Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/99 E. 2021/128 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/99 Esas
KARAR NO : 2021/128
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/02/2019
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sermayesi 13.000.000 TL olan davalı … A.Ş.’nin 02/01/2017 tarihli 2017-01 karar numaralı, 11/05/2017 tarihli 2017-05 karar numaralı, 21/06/2017 tarihli 2017-06 karar numaralı yönetim kurulu kararları ile 14/06/2017 tarihli genel kurul ve 17/07/2017 tarihli genel kurul toplantılarında alınan tüm kararların hukuken kesin hükümsüz olduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… Esas sayılı dosyasında ve birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasında verilen karar ile davaya konu yönetim kurulu kararlarını alan yönetim kurulu üyelerinin seçilmelerine ilişkin genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin yurtiçinde ve yurtdışında hidrolojik rüzgar, güneş, fotovoltaik, jeotermal, biyokütleden elde edilen gaz gibi enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretimi, satışı ve benzeri konularda faaliyet göstermek için 2007 yılında 7.000.000 TL sermaye ile kurulduğunu, sermayesinin 2009 yılında 13.000.000 TL’ye çıkarıldığını, şirkette fiili bir pay gruplaşmasının olduğunu, … nda müvekkilleri …, … ve … AŞ’nin bulunduğunu, … Grubunda … …, … … …, … …, … A.Ş.’nin bulunduğunu, … nda … …, … A.Ş. ve … A.Ş’nin bulunduğunu, pay sahipleri … … (%0,10), … … (%0,15) , … … … (%0,30) ve … Nak. … A.Ş.(%37,6)’nin … Enerji’de bulunan cem’an %38,15 ine tekabül eden paylarını … A.Ş.’ye devrettiğini, Nisan 2018 de yapılan pay devri öncesi yöneten diğer iki pay grubunun (… ve …) birlikte hareket etmesi nedeni ile müvekkilerinin söz konusu iki hissedar grubu karşısında yalnız ve azınlıkta kaldıklarını, müvekkili pay sahiplerinin aleyhine gerçekleştirilen hukuka aykırılıklar olduğunu, yöneten pay sahipleri ve bunlar tarafından seçilen dava konusu Yönetim Kurulu kararlarında imzası olan Yönetim Kurulu üyeleri, yetkilerini kötüye kullandıklarını, usulsüz hibelerde bulunup spekülatif krediler açtıklarını, bunun gibi bir çok işlem yaptıklarını, müvekkillerinin bilgi edinme haklarını, genel kurul tarafından dağıtımına karar verilen kar payı haklarını ve basılı hisse senetlerinin teslimini dahi mahkeme ve icra marifeti ile elde etmeye mecbur bırakıldıklarını, müvekkillerine şirket iş ve işlemleri hakkında bilgi verilmediği için …. ATM’nin 2017/… Esas ve 2018/… Karar sayılı dosyasında bilgi edinme ve inceleme talepli açılan davalarının kabul edildiğini, yine müvekkillerinin muaccel kar payı hakları ödenmediği için kar payı haklarını …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyası tahtında icra zoru ile tahsil ettiklerini, davalı … Enerji’nin basılı pay senetleri müvekkillerine teslim edilmediği için müvekkilleri tarafından … ATM’nin 2015/… Esas ve 2016/… Karar sayılı dosyasında dava açıldığını ve davanın kabul edildiğini, müvekkili …’nın 2012-2015 dönemleri arasında Yönetim Kurulu üyesi olmasına rağmen hiçbir Yönetim Kurulu toplantısına davet edilmediğini, bununla ilgili 8 ayrı dava açıldığını ve bu davalara konu 9 adet Yönetim Kurulu kararının ve yönetim kurulu seçimine ilişkin genel kurul kararlarının da yoklukla malul olduğunun tespit edildiğini, davaya konu 3 ayrı Yönetim Kurulu kararının da Yönetim Kurulunun yok hükmünde olması sebebiyle yoklukla malul olduğunu, dava konusu Yönetim Kurulu kararının yoklukla malul olması sebebi ile bu karar ile toplanan 14/06/2017 ve 17/07/2017 tarihli Genel Kurullarda alınan tüm kararların da yoklukla malul olduğunu beyanla davalı şirketin 02/01/2017 tarihli 2017-01 karar numaralı, 11/05/2017 tarihli 2017-05 karar numaralı, 21/06/2017 tarihli 2017-06 karar numaralı yönetim kurulu kararları ile 14/06/2017 tarihli genel kurul ve 17/07/2017 tarihli genel kurul toplantılarında alınan tüm genel kurul kararlarının yoklukla veya mutlak butlanla malul olduğunun tespitine, davalı şirketin organsız kalmış olması nedeni ile davalı şirkete kayyum tayin edilmesine, giderleri davalı tarafça karşılanmak üzere dava sonucunda verilecek müspet kararın gazete ile yayımlanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduklarını kabul etmediklerini, davacıların müvekkili şirketin 2015 yılından itibaren aldıkları tüm kararlara karşı çok sayıda ve zincirleme şekilde yokluğun tespiti davası açmaları nedeniyle hukuki zeminden yoksun bu davaların önünü kesmek amacıyla ve müvekkili şirketin yönetim kurulunun aldığı kararların hükümsüz olabileceği ile ilgili herhangi bir şüpheye yer vermemek adına, müvekkili şirketin 2015-2018 yılları arasında almış olduğu tüm yönetim kurulu kararlarının ilk genel kurulda tek tek genel kurulun oylamasına sunulacağını, davacıların şirkete haksız gerekçelerle açtıkları doksana yakın dava bulunduğunu, davacıların kanunun azınlık pay sahiplerine tanıdığı hakları kötüye kullanarak ortaklığa zarar verdiklerini, davacıların her yönetim kurulu kararının ardından iptal talebinde bulunduklarını, amaçlarının şirketi işlemez hale getirmek olduğunu, şirkete zarar verme kozunu kullanarak çoğunluk pay sahiplerinin kendi paylarını daha ederinin altında satmaya yada çoğunluk pay sahiplerinin davacıların paylarını ederinin üzerinde satın almaya zorlamayı amaçladıklarını, müvekkili şirketin işletme konusunu içeren sektörlerde Türkiye’nin önde gelen şirketleri arasında olduğunu, bunda şirket yönetiminin payının büyük olduğunu, davacıların şirketten dışlanması gibi bir durum olmadığını, davacılar tarafından açılan davalarda belirtilen “blok oy” tabirinin tamamıyla kendi icat ettikleri bir beyan olduğunu ve şirket oylamasında bu durumun söz konusu olmadığını, müvekkili şirketi aleyhine açılan doksana yakın davanın hepsinin reddedildiğini, …. ATM’de açılan davanın kısmen kabul kısmen reddedildiğini, … ATM’de davacıların pay senetlerinin basılması için yeterli süre vermeden doğrudan dava açtıkları için davalarının kabul edildiğini, açılan diğer davaların reddedildiğini, …. ATM’nin 2015/… Esasa ve 2018/842 Karar sayılı kararı ile verilen 12/03/2015 tarihli genel kurulda alınan 9 nolu kararın yok hükmünde olduğuna dair kararın henüz kesinleşmediğini, yönetim kurulu toplantılarına çağrının yazılı yapılmasının gerekli olmadığını, çağrı veya bildirimin herhangi bir şekilde yapılmasının yeterli olduğunu, davacılara bu çağrıların yapıldığını, davacı …’nın yönetim kurulu toplantısına kasten çağarılmadığı iddiasının gerçek olmadığını, gerçek dahi olsa …’nın toplantıda bulunması ve kararlarda oy kullanmasının kararların alınmasında hiçbir etkisi olmayacağını, alınan tüm kararların yönetim kurulu tarafından oy birliği ile alındığını, yönetim kurulu kararlarının icra edildiğini, yönetim kurulu kararlarının gereği yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların dahi icra edildiğini, bu sebeple kararın yokluğunu öne sürmede hukuki yarar olmadığını, 14/06/2017 tarihli ve 17/07/2017 tarihli genel kurul toplantılarında alınan tüm kararların TTK’ya uygun olarak alındığını, dava konusu genel kurulu toplantıya çağıran yönetim kurulunun seçimine ilişkin genel kurul kararlarının iptalinin henüz kesinleşmediğini, genel kurul kararının kurucu unsurlarının yerinde olduğunu, toplantılara tüm pay sahiplerinin %100 oranda katıldığını, tüm pay sahiplerinin toplantılarda iradelerinin açıklandığını, hiçbir pay sahibi açısından hak kaybı yaşanmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Anonim Şirket Yönetim Kurulu ve Genel Kurul kararlarının batıl olduğunun tespiti talebine ilişkindir.
Davacılar vekili 10/03/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenen davadan feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak kayıtsız ve şartsız olarak yapılabilen, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesine dair bir taraf usuli işlemidir. Davacılar vekilinin feragati sayılan şartları haiz olduğundan Mahkememizce davanın feragat nedeniyle reddine, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL’den peşin olarak alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 14,90 TL harcın davacılardan alınarak ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11/03/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır