafından ödenmiş olmasına rağmen yaklaşık 6 aydan beri davalı bankanın ipoteği fek etmediğini ve yasa ile bankacılık teamüllerine aykırı olarak davacılardan borcun 86.274,55-TL olmayıp daha fazla olduğu savı ile ek bedellerin talep edildiğini, Ekonomik krizin etkisi ile 2008 yılı sonlarında kredi ödemelerinde aksama olmuş ve banka davacıları temsilen 3. davacı …’ i genel müdürlüğe görüşmeye çağırmıştır. Alacağın riskli hale geldiği ve ne şekilde ödeme düşünüldüğü konuşulmuştur. Davacı bankanın krediler bölümünde görevli ” … Hanım” ile yapılan görüşmede taraflar mutabakat varmış ve davacılar bankanın da bilgi ve onayı ile üzerinde ipotek bulunan gayrimenkulü satışa çıkarmıştır. Gayrimenkulün tapu kaydı, Sakarya, …, Köyü … Sokak. … pafta, … parsel, … nolu bağımsız bölüm olup davacı banka şubesi lehindi 06.12.2007 gün ve … yevmiye numarası ile 125.000,00-TL bedelli, 1. dereceden İpotek, davacının kredilerini teminat olarak verilmiştir. 6. davacı ise bu gayrimenkulü ipotek vaziyette satın alan kişidir. Dava konusu kredi borcunun ödeme belgeleri ve sunulan deliler dikkate alınarak sonradan tazmini mümkün olmayacak zararlara engel olmak amacıyla ilgili kredilere ilişkin tedbir kararı verilmek suretiyle olası bir icra takibinin durdurulmasını, şayet bilgim haricinde bir icra takibi var ise maddi ve hukuki vakıalar ile ödemelerimiz dikkate alınarak ilgili takibin durdurulmasına, meğerki böyle bir icra takibi var ise mevcut davamızın menfi tespit ve takibin iptali olarak görülüp hükme bağlanmasını ve ilgili icra dosyasının davamıza dahil edilmesini. Şayet böyle bir icra takibi var ise, yukarıda açıklandığı üzere kötü niyet aşikar olduğundan ilgili takip miktarının % 40′ ından aşağı olmamak üzere ilk 5 davacı lehinde davalı aleyhinde kötü niyet tazminatın; hüküm olunmasını. Davacılardan …’ e ilişkin husumet itirazımızın kabulünü. Davaya konu krediler sebebiyle ilk 5 davacının asıl ve kefil sıfatıyla borçlarımı kalmadığının ödeme sebebiyle borcun sona erdiğinin tespitini ve bu yönde karar; hüküm olunmasını. İpoteğin ilgili gayrimenkul üzerinden fekkine hüküm olunmasını. Davacılardan … ve … lehinde ayrı ayrı 4.000,00-TL manevi tazminata hüküm olunmasına, yargılama giderler ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesi” istemi ile iş bu dava açılmıştır.
Davalı banka vekili tarafından dava dosyasına verilmiş ola 11.01.2010 havale işlem tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davalı Banka … Şubesi tarafından muhtelif imzalanan Genel Kredi Sözleşmeleri gereğince davacı … ve … firmasına kredi kullandırılmıştır. … firması ile imzalanan sözleşmeler gereğince; … firması borçlarından … firması asıl borçlu diğer, davacılar …, …, … ve … firması müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla … firmasına kullandırılan kredilerden sorumludur. İş bu kullandırılan kredilerin teminatını teşkil etmek üzere Mülkiyeti … ve … olan Sakarya ili, … ilçesi, … Köyü … parsel 1/20 arsa paylı, zemin+l.kat A-8 nolu bağımsız bölüm vasıflı taşınmaz üzerine 06.12.2007 tarih ve … yevmiye ile banka lehine 1.derecede 125.000.TL bedelli ipotek tesis edilmiştir. … ve … … ipotek veren sıfatıyla borçtan ayrıca sorumlu bulunmaktadır. Yine … ipotekli taşınmazı ipotek yükü ile satın almış bulunduğundan ipotek limiti ile borçtan sorumludur. Borçlu firmalar davalı bankaya, ipotekli gayrimenkule alıcı bulduğunu gayrimenkulu satarak 30.03.2009 tarihinde 86.274.55.TL olarak bulunan borcunu ödemek istediklerini, alıcı satış bedelini … Bankasından çekeceği kredi ile ödeyeceğinden ipoteğin kaldırılacağına dair yazı verilmesini talep etmiştir. Müvekkil Banka tarafından yapılan teklif uygun görülerek, bu kapsamda … Bankası … Şubesine hitaben; 86.274,55.TL. nin 30.03.2009 tarihinde nakden ve defaten ödenmesi halinde söz konusu kredinin teminatında bulunan ipoteğin kaldırılacağı ve … ve … hakkında yapılan icra işlemlerinin sonlandırılacağı yönünde yazı verilmiştir. Yapılan anlaşma gereğince 86.274,55.TL 30.03.2009 tarihinde nakden ve defaten yatırılmadığından anlaşma hükümsüz kalmış ve borç eskiye dönmüştür. Bu kapsamda … Bankasına hitaben verilen taahhüt de hükümsüz kalmıştır. Her ne kadar dava dışı gayrimenkul alıcısı … tarafından 06.04.2009 tarihinde 82.500.TL havale edilmiş ise de yapılan anlaşmanın hükümsüz kaldığı hem davacı … ile … firmasına hem de alıcı …’e bildirilerek tutar …’e iade edilmiştir. Dava dışı … söz konusu taşınmazı da almaktan vazgeçmiştir. Bu vesileyle de davacı … ve … firması protokolün hükümsüz kaldığına zaten vakıf olmuş durumdadır. Haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, Davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, Davacının yerinde olmayan tazminat talebinin reddine, Davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, Dava mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini “talep etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/189 Esas ve 2014/62 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının …, davalısının ise …, …, …, … Tic. Ltd. Şti. olduğu, dava tarihinin 11/06/2013 olduğu, davanın itirazın iptali davası olduğu, Mahkemece 21/03/2014 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/193 Esas sayılı dosyası ile HMK 166 madde uyarınca birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
… İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/910 Esas ve 2012/696 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının …, …, … Tic. Ltd. Şti olduğu, davalısının ise … olduğu, davanın takibin iptali davası olduğu, mahkemece icra emirlerine iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
… İcra Dairesinin 2012/4887 icra dosyasında takip talebinde özetle;
“60.922,00TL toplam alacağın icra harç ve masrafları, icra vekalet ücreti ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %96,00 temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV ile birlikte ( fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakkımız saklı kalmak ve evvelce açılmış veya açılacak takiplerle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, BK84 ve İİY. 59 madde gereği kımi tahsilatlar öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilir)” tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
… İcra Dairesinin 2009/29329 icra dosyasında takip talebinde özetle;
“… Ltd. Şti’nin sorumlu olduğu meblağ 91.549,91TL, … San. Tic. Ltd. Şti’nin sorumlu olduğu meblağ 91.549,91TL, …’in sorumlu olduğu meblağ 91.549,91TL, …’ın sorumlu olduğu meblağ 91.549,91TL olduğunu ( asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %126 temerrüt faizi faizin %5 BSMV’si, icra harç, masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte )” tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan daha önceki bozma ilamı olan Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2012/7909 Esas ve 2013/3567 Karar sayılı bozma ilamı esas alınmak suretiyle hazırlanan 03/02/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…. Hal böyle olunca, ödenen miktarların ödeme tarihlerine göre, davalı bankaya olan kredi borcundan mahsup edilerek, bankanın alacağına ödeme tarihlerine kadar faiz talep edebileceği gözetildiğini, son ödeme tarihi olan 17/04/2009 tarihinde davacıların davalı bankaya, ödemeler dışında bakiye borcu kalıp kalmadığının alınacak uzman bilirkişi raporu ile saptanarak, bundan sonra davacıların her bir talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden yeterli açıklamayı içermeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir… ” denildiğini, buna göre dava dosyasına mübrez belge ve kayıtlara göre 30/03/2009 tarihi itibarıyla toplam nakit borç tutarı; … Ref. Nolu ticari taksitli krediden 84.567,37-TL, … ref. nolu ticari kredi /işlek krediden; 7.490,18TL olmak üzere 30/03/2009 tarihi itibariyle, toplam nakit borç tutarı 92.057,55 TL olarak belirlendiğini, yapılan tahsilat tutarları nazara alınarak; 17/04/2009 sonr tahsilat tarihi itibariyle yapılan hesaplamada ise; davacı kredi borçlusu şirketin 7.753,07TL borcunun bulunduğunu, diğer seçenek olarak ise; davacılar ile davalı banka arasındaki 25/03/2009 tarihli anlaşmada, 30/03/2009 tarihi itibariyle tarafların kabulünde olduğu 86.274,55TL tutar esas alınarak 17/04/2009 son tahsilat tarihi itibariyle yapılan hesaplamada ise, davacı kredi asıl borçlusu, … Ltd. Şti’nin davalı bankaya 2.152,39TL borcunun bulunduğunu mütalaa etmiştir.
… (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/193 Esas ve 2014/164 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği, verilen kararın davalı birleşen davanın davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas … Karar ve 28/01/2016 tarihli bozma ilamı ile; “Asıl davada davacılar vekili tarafından verilen dava dilekçesinde menfi tespit talebi yönünden dava değeri bildirilmediği, dava değeri olarak sadece manevi tazminata konu 8.000 TL’nin bildirilmiş olduğu ve buna göre peşin harcın yatırıldığı görülmüştür.
Bu durumda öncelikle HMK’nın 31. maddesinde yer alan hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde davacılara menfi tespit talebiyle ilgili miktar yönünden açıklama yaptırılarak menfi tespit davasına konu edilen miktar yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri uyarınca eksik peşin harcın tamamlattırılması gerekmektedir. Zira eksik peşin harç tamamlanmadıkça davaya devam edilemez.
Anılan bu eksiklik giderildikten sonra asıl davanın davalı vekilinin savunmasında yer alan ve mahkeme kararının gerekçesinde de değinilen protokol dosyaya getirtilerek asıl davanın davacılarının anılan protokol hükümlerine uygun davranıp davranmadığı incelenip protokole uyulmamış ise bu hususun davaya etkisi üzerinde durulup deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” bozulmakla dosya mahkememize tevzi edilmiştir. Mahkememizce bozma sonrası yapılan yargılamada Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 2016/410 Esas ve 2017/537 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği, verilen kararın asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2017/4821 Esas 2019/4261 Karar ve 10/09/2019 tarihli bozma ilamı ile; “Birleşen davalar bağımsızlıklarını koruduğundan mahkemece birleşen her bir davanın tarafları hakkında ve dava konusu taleplerin her biri için ayrı ayrı karar verilmesi gerekir. Mahkemece, gerekçeli karar başlığında asıl davadaki davacılar … ve … Ltd. Şti.’nin birleşen davada davalı sıfatı olmamasına rağmen davalı olarak gösterilmiş olup, hüküm fıkrasında birleşen dava davalısı aleyhine karar verilmekle, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca menfi tespit davalarında davacıdan talep edilen alacaktan, davacının borçlu olmadığı kısmın menfi tespit şeklinde gösterilmesi gerekirken, borçlu olunan kısmın olumlu tespit olarak gösterilmesi doğru olmadığı gibi hüküm fıkrasında olumlu tespit şeklinde hüküm oluşturulduktan sonra “fazlaya ilişkin talebinin kabulüne” şeklindeki cümlenin de mahiyeti anlaşılamamıştır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece usulüne uygun bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.” bozulmakla dosya mahkememize tevzi edilmiştir. Mahkememizce bozma sonrası yapılan yargılamada yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanılan deliller ve Yargıtay bozma ilamı bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı … Ltd. Şti.’nin imzaladığı genel kredi taahhütnamesinde; davacılar … Ltd. Şti., … ve …’in kefil olduğu, davacı …’nin ise taşınmazı satış yoluyla alan kişi olduğu, kredi borcunun zamanında ödenmemesi nedeniyle davalı bankayla anlaşmaya varılarak 86.274,55-TL bedelin yatırılması halinde ipoteğin fek edileceği ve icra işlemlerinin sona erdirileceği konusunda mutabık kalındığı, davalı bankaya bahse konu bedelin ödenmesine rağmen ipoteğin kaldırılmadığı ve takiplerin devam ettiğinden bahisle ödeme nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile ipoteğin fekkine ve davacılar … ve … lehine 4.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı bankanın, dava dışı … Bankası’na yazdığı 25/03/2009 tarihli belgenin; “Firma tarafından 30/03/2009 tarihinde imzalanan ödeme taahhüdüne göre 86.274,55-TL şubemiz nezdinde ki … numaralı …bloke paralar hesabına tamamen, nakden ve defaten ödenmesi halinde firma kredisinin teminatını teşkil eden yukarıda belirtilen gayrimenkul üzerindeki bankamız lehine tesis edilmiş olan ipotek için müşterimize fek yazısı verilecek ve kredi riskinin kapanmasının ardından icra işlemleri sona erdirilecektir. İcra müdürlüğü tarafından talep edilebilecek her türlü resim, harç ve vergi tutarı firma tarafından icra müdürlüğüne ayrıca ödenecektir. Bankadan herhangi bir bedel talep edilmeyecektir.” şeklinde düzenlendiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2012/7909 Esas ve 2013/3567 Karar sayılı ilamında da belirlendiği üzere yukarıda belirtilen belgede ki 30/03/2009 tarihinin davacıların davalı bankaya taahhüt ettikleri ödeme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, davacıların bu belgede belirtilen 30/03/2009 tarihine kadar kararlaştırılan kredi borcunu ödemedikleri, 13/04/2009 tarihinde 3.800,00-TL, 17/04/2009 tarihinde 82.400,00-TL ve yine aynı tarihte 75,00-TL olmak üzere toplamda 86.275,00-TL’nin 3 bölüm halinde bahse konu belgede gösterilen davalı banka hesabına yatırıldığı, bu hususun davalı bankanında kabulünde bulunduğu, ödenen miktarların ödeme tarihlerine göre davalı bankaya olan kredi borcundan mahsup edilerek ve bankanın alacağına ödeme tarihlerine kadar faiz talep edebileceği nazara alınarak son ödeme tarihi olan 17/04/2009 tarihinde davacıların davalı bankaya ödemeler dışında bakiye borcu kalıp kalmadığının tespiti hususunda dosya kapsamına ve hükme esas alınan 03/02/2016 tarihli bilirkişi raporunun düzenlendiği, bilirkişi raporunda 30/03/2009 tarihi itibariyle toplam nakit borç tutarının 92.057,55-TL olarak belirlendiği, davacı tarafça ödeme yapılan son tahsilat tarihi olan 17/04/2009 tarihi nazara alınarak yapılan hesaplamada davacı kredi borçlusu şirketin 7.753,07-TL borcunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2015/5045 Esas ve 2016/1105 Karar sayılı bozma ilamı gereğince davacı tarafa menfi tespit talebiyle ilgili miktar yönünden bildirilen 125.000,00-TL üzerinden eksik peşin harç tamamlattırılmış ve bozma ilamında belirtilen protokolün dosyaya sunulması için taraf vekillerine süre verilmiş, ancak taraf vekillerince 25/03/2009 tarihli belge dışında başkaca bir belgenin bulunmadığının beyan edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar bahse konu bozma ilamında ilgili protokol dosyaya getirilerek davacıların protokol hükümlerine uygun davranıp davranmadığı incelenerek protokole uyulmamış ise bu hususun davaya etkisi üzerinde durulması belirtilmiş ise de; 29/03/2009 tarihli belge içeriğinde geçen ve 30/03/2009 tarihinde imzalandığı belirtilen bir ödeme taahhüdü ya da protokolün bulunmadığı, bu nedenle önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere son ödeme tarihi olan 17/04/2009 tarihinde davacıların bakiye borcunun bilirkişi raporunda belirlenen 7.753,07-TL borçlu bulunduğu anlaşılmış, bu nedenle davacı yanın (125.000,00-TL-7.753.07) 117.246,93-TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile manevi tazminat ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/189 Esas ve 2014/62 Karar sayılı birleşen dosyasın da ise; davalı birleşen davacı tarafın yukarıda açıklanan nedenlerle 7.753,07-TL alacaklı olduğu anlaşıldığından (7.659,24-TL ticari kredi ve taksitli ticari kredi işlemiş faizi ile 93,83-TL %5 BSMV olmak üzere toplam 7.753,07-TL) bu miktara vaki itirazının iptali ile koşulları oluşmayan icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Asıl davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİNE;
Davacı yanın davaya konu krediler yönünden 117.246,93-TL borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin menfi tespit isteminin reddine,
Davacı yanın ipoteğin fekki talepleri ile davacılar … ve …’in manevi tazminat taleplerinin reddine,
1-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 8.009,13-TL ilam harcından peşin alınan 2.135,00-TL tamamlama harcı ve 108,00-TL peşin harç olmak üzere toplam 2.243,00-TL ‘ nin mahsubu ile bakiye 5.766,13-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacılar tarafından yatırılan 2.135,00-TL tamamlama harcı, 108,00-TL peşin harç ve 15,60-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.258,60-TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.088,46-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL ücreti vekaletin manevi tazminat yönünden davacılar … ve …’den tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 2.470,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 153,21-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına; artan 2.316,79-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
B-Mahkememiz dosyası ile birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/189 Esas ve 2014/62 Karar sayılı dosyasında;
Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİNE;
… İcra Müdürlüğü’nün 2012/4887 takip sayılı dosyasında; davalı yanın itirazının kısmen itirazı ile takibin bu defa; 7.659,24-TL ticari kredi ve taksitli ticari kredi işlemiş faizi ile 93,83-TL %5 BSMV olmak üzere toplam 7.753,07-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin isteminin reddine, takip tarihinden itibaren yıllık %96 temerrüt faizi ile %5 oranında BSMV uygulanmasına,
İcra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatının reddine,
1-Davacı tarafından yatırılan 1.040,40-TL peşin harçtan alınması gereken 529,61-TL harcın mahsubu ile artan 510,79-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan mahsuben alınan 529,61-TL harç ile 24,30-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 553,91-TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, …, … ve Tic Ltd. Şti. ve …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalılar …, …, … ve Tic Ltd. Şti. kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 7.711,96-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile ilgili davalılara verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır