Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/100 E. 2022/300 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/100 Esas
KARAR NO : 2022/300
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/02/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtrazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı Müflis … San. ve Tic. A.Ş. arasında Genel Kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı … …’nın işbu Genel Kredi Sözleşmesini borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredinin geri ödemelerindeki vaki düzensizlikler nedeniyle kredi hesabının kat edildiğini ve iş bu hususun borçluya … Noterliğinin 27/09/2019 tarihli ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ve işbu ihtarnameye ekli hesap özetiyle birlikte tebliğ edildiğini, vaki ihtarnameye rağmen kredi borcunun ödenmemesi üzerine borçlu hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili bankanın kredi alacağının tahsili amacıyla yapılan haklı ve hukuki icra takibi üzerine davalı/borçlunun icra dairesinin yetkisine, takibe ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkili bankanın kayıtlarının kesin delil teşkil ettiğini, işlemiş ve işleyecek faiz ile faiz oranı ve diğer ferilerin sözleşme ve yasalara uygun olduğunu, taraflar arasında yetki anlaşması olduğunu, İstanbul Mahkemeleri ile İcra Dairelerinin yetkili olduğunu beyanla fazlaya dair her türlü talep hakları saklı kalma kaydıyla, davalının itirazlarının iptaline ve dava tarihi itibariyle belirtmiş oldukları alacak kalemleri üzerinden takibin devamına, davalı borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız, hukuka ve kanuna aykırı olup reddinin gerekmekte olduğunu, öncelikle söz konusu davadan müvekkilinin 12 Kasım 2020 tarihinde e-devlet üzerinden haberdar olduğunu ve aynı gün taraflarınca dosyaya vekalet sunulduğunu, yapılan incelemede müvekkiline yapılan tebligatın Tebligat Kanunu’na ve Yönetmeliği’ne aykırı olduğu ve bu nedenlerle usulsüz olduğunun görüldüğünü, huzurdaki davada, davanın dayanağı olan ve dava dilekçesinin ekinde sunulan genel kredi sözleşmesinin taraflarınca incelendiğini, açılan dava haksız olup, müvekkilinin yaptığı itirazda haklı olduğunu, davaya konu icra takibine dayanak genel kredi sözleşmelerindeki yazıların müvekkiline ait olmadığını, söz konusu sözleşmeler bu hali ile Borçlar Kanunu’nun 583. maddesine aykırı olup, müvekkilinin iddia edilen genel kredi sözleşmesine konu borç sebebi ile kefaletinin geçerliliğinden bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin gayri nakdi borç sebebi ile sorumluluğundan da bahsedilemeyeceğini, bir an için kefaletin geçerli olduğu düşünülse de gayri nakdi borç sebebi ile müvekkilinin sorumlu olacağına dair bir yükümlülüğün sözleşmede yer almadığını, davacı bankanın bu talebinin de hukuka ve kanuna açıkça aykırı olduğunu, asıl borçlu … A.Ş. olup, söz konusu şirketin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… E sayılı dosyası üzerinden 18.09.2019 tarihinde iflasına karar verildiğini, iflasın … İflas Müdürlüğü’nün 2019/… İflas sayılı dosyası ile açıldığını, zira ortada geçerli bir kefalet sözleşmesi olmadığı yönündeki savunmaları saklı kalmak kaydı ile kefalet asıl borca bağlı olduğu için öncelikle asıl borçlunun davacı bankaya borcu olup olmadığının tespitinin gerektiğini, davacı tarafın kendi kayıtlarının kesin delil olduğu yönündeki savunmaları kanuna açıkça aykırı olup, bu yöndeki bir iddianın kabulünün mümkün olmadığını, öte yandan müvekkilinin borçlu olduğu anlamına gelmemek ile birlikte istenilen faiz de çok fahiş olup, faize de itiraz ettiklerini beyanla davanın reddine, davacı banka hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına da hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce …. İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı ile dava dışı … Ticaret Limited Şirketi aleyhine, 5.070.000 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilemediği, davalı vekilinin 06/12/2019 tarihli dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ettiği, itirazdan sonra ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacı tarafça arabuluculuk kurumuna başvurulduğu, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığına dair 30/01/2020 tarihli son tutanağın düzenlendiği ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin icra dairesinin yetkisine itirazında yetkili icra müdürlüğünü bildirmediği ve bu nedenle itirazın geçerli olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça dava ve takibin dayanağı olan 22/03/2019 tarihli genel kredi sözleşmesinde yer alan kefalet yazılarının kendisine ait olmadığı iddia edilmiş olduğundan, davalının sözleşme tarihinden öncesine ait imzalarını içerir belgeler celp edilerek dosya, sözleşmede yer alan kefalet yazıların davalının eli ürünü olup olmadığının tespiti konusunda rapor tanzim edilmek üzere … ATK’ya gönderilmiştir. … ATK’nın 22/02/2022 tarihli raporunda özetle; inceleme konusu genel kredi sözleşmesinde “müteselsil kefil” bölümündeki yazılar ile davalının mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla davalının eli ürünü olmadığı tespit ve mütalaa edilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesi hükmü uyarınca; Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Anılan yasal düzenleme uyarınca ve ATK raporu doğrultusunda dava ve takip konusu alacağın davalıdan tahsili için dayanak gösterilen 22/03/2019 tarihli genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefalet kısmında yer alan kefalete ilişkin yazıların davalının eli ürünü olmadığı, bu şekli ile kefaletin geçersiz olduğu ve davalının takibe itirazında haklı olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. Davalının kötü niyet tazminatı talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; davalının kefalet yazılarının kendisine ait olmadığı yönündeki itirazını davadan ve takipten önce davacı bankaya iletmediği, icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinde bu yönde bir itirazın olmadığı, bu nedenle takibin kötü niyetle başlatıldığı hususunda Mahkememizde kanaat oluşmadığından (aksi yönde emsal içtihat için bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/19-469 Esas, 2014/45 Karar ve 29/01/2014 Tarih) talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar ve ilam harcı 80,70 TL’nin peşin alınan 61.232,93 TL harçtan mahsubu ile kalan 61.152,23 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 139.325 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabuluculuk ücreti olarak Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır