Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 E. 2021/296 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/10 Esas
KARAR NO : 2021/296
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2020
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının teminat için alıp nezdinde bulundurduğu çeki “İstanbul 17.04.2017 keşide yer ve tarihi ile meblağını 311.178,00-TL doldurmak suretiyle tahsil için bankaya ibraz etmiş ve karşılıksız çıkması üzerine ….İcra Müdürlüğü’nde 2017/… Esas sayılı Kambiyo Senetlerine Mahsus İcra Takibini başlattığını, davanın sulhen çözülebilmesi için Arabuluculuk Kurumuna başvurulmuş ise de anlaşmazlıkla sonuçlandığını, davacı müvekkili firmanın, davalıya 311.178,00-TL borcu olmadığını, işbu nedenle menfi tesbit davası açmaları gerektiğini, davacı müvekkili 21/Şubat/2017 tarihine kadar davalı şirketin akaryakıt bayii olarak faaliyette bulunduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirket ile bayilik ilişkisini normal sürdürüyor olarak müvekkiline akaryakıt satış yaptığını, 19-20/Şubat/2017 günü de müvekkilinin LPG depoları ful tabir edilen şekilde dolmak üzere ürün sattığını, davalı Şirket tarafından verilen ürünlerin daha müvekkili şirketin depolarında iken davalının … Noterliğinden keşide ettiği 21/Şubat/2017 gün ve … yevmiye nolu ihtarnameyi memur eliyle tebliğ etmek suretiyle 22/Şubat/2017 günü işletmecilik sözleşmesinin son bulacağını bildirdiğini, davalının işletmecilik sözleşmesine tek yanlı olarak son vermesiyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca verilen lisans da 22/Şubat/2017 tarihi itibarıyla iptal edilmiş olmakta olduğunu, bu, davacı müvekkilinin 22/Şubat/2017 günü başlangıcı gece saat 00,01’den itibaren akaryakıt satmasının yasak olduğu anlamına gelmekte olduğunu, davalı, müvekkiline akaryakıt ve LPG sattıktan sonra mesai saatinin bitimi sıralarında sözleşmeyi feshettiğini bildirmek suretiyle, o gün saat 24.00’de ticari faaliyetinin konusu olan akaryakıt satışını terketmek zorunda bıraktığını, davalının davacı müvekkiline satmış olduğu akaryakıt ürünler ile LPG depolarda satışa sunulamaz halde beklerken, davalı nezdindeki teminatları paraya çevirmeye başladığını, alacak iddiasıyla teminat olarak verilmiş çeki de doldurmak suretiyle icraya koyduğunu, müvekkilinin davalıya 311.178,00-TL, borcu olmadığını, davalının gerek şifahi görüşmeler, gerek ise … Noterliğinden keşide edilen 03/Nisan/2017 gün ve … yevmiye nolu ihtarname ile davalının müvekkile bayi olarak vermiş olduğu ürünlerin tesbitinin yapılarak hesaplarda mutabakat yapılması istenmiş ise de, davalı duyarsız kalmış ve müvekil şirketin kendi uhdelerinde bulunan teminatları çözdürerek müvekkilin maddi olarak zor duruma düşmesine neden olduğunu, yine hiçbir mutabakata dayanmayan alacak iddiasında bulunarak mezkûr çekin meblağ ve tarihini doldurmak suretiyle bankaya ibraz ettiğini, karşılıksız çıkan çekin düzenlenip, bankaya ibraz edildiği 17.04.2017 tarihinde müvekkili şirketin tek faaliyet alanı olan akaryakıt ve LPG satışı yasaklanmış, fiilen hiçbir ticari faaliyette bulunamaz halde olduğunu, davalının bayii olan müvekkiline ürün sattığını, müvekkilinin satın aldığı ürünleri satmasına izin vermeden bayilik sözleşmesini feshetetiğini, davalının da, iade ürün hesabı, mahsub hesabı yapmaksızın müvekkiline verdiği zararın tazmininden kaçmak amacıyla müvekkili zor durumda bırakmak için teminat olarak verilen çeki doldurarak tahsile koyduğunu, gerek fesih öncesi aşırı derecede ürün satışı, gerek sözleşmenin fesih şekli ve hesap mutabakatı için görüşmeden kaçarak teminatların paraya çevrilerek tahsilat yapılması ve müvekkilinin fiilen ticaret yapamadığı dönemde çekin meblağının ve keşide yer ile tarihinin doldurularak tahsile konulması davalının kötü niyetini gösterdiğini, çekin doldurulup bankaya ibraz edildiği 17.04.2017 tarihinde müvekkil şirketin davalıya 311.178,00-TL borcu bulunmadığını, bu meblağın, müvekkilinin muvafakati, rızası veya ön taahhüdü neticesi belirlenerek davalı tarafından sözleşmeye dayalı olarak çeke yazılmış bir rakam olmadığını, kaldı ki, davalının kötü niyetli işlem ve eylemleri neticesi müvekkilinin bu meblağdan çok daha fazla zararı ve tazminat alacağı doğduğunu, davalının, bu taleplerden kaçarak haksız ve mesnetsiz bir alacak talebiyle müvekkili tamamen zor durumda bıraktığını, müvekkilinin tek yanlı olarak ulaşabildiği belgeler gözönüne alındığında müvekkilinin davalıya 238.758,13-TL borcu görülmekte olduğunu, bu hesapta İade edilmesi gereken ürünlerin bedeli ile uğranılan zararın miktarı ve bir kısım harici tahsilatlar bulunmadığını, işbu nedenlerle, müvekkilinin 17,04.2017 günü itibarıyla davalıya 311.178,00-TL. borcunun olmadığının tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sayın Mahkemeniz nezdinde … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı dosyasına ilişkin müvekkili şirket aleyhine menfi tespit davası ikame edildiğini, Sayın Mahkemeniz’in tensip tutanağında; dava dilekçesinde 311.178,00 TL yönünden borçlu olunmadığının tespiti talebinde bulunulduğu, ancak harca esas değerin 72.419,87 TL olarak gösterilmesi sebebiyle HMK’nın 119/1-g bendi gereğince Davacı’ya harcı tamamlaması için 1 haftalık kesin süre verildiğini, bahsi geçen harç tamamlanmadı ise, davanın açılmamış sayılmasını talep ettiklerini, davacı Şirketin, müvekkili Şirket’e karşı 311.179.-TL tutarında mal borcu bulunmakta olduğunu, müvekkili Şirket de alacağına karşılık yasal hakkını kullanarak kambiyo senetlerine özgü İcra takibini başlattığını, davacı Şirket’in tüm iddialarının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, taraflar arasında 26.08.2015 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi (Ek-1) ve Otogaz Bayilik Sözleşmesi (Ek-2) akdedildiğini, bahsi geçen sözleşmelerle kurulan bayilik İlişkisine göre , davacı Şirket Müvekkillerinin Şirket’ten akaryakıt satın almakta ve satın aldığı bedelleri Müvekkili Şirket’e ödemekte olduğunu, aynı zamanda davacı Şirket’in sözleşme ile kabul ettiği pek çok yükümlülük bulunmakta olduğunu, müvekkili Şirketin Davacı Şirket’in bayilik sözleşmelerini haklı nedenle …. Noterliği’nin 21.02.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi (Ek-3) İle haklı nedenle sona erdirdiğini, davacı Şirketin fesih tarihi öncesinde Müvekkili Şirket’ten satın aldığı mallara ilişkin ve bayilik ilişkisinden doğan katılım bedeline yönelik toplamda 311.178.- TL borcu bulunmakta olup borcun dayanağı faturalar (Ek-4) Sayın Mahkeme’ye işbu dilekçe ekinde ibraz edilmekte olduğunu, davacı Şirketin bahsi geçen mal ve sözleşme borcunu Müvekkili Şirket’e ödemediğini, bu nedenle, Davacı Şirket tarafından verilen dava konusu icra takibi dosyasında yer alan çek ile İcra takibi başlatıldığını, davacı Şirketin akaryakıt satın almak için Petrol Piyasası Kanunu gereğince Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan bayilik lisansı alarak faaliyetlerini sürdürebilmekte olduğunu, müvekkili Şirketin tüm yükümlülüklerine riayet ettiğini, müvekkili Şirketin Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği madde 34(g) bendine göre sözleşme süresince bayinin ikmal ihtiyaçlarını karşılamakta olduğunu, bu nedenle davacı Şirket tarafından mal ikmal talebi sonrasında mal ikmalini müvekkili Şirketin gerçekleştirdiğini, nihayetinde eski bayi olan davacı Şirketin, mal siparişlerini kendisi müvekkili Şirket’e vermekte olduğunu, müvekkili Şirket’in sözleşmeyi feshetmesi EPDK düzenlemeleri bakımından ürünlerini satamayacağı anlamına gelmemekte olduğunu, nitekim, Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği madde 38/f bendine göre, bayi bayilik sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesinden itibaren, bir ay içerisinde eski dağıtıcı ile ilgili tüm belirtilerin kaldırılması ve faaliyete sözleşme yapılan yeni dağıtıcının ürünlerinin pazarlandığı anlaşılacak şekilde devam etme hakkına sahip olduğunu, bununla bağlantılı olarak, bayilik lisanslarında, bayilik sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesinden veya lisansa kayıtlı dağıtım şirketine ait dağıtıcı lisansının iptali veya sona ermesinden itibaren iki ay içerisinde dağıtıcı tadili başvurusu yapılması gerektiğini, bunun yapılmaması veya Kuruma yeni bayilik sözleşmesi ibraz edilmemesi halinde de Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği madde 17/d uyarınca bayinin lisansı EPDK tarafından sona erdirilmekte olduğunu, kaldı ki Davacı Şirketin bayilik lisansının fesih tarihinden çok sonraki bir tarihte {22.11.2018 tarihinde) sona erdiği bilinmekte olup malı satamaması önünde müvekkili Şirketle bağlantılı herhangi bir engel bulunmadığını, dolayısıyla lisansın sona ermesi sürecinde ve malın satılmaması bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, tüm bu hususlar yanı sıra, davacı Şirketin dava dilekçesinde 238.758,13-TL borcu olduğunu ikrar etmiş durumdadır, bu nedenle davanın menfi tespit olduğu göz önüne alınarak bu meblağ bakımından incelenmemesini talep ettiklerini, yukarıda açıklanan hususlar ışığında; müvekkili şirketin 311.178.-TL bakımından alacaklı olduğu sabit olup alacağa dayalı tüm faturaların mahkemeye ibraz edildiğini, davacı Şirketin tüm iddialarının bütünüyle asılsız olduğunu, olası bir bilirkişi incelemesinde müvekkili şirketin alacaklı olduğu ve menfi tespit bakımından herhangi bir uyuşmazlığın söz konusu olmadığının anlaşılacağını, her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkeme’ce re’sen dikkate alınacak nedenlerle, davanın esastan reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı yanın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler …, Mehmet … ve … tarafından düzenlenen 04/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1- Dava konusu uyuşmazlık, “taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmesine dayalı akdi ilişkiden (cari hesap ilişkisinden) dolayı, takip konusu “teminat çekinin” davalı tarafından takibe konulduğu tarihte, davalının davacıdan, akdi ilişkiden kaynaklanan bakiye 311.178,00 TL cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı” noktasındadır.
2- Raporumuzun Mali Kısmında tarafların defterleri üzerinde yapılmış olan inceleme sonucunda yapılan tespitlere göre; takip konusu teminat çekinin davalı tarafından takibe konulduğu tarihte, davalının davacıdan, bakiye 311.178,13 TL cari hesap alacağı bulunmaktadır.
Bu nedenle, takip konusu teminat çekinin takibe konulduğu tarihte davacının davalıya, bakiye 311.718,13 TL cari hesap borcu bulunduğu; dolaysıyla davalının çeki haklı olarak takibe koyduğu, davacının menfi tespit talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava, … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus takip talebine konu 311.178,00 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalıya 72.419,87 TL borçlu olmadığının tespiti isteminden ibarettir.
Davacı yanca 238.758,13 TL tutarında davalıya borçlu olunduğu kabul edilmekle, takibe konulan çek bedeli 311.178,00 TL olmakla, haksız olduğundan 72.419,87 TL tutarında davalıya borçlarının bulunmadığı ve davalıdan son akaryakıt satın alınmasından 1 gün sonra sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle davacı yanın zarara uğradığı iddia edilmekle, kabul edilen 238.758,13 TL borç bakiyesinin içinde iade edilmesi gereken ürün bedeli ile bir kısım tahsilatların da yer almadığı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; dava dilekçesinin talep sonucunda her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak eldeki davanın 311.178,00 TL olarak doldurulan çek nedeniyle davacının kendi kayıtlarında 238.758,13 TL olmakla daha az borçlu olduğu iddiası ile davalıya 72.419,87 TL tutarında borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olarak açıldığı, davacı yan erken fesih nedeniyle satamayıp elinde kalan mallar sebebiyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de, eldeki davanın feshin haksız olduğundan bahisle davacı zararının tazmini için açılmadığı, davaya konu çekin teminat olarak verildiği davacı yanın dosya kapsamındaki beyanları ile kabul edilmekle, uyuşmazlığın çekin bu meblağda takibe konu edilmesinin haklı olup olmadığına ilişkin olduğu, çek altındaki imza inkar edilmediğinden çek üzerinde grafolojik inceleme yapılmasına ilişkin talebin mahkememizce yerinde görülmediği, davacı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarına göre çek bedeli olan 311.178,13 TL tutarında davalı şirkete borçlu olduğu, dosya kapsamında davacı yanın davalı tarafça kesilen faturalara süresinde itiraz ve iade ettiğine ilişkin bir delilinin bulunmadığı, yine sözleşme feshedildiği için satılamadığından bahisle iade edilmesi gereken akaryakıt ürünlerine ilişkin davalı yana kesmiş olduğu bir iade faturasının da mevcut olmadığı, böylece davacı yanın sunulan deliller kapsamında zararını ispatlayamadığı, nitekim taraf ticari defter ve kayıtlarına göre davacının 1-2 günde bir davalıdan akaryakıt alımı yaptığı görülmekle, son alımın 20/02/2017 tarihli olduğu ve sözleşmenin 22/02/2017 tarihi itibarıyla feshedildiği nazara alındığında davacının zararının oluştuğundan bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, davacı yanın kendi ticari defter ve belgelerinde davalıya çek bedeli kadar borçlu olduğu kayıtlandığından, açıklanan nedenlerle dava konusu itibarıyla davacı yanın yerinde görülmeyen menfi tespit isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 1.236,76 TL peşin harçtan 59,30 TL’in mahsubu ile fazla yatan 1.177,46 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 10.214,58 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır