Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/660 E. 2020/534 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/660 Esas
KARAR NO : 2020/534
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 27/10/2020

Mahkememizden verilen 15/12/2015 tarih ve 2014/… Esas 2015/… sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 09/05/2019 tarih ve 2016/… Esas 2019/… Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak mahkememizde yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24.06.2011 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çarpması neticesinde yaralanıp sakatlandığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, dava konusu kaza sonrasında davacıya 54.076,00 TL maluliyet tazminatının 15/01/2014 tarihinde ödendiğini, kazaya sebep olan araçların olay tarihinde mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesinin bulunup bulunmadığının ve davacının maluliyetinin tespitinin gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
HSYK’ nın 26/8/2014 tarih ve 1876 sayılı müstemir yetkilere ilişkin kararı gereğince, … Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyası mahkememize devredilmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Mahkememiz dosyasının delillerini, hastane dökümanları, poliçe, hasar dosyası, trafik kaza tespit tutanağı, … C. Başsavcılığı’nın 2011/… sor. Nolu dosyası, cevabi yazılar, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Adli Tıp İhtisas Kurulunun 27/02/2015 tarihli … karar sayılı raporu, oluşturmaktadır.
ATK raporunda; davacının “ E cetveline göre % 31 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 26/06/2011 tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği” mütalaa ve beyan edilmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda aktüerya uzmanı … ve kusur uzmanı Prof. Dr. … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 07/09/2015 tarihli rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Tazminat davasına ait dosya ile, … C.Başsavcılığı … Bürosu’nun 2011/… sayılı ekli dosyasnın incelenmesinden olay hakkında düzenlenmiş Trafik Kazası Tespit Tutanağı, kamera kaydı bulunmadığı görülmüştür. Ancak, davacının kazadan sonra kaldırıldığı hastanede verdiği ifade ile, kaza sırasında yanına bulunduğu anlaşılan görgü tanığı … …’ın ifadelerinden kazanın belirtilen yerde ve davacının yolu karşı tarafına geçerken çarpmaya maruz kaldığı anlaşılmaktadır.
Davalı … tarafından davacıya 20.01.2014 tarihinde %24 özür oranı ile %100 kusur durumu üzerinden 54.076,00 TL ödeme yapılmıştır.
Ödemeye esas alman özür oranı ile işbu raporda belirlenen iyileşme süresi, iş göremezlik ve kusur oranı ve arasında açık oransızlık bulunması nedeniyle gereksiz yere ödeme tarihindeki verilere göre hesap yapma yoluna gidilmemiştir. Diğer yandan;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/4-824 E, 2012/134 K. ve 14.03.2012 tarihli bu konudaki en son kararında özetle; ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile güncellenerek güncel tutarın hesaplanan tazminattan indirileceği yönündedir. Buna göre daha önce yapılan ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş faizi ve güncel tutarı; tenzili gereken tutar ( asıl+faiz) toplam 62.009,62 TL’dir.
Kazalının maddi zararı:
5 Yıllık işlemiş ıskontosuz aktif devre maddî zararı; 3.947,90 TLx 100%mal x 40%kusur = 1.579,16 TL, 46.160,54 TLx 31%mal x 40%kusur = 5.723,91 TL,
21 Yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre maddi zararı; 241.322,88 TLx 31%mal X 40%kusur = + 29.924.04 TL,
Kazalının maddi zarar toplamı=37.227,11 TL,
Ödemenin güncel tutarının tenzili=62.009.62 TL,
Kazalının bakiye maddi zararı= kalmamıştır.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; meydana gelen kaza nedeniyle 5.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline yöneliktir.
Bu kapsamda mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince, davacı zararı yapılan ödeme ile karşılanmış olmakla yerinde görülmeyen davanın reddine dair hüküm davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2016/… esas-2019/… karar sayılı ilamı ile;
“1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK.’nin 266. (1086 sayılı HUMK.’nin 275.) ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşü alınarak karar verilmelidir. Trafik kazasında sürücülerin kusur oranlarını belirlenmesi ve tazminatının miktarının hesaplanması uzmanlığı gerektiren konulardandır. Bu nedenle eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı, kaza neticesinde sürekli sakat kaldığını, davalı … tarafından 20.1.2014 tarihinde %24 maluliyet oranı ile %100 kusur durumu üzerinden 54.076,00 TL ödeme yapılmasına rağmen yetersiz olduğunu belirterek sürekli iş göremezlik zararını talep etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsü %40, davacı yaya ise %60 kusurlu bulunmuştur. Olayın oluşu, davalı … tarafından kabul edilen kusur oranı, dikkate alındığında davacı yaya için tespit edilen %60 kusur oranından daha az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek kusur oranı yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”gerekçesi ile bozularak dosyanın mahkememizin 2020/325 esasına kaydı yapılmış ve yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonucunda; usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, bozma ilamı doğrultusunda;
… trafik kürsüsünden seçilen kusur bilirkişileri …, … ve … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 27/07/2020 tarihli rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Dava dosyasında bulunan, 13.07.2011 tarihli ve Şikayet üzerine düzenlenmiş olduğu anlaşılan tutanakta, … ‘ya meçhul bir otonun çarparak yaralanmasına sebep olduğu ve kazayla ilgili olarak 29.06.2011 günü, 20:00 sıralarında, ekip olarak bahse konu yere gidildiği, olay yerini gören kameraya rastlanmadığı, ancak 400 m yukarıda görülen kameralardan birinin arızalı, üçünün ise kaldırıma bakar durumda oldukları, çarpan meçhul aracın … Caddesi’nin girişinden sağ şeridi takiben indiği ve … Sokağın girişinde yayaya çarptığı, vakit gece olduğundan aracın renk ve plakasının tespit edilemediği ifade edilmektedir.
Davacı yaya …, dava dosyasında bulunan ifadesinde, … Sokağın başında karşıdan karşıya geçtiğini, tam kaldırıma çıktığı sırada, yukarıdan aşağıya gelen bir aracın kendisine çarptığını, kendisinin ön cama kafasını çarptığım ve sonra düştüğünü, aracın durmayarak yoluna devam ettiğini belirtmiştir.
Kaza sırasında davacı yaya ile birlikte yürüdüğü anlaşılan tanık … , dava dosyasında bulunan ifadesinde, kaza sırasında … Caddesi’nden … Sokağı girişine geldiklerinde, sokaktan karşıdan karşıya geçtiklerini, tam kaldırıma çıktıkları sırada, yukarıdan aşağıya doğru hızla gelen, plakasını alamadıkları, bordo renkli, … tipinde aracın yanındaki …’ya çarpmış olduğunu, …’nın kafasının ön cama çarptığını ve kaldırımın üzerine düştüğünü, aracın far camının kırıldığını ve durmayarak camdan kafasını çıkartıp bakarak kaçtığını belirtmiştir.
Davacının sağ yanından darbe aldığı, dolayısıyla sağından gelen aracın darbesine maruz kaldığı anlaşılmaktadır. 
Dava dosyasında bulunan, 07.09.2015 tarihli Bilirkişi Raporunda Kaza incelenmiş ve davacı yaya …’nın, trafik ışığı veya yaya geçidi bulunmayan yerde karşıdan karşıya geçerken sağını solunu kontrol etmesi ve durum emniyetli ise yola girmesi gerekirken, sağından gelen aracın geçişini beklememiş olması nedeniyle Karayolları Trafik Kanunu’nun 68. maddesine aykırı ve emniyetsiz davranışı nedeniyle % 60 oranında ve birinci derecede kusurlu olduğu, plakası belirsiz aracın sürücüsünün ise, kavşağa yaklaşırken yavaşlamamış olması nedeniyle Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-a maddesi ile tanımlanan, kavşağa yaklaşırken yavaşlama şartını yerine getirmemiş olması nedeniyle % 40 oranında ve ikinci derece kusurlu olduğu kanaati ifade edilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.12.2015 tarih ve 2014/…-2015/… numaralı kararı ile davacının, davalının 02.01.2014 tarihinde % 24 maluliyet oranı ve % 100 kusur durumu üzerinden 54.076,00 TL ödeme yapmasına rağmen, yetersiz olduğunu belirterek sürekli iş görmezlik zararını talep etmiş olduğu ancak, davacının % 60 kusurlu bulunduğu rapora göre değerlendirildiğinde davacının zararının karşılanmış olduğu, bu nedenle davanın reddi hükme bağlanmıştır.
T.C. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2016/… Esas No.lu, 2019/… No.lu ve 09.05.2019 tarihli ilamı ile … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.12.2015 tarih ve 2014/…-2015/… numaralı davanın reddi hükmü bozulmuş, davacının kaza neticesi sürekli sakat kaldığı, davalının 02.01.2014 tarihinde % 24 maluliyet oranı ve % 100 kusur durumu üzerinden 54.076,00 TL ödeme yapmasına rağmen yetersiz olduğunu belirterek sürekli iş görmezlik zararını talep etmiş bulunduğu, ancak mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda davacının % 60 oranında kusurlu bulunmuş olması, …nda ise davacı için daha düşük bir kusur oranını esas alması anlaşılmakla, kusur oranı yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak karar verilmesi hükme bağlanmıştır.
Internet üzerinden kaza mahallinin krokisi indirilmiş olup, aşağıda belirtilen çarpışma noktası daire içinde ve aracın yokuş aşağı geliş yönü okla görülmektedir./
Davacı ifadesinde ve tutanakta belirsiz olmakla birlikte, davacı yayanın … Sokak kavşağında … Caddesi’ni … Sokağın karşısındaki kaldırım yönünde geçmiş olduğu ve bu sırada şekilde görülen ok yönünde yokuş aşağı gelen aracın yayaya sağ yanında çarpmış olduğu anlaşılmaktadır. 
Heyetimiz, dava dosyasında yapmış olduğu inceleme sonucunda, davacı yaya …’nın, gece, aracın renk ve plakasının görülemediği kadar karanlık bir ortamda, yaya geçidi veya trafik ışığı bulunmayan bir kesimden, yolu gerektiği şekilde kontrol etmeksizin, gelişigüzel biçimde yola girerek karşıdan karşıya geçmek istemesi, gerek trafiğin gerekse kendisinin güvenliğini tehlikeye atmış olması ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun yayaların uyacakları kuralları tanımlayan Madde 68’i “Yayaların uyacakları kurallar aşağıda belirtilmiştir.
Yaya yollarında, geçitlerde veya zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya buraları saygısızca kullanmaları yasaktır.”
İhlal etmiş olması nedeniyle % 60 oranında ve birinci derecede kusurlu olduğu, plakası belirsiz aracın kimliği belirsiz sürücüsünün ise, tedbirsiz ve dikkatsiz seyretmesi, hızını mevcut şartlara uygun düzeyde tutmamış olması ile yine aynı Kanunun hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak ile ilgili Madde 52’yi “Sürücüler:Kavşaklara yaklaşırken,dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,zorundadırlar.” İhlal etmiş olması nedeniyle % 40 oranında ve ikinci derece kusurlu bulunduğu kanaatine varmıştır.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan hususlar ışığında, dava konusu kazada, heyetimizce,
1.Davacı yaya …’nın, birinci derecede ve % 60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu,
2.Plakası belirsiz aracın kimliği belirsiz sürücüsü’nün ise, ikinci derecede ve % 40 (yüzde kırk) oranında kusurlu bulunduğu, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
İş bu bilirkişi raporumuzu takdir ve tensiplerinize saygı ile arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava; 24/06/2011 tarihinde plakası tespit edilemeyen aracın davacı yayaya çarpması suretiyle meydana gelen kazada, malul kalan davacının davalı … Hesabından aldığı ödemenin yetersiz olduğundan bahisle bakiye tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak, kusur yönünden İstanbul Teknik Üniversitesi trafik kürsüsünden seçilen konusunda uzman üç bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor temin edilmekle; 24/06/2011 tarihinde gece vakti … Sokak kavşağından … Caddesine geçmekte olan davacıya … Caddesi’nden yokuş aşağı gelen aracın sağ tarafından çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, aracın davacıya sağ taraftan çarptığı hususu nazara alındığında davacının havanın karanlık olduğu ortamda yaya geçidi veya trafik ışığı bulunmayan bir kesimden yolu gerektiği şekilde kontrol etmeyerek KTK’nun 68. maddesini ihlal etmek suretiyle %60 oranında kusurlu olduğu, kimliği tespit edilemeyen araç şoförünün ise tedbirsiz ve dikkatsizce seyrederek, hızını mevcut şartlara uygun tutmayarak KTK’nun 52. maddesini ihlal etmek suretiyle %40 oranında kusurlu olduğu hususları tespit edilmiş olup, bu rapora davacı yanca itiraz edilmediği gibi, dava dilekçesinde tanık ve keşif deliline de dayanılmadığından mahkememizde bozma öncesi alınan rapora göre davacının %60 kusurunda bakiye tazminat alacağı kalmadığına dair belirleme karşısında, önceki kusur oranından farklı olmayan 27/07/2020 tarihli rapordaki yeni tespite göre de davacının tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla, davanın reddine dair açıklanan gerekçelerle karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin olarak yatırılan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 29,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza