Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/108 E. 2020/512 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/944 Esas
KARAR NO : 2020/487
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2018
KARAR TARİHİ :13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasıdaki … Otel Projesi İşçilik Yüklenici Sözleşmesi çerçevesinde sözleşme konusu iş müvekkiline verildiğini ve müvekkilin işe başladığını, müvekkilin sözleşme konusu işin yüzde doksandan fazlasını tamamladığını 31/05/2018 tarihinde davalı tarafça iş durdurularak müvekkilin iş sahasından çıkarıldığını ve o tarihe kadar yapılan toplam işin hak edişleri de karşılıklı kabul edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkilinin tamamlanmış olan kısmına ilişkin hak ediş bedellerinin ödenmesi için davalıya müteaddit defalar şifahen başvurduğunu, sonuç alınamayınca … Noterliği 16/07/2018 / … nolu ihtarı ile; müvekkilin tamamladığı işler bedeli 228.627,36 TL’nin ödenmesini, işin kalan kısmının tamamlanabilmesi için iş sahasının müvekkile açılmasının sağlanmasını, aksi halde sözleşme bedelinin tamamının müvekkile ödenmesini ihtar ettiğini, ihtarname davalıya tebliğ edildiği ancak davalı ödeme yapmadığı ve cevap da vermediğini, davalının idari kadrosu tarafından imzalanan hak ediş belgeleri ile davalı tarafından müvekkile gönderilen imalat durum tabloları ile ilerleme raporları incelendiğinde de, sözleşmesel toplam bedeli 236.090,21-TL olan işin 228.627,36-TL’lik kısmının yani tamamına yakınının tamamlandığı ve davalıya teslim edildiğini, buna ilişkin işin durdurulması ve müvekkilin hak ediş bedellerinin ödenmemesi, ardından açılan icra takibine de itiraz edilmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı olmak kaydıyla arz edilen ve resen alınacak sebepler çerçevesinde, … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası borcuna davalıca yapılan itirazların iptaline ve takibin toplam alacak olarak 224.067,00-TL üzerinden, takip masrafları, vekalet ücreti , ticari avans faizi ve sair ferileriyle birlikte devamına, davalının dosya borcunun %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, muhakeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açıldığını, reddi gerektiğini, müvekkili şirketinin … Otel Projesi’nin Ana Yüklenicisi olduğunu, … San ve Tic. A.Ş’nin sözleşmesel yükümlülüklerine aykırı şekilde ödemelerini yapmadığından, müvekkilinin de taşeronları ödeme yapamadığını, davacı şirket ile müvekkili şirketinin arasında yapılan sözleşmenin ödemeler başlıklı 12.1. Maddesinde açıkça “İşbu ödemelere ilişkin yapılacak hak taleplerinde Ana İşveren tarafından İşveren’e madde-8 Ana Sözleşme kapsamında işbu sözleşme konusu işler ilgili yapılan ödeme oranları dikkate alınacaktır. Yüklenici’ye yapılacak ödemeler, İşveren’e Ana İşveren tarafından taşeron Sözleşmesi işleri için ödeme yapılmasını takip eden 14 gün içerisinde gerçekleştirilecektir.” olup , Ana İşveren tarafça ödeme yapılmadığından davacı tarafa da ödeme yapılamayacağını, davacının müvekkil firma nezdinde muaccel hale gelmiş ve ödenmemiş hiçbir alacağı bulunmadığını, dava dilekçesinde faturaya konu edimlerin yerine getirildiği ve malların teslim edildiği belirtilmişse de davaya konu takibe ilişkin ödeme emri içeriğinde ve ekinde takip dayanağı faturaların sunulmadığını ve müvekkiline de tebliğ edilmediğini, davacı talebine esas olarak cari hesap ekstresi ve faturaları gösterdiği talep edilen alacak likit olmadığını, yargılamaya matuf talebe ilişkin olarak müvekkilin haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiği hukuken kabul edilemeyeceği gibi müvekkil aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de mümkün olmadığını beyanla, açıklanan nedenler ile haksız davanın reddine , davacının %20’den az olmayacak oranda kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ GEREKÇE:
Dava,eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı tarafça 10/01/2019 tarihli sulh protokolü sunulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 313.maddeinde belirtildiği şekilde;
“(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”
6100 sayılı HMK’nın 315/1 maddesinde belirtildiği şekilde; “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.”
İstinabe yoluyla dinlenen davacı şirket temsilcisi beyanında: “Bir örneği talimat dosyası ekinde yer alan 10/01/2019 tarihli sulh ve ibra protokolü yetkilisi olduğum davacı şirketin İstanbul’da yine benim tarafımdan yetkilendirilen … isimli kişiye aittir, bu belge düzenlenirken hakediş raporunda belirtilen 14.609,10 TL kesinti toplamının bize iade edilmesi gerekirken protkolda iade edilmesi gereken bu miktar dikkate alınmadığı için halen davalı tarafın bize 14.609,10 TL ayrıca borcu olduğu için sulh ve ibra protokolünü kabul etmiyorum, 14.609,10 TL’nin ödemesi yapılır ise protokolün içeriğine bir itirazımız olmayacaktır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Taraflar arasında uyuşmazlık konusu hakkında sulh sözleşmesi düzenlendiği ve tarafların, sözleşmenin 4/b maddesinde; protokolde belirtilen ödemenin yapılması şartıyla icra dosyasına ve mahkememizde görülen davaya konu alacağın tamamıyla ödenmiş olacağı,davacının takip ve dava dosyası kapsamında hiçbir hak ve alacağının kalmayacağı, davacının davalıyı ibra ettiği, masraf ve vekalet ücreti talep etmeyeceği hususunda anlaştıkları,protokolde belirtilen bedelin davalı şirket tarafından ödendiği, sulh sözleşmesinin taraflarca yetkilendirilen şahıslar aracılığıyla imzalandığı, istinabe yoluyla dinlenen davacı şirket temsilcisinin alınan beyanında, protokolü şirket adına imzalayan şahsın kendisi tarafından yetkilendirildiğini beyan ettiği,her ne kadar protokolde belirtilenin haricinde davalı şirketin borcunun olduğunu bu nedenle sulh protokolünü kabul etmediğini ve belirttiği bedel ödenirse protokolün içeriğine itiraz etmeyeceklerini beyan etmiş ise de, sulh ve ibra protokolünü düzenlemeye yetkili kişiler tarafından imzalanan protokolün tarafları bağlayacağı, sulh sözleşmesinin gereklerinin de yerine getirildiği dikkate alınarak sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, sulh protokolü gereğince taraflar lehine/aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM(Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Sulh nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dava açılırken alınan 2.656,51TL peşin harçtan, sulh olunan aşama nazara alınarak, karar tarihi itibarıyla Harçlar Kanununun 22. Maddesine göre karar ve ilam harcının 2/3ü oranında alınması gereken 36,27 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile artan 2.620,24 TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin talep edilmediğinden davacı üzerinde bırakılmasına, talep edilmediğinden davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin talep edilmediğinden davalı üzerinde bırakılmasına, talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avanslarından artan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip …

Hakim …