Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/690 E. 2021/82 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/690 Esas
KARAR NO : 2021/82
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 10/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, 14.11.2018 tarihli Personel Seçme ve Yerleştirme Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin işbu sözleşme kapsamında, davalı tarafa istihdam edilmek üzere ihtiyaç duyulan çalışanların bulunmasına yönelik aracılık hizmetini sağlandığını, hizmetin ifasında üzerine düşen tüm yükümlülükleri özenli ve eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, müvekkilinin, sağladığı personel işe alım aracılık hizmeti neticesinde; davalı adına 28.11.2018 tarih, A seri … sıra numaralı 2.360,00-TL bedelli ve 20.12.2018 tarih, A seri … sıra numaralı 2.360,00-TL bedelli olmak üzere iki fatura düzenleyerek davalıya gönderdiğini davalı tarafından faturalara itiraz edilmeyerek kabul edildiğini, dilekçe ekinde sunulan mail yazışmalarından da görüleceği üzere, sözleşmede davalı tarafça irtibat maili olarak bildirilen … com adresi üzerinden gönderilen 08 Ocak 2019 tarihli mail ile ilgi faturaların 15 Ocak 2019 için ödeme listesine alındığının müvekkiline belirtildiğini, davalının borcunu teyit ederek borç ikrarında bulunduğunun sabit olduğunu, ancak devam eden süreçte müvekkilinin tüm talep ve çalışmasına rağmen hak etmiş olduğu ödemelerin yapılmadığını, davalı tarafın yetkili kişilerine ulaşılmaya çalışılmışsa da muhatap bulunamadığını, müvekkili tarafından davalıya, fatura bedellerine ilişkin ödemelerin yapılması amacı ile 14/02/2019 tarihli … Yevmiye Numaralı ihtarname gönderildiğini, ancak yine hiçbir sonuç alınamadığını, davalının itirazının iptaline takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalıya çıkarılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak herhangi bir cevap veya beyan dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; personel seçme ve yerleştirme hizmet sözleşmesi kapsamında hizmet ifasına ve faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 14/11/2018 tarihli personel seçme ve yerleştirme hizmet sözleşmesi, takibe dayanak iki adet fatura, … Noterliğinin ihtarname ve tebliğ şerhi ile mail yazışmalarının ibraz edildiği görülmüştür.
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… e. sayılı dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 16/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Taraflar arasındaki ticari ilişki taraflar arasında akdedilen sözleşmeden, davalı tarafça davacıya yapılan ödemeden ve taraflar arasında gerçekleşen e-mail yazışmalarından anlaşılmakta olduğunu, davacı tarafça davalı aleyhine 19.03.2019 tarihinde ….İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyası ile; 4.720 TL Cari Hesap Alacağı üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olarak göründüğü tutarın 4.720 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu tespit edildiğini, davalı tarafça incelemeye yasal defter ve kayıtları ibraz edilmediğinden dava konusu olaylar yönünden herhangi bir inceleme yapılamadığını, davacı tarafça davalıya 3 adet toplam 7.080 TL tutarında fatura düzenlendiği, buna karşılık davalı tarafça … nolu faturaya istinaden 2.360 TL ödeme yapıldığı neticede 4.720 TL bakiyesinin kaldığı anlaşılmakta olduğunu, davacı tarafça icra takibinde 30.11.2018 tarih ve … NOLU 2.360 TL Bedelli ve 20.12.2018 tarih ve … nolu 2.360 TL bedelli faturalar olmak üzere toplamda 4.720 TL talep edildiğini, davacı tarafça davalıya kesilen faturalar incelendiğinde faturaların irsaliyeli fatura alarak düzenlendiği görülmekte olduğunu, bilindiği üzere irsaliyeli fatura düzenlendiğinde ayrıca sevk irsaliyesi düzenlenmesine gerek bulunması gerekmediğini, Vergi Usul Kanunu’nun … Seri Nolu Genel Tebliği ile, İrsaliyeli Fatura uygulaması getirilmiş bulunmaktadır. Bu uygulamada mükellefler, fatura ve sevk irsaliyesini ayrı belgeler olarak değil, “irsaliyeli fatura” adı altında tek belge olarak düzenleyebileceklerini, daha sonra getirilen Vergi Usul Kanunu’nun … Seri Nolu Genel Tebliği ile, satılan malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde, satıcı tarafından irsaliyeli fatura düzenlenebileceği gibi ayrı ayrı fatura ve sevk irsaliyesi de düzenlenebileceğini, İrsaliyeli fatura düzenlenmesi halinde ayrıca sevk irsaliyesi aranmayacağını, İrsaliyeli fatura, hem faturanın hem sevk irsaliyesinin şartlarını bir belgede toplama özelliğine sahip bir vesika olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeden, taraflar arasında gerçekleşen e-mail yazışmalarından ve davalı tarafça davacıya kesilen ve davalı tarafça davacıya yapılan ödemeden anlaşıldığını, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2018 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, davalı tarafça yasal defter ve kayıtları incelemeye ibraz edilmediği, bu nedenle dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defter kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılamadığını, davalı tarafça davalıya kesilen fatura ve muhteviyatlarının davacı tarafça davalıya verildiğinin taraflar arasında yapılan e-mail yazışmalarından anlaşıldığını, davacı tarafça talep edilebilecek asıl alacak + işlemiş faiz tutarının 4.720 TL olarak hesaplandığını, davacı tarafça icra takibinde işlemiş faiz talep edilmediğinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmadığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; 14/11/2018 tarihli personel seçme ve yerleştirme hizmet sözleşme ilişkinden kaynaklı faturalandırılan hizmet bedeline dayalı alacak isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı saptanmış olup cevap dilekçesinin ibraz edilmediği yargılama kapsamında, hukuki ilişkinin yanların kabulünde olup olmadığı meselesinin tetkiki amacı ile dosyada mübrez 14/11/2018 tarihli personel seçme ve yerleştirme hizmet sözleşmesi davalı tarafa isticvap mahiyetinde tebliğ edilmiş olup davalı tarafın isticvap edileceği duruşmada hazır bulunmadığı anlaşılmıştır. HMK’nın 171/2 maddesi gereğince sözleşme ve içerikleri bu nedenle davalı tarafça kabul edilmiş sayılmıştır. Ayrıca HMK’nın 199. maddesi; ”Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” şeklinde ifade edilmiş olup bu düzenleme ile mail yazışmaları da belge olarak kabul edilmiştir. Bu düzenleme ışığında davacı tarafça ibraz edilen, borç ilişkisinin kabul edildiğine yönelik kayıtları içeren e-posta yazışmalarının sıhhatinin tetkik edilebilmesi amacı ile davalı yana tebliğ edilmiş olup anılı mail yazışmalarına yönelik olarak herhangi bir beyan yahut itirazın ileri sürülmediği anlaşılmıştır.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın hizmet sözleşme ilişkinden kaynaklı 2 adet faturaya dayalı alacak istemi ile başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin davaya cevap vermediği gibi ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği tespit edilmiştir. Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir… (22/07/2020) ” hükmünü içermekte olup yargılama sırasında yürürlüğe girmekle derhal uygulama ilkesi kapsamında tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın mahkememizce ibrazdan kaçınılmış sayılacağı ihtarı ile verilen süre içerisinde ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde aksi yönde delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı tarafın takibe konu alacak istemine dayalı faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı yanın ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile 4.720-TL alacaklı göründüğü tespit edilmiştir. Yanlar arasındaki sözleşme, davacı ticari defterleri, faturalar, ihtarname, borç ilişkisinin kabul edildiğine yönelik mail yazışmalarının tetkiki neticesinde; takibe dayanak faturaların davalı yana tebliğ edildiği, içeriklerinin TTK’nın 21/2 maddesi kapsamında kesinleştiği, ticari ilişkinin yanların kabulünde olduğu anlaşılmıştır. Kanaate varılan hukuksal durum ışığında, davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 4.720-TL (asıl alacak) alacaklı olduğu, bu noktadan sonra anılı fatura bedellerinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı şirketin ise hizmet bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği anlaşılmıştır. Anılı gerekçeler ışığında davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 4.720-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu tespit edilmiştir. Son olarak alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı yararına %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 4.720,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 4.720,00-TL takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 944,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 322,42-TL ilam harcından peşin alınan 55,84-TL’nin mahsubu ile bakiye 266,60-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 55,84-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 100,24-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 866,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır