Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/101 E. 2020/378 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/101 Esas
KARAR NO : 2020/378
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … Ltd. Şti ile davalı … arasında olan ticari ilişki sonucu faturalar karşılığında davalı tarafından ödeme yapılmadığını, ve bu yönde yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine borcun tahsili amacı ile davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/19698 E. Sayılı dosyası ile icra takip işlemlerine başlandığını ve anılan icra dosyasından gönderilen ödeme emri borçlu davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, davalının icra dosya borcunun tamamına ve ferilerine itiraz ettiğini, borçlunun itirazının haksız olduğunu, mesnetsiz olup kötü niyetli olduğunu, belirtilen ancak miktarı likit bir alacak olduğunu, icra takibi uzatmak ve borçtan bir şekilde kaçmak maksadıyla borca itiraz edildiğini, itirazının iptalini ve takibin devamını, 6.417,96-TL’nin ticari faizleri ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini, davalının haksız itirazı ve alacağın likit olması sebebi ile davalıya en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı aleyhine açılan alacak davasının yetkili Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmadığını, dava dilekçesinde de görüldüğü üzere davalının adresinin Ümraniye olduğunu, davalı adresinin Ümraniye’de bulunması nedeni ile yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle açılan davaya yetki yönünden itiraz ettiklerini, davalının davacıya dava dilekçesinde belirtildiği gibi herhangi bir borcunun da bulunmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde bu durumun kanıtlanacağını, bu nedenle açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya dayalı alacak istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu … İcra Müdürlüğü’nün 2018/19698 esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiştir.
Davalı vekilinin kanuni süresinde ibraz ettiği tespit edilen cevap dilekçesi ile mahkememizin yetkisine yönelik olarak yetki ilk itirazında bulunması üzerine iş bu itiraz HMK’nın 117. maddesi uyarınca dava şartlarından sonra inceleme konusu yapılmıştır.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2017/11041 esas, 2018/390 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davalı takip borçlusu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmaması sebebi ile İstanbul İcra Dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılacak ise de; bu hususun, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisinin de kabul edildiği anlamına gelmeyeceği, icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı takip borçlusunun itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etme hakkını haiz olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu doğrultuda yapılan değerlendirme sonucunda; davacı yanın huzurdaki davada faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali isteminde bulunduğu, davalı tarafça yetki ilk itirazında yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirtildiği, taraflar arasında yetki şartını içerir yazılı herhangi bir sözleşmeye rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemelerin yetkisine ilişkin kanuni düzenleme noktasında HMK’nın 6/1. maddesi; “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklinde düzenlenmiş olup HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği, Kanunun 19/2. maddesinin; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içerdiği, birden fazla mahkemenin yetkili olması hallerinde davacıya seçimlik hak tanınmış olması göz önüne alındığında, davacının, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu, davacının, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmadığı ve yetkisiz bir mahkeme de açtığı taktirde seçme hakkının davalı tarafa geçeceği anlaşılmıştır.
Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında davacı tarafından faturaya dayalı alacak istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali isteminin ileri sürüldüğü, HMK’nın 10. maddesi bağlamında para alacaklarını konu alan davalar yönünden davacının yerleşim yeri mahkemeleri yetkili olmakla birlikte davacının yerleşim yerinin Ümraniye/İstanbul olup İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetki alanında kaldığı, aynı yönde davalı şirketin de merkezinin Ümraniye/İstanbul olup HMK’nın 6. maddesi bağlamında işbu davanın davacı tarafından yetkili mahkemede ikame edilmediği, bu nedenle seçme hakkının davalı tarafa geçtiği, davalı yanın yetkili mahkemeyi usulüne uygun olarak İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirttiği anlaşılmakla; mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 116. maddesi gereğince mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren, istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebi reddinin kesinleşmesine müteakip 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içerisinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK’nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içerisinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır