Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/71 E. 2020/429 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/71
KARAR NO : 2020/429
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 01/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 06/03/2007 tarihli iki ayrı akaryakıt istasyonu için iki ayrı işletme sözleşmesi akdedilerek müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bayilik ilişkisi kurulduğunu, Balıkesir İli, … İlçesi, …’de kain bulunan İstasyona ilişkin olarak 03.01.2007 tarihli şerh edilmiş kira sözleşmesi ile anılan akaryakıt istasyonu üzerinde bayilik faaliyeti yapılması için 17 yıllık süre öngörüldüğünü ve bu kapsamda kira sözleşmesi için davalı tarafa 1.072.000,00-TL ödeme yapıldığını, Balıkesir İli, Merkez İlçesi, … Mevkiinde kain istasyon için ise 14.09.2007 tarihli … yevmiye numaralı resmi senet ile 17 yıl süre ile intifa hakkı tesis edilerek intifa hakkı için davalı tarafa 950.000,00-TL ödeme yapıldığını, ancak Rekabet Kurulu kararı ile bayilik sözleşmelerinin süre açısından sınırlandırılması sebebiyle beş yılı aşan kısım yönünden davalıya ödenen kira ve intifa bedellerinin Mülga BK’nın 61.maddesi (TBK’nın 77.maddesi) mucibince müvekkili şirkete iadesinin gerektiğini, davalı tarafından geri ödenmeyen bedeller neticesinde müvekkili şirketin zarara uğradığını beyanla; neticeten davalarının kabulü ile fazlaya ve ticari diğer hususlara ilişkin hak ve alacakları saklı tutularak, her iki istasyon üzerinde müvekkili şirket lehine konulan hakların süresinden önce sona ermesinden dolayı davalı tarafından haksız zenginleştiği tutar olan 1.426.000,00-TL’nin ödemenin yapıldığı tarih itibariyle hesaplanacak ticari faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, taşınmazların 3. şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında mahkememizce verilen süre içerisinde sunmuş olduğu 25.06.2015 tarihli celse 2 nolu ara karara yönelik beyan dilekçesinde kira sözleşmesi yönünden taleplerinin 756.019,782-TL; intifa sözleşmesi yönünden ise; 669.980,218-TL olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …, … ve …’in intifa sözleşmesi ile kira sözleşmesi ile hiçbir ilişkisinin mevcut olmadığını, intifa ve kira sözleşmesinin tarafı olmayan müvekkillerinin sözleşmeler karşılığı davacıdan hiçbir bedel almadıklarını, müvekkili şirketin de intifa sözleşmesinin tarafı olmamakla birlikte yine sözleşme karşılığında hiçbir bedel almadığını, Rekabet Kurulu kararına göre bayilik sözleşmelerinin azami 5 yıl süreli olması gerektiğini, 5 yılı aşan sözleşmelerin geçersiz olduğunu, bu itibar ile davacı ile davalı bayi arasında akdedilen bayilik sözleşmeleri azami 5 yıl süre ile yapılmış sözleşmeler olduğunu, bu sözleşmelerin 17 yıl yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, somut olayda beyan edilen sözleşmelerin 2007 yılından itibaren taraflar arasında kurulan bayilik ilişkisi ile gerçekleştiğini, dikey ilişkinin ve Petrol piyasasının özelliği gereği, dağıtıcılar bayi ağını korumak için bayilere ciddi miktarlarda yatırım destekleri sağladığını, dağıtıcılar tarafından yapılan bu yatırımların hibe niteliğinde olduğunu, davacı tarafından yapılan bu hibelerin istasyonun yapımı ve hizmederin sağlanmasında ve bayinin ticaretini temin ve istikbalini sağlamak için kullanıldığını, dava konusu 14/09/2007 tarihli intifa sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin üçüncü şahıs … Nakliyat Ltd.Şti. ile yapıldığını, davacı tarafından bu intifa hakkının tesisi için davalılardan hiçbirine herhangi bir ödeme yapılmadığı, intifa ivaz bedeli olarak tapuda gösterilen 300.000,00-TL’nin davalılara ödenmediği gibi tapu maliki dava dışı şirkete de ödenmediğini, davacı tarafından böyle bir intifa talep hakkı tüm davalılar açısından da bulunmadığını, hibe ödemeleri davalı şirket ile davacı arasında yapılan bayilik sözleşmeleri çerçevesinde yapılmış ödemeler olduğunu, anılan hibeler sadece ve sadece akaryakıt bayiliği karşılığında ve geri ödemesiz şekilde verilmiş olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan hibelerin … Köyünde bulunan istasyon için 850.000,00-TL … Mevkiinde bulunan istasyon için 950.000,00-TL KDV dahil olarak verilmesi kararlaştırıldığım, davacı tarafından müvekkiline sadece 918.222,12-TL nin hibe olarak verildiğini, hibelerin akaryakıt alımı paralelinde mal karşılığı dönemsel olarak verildiğini, anılan hibelerin intifa bedeli niteliğinde olmadığını, dava konusu olayda kıstelyevm kuralının uygulanamayacağını, dava konusu sözleşmelere konu akaryakıt istasyonlarına ilişkin müvekkili şirket tarafından KDV Dahil 1.779.772,26-TL miktarında zorunlu harcama yapıldığını, bu tutarın fatura karşılığında alınan mal ve hizmetlerin toplamı olduğunu, yapılan yatırımların davacı yanca ödenen hibe ile ödendiğini beyanla tüm davalılar adına husumet itirazlarının kabulü ile. davanın tüm davalılar lehine husumet yönünden reddine, zamanaşımı itirazlarının kabulü ile tüm davalılar lehine davanın zaman aşımı yönünden reddine, hakkaniyete ticari ilişkinin gelinen aşamasına ve tüm bayilik ilişkisinin niteliğine aykırı bulunan usul ve esas yönlerinden hukuka aykırı olan iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin ayn ayrı tüm davalılar lehine davacı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizce 08/06/2017 tarihinde; 1) Davacı vekilinin kira alacağı istemi ve 756.019,78-TL harca esas değer yönünden mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, 2) Davacı yanın 669.980,21-TL harca esas değere ilişkin intifa bedeli alacağı yönünden davanın kanıtlanamadığından bahisle reddine dair hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6263 Esas 2019/152 Karar sayılı ilamı ile;
“Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında iki ayrı işletme sözleşmesi ile bayilik ilişkisi kurulduğunu, Balıkesir …de bulunan taşınmaz için tapuya şerh edilen 17 yıllık kira sözleşmesi için davalı tarafa 1.072.000,00 TL, Balıkesir … Mevkiinde bulunan taşınmazda 17 yıl süreli intifa hakkı tesis ederek davalı tarafa 950.000 TL ödeme yapıldığını, rekabet kurulu kararıyla bayilik sözleşmeleri 5 yıl ile sınırlandığından davalının haksız zenginleştiği iddia edilen kira sözleşmesi yönünden 756.019,782 TL intifa sözleşmesi yönünden 669.980,218 TL’nin tahsilini istediği, dosyaya her iki taşınmazlar için yapılan ön protokollerin ibraz edildiği, protokollere göre taraflar arasında davacı tarafın, belli aşamalarda karşılıklı olarak edimlerin yerine getirilmesi ile, belli miktarlarda ödeme yapacağının kararlaştırıldığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulundan celp edilen kayıtlardan davacı ile davalı şirket arasında yapılan 07/09/2007 tarihli 5 yıl süreli sözleşme ile Balıkesir ili … mevkiindeki taşınmaz için akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığı ve davalı şirket adına 25/01/2008 tarihli istasyonlu bayilik lisansı alındığı, yine 20/04/2007 tarihli sözleşmeyle Balıkesir … mevkiindeki taşınmazlar için akaryakıt istasyonu işletme sözleşmesi imzalandığı ve davalı şirket adına bayilik lisansı alındığı görülmüştür.
İlk derece mahkemesi tarafından kabule göre, davacının alacak talebi bölünerek, davanın … Mevkiindeki taşınmazlar için talep edilen 756.019,78 TL kira alacağı talebi yönünden tefrik kararı verilmeden görevsizlik kararı verilmesi usule uygun değilse de; esas yönünden dairemizce yapılan incelemede ön protokolde tapuya şerh verilecek 17 yıl süreli kira akdi gereğince yapılan ödemelerin, bayilik sözleşmesinin 5 yıl sonunda feshedilmesi ve bu nedenle kira sözleşmesinin de erken feshedildiği iddiasıyla fazla ödendiği iddia edilen bedelin iadesi talebinin taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesiyle birlikte değerlendirilmesi gerektiği, tarafların tacir olduğu bayilik ilişkisinden kaynaklanan alacak davasının 6102 sayılı TTK 4/1 ve TTK 5. maddesi gereğince Ticaret Mahkemesinin görevi dahilinde bulunduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemenin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin Balıkesir … Mevkiinde bulunan taşınmaza ilişkin intifa bedeli alacağı yönünden ise dava dışı … Petrol Şirketi ile davacı şirket arasında 14/09/2007 tarihli 17 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği ve intifa bedelinin dava dışı şirkete yapıldığı, davalıların kefalet akdinin bayilik sözleşmesine ilişkin olduğu, intifa sözleşmesini kapsamadığı, davalıların malik olmadığı, ödemenin davalılara yapılmadığı ve davalılardan talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın 669.980,21 TL’lik kısmı yönünden davanın ispatlanamadığından reddine karar verdiği anlaşılmışsa da, … Mevkiinde bulunan taşınmaz yönünden yapılan ön protokolde davacı tarafından davalı şirkete 950.000 TL tutarında hibenin protokolde kararlaştırılan aşamalarda tarafların edimlerini yerine getirmesi üzerine ve belli miktarlarda verileceğinin düzenlendiği, davacının da ödemeleri davalılara yaptığını iddia ettiği anlaşılmakla, dosyada alınan bilirkişi raporlarının davacı defter ve kayıtları ile davalı defter ve kayıtları üzerinde taraflar arasındaki ön protokoller ve sözleşme hükümlerine uygun ödemelerin yapılıp yapılmadığı konusunda yeterli ve usulüne uygun inceleme içermediği göz önüne alınarak eksik inceleme ile ve tarafların iddia ve savunmaları incelenmeksizin karar verildiği kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın tümü yönünden yargılamaya devam edilerek karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. ” gerekçesi ile mahkememizce verilen karar kaldırılmakla dosyanın yeni esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Yukarıda ayrıntıları verilen İstinaf kararı gereğince bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu kapsamda 23/09/2019 tarihli bilirkişi heyet raporu dosya kapsamına alınmıştır. Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda; davacının davalı yandan talep edebileceği bir alacak bulunmadığı; ancak Mahkemece aksi görüşün kabul edilmesi halinde; 755.751,37-TL kira sözleşmesi için + 671.578,10-TL intifa bedeli ödemesi için olmak üzere toplam = 1.427.329,47-TL meblağın davacı tarafından talep edilebileceği kanaatine ulaşıldığının mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Taraf itirazlarının karşılanması babında Mahkememizce alınan 20/01/2020 tarihli ek bilirkişi heyeti raporunda; bilirkişi heyetince daha önceki raporlardaki tespit, hesaplama ve görüşlerin aynen muhafaza edildiğinin mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 02/03/2007 tarihli ön protokol yapıldığı, … Köyü’nde bulunan taşınmazlar için bayi adayına hibe verileceği, 250.000,00-TL + KDV’nin kısmi ipoteklerin tesisi, teminat mektubunun alınması, akaryakıt istasyon sözleşmesinin imzalanması ve bayi adayı ile yapılacak kira kontratının tapu sicil müdürlüğüne şerh verilmesini müteakip nakit olarak verileceğini ve kira sözleşmesine mahsup edileceğini, 150.000,00-TL + KDV’nin, ipoteklerin tesisi, teminat mektubunun alınması, bayilik lisansının alınması ve bayi adayı ile yapılacak kira kontratının tapu sicil müdürlüğüne şerh verilmesini müteakip nakit olarak verileceğini kira sözleşmesine mahsup edileceğini ve bayilik lisansı alındıktan sonra istasyonun ticari faaliyete başlaması sonrasında işletici bayinin her bir tanker normal mal alışı sonrasında, bir tanker ve kalan 600.000,00-TL kira bedeline mahsup edilmek üzere verileceği, 17 yıl süreli kira akdi yapılıp tapuya şerh verileceğinin kararlaştırıldığı, 06/03/2007 tarihli Bayilik Sözleşmesinin EPDK’ya ibraz edildiği, 09/05/2007 tarihli bayilik lisansı alındığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ikinci istasyon için … Mevkiinde bulunan taşınmaz üzerinde 17 yıl süreli intifa tesis edileceği, toplam 950.000,00-TL tutarında hibe verileceği, teminatların intifa + ipotek + banka teminat mektubu tamamlanması ve akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesi imzalanması halinde 150.000,00-TL, istasyon binası ve saha düzeninin tamamlanması halinde 150.000,00-TL, kanopi ve yer altı tesisatının tamamlanması halinde 150.000,00-TL, bakiye kısım için 500.000,00-TL (lisans alınmasından sonra taahhütleri paralelinde ayda iki tanker yakıt verilmesi şeklinde bayi adayına verilecektir. Bayi adayı hibenin verilmesini müteakip her yıl sonu fatura kesecek olup beş yılda hibe tutarının faturalandırılacağının) düzenlendiği, 07/09/2007 tarihli Bayilik Sözleşmesinin EPDK’ya ibraz edildiği, 25/01/2008 tarihli bayilik lisansı alındığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin davacıya … Noterliği’nin 20/01/2012 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle taraflar arasındaki sözleşmenin 06/03/2012 tarihinde sona ereceğinin ve bu sözleşmenin uzatılmayacağının bildirildiği anlaşılmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyasında; davacı … Ltd. Şti. tarafından davalı …Ş. aleyhine Balıkesir Merkez … İlçesindeki … Parsel numaralı taşınmaz için intifa tesis edildiği, intifa bedelinin ödenmediğinden bahisle yapılan takibe itirazın iptali davası açıldığı, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyizi üzerine; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2018/… Esas ve 2019/… Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı yan, davalı yana … de bulunan tesis için 1.072.000,00-TL kira ödemesi ve ayrıca …de bulunan tesis içinde 950.000,00-TL intifa hakkı ödemesi yaptığını iddia ederek, bunların kıstelyevm tutarlarını talep ettiği, davalı yan ise bayilik sözleşmelerinin 17 yıllık olamayacağı, hukuken sözleşmelerin 5 yıl ile sınırlı olduğu, söz konusu intifa sözleşmesinin dava dışı 3. şirket ile davacı arasında yapılmış olduğu, davacının bu intifa hakkının tesisi için davalıya hiçbir bedel ödemediği, davacının yapmış olduğu ödemelerin hibe ödemesi olduğu ve bu ödemelerin sözleşmelerde kararlaştırılmış olduğu, ancak yapılması gereken 1.800.000,00-TL lik ödemenin sadece 918.222,12-TL’ sinin ödendiğini savunduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporlarında da belirlendiği üzere; Tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda; davacı yan, davalı ile olan ticari ilişkisini 120.010.036 nolu cari hesap kodu altında takip etmekte olup, davaya konu edilen ve geri iadesi talep edilen (kira ve intifa hakkı ödemelerine ilişkin) tutarların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak gerek ticari defter ve hesap ekstrelerinde ve gerekse davacı yanca daha sonra dosya kapsamına sunulan ödeme dekontları ve faturalar üzerinde bu ödemelerin neye istinaden yapıldığına ilişkin bir açıklamaya ve/veya kayda rastlanılmadığı, davacının davasına konu ettiği ödeme tutarlarının 2007 yılına ait bulunduğu, davalı yan ise; incelemeye sadece 2011 ve 2012 yılı yevmiye defterlerini sunduğu, 2007, 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin ise; geri dönüşüme gönderilmesi sebebiyle ibraz edilemediğinin beyan edildiği, bu nedenle davacı tarafından düzenlenen faturaların ve yine davacı tarafından yapılan ödemelere ilişkin olarak davalı defterlerinde herhangi bir tespit yapılamadığı belirlenmiştir.
Davaya konu Balıkesir … Mevkiinde bulunan taşınmaza ilişkin intifa bedeli alacağı yönünden yapılan inceleme sonucunda; dava dışı … Şirketi ile davacı şirket arasında 14/09/2007 tarihli 17 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği ve intifa bedeline ilişkin ödemenin davalı yana yapıldığına ilişkin herhangi bir delil ibraz edilemediği gibi ödemenin davalı yana yapılacağına ilişkin de bir düzenleme bulunmadığı, davalıların kefalet akdinin bayilik sözleşmesine ilişkin olduğu, intifa sözleşmesini kapsamadığı, davalıların malik olmadığı anlaşıldığından ve ödemenin de davalılara yapıldığı kanıtlanamadığından davalı yandan talep edilemeyeceği anlaşılmıştır. Davacı
yan her ne kadar; dava dışı … Şirketi ile … Şirketi ortaklarının aynı olduğunu, dava dışı şirketin … ve …, davalı şirketin ise; … ve … tarafından kurulduğunu, en başından beri her iki şirketin birlikte hareket ettiğini, ortak çıkarlara sahip olduğunu iddia etmişse de; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; davacı … Ltd. Şti. tarafından davalı …Ş. aleyhine eldeki davaya konu Balıkesir Merkez … İlçesindeki … Parsel numaralı taşınmaz için tesis edilen intifa bedelinin ödenmediğinden bahisle yapılan takibe itirazın iptali davasında Mahkemece; “…Davalı tarafça her ne kadar sözleşme konusu intifa bedelinin dava dışı ve davacı şirketin ortakları ile aynı kişilerden oluşan … Ltd. Şirketine intifa bedelinin fazlası ile ödenmiş olduğu savunulmuş ise de; öncelikle davacı şirket ve dava dışı şirket arasında organik bağın bulunması yani ortaklarının kısmen aynı olması söz konusu tüzel kişiliğe yapılacak veya yapıldığı iddia edilen ödemenin davacı şirkete olan borcu sona erdirici nitelikte olacağının kabulü mümkün değildir. Çünkü her iki şirketin tüzel kişiliği ve bütçesi ayrı olduğu gibi taraflar arasında imzalanan ve nispiliği itibari ile taraflar arasında geçerli olan sözleşme hükümlerinde ödemenin dava dışı şirkete bayiye yapılacağına dair bir düzenleme olmadığından davalının buna yönelik savunmasının yerinde olmadığı kaldı ki biran için davalı şirket tarafından dava dışı şirkete yapılan ödemenin gerçekleştirilmiş olduğu kabul edilse dahi davalı şirket tarafından yargılamanın başından itibaren bu şekilde bir savunmada bulunulmasına rağmen ödemeye ilişkin herhangi bir bilgi ve belge ibraz edilmediği gibi ticari defter ve kayıtları da bilirkişi incelemesine sunulmamıştır. Bu sebeplerle davalı savunmasında ileri sürdüğü hususların gerek hukuken gerek sözleşmenin nispiliği kuralı ve hayatın olağan akışına uygun düşmediği ve davalının savunmalarının yerinde olmadığı gibi ayrıca ispatlayamadığı, davacının talep etmiş olduğu sözleşme kapsamındaki intifa bedel alacağının sübuta erdiği…” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verdiği, kararın Yargıtay incelemesi sonucunda onandığı nazara alındığında davacı yanın bu iddialarının eldeki davada da kanıtlayamadığı anlaşılmış olup; 669.980,21-TL’lik intifa bedeli alacağına ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 5 sene sonra bayilik sözleşmesi ile birlikte son bulduğu hususu tartışmasızdır. Davacı yanın 17 senelik kira süresinin boşa çıkan 12 senelik kısmı için kıstelyevem usulüne göre istirdat talebinde bulunabilmesi için; kira sözleşmesinde yazılı bulunan kira ödemelerini gerçekleştirdiği ispat etmesi gerekir. Davacı tarafından bilirkişi kök raporunun dosya kapsamına sunulmasından sonra ibraz edilen kira ödemesi ile intifa hakkı ödemesine ait olduğu iddia edilen ödeme dekontları ile mal alım faturalarının incelenmesinde; dekontların davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş olduğu; ancak dekontların üzerinde kira bedeli ya da intifa hakkı bedeli için ödendiğine ilişkin herhangi bir açıklamanın mevcut olmadığı, dekontların toplamının 922,000,00-TL olduğu, faturaların ise; davacı tarafından davalı yan adına düzenlenmiş olduğu, fatura açıklamalarının çeşitli miktarlarda akaryakıt ürünü olduğu, yine faturaların üzerinde “bayi hibe teslimatı” açıklamalarının bulunduğu, faturaların toplamının ise; 1.130.609,95-TL olduğu, dosyaya sunulan ödeme dekontları ve faturaların ne amaçla düzenlendiğinin belirlenemediği tespit edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen ön protokollerde; 5 yıllık bayilik anlaşması doğrultusunda hibe olarak adlandırılan “satış teşvik priminin” ödenmesine yönelik olarak; (150.000,00-TL, 150.000,00-TL, 150.000,00-TL, 500.000,00-TL) belirlenen tutarların ise; istasyonun rutin mal alışı paralelinde, her ay 2 tanker olacak şeklinde verilecek akaryakıtın bu hibeye mahsubu şeklinde olacağının düzenlendiği, bu itibarla bilirkişi raporunda tespit edilen sektörel uygulamalar doğrultusunda toplam 950.000,00-TL tutarındaki ödemenin 5 yıllık bayilik sözleşmesi kapsamında verildiği ve 5 yıllık sürenin son bulması halinde de iadesinin ayrıca kararlaştırılmadığı, kira bedeli olarak ödendiği ifade edilen tutarın davalı tarafa bu doğrultuda ödendiğinin mali kayıtlar ile de belgelendirilmesi gerektiği, yine uzun süreli kira sözleşmesine ilişkin şerhin intifaya ilişkin olması halinde intifa senedinde intifa bedeli olarak veya kira sözleşmesinde verilen tutarın kira bedeli olarak belirtilmesi ve mali kayıtlarca doğrulanması gerektiği; ancak dosya kapsamına alınan bilirkişi raporlarının mali inceleme kısmında da belirtildiği üzere; dava dosyasında davacı tarafından davalı yana kira ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise ödenen kira tutarının ne kadar olduğuna ilişkin herhangi bir belgeye rastlanılmadığının belirlendiği, ön protokollerde açıkça davacı tarafından davalıya çeşitli tarihlerde ve çeşitli miktarlarda verilecek hibeden bahsedildiği, hibe söz konusu olunca yapılan kazandırmanın istirdadının belli sebepler dışında istenemeyeceği, taraflar arasındaki bayilik sözleşmelerinin 5 yıl süre için akdedildiği ve bu sürenin sonuna kadar bayilik ilişkisinin devam ettiği, dolayısıyla hibenin hükümsüz kalmasından veya ortada bir sebepsiz zenginleşme bulunduğundan bahsedilemeyeceği, bu itibarla davacının kira süresinin boşa çıkan kısmı için istirdat talebinin dayanağının bulunmadığı anlaşılmış, yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı yanca ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerektiği anlaşılmış ve buna ilişkin davanın reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin yatırılan 21.176,10-TL harçtan, 54,40-TL karar ilam harcının başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kalan 21.121,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafca yapılan 102,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 82.710,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/10/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …