Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/730 E. 2020/496 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/730 Esas
KARAR NO : 2020/496
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın … şubesinde müşterisi olduğunu, müvekkilinin sesinin taklit edilerek başka bir bayan tarafından telefon bankacılığı aracılığı ile diyalog şifresi oluşturduğunu, bankanın işlem devam ederken güvenlik sorusu olarak sorduğu soruya karşı tarafın doğru yanıt vermemesine rağmen işlemi sonlandırması gerekirken hatalı oldu diyerek başka bir soruya geçtiğini, bu konuda davalı bankanın sorumlu tutulması gerektiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet ve yetki itirazlarının olup, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacının kendisine ait bilgilerini korumak anlamında gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, söz konusu para transferinde bankanın kusuru veya ihmalinin olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
GEREKÇE:
Dava, davalı bankanın telefon bankacılığı işlemlerinde gerekli güvenlik önlemlerini almadığı iddiası ile 3. kişinin hileli işlemleri sonucu davacının maddi zarara uğratıldığından bahisle açılan tazminat davasından ibarettir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir.
Bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafın da tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Eldeki dava TTK’nun 4/1.maddesinin “a-f” bentlerinde sayılan hususlara ilişkin olmadığından davacının tacir sıfatının bulunup bulunmadığı hususunda mahkememizce ilgili vergi dairesi ve ticaret sicil müdürlüğüne yazı yazılmakla; müzekkerelere davacının herhangi bir ticari işletme kaydının veya şirket ortaklık ya da yöneticiliğinin bulunmadığı cevapları verildiğinden tacir olmayan davacının davalı banka karşısında tüketici sıfatına haiz olduğu, nitekim 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinde “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlandığından davanın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre çözümlenmesinin gerektiği, neticeten mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-c maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza