Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/666 E. 2021/223 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/666 Esas
KARAR NO : 2021/223
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile aleyhine yapılan icra takibine dayananak ödeme emrinin 21.04.2018 tarihinde tebellüğ edildiğini, takibe konu senedin sahte olup olmadığı hususunda dosyanın bilirkişiye tevdii edildiğini ve senetin sahte olduğunun bilirkişi raporunda da tespit edildiğini, ancak icra hukuk mahkemesi tarafından ekte sunduğum gerekçeli kararında da açıkça görüleceği üzere “mahkememizin dar yetkili mahkeme olması sebebiyle senetin sahte oluşturulduğu bilirkişi raporu ile tespit edilmiş ise de yargılamanın genel mahkemeye ait olduğu görülmekle bu yöndeki talebin reddine … ” şeklinde karar tesis edildiğini, yani huzurdaki davaya konu icra dosyasındaki senedin icra hukuk mahkemesi tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi ile sahte olduğunun tespit edildiğini, bu karar ile ilgili istinaf başvurusu yapılmış olup, ayrıca …. Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açıldığını, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/… Esas sayılı dosyasında tensip tutanağının 7. maddesi ile … İcra dairesinin para tutarının %15’i tutarında teminat karşılığında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesine karar verildiğini, teminat yatırıldığını ve …. icra müdürlüğünün 29/07/2019 tarihli kararı ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ancak …, Asliye Hukuk Mahkemesi 22.08/2019 tarih ve 2019/… dosya nolu kararı ile davanın görev yönünden usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine ve asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verdiğini, bu aşamada …. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2019/… E, no ile açılmış olan menfi tespit davası kapsamında yapılan inceleme sonucunda 24.09.2019 tarihli muhtıra ile arabuluculuk son tutanağının mahkemeye sunulmasının istendiğini, bu karara istinaden arabulucuya başvurulmuş olup, son tutanak 30.09.2014 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesine sunulduğunu, ancak mahkemenin dosya arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı için dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddedildiğini, hiçbir şekilde şahsının alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, şahsının aleyhine icra takibine konu edilen senedin sahte olduğunu, davalı tarafın sadece şahsına değil kendisi gibi 40 kişiye de aynı şekilde icra takibi başlattığını, dolayısı ile takibe konu senedin sahte olması nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu manada borca, evraka açıkça itiraz etmekte olduğunu, nitekim aynı kooperatife üye … adına 30/03/2012 ve … adına düzenlenmiş İmza sirküsü konularında da oynama yapılarak sahte bir bono oluşturulduğunu, alacaklının ibraz ettiği sahte evrakın orijinali … Kooperatifinin genel kurul toplantılarında kullanılmak üzere verilen İmza Sirküsü formu olduğunu, iş bu dilekçenin ekinde diğer kooperatif üyelerine ait imza sirküsü formlarının orijinal hallerine bakıldığında aradaki boşluklar doldurularak sahtelikle bono oluşturulduğunun açıkça anlaşılmakta olduğunu, şahsıma ait imza sirküsü belgesi ise kooperatif yönetimi tarafından kendisine teslim edilmemiş olup, imza beyannameleri kooperatife üye olurken bir nüsha halinde düzenlendiğini ve yönetime teslim edildiğini, davalı yönetimden 21/05/217 tarihinde azledildikten sonra üyelere ilişkin bilgi ve belgelere cebren el koyduğunu, el koyma kararına istinaden polis eşliğinde sadece yönetim kuruluna ilişkin karar defterlerine polis eşliğinde el konulduğunu, dolayısıyla davalının kooperatif üyelerine ilişkin imza beyannamelerini teslim etmediğinin açıkça ortada olduğunu, diğer üyelere sahtelikle yapılan bu bonolarla takip başlatıldığı gibi kendisinin de … nin genel kurul toplantılarında kullanılmak üzere imzalamış olduğu imza sirküsü formu içeriği sahte şekilde doldurularak …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı takip dosyası ile aleyhine takip başlatıldığını, davalıyla herhangi bir ticari alım-satım sözleşmesi yapmadığı gibi herhangi bir borç-alacak ilişkisine de kesinlikle girmediğini, davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, borca itiraz ettiğini, davalının aynı evrakları usulsüz bir şekilde düzenleyerek başka şahıslara da 2018 yılının Nisan ayında toplu bir şekilde icra takibi başlattığını, ancak davalı … düzenlemiş olduğu bu sahte evraklara karşı açılan davaların hiçbirinde haklı bulunmamış ve sahtecilik suçunu işlediği mahkeme kararlarıyla ve bilirkişi raporlarıyla sabit olduğunu, takibe dayanak sahte bir şekilde oluşturulan bonoya asla şahsı tarafından herhangi bir imza atılmadığını, kooperatife üyelik esnasında imza sirküsü olarak verilen belgelerin imza taşımak suretiyle bonoya çevrilerek sahte olarak düzenlendiği ve bu durumun … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… E.. Sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile sabit olması ve şahsının davalı tarafa herhangi bir borcunun da bulunmaması nedeniyle davanın kabulü ile takibin borçlu taraf yönünden durdurulmasına ve takibin iptaline, …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra takibinin öncelikle teminatsız, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise …. İcra Müdürlüğüne yatırmış olduğu 7,500.00 TL, tutarındaki teminatının da dikkate alınarak uygun bulunacak teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına ve yargılama giderinin karşı tarafa yüklenmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; … İcra Hukuk Mahkemesince atanan bilirkişi … ‘ın, sunmuş olduğu bilirkişi raporunda ilgili senet incelemesinin hangi resmi kurum inceleme laboratuvarında incelendiğinin belirtilmediğini, her ne kadar isminin altında Adli Belge İnceleme ve Sahtecilik Uzmanı şekline bir tanıtım yapmış olsa da ilgili senette bulunan imzaların taşıma imza olup olmadığı veya senedin sahte olarak oluşturulup oluşturulmadığının tespiti mutlaka resmi kurumlardan olan Emniyet Kriminal, Jandarma Kriminal veya Adli Tıp Kriminal laboratuvarlarından birinde yapılmış olması gerekirken, resmi olmayan bir inceleme aracı ile bireysel olarak yapılan inceleme olması münasebetiyle ilgili raporun mahkemece dikkate alınmasının mümkün görünmediğini, bu sebeple, ilgili senedin sahte olarak düzenlenme iddiasının incelenmesi için Jandarma Kriminal, Adli Tıp veya Emniyet Müdürlüğü Kriminal kurumlarından birine gönderilmesini yönündeki talebinin ilgili mahkemece hukuka aykırı olarak reddedildiğini, mahkemenin incelenmesini istediği hususların başında gelen ‘taşıma imza’ konusuna sayın bilirkişi tarafından incelenecek husus olarak başlangıçta kaleme alınmış ancak inceleme ve sonuç kısımlarında imzaların taşıma imza olup olmadığı hususunda herhangi bir açıklama yapma ihtiyacı duymadığını, buradan hareketle teknik inceleme için gönderilen bilirkişinin raporundan ‘varsayımsal’ olarak ilgili imzaların taşıma imza olmadığını, matbu senet olmama, ölçülerin birbiriyle uyumsuzluğu, farklı toner ve farklı yazıcı hususları, TTK m.776 uyarınca bir senedin geçerli olup olmaması hususu senet metninde yazan yazıların puntosu, matbu basım olması, mürekkebi, yazıcı çeşidi, senet ölçüsü vs. gibi kriterlerle bağlantılı olmadığını, bu bağlamda bilirkişinin senet metninin matbu basım olması, mürekkebi, yazıcı çeşidi, senet ölçüsü gibi kriterlere işaret ederek belgedeki diğer yazı ve imzalarla birlikte ve sırası dahilinde senet metninin sonradan oluşturulduğu kanaati ilgili raporun tamamen kendisinin hisleriyle kaleme aldığı bir rapordan öteye geçemediğini, oysaki, mahkemelerin bilirkişilik kurumundan beklentisi hisleri ve duyguları ile inceleme değil teknik inceleme yapmalarından ibaret olduğunu, buradan anlaşılmaktadır ki; sayın bilirkişi sebep sonuç ilişkisini gözetmeksizin yapmış olduğu tespitlerin temel teşkil edemeyeceğini birtakım çıkarımlar yaptığını, hal böyle iken sayın bilirkişinin senedin matbu basım olmaması, mürekkebi, yazıcı çeşidi, senet ölçüsü, yazı yönleri gibi kriterlere işaret ederek senet metninin sonradan oluşturulduğu yönünde kanaatini belirtmesi bilirkişinin teknik verilere dayanarak rapor hazırlamak yerine mahkemeyi davacı taraf lehine yönlendirme sonucunu doğurabilir ki bu durumun kabulü tarafınca mümkün olmadığını, metindeki yazıların paralel olmadığı hususu, raporda sadece metindeki bir kısım yazı karakterlerinin birbirine paralel olmaması ve buna dayanarak alt ve üst kısımdaki imzalar ve yazılar mevcut iken sonradan bilgisayar yazıcısıyla oluşturulduğu kanaatini Sayın Bilirkişi hangi teknik incelemeye dayanarak beyan etti? Bir diğer ifadeyle, kabul etmemekle birlikte, ilgili senet metni ile isim soy isim ve imzaların birbirinden farklı tarihlerde düzenlendiğini varsaysak bile senet metninin imzalar mevcut iken bilgisayar yazıcısı marifetiyle sonradan oluşturulduğunu nasıl tespit etmektedir? Çünkü pekala isim ve soy isim ile imzalar senet metni oluşturulduktan sonra da ilgili belgeye yazılmış/imzalanmış olabilir. Dolayısıyla açıkça görülüyor ki, bilirkişi bir kısım yazı karakterlerinin birbirine paralel olmamasını dayanak göstererek, eğer farklı zamanlarda düzenlendiyse, hangisinin önceden hangisinin sonradan düzenlenip düzenlenmediğini teknik olarak tespit etmeden, yine hisleriyle senet metninin yazı ve imzalar mevcut iken sonradan yazıcı marifetiyle oluşturulduğunu beyan etmesi teknik verilere dayanarak rapor hazırlamak yerine mahkemeyi davacı taraf lehine yönlendirme sonucunu doğurmuş olduğunu, bu durumun kabulü tarafınca mümkün olmadığını, huzurda görülmekte olan davanın borca itiraza ilişkin olduğunu tekrar vurgulamak istediğini, borçlunun söz konusu bono üzerindeki imzasına itirazı bulunmadığından, sair itirazlar icra mahkemelerinde ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, bu hususun, 12.1.2015 tarihli, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E, 2014/26443 K. 2015/178 numaralı emsal kararında: “Takip dayanağı bononun; borçlunun imzasının bulunduğu kâğıdın sonradan doldurulması ile oluşturulduğu ve bonodaki alacağa dayanak oluşturan bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı yönündeki iddianın, yargılamayı gerektirip ancak genel mahkemede açılacak bir menfi tespit davasında değerlendirilmesi mümkün olmakla, icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği gibi, İnceleme konusu da yapılamaz ” şeklinde açık bir şekilde ifade edildiğini, yine aynı kararda geçen : “…nun 776.maddesindeki unsurları taşıması koşuluyla, bononun el ile ya da yazı ile yazılması ve yazıldığı kâğıdın boyutları, onun vasfını etkilemeyeceğini, somut olayda icra takibine dayanak yapılan bononun …nun 726. maddesinde düzenlenen unsurların tamamını taşıdığı ve kambiyo senedi vasfında olduğu görülmekte olup, olayda, İİK.nun 170/a maddesinin de uygulanma yeri yoktur.” İfadesi ile iş bu bilirkişi incelemesinde yer alan incelemelerin, hükme esas alınmaması gerektiğinin anlaşılmakta olduğunu, borçlunun, takibe dayanak senedin, herhangi bir sebepte altına isim ve İmzasını attığı bir A4 kâğıdının isim ve imza kısmından itibaren kesilerek senedin oluşturulduğuna dair sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesinin mümkün olmadığını, o halde mahkemece, borçlunun itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğunu, açıklanan nedenler ve re’sen gözetilecek diğer nedenlerle; davacının hukuka aykırı beyanlarına ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın REDDİNE, davacı aleyhine, asıl alacak miktarının %20’den aşağı olmamak üzere, TTK m.72’ye göre tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davalı tarafça davacı aleyhine 29/01/2015 keşide, 29/04/2015 vade tarihli 75.000 TL bedelli senet alacağına istinaden faizler dahil toplam 97.681,84 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davaya konu senet üzerinde Adlu Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi marifetiyle inceleme icra edilerek imzalı belgenin sonradan ekleme yapılarak senet haline dönüştürülüp dönüştürülmediği hususunda hazırlanan konuya ilişkin 22/02/2021 tarihli rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
22/02/2021 tarihli Adli Tıp raporunda özetle;
“İnceleme konusu senedin alt kenarının ölçüsü standart A4 kağıdın kısa kenarı ile uyumlu olduğu üst kenarının forme kesim olmadığı, “Adı Soyadı-Adresi-Telefon” bilgilerini içeren ve “İmza” içeren bölümler ile bu bölümler arasında yer alan senedin ödeme günü, bedeli, içeriği ve düzenleme tarihinde dair yazılar bulunan bölümün aynı paralel hattı takip etmediği ve senet metninin bilgisayar ve ekipmanı ile oluşturulmuş diğer yazılara göre daha küçük puntolarla sıkıştırılmış olarak farklı zamanlarda farklı toner dağılımına sahip bilgisayar ve ekipmanı yardımıyla oluşturulmuş olduğu, dolayısıyla senedin evvelce mevcut yazı ve imzalardan yararlanılarak oluşturulmuş olduğu hususlarını bildirir kanaat raporudur.” şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Dava; …. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyasına dayanak 29.01.2015 keşide, 29.04.2015 vade tarihli 75.000 TL bedelli bononun davacı yanın kooperatif üyeliği için verdiği imza sirkülerinin davalı tarafça sahte bir şekilde bonoya çevrilmesi sonucu oluşturulduğu iddiası ile açılan menfi tespit davasından ibarettir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; davaya konu imzalı belgenin sonradan ekleme yapılarak senet haline dönüştürülüp dönüştürülmediği hususunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan bilirkişi raporunda senedin evvelce mevcut yazı ve imzalardan yararlanılarak oluşturulduğu kanaatinin bildirildiği, yine … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun da senedin davacının imzalarından faydalanılmak suretiyle oluşturulduğu görüşünü haiz olduğu, senedin sahteliği iddiasının mutlak defilerden olduğu ve herkese karşı ileri sürülebileceği nazara alındığında davacı yanın iddiasında haklı olduğu ve senet nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığı, nitekim davalı yanca yasal cevap verme süresi içinde senedin geçerli bir hukuki ilişkinin karşılığı olarak düzenlendiğinin de ileri sürülmediği, senedin sahteliğinin tespit edilmiş olması karşısında davalı yanın ceza mahkemesindeki yargılamada ceza alıp almaması eldeki davanın neticesini etkilemeyeceğinden ceza mahkemesi dosyasının beklenilmesine ilişkin talebin hukuki yarar yokluğu nedeniyle mahkememizce yerinde görülmediği, imzalı belgenin sonradan sahtecilikle senede çevrilmesinde davalı yanın kötü niyetli olduğu açık olduğundan davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmek suretiyle davanın kabulü ile davaya konu senet nedeniyle davacı yanın davalı yana borçlu olmadığının tespitine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
…. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyasına dayanak 29/01/2015 düzenleme, 29/04/2015 ödeme tarihli 75.000 TL bedelli senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Senedin % 20’si oranındaki 15.000 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 5.123,25 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 1.280,82 TL’nin mahsubu ile 3.842,43 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.280,82 TL peşin, 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.325,22 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 960,00 TL ATK fatura bedeli, 137,50 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 1.097,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalının yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır