Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/112 E. 2020/522 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1188 Esas
KARAR NO : 2020/499
DAVA/KARŞI DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ : 25/09/2014
KARŞI DAVA T : 19/11/2014
KARAR TARİHİ : 14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 28/09/20212 tarihli Ana Yüklenici sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu sözleşme uyarınca yüklenici davalı şirketin davacı müvekkili şirket için … mah. … Cad. No: … Kocaeli adresindeki arazi üzerine bir üretim tesisinin yeni binasını ve dış sahalar, ofisler ve sosyal alanların yeni binasını inşa etme işini yüklendiğini, taraflar arasında akdedilen yüklenici sözleşmesine göre, davalı şirket her ne kadar söz konusu edimini yerine getirirken iş bu sözleşme hükümlerine ve sözleşme esaslarına göre inşaat projesini ve sözleşme esaslarındaki işin tüm gereksinimlerine uygun ve özellikleri itibari ile öngörülen amaçlar doğrultusunda yapılmasını ve teknik açıdan kusursuz olarak standartlara uyumlu, eksiksiz ve de kullanıma hazır olarak ifa etmeyi taahhüt ettiğini, söz konusu taahhütlerine uygun ifa yapmayarak davacı müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalı yanca üstenilen zemin kaplama işlemi esnasında kusurlu üretim yapıldığının, tekniğe uygun yapım yapılmadığının ve bu nedenle müvekkili şirkete ayıplı ifa gerçekleştirildiğinin teknik inceleme marifeti ile tespit edildiğini, davalı şirket tarafından zeminin yapımı esnasında serpme ve dolgu maddesinin düzensiz olarak serpilmesi sebebi ile zemin yüzeyinin ve holün düzensiz ve pürüzlü olduğu ve bu durumun kirlenmeye sebebiyet verdiğini, zemin yüzeyinin optik ve estetik koşullarına hiçbir şekilde uygun olmadığını, üretim binasının çevresinin çok yumuşak plastik bir malzemeden imal edilmiş olduğunu, seçilen kaplama sisteminin öngörülen kullanım amacına uygunsa da serpme maddesinin düzensiz uygulanması ve de matlaştırma malzemesinin uygulama tekniği açısından aşırı kullanılmasından ve de uygun teknik ile uygulanmamasından dolayı sorunların ortaya çıktığını, bazı alanlarda matlaştırma maddesinin fazla serpildiği bazı alanlarda ise hiç kullanılmadığı bunun yüzeyler arasında farklılığa neden olduğu tespit edildiğini, zeminin tekrar yapılandırması ve de kusurların giderilmesinin gerektiğini, davalı yanca üstelenilen başkaca edimlerin de eksik, hatalı olarak ifa edildiğini, davacı müvekkilli şirket tarafından kullanılmakta olan binanın ana giriş ve ardiye kapısının kapanmadığını, ardiye tavanında gereği gibi inşa edilmediğinden açıklık bulunduğunu, Yönetici Asistanı odasında duvarlarda kabarmaların ortaya çıktığını, planlama bölümü, toplantı odası ve satış bölümü tavanında sızıntı görüldüğünü, üretim bölümünde yer alan havalandırmanın su akıttığının görüldüğünü, müvekkili şirket tarafından yapının 1 yıla varmayan kullanımı dikkate alındığında, davacının sözleşme gereği üstlenilen edimleri gereği gibi ifa etmediğinin sabit olmadığını, inşaattaki kusurların giderilmesi için davalının onarma ve/veya yeniden yapma konusunda herhangi bir faaliyet içerisinde olmadığının görülmesi nedeniyle inşaattaki mevcut kusurların yüklenici nam ve hesabına giderilmesi ve ikmali için, müvekkili tarafından yaptırılmak üzere ifaya izin verilmesini, söz konusu kusurların giderilmesi aşamasında üretim faaliyetlerinin duracak olması ve de iş akışının aksayacak olması sebebi ile uzman bilirkişiler tarafından hesaplandığında fazla çıkması halinde arttırılmak üzere şimdilik 10.000,00-TL mahrum kalınan kazancın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 28/09/2012 tarihli Ana Yüklenici Sözleşmesine rapten davacı – karşı davalının … mah. … Cad No: … Dilovası – Kocaeli adresinde yaptıracağı üretim tesisi binası, dış sahalar, ofisler ve sosyal alanların yapım işini üstlendiğini, müvekkilin taahhündeki işin geçici kabulünün 28/09/2012 tarihli ana yüklenici sözleşmesine ek olarak 16/08/2013 tarihinde yapılan sözleşmeye uygun olarak 09/09/2013 tarihinde yapıldığını, davacı – karşı davalının bu tarih itibari ile bahsi geçen ve tamamlanmış bulunan binalara taşındığını, geçici kabulde belirlenen bir takım eksikliklerin de geçici kabul tarihinden itibaren bir ay içinde yani 09/10/2013 tarihinde tamamlandığını, davacı – karşı davalının eksiklik adı altında söylediği hususların söz konusu olmadığını, belirtilen eksiklikler varsa dahi bu kusurların oluşma nedeninin davacı – karşı davalının yapıyı teslim almasından itibaren özensiz olarak kullanması ve inşaatı teslim aldıktan sonra başkaca müteahhitlere farklı imalatlar yaptırması ve bu başkaca müteahhitlere yapılan çalışmaların kendi imalatlarını bozmasından kaynaklandığını, uygulamadan sonra döner fırça , yüzey temizleme makineleri, yüksek basınçlı yıkayıcı, yıkama ve vakumlu süpürme teknikleri ile uygun deterjan ve cilalar vb. Kullanılarak düzenli olarak temizlenmesi gerektiğinin üretici firma tarafından ifade edildiğini, bahse konu üretim tesisinin geçici kabulünün 09/09/2013 tarihinde yapılmasının üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen bu süreçte zemin kaplamasının davacı – karşı davalı tarafından sürekli yanlış kullanıma maruz bırakıldığını, haftada iki kez nitelikli olarak temizlenmesinin gerekmesine rağmen, bunun yapılmadığı metal tekerlekli araçların zemin üzerinde gezdirildiğini, hor kullanıldığını, zemin kaplamasına matlaştırıcı uygulama yapılmasından ayıplı imalattan değil olsa olsa kullanma talimatlarına uyulmamaktan dolayı arızalar olabileceğini, bunların sorumluluğunun da davacı – karşı davalıya ait olduğunu, kaldı ki davacı – karşı davalının bu davaya konu ettiği sözde eksiklikler için izahatın taraflarından kendilerine gönderilen ihtarname ile izah edildiğini ve yargılama giderlerinin ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA TALEP: Davalı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; Davaya konu tesisin geçici kabulünün yapılması ve teslimi üzerinden bir yıllık süre geçtiğini, tesisin 1 yılı aşkın süredir davacı – karşı davalının kullanımında olduğunu, geçici kabul sırasında tespit edilen eksikliklerin, müvekkili şirketçe bir ay içinde tamamlandığını, yani inşaatın 09/10/2013 tarihinde kesin kabulünün yapılabilir hale geldiğini, ısrarlı taleplerine rağmen davacı-karşı davalının bir takım sudan bahaneler yaratarak kesin kabulü yapmaya yanaşmadığını, kesin kabulün yapılması gereken zamandan 1 yıl geçtikten sonrada bu davayı açtığını, bununla birlikte davacı-karşı davalı kesin kabulle birlikte ödemesi gereken ve hak edişlerinin son bölümü olan 169.071,08-TL’yi ödemediğini, davacı-karşı davalının kötü niyetli olduğunu, yeterli ve gerekli teminat mektubu davacı-karşı davalıya e-mail yoluyla 02/10/2012 tarihinde sunulduğunu, fiilen de 04/10/2012 tarihinde teslim edildiğini, ancak davalının sudan bahanelerle teminat mektubunun gereğini yapmadığını, ödemeyi ancak 19/10/2012 tarihinde yaptıklarını, bu gecikmeden dolayı dava tarihi itibari ile 40.982,00-TL ticari temerrüt faizi ve sözleşme EURO üzerinden yapıldığından 7.410,00-TL kur farkı ve malzeme fiyat farkı alacaklarının doğduğunu, davacı-karşı davalının davasının reddini, 169.071,08-TL hak ediş alacaklarının son hak edişin yapıldığı 27/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsilini, işe başlama avansının geç verilmesinden kaynaklı 40.982,00-TL vade farkının ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini, yine işe başlama avansının geç verilmesinden kaynaklı kur farkı ve malzemelerde oluşan fiyat farkından doğan 7.410,00-TL zararlarının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini, masraf ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davacı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; öncelikle karşı davacı tarafından verilen teminat mektubunun karşı davalı müvekkili tarafından sudan sebeplerle kabul edilmeyerek, avans ödemesinin geç yapıldığının belirtildiğini, davacının5 numara ile delillendirdiği teminat mektubu süresinin 28/02/2013 tarihinde kadar geçerli olacak şekilde tanzim edildiğini, karşı davacı yanca son hakkediş bedeli olan 169.071,08-TL’yi ödemediğinden bahisle söz konusu bedelin kendisine faizi ile birlikte ödenmesi talep ettiğini, kendi taleplerinde dahi kesin hak ediş ile tarafa ödenmesi gereken ibaresini belirttiğini, mahkemece de takdir olunacağı üzere söz konusu hakkediş bedelinin, kesin hak ediş olduğu takdirde kendisine ödenecek miktar olup, hali hazırda kesin hak edişin ayıplı ifa sebebi ile yapılmamış olmasının, yine davalı yanca sunulan teminat mektubunun 28/02/2013 tarihine kadar geçerli olacak bir teminat mektubu olmasının ve de davalı müvekkili şirketin ayıplı ifasından dolayı zararını tazmin edebileceği bir teminatı mevcut olmaması sebebi ile söz konusu bedelin ödenmediğini ve de söz konusu edimin ifasından kaçınmakta davacı müvekkili şirketin üstün menfaati olduğunun açık olduğunu, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla karşı davacı davalının haksız, mesnetsiz davasının reddi ile yasal vekalet ücreti ile yargılama masrafının karşı davacı – davalıya bırakılmasına, haklı davaların kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Asıl dava; eksik/ayıplı ifa iddiasına dayalı alacak istemine, karşı dava ise hak edişten kaynaklı alacak ile vade farkı ve kur farkından kaynaklı alacak istemlerine ilişkindir.
Yanlar arasındaki 28/09/2012 tarihli Ana yüklenici sözleşmesi, ihtarname suretleri, mail yazışmaları, teknik inceleme raporları, geçici kabul tutanaklarının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … , … ve … marifetiyle hazırlanan 28/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Epoksi yüzey uygulaması bulunan mekanlarda, zemin üzerine üretim yapılan makineler ile bir mekanda ise yere monte büyük bir jeneratör mevcut olduğundan, heyette d makine ve elektrik mühendisi bulunmadığından uygulamanın gerçekleştirilebilmesi için, bu üretim yapan makinelerin ve jeneratörün demontaj ve uygulama sonrası yerine montaj işlemlerinin nasıl ve ne kadar zamanda yapılabileceği ve maliyetinin ne olabileceğini, bu epoksi yüzey tamiratı ya da yeniden uygulamanın ve bu üretim yapan makinelerin ve jeneratörün demontaj ve uygulama sonrası yerine montaj işlemlerinin üretim ve yönetime yansıyacak masraflarının da hesap edilmesi gerekeceğini, heyetçe bu yönde incelemeye ilişkin bilirkişi bulunmadığını, çatı örtüsüne yönelik itirazlarda atıfta bulunan iş teslimi sonrası yapılan mekanik bacaların olup olmadığına ilişkin heyette makine mühendisi bulunmadığından bu yönde de değerlendirme yapılamadığını, bir makine mühendisi bilirkişi tarafından bu yönde projelerinde ve uygulamalarında değişikliklerin tespitinin yapılması sonrası değerlendirme yapılabileceği…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; ”… Bina zemininde kullanma sonucu ortaya çıkan renk farklılıkları ve kirlenmenin zemine serpilen … matlaştırıcı malzemenin eşit dağıtılmamasından kaynaklandığı kadar, daha çok tesiste yapılan üretim iş kolundan kaynaklanan kirlenmeden ve zeminin tekniğine uygun şekilde düzenli ve periyodik olarak makine ile temizlik yapılmamasından kaynaklandığını, zemine serpilen … matlaştırıcı malzemenin eşit dağıtılmamasından kaynaklanan ve zeminde kaymayı önlemeye yönelik bu uygulamada ortaya çıkan fiili durumun kesinlikle binanın kullanılmasına ve üretim yapılmasına ve çalışmaya engel teşkil edecek bir husus olmadığını, zeminde düzenli ve periyodik temizlik ve bakım yapılması neticesinde, zeminde görülen kirlenmenin ve … matlaştırıcı malzemenin eşit dağıtılmamasından kaynaklanan pürüzlerin zaman içinde kaybolmasının mümkün olduğunu, ancak özensiz işçilik nedeniyle … Matlaştırıcı malzemenin zemine eşit şekilde dağıtılmamasından kaynaklanan ayıp nedeniyle yüklenici alacağından 3.951,70-Tl nefaset kesintisi yapılmasının uygun ve kadri marufunda olacağını, bu miktara dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini, çatı uygulama projesi ve çatı kaplama malzemesinin marka model bilgisinin işveren tarafından onaylanarak, yüklenici firmaya sözleşme ekinde verilmiş olduğunu, yapılan iş sözleşme ve eki proje detaylarına uygun olarak yapıldığını, keşif sırasında bina çatısındaki imalatta, herhangi bir ayıp ve kusur bulunmadığını, su birikmelerinin çatıda yapılması gerekli olan periyodik bakım ve temizliğin yapılmamasından kaynaklandığını, yüklenici tarafından işin teslim edilmesinden sonra çatı örtüsünün değişik yerlerinde delikler açılarak borular geçirildiğini, bu işlemde sonra da boru etraflarının membranla uyumlu malzeme ile tekniğine uygun şekilde kapatılmadığından açılmalar meydana geldiği ve buralardan bina içine giren suların yol bulduğu noktalarda akıntıya sebebiyet verdiği ve tavanlarda su izleri meydana getirdiğini, bu durumun yüklenici tarafından yapılan çatı imalatı ile ilgili olmadığını, davalı – karşı davacının, davacı – karşı davalıdan 169.071,10-TL alacağı bulunduğunu, bu alacağa 31/12/203 tarihinden itibaren kademeli ticari temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, …, … ve … marifetiyle hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; ”…Epoksi zemin kaplamasının yapışma dayanımının yeterli olduğunu, kullanıma bağlı olarak herhangi bir soyulma vb. Hasarın olmadığını, zemin kaplamasında kapı önlerinde kılcal çatlaklar içerdiğini ve birinde aderans kaybının olduğunu, bu hasarların onarılabilir nitelikte olduğunu, zemin kaplamasında yüzeyin homojen bir görünüm içermediğini, bu durumun fabrikanın işleyişine hiçbir etkisinin olmadığını, epoksi zeminin yeniden yapımına gerek olmadığını, bir nefaset kesintisi yapılabileceğini, bu oranın %20 ve 14.595,00-TL olabileceğini, üretim bölümünün çatısında ilave bacaların yapıldığını ancak bu kısmın altında su sızıntısıyla ilgili şikayet olmadığını, idari bölümdeki tavan kaplamalarının bazıların su izlerinin olduğunu, bu bölümlerin bazılarının üstlerinde tesist vb. Boruların bulunduğunu, ancak su lekelenmelerinin tesisat yapılması nedeniyle çatıdan su sızıntısı olduğu konusunda kanaate varıldığını…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememiz ara kararı ile görevlendirilen bilirkişi … marifetiyle hazırlanan ek raporunda özetle; ”…Mevcut epoksi uygulaması bedelinden %20 nefaset kesintisi uygun bulunduğunu, dosya kapsamında bulunan taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 11. Maddenin 7 ve 8. Bendleri ile davacı talebi dikkate alınarak mevcut epoksi kaplamasının yenilenmesi talebinin kabulü halinde; tekniğine uygun olarak yapılmamış olan mevcut epoksi self levelling zemin kaplamanın sökülüp temizlenmesi bedeli 8,00-TL/m2 mertebesinde olduğunu, 695,,00m2 x 8,00-TL = 5.560,00-TL olacağını, böylece mevcut epoksi kaplamanın önce sökülüp yerinde yeniden yapılması toplam bedelinin 5.560,00-TL + 47.312,12-TL = 52.872,12-TL olacağını, dava konusu fabrikada duvar – zemin birleşimlerinde süpürgelik olmadığı ve bu sebepten dolayı süpürgelik yapılmayan kısımlarda zamanla epoksi kaplama altına su sızmaları olabileceği ve kaplamanın bozulabileceği kanaatine varılarak 215,00 metre uzunluğundaki süpürgelik yapım fiyatı 11,67-TL mertebesinde olduğunu, 215,00m x 11,67-TL = 2.509,05-TL olabileceğini, epoksi zemin kaplaması olan alanlarda zemin üzerinde üretim yapılan makinelerin mevcut olduğunu, çözüm zemin kaplamasının onarılması ya da değiştirilmesi olması halinde üstteki yüzeyin temizliği sonrası üzerine tekrar yüzey malzemesi ile kaplanması gerekeceğinden, bunun için yüzey uygulaması yapılacak tüm alanların boşaltılması gerekeceğini, bu nedenlerle tüm dosya kapsamı ve yerinde incelemeler neticesinde, epoksi yüzey uygulaması bulunan makineler, zemin üzerinde üretim yapılan makineler ile bir mekanda ise yere monte büyük bir jeneratör mevcut olduğundan, heyete makine ve elektrik mühendisi bulunmadığından uygulamanın gerçekleşebilmesi için , bu üretim yapan makinelerin ve jeneratörün demontaj ve uygulama sonrası yerine montaj işlemlerinin nasıl ve ne kadar zamana yapılabileceği ve maliyetinin ne olabileceği, bu epoksi yüzey tamiratı ya da yeniden uygulamanın ve bu üretim yapan makinelerin ve jeneratörün demontaj ve montaj işlemlerinin üretim ve yönetime yansıyacak masraflarının da hesap edilmesi gerekeceğini, heyette bu yönde incelemeeye ilişkin bilirkişi bulunmadığını, çatı örtüsüne yönelik itirazlarda atıfta bulunulan iş teslimi sonrası yapılan bacaların olup olmadığına ilişkin heyete makine mühendisi bulunmadığından, bu yönde de eğerlendirme yapılamayacağını, bir makine mühendisi bilirkişi tarafından bu yönde projelerinde ve uygulamaların değişikliklerin tespitinin yapılması sonrası değerlendirme yapılabileceğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, …, …, … ve … marifetiyle hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; ”…Tarafların ticari defter kayıtlarında gerek esas dava tarihi 25/09/2014 itibari ile ve karşı dava tarihi 19/11/2014 itibari ile davacının davalıya 169.071,10-TL borçlu olduğunu, çatının fen ve tekniğine uygun şekilde imal edildiğini, akıntıların, her türlü hava ve tabiat şartlarına açık ve maruz olan bu denli çok geniş satıhlı çatının sıklıkla yapılması gereken rutin bakım ve onarımlarının zamanında yapılmaması, teslimat sonra müdahalelerden vb. Kaynaklı olduğunu, matlaştırma yapılan epoksi yüzeylerde, epoksi imalatının sökülerek yeniden uygulama prosedürüne uygun olarak yeniden yapılması halinde de matlaşmayı sağlayan kurum elle dökülmesi söz konusu olduğundan homojen dağılımın sağlanmasının mümkün olmayacağını, bu nedenle bu imalata müdahale edilmemesi gerektiğini, bu gizli ayıp durumunun izalesi için epoksi yapım bedelinin maksimum %5’i oranında nefaset kesintisine gidilebileceğini, bunun parasal değerinin işin yapıldığı tarih itibariyle 3.355,00-TL olacağını, detayına uygun şekilde epoksi dökülmeyen yapılmayan süpürgelik bedellerinin de tamamının eksik imalat açık ayıp kabul edilip bunun 3.763,00-TL olarak belirlenen tam bedelinin davalı yükleniciden talep edilebileceğini, davalı yükleniciye atfedilebilecek toplam bedelin, 3.355,00-TL + 3.763,00-TL 7.118,00-TL olacağını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davanın tarafları arasında 28/09/2012 tarihli Ana yüklenici sözleşmesinin akdedildiği, sözleşme ile davalı yüklenicinin, davacı iş sahibi için … Kocaeli adresindeki arazi üzerine üretim tesisinin yeni binasını ve dış sahası ile ofis sosyal alanlar ile yeni binasını inşa etme işini üstlendiği, zemin kaplama işlemi esnasında kusurlu üretim , ayıplı ifa, ana giriş ve arazi kapısının kapanmadığı, ardiye tavanının da gereği gibi inşa edilmediğinden açıklık olduğu, duvarlarda kabarmaların ortaya çıktığı, sızıntıların olduğu hususlarının … Noterliği’nin 05/09/2014 tarihli ihtarnamesi ile ayıpların giderilmesinin talep edildiği, davalı tarafın keşide ettiği … Noterliğinin 17/09/2014 tarihli ihtarnamesi ile eksik ve ayıplı imalat iddialarının kabul edilmediği tespit edilmiş olup uyuşmazlığın; eksik/ ayıplı iş bulunup bulunmadığı, ayıp var ise niteliği, (gizli ya da açık), nesafet kesintisi gerekiyor ise miktarı, davalının hak edişten kaynaklı cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, vade farkı ve kur farkına yönelik taleplerinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda keşif ve yerinde değerlendirme sureti ile mahallinde teknik bilirkişiler marifeti ile yerinde inceleme icra edilmiş olup dosyada mevcut raporların kendi içerisinde ve uzman görüşü ile arasındaki tespitler kapsamında mübayenetliğin giderilmesini sağlamak adına son bilirkişi heyetinden rapor alınmış olup epoksi zemin kaplaması yapılan yüzeylerdeki epoksilerin sökülmelerinin gerekmediği, zira mevcut epoksilerin kullanıma ve üretime engel teşkil etmediği saptanmakla üretim durmasından kaynaklı kar mahrumiyetine yönelik talebin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte yüzeylerindeki matlaştırmalarda kullanılan ince kumun yüzeye serpilmesinde homojenliğin sağlanamadığı, bu nedenle yüzeyde renk tonu farklılıklarının oluştuğu, bu hali ile ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup epoksi yapım bedelinin en fazla %5 oranında nefaset kesintisine gidilebileceği, epoksi yapılmayan süpürgeliklerin de eksik imalat kapsamında olup bedellerinin davalı yükleniciden talep edilmesinin yerinde olduğu, son olarak çatıda akıntıya neden olan hususların teknik incelemesi neticesinde imalat hatasına rastlanılmadığı, rutin bakım ve onarım eksikliği ile çatıya sonradan yapılan müdahale etkisi ile kullanım hatasından doğduğu teknik tespitlerinin yer aldığı, neticeten davacının ayıplı eksik imalattan kaynaklı talep edebileceği alacak miktarının (hak edişten kesilebilecek nefaset kesintisinin) 7.118-TL olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca davacı tarafın gecikme tazminatından kaynaklı alacak isteminde bulunduğu ancak anılı talep yönünden 03/04/2019 tarihli celse ara kararı ile ihtar edilmesine rağmen talebin somutlaştırılmadığı gibi harçlandırılmadığı tespit edilmiş olup anılı talep yönünden usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmiştir. Karşı dava yönünden her iki taraf ticari defterlerinin hak edişten kaynaklı alacak miktarı noktasında örtüştüğü ve kayıtların birbirini doğruladığı hususlarının mali inceleme neticesinde tespit edildiği görülmüş olup karşı davacı yararına 169.071,08-TL alacak isteminin yerinde olduğu, vade farkı ve kur farkına dayalı taleplerinin teminat mektuplarının eserin teslim tarihi ile uyumlu olmamakla tüm dosya kapsamında ispata muhtaç kaldığı sonuç ve kanaatine varılmakla; asıl davanın kısmen kabulü ile, eksik/ayıplı iş bedeli olarak hesaplanan 7.118,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı/karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin, kar mahrumiyetleri taleplerinin reddine, gecikme tazminatı talebine ilişkin usulüne uygun harçlandırılmış dava bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına, karşı davanın kısmen kabulü ile, hakedişten kaynaklı 169.071,08-TL’nin karşı dava tarihi olan 19/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davacı/karşı davalıdan tahsili ile davalı/karşı davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Eksik/ayıplı iş bedeli olarak hesaplanan 7.118,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı/karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin, kar mahrumiyetleri taleplerinin reddine,
B-Gecikme tazminatı talebine ilişkin usulüne uygun harçlandırılmış dava bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 486,23-TL ilam harcından peşin alınan 341,55-TL’nin mahsubu ile bakiye 144,68-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davacı tarafından yatırılan 341,55-TL peşin harç ve 25,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 366,75-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
2-Karşı davanın KISMEN KABULÜ ile,
Hakedişten kaynaklı 169.071,08-TL’nin karşı dava tarihi olan 19/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davacı/karşı davalıdan tahsili ile davalı/karşı davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 11.549,25-TL ilam harcından peşin alınan 3.714,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 7.835,25TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davacı tarafından yatırılan 3.714,00-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 20.011,75-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 7.090,96-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
e-Davacı tarafından yapılan 5.985,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.399,07-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
f-Davalı tarafından yapılan 6.146,70-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 4.709,83-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp, davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı/karşı davalı ve davalı/karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır