Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/689 E. 2021/919 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/689 Esas
KARAR NO : 2021/919
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 14.11.2018 tarihli “Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi” kapsamındaki ticari ilişki süresince;04.07.2019 tarihli … numaralı, 04.07.2019 tarihli … numaralı, 04.07.2019 tarihli … numaralı , 04.07.2019 tarihli … numaralı faturaların düzenlendiğini, bu fatura bedellerinden bakiye 9.643,91 -TL müvekkili şirkete ödenmediğini, davalı borçlu aleyhinde ….İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz edildiğini, itiraz sonucunda arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşamama ile sonuçlandığını beyanla borçlunun haksız itirazının iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, davalının haksız ve kötü niyetli iddiaları neticesinde takibin durmuş olması sebebiyle davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada haksız borç tahsili yapılmaya çalışıldığını, taraflar arasında 05.04.2018 tarihinde söz konusu şirkete ait … … Şubesi restoranında … numaralı 3 adet sözleşme imzalandığını, haksız ve iyiniyetten uzak birçok eylemler ile müvekkili şirketin zor durumda bırakıldığını, bu nedenle de sözleşmenin feshinin gerçekleştirildiğini, tarafların gerçekte anlaştığı sözleşme bedeli ile şirketlere imzalatılan birçok sözleşme ile talep ettiği bedel arasındaki yüksek farklılıklar nedeniyle taraflar arasındaki güvenin sarsıldığını, sözleşmede belirtilen aylık bedellerin faturalandırılıp gönderilmesi sırasında toplu olarak gönderilen faturalarda herhangi bir gerekçe olmaksızın fatura bedellerinin değiştiğini, sözleşme ile kararlaştırılan anlaşma bedellerinin faturaya yansıtılmadığını ve fazla bedel talep edildiğini , fatura bedellerinin hatalı olduğunu, müvekkili şirket tarafından feshe ilişkin … Noterliği 28.05.2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek aradaki ilişkinin sonlandırıldığını, sözleşmenin feshedilmesine rağmen fatura düzenlenerek gönderildiğini, faturaların iade edilmesine rağmen haksız şekilde icra takibine geçildiğini ve tahsilat yapılmaya çalışıldığını, söz konusu faturalara ilişkin iade ihtarnamesi çekilerek iade gerçekleştirildiğini, bakım onarım destek sözleşmelerinde aylık bakım hizmeti karşılığında ödenen bir bedelin söz konusu olduğunu, feshi gerçekleştirilen ve herhangi bir hizmet alınmayan sözleşmelere dayalı olarak haksız bedeller tahsil edilmeye çalışıldığını, … numaralı 5.4.2018 tarihinde imzalanmış Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi’nin yazılımların bakım ve destek hizmetlerine ilişkin olduğunu, sözleşme bedelinin aylık 176,25 USD olarak belirlendiğini, … numaralı sözleşme 5.4.2018 tarihinde imzalanmış Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi’nin yazılımların bakım, eğitim ve/veya destek hizmetlerinin verilmesi şeklinde tanımlandığını, sözleşme bedelinin aylık 41,25 USD olarak belirlendiğini, … numaralı 5.4.2018 tarihinde imzalanmış Parça Dahil Donanım Bakım Sözleşmesi’nin bakım onarım ve detsek hizmeti olarak tanımlandığını, sözleşme bedelinin aylık 343,05 USD olarak belirlendiğini, sözleşme konusu ve davacının yüklendiği sorumluluğu ve borcunu yerine getirmediğini, borcunu yerine getirmeksizin dava konusu faturalar ile haksız bedel talep edilmiş olmasının kanuna aykırı olduğunu, faturaların ihtarname gönderilmek suretiyle iade edildiğini, sözleşme konusu borcunu yerine getirdiğine dair ispat yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; yazılım, bakım ve destek sözleşme ilişkisi kapsamında faturalara dayalı alacak istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yanlar arasındaki sözleşme, ihtarnameler ile takibe dayanak faturaların dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Davacı yanın BS, davalı yanın BA kayıtları celp ve tetkik edilmiştir.
Taraf tanıklarının beyanları alınmıştır.
… ATM’nin 2019/ … esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiş olup; davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, 9.643,91 TL cari hesap alacağı tutarındaki alacağın icra giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte B.K.100 uyarınca öncelikle faize ve masraflara mahsup edilmesi istemiyle icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takibe itiraz edilerek takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda özetle; “…Tarafların yasal defter kayıtları üzerinde yapılan incelemeler:
Taraflarca yasal defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve tespitler aşağıya çıkartılmıştır:
Davacı … Şirketine Ait Ticari Defterler ile ilgili Tespitler
Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2018 ve 2019 yıllarına ait yasal defterlerle ilgili tasdik bilgileri aşağıya çıkartılmıştır.
Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2018 ve 2019 yılları yasal defterlerinin e-deftere tabi olduğu, e deftere tabi olan 2018 ve 2019 yılları envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, e defter beratlarının ise yasal süresinde verildiği tespit edilmiştir.
Davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının davalıdan 26.07.2019 icra takip tarihi itibariyle 45.843,98 alacaklı göründüğü yönde bakiyesinin bulunduğu tespit edilmiş olup davacı nezdindeki davalı cari hesabı aşağıya çıkartılmıştır.
Davacı yasal defter kayıtlarında her ne kadar davacı davalıdan icra takip tarihine kadar 45.843,98 TL alacaklı olarak görünüyor ise de davacı tarafça icra takibinde 4 Adet faturadan kaynaklı toplamda 9.643,91 TL talep edildiği anlaşılmış olup, söz konusu faturalara ait bilgiler aşağıya çıkartılmıştır.
Davalı … Şirketine Ait Ticari Defterler ile İlgili Tespitler
Davalı tarafça incelemeye yasal defter ve kayıtları ibraz edilmediğinde dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defter kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılamamıştır.
Ancak davalı vekilince 12.03.2020 tarihli dilekçesi ekinde dosyaya sunulan … ATM’nin 2019/… E sayılı dosyasına bilirkişi … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda davalının yasal defter kayıtlarının incelendiği görülmüş olup bilirkişi raporu içeriğinde yer alan davalı nezdindeki davacı cari hesabı incelendiğinde huzurdaki dava konusu faturaların davalının yasal defter kayıtlarında yer aldığı hususunun tespit edildiği anlaşılmıştır…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davanın tarafları arasında Yazılım Bakım/ Destek sözleşmesinin akdedildiği, sözleşme ilişkinden kaynaklı 4 adet e-faturalara dayalı alacak istemi ile takip başlatıldığı, takibe vaki itiraz üzerinde huzurdaki davanın ikame edildiği anlaşılmıştır. Davalı yanın ise sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, hizmet alınmadığını, faturaların hizmet alınmaması ve sözleşmenin feshedilmesi nedeni ile iade edildiğini savunduğu görülmüştür. Bu kapsamda uyuşmazlığın; davacının anılı sözleşme ilişkisi kapsamında faturalara dayalı alacağının mevcut olup olmadığı, faturaların kesinleşip kesinleşmediği, hizmet alınıp alınmadığı, neticeten davacının takip kapsamında talep ettiği asıl alacak bedeli yönünden alacaklı olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; ”Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6762 sayılı TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 23/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 23. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.”
Uyuşmazlık noktalarının tespiti ile anılı kanuni düzenleme ve içtihatlar doğrultusunda yapılan değerlendirme neticesinde; davacı tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, böylece usulüne uygun olarak tutulduklarının tespit edildiği, bununla birlikte davalı yanın mahkememizce yapılan ihtara rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, ancak taraflar arasında derdest olduğu görülen farklı faturalardan kaynaklı alacak istemine yönelik itirazın iptali davası kapsamında (… ATM 2019/ …) davalı ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi marifeti ile incelendiği, anılı tespitlerin mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyeti marifeti ile de tetkik edildiği, takibe dayanak 4 adet faturanın hem davacı hem de davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun görüldüğü gibi davalının BA bildirim formunda da dayanak faturaların yer aldığı, hizmetin verilip verilmediğinin tetkiki yönünden teknik bilirkişi analizi kapsamında 2019 yılında 11 adet destek kaydının sözleşme kapsamında mevcut olduğunun tespit edildiği, bu hali ile yazılı uyarı yapılmadan tek taraflı feshedilmesi ile sözleşmeye uygun olmadığı görülen fesih beyanına ve yasal süreden sonra faturaların iade edilmesine rağmen faturaların ticari defterlere ve BA kayıtlarına kaydedilmesi ile hizmetin verilmiş olması tespitleri ışığında aksi yöndeki davalı savunmalarına itibar edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Bu noktadan sonra faturaya/ dayalı alacak bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı taraf üzerinde bulunduğu, davalı/ takip borçlusunun ödeme savunması olmadığı gibi davacıya ödeme yapıldığını ispata elverişli HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delil ibraz edilmediği, tüm bu nedenlerle, davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle toplam 9.643,91-TL tutarında alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı lehine %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 9.643,91-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 9.643,91-TL takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacağın % 20’si oranındaki 1.928,78-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 658,78 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 116,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 542,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 2.634,50 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8-Devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
9-Davacı tarafça peşin yatırılan 116,48 TL harç ile 44,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 160,88 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır