Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/651 E. 2022/235 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/651 Esas
KARAR NO : 2022/235
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile girişmiş olduğu alım satım işlemi neticesinde davalıya aralarında karşılaştırılmış olan malları tam ve eksiksiz bir şekilde teslim ettiğini, ancak fatura bedellerinin alınamadığını, bu nedenlerle davalı aleyhine … İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, ancak davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu, ….İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı icra dosyasına haksız itirazın kaldırılmasını, davalının kötüniyetli olarak icra takibine itirazı nedeniyle, en az %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda müvekkilinin gözden geçirme külfetini yerine getirmiş olmasına rağmen ilk başta mal üzerinde ayıbın farkedilemediğini, işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz” inceleme ve ortaya çıkan ayıbın satıcıya “uygun bir süre içinde” bildiriminin ön görüldüğünü, ….Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından dava konusu mallar hakkında bilirkişi tespit raporu düzenlendiğini, bu rapor doğrultusunda bilirkişi “borulardaki boşluk ve gözeneklerin, boruların satın alınması aşamasında görülmesi mümkün olmadığından ve ancak talaşlı işlendikten sonra ortaya çıktıklarından, boruların gizli ayıp niteliğinde imalat hatalı oldukları tespit edilmiştir.” bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan delil tespitinde haklılıklarının ortaya konduğunu, davacı tarafın Polonya ile yapılan sözleşmede uygun bir şekilde müvekkilinin malı hazır edemeyince, dava konusu tutarın ödenmediğini iddia ettiğini, hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu iddiayı kabul etmediklerini, davacının haksız ve yersiz açtığı davanın reddine, davacıdan alınarak takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, ….Sulh Hukuk Mahkemesi bilirkişi tespit raporunda 2018/… D.İş dosyasının celbine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen ….İcra Müdürlüğü’nün 2018/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağına istinaden faizler dahil toplam 67.778,20 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
….Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/… D.İş sayılı dosyasında bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 28/02/2019 tarihli bilirkişi tespit raporunda özetle;
“Tespit mahalli olan … Mahallesi, … Sokak No: … İstanbul adresinde davacı vekiliyle birlikte yapılan incelemede aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir. Tespit isteyen şirkete ait işyerinde bulunan ve aşağıda fotoğrafları verilen boru parçalarının, davalı şirketten satın alınan boy boruların belirli uzunlukta kesilmesi ve iç kısmından talaş kaldırılması işlemi sırasında boru malzemesinde yoğun gözenek ve boşlukların olduğu görülmüştür. Bu parçaların LPG teşisatında içinden gaz geçecek şekilde kullanılacak olması ve burada kullanılacak parçaların gaz sızdırmaz özellikte olmasının gerekmesi nedeniyle, bu şekilde boşluklu ve gözenekli parçaların sızdırmazlık özelliğine sahip olmadıklarından dolayı LPG tesisatında gaz nakli için kullanılması mümkün değildir. Borulardaki boşluk ve gözeneklerin tamiri mümkün olmayıp tamamen hurdaya ayrılması gerekir, anılan borulardaki boşluk ve gözeneklerin, boruların satın alınması aşamasında görülmesi mümkün olmadığından ve ancak talaşlı işlendikten sonra ortaya çıktıklarından, boruların gizli ayıp niteliğinde imalat hatalı oldukları tespit edilmiştir”şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 06/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Davacı taraf, 2018 takvim yılına ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği,
13.10.2020 tarihli duruşma tutanağının 6. bendinde: “Tarafların ticari defterlerini inceleme günü ibraz etmesi ticari defterlerini ibraz etmeme durumunda ibrazdan kaçınılmış sayılacağının” ihtarının yapıldığı, ancak inceleme günü davalı şirketin ticari defter ve belgelerini mahkemeye ibraz etmediği,
Davacı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; ödeme emri tarihinde, davacının davalıdan 66.920,16.-TL alacağının olduğu,
Davacı tarafından davalı adına 21.09.2018 tarih, … numaralı, 66.920,16.-TL bedelli fatura düzenlendiği, ancak fatura tebliği ile ilgili bir belgenin sunulmadığı,
Davacı tarafından davalı adına 21.09.2018 tarih, … numaralı, 66.920,16.-TL bedelli fatura düzenlendiği bu fatura içeriği mal/hizmet için 21.09.2018 tarihinde … sevk irsaliyesi düzenlendiği, irsaliyede 8.340.KG muhtelif çelik boru olduğu, bu malın … Plakalı araç … tarafından teslim alınarak davalıya gönderildiği,
Borçlu temerrüdünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi uyarınca, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Bu bağlamda ilgili hüküm uyarınca muaccel ve ifası mümkün olan bir borcun, ifayı kabule hazır bir alacağın varlığına rağmen zamanında ifa edilmemesi ve kural olarak alacaklının ihtarıyla borçlu temerrüdü oluşmaktadır. Bu anlamda dosyada, davacı tarafından davalıya keşide edilen bir ihtarın olmadığı bu durumda temerrüt faizinin davacı tarafından istenemeyeceği,
Davacının 2018 Yılında davalı adına düzenlediği ödeme emri konusu fatura ve fatura içeriği mal hizmeti davalıya tebliğ ve teslim edildiğinin kabulü halinde;
…. İcra Dairesi 2018/… Esas sayılı ödeme emrine davalı tarafından edilen itirazın 66.920,16.-TL asıl alacak üzerinden iptali ile icra inkar tazminatı hükmünün yüce mahkemenizin takdirinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Mali müşavir bilirkişi … ve metalurji ve malzeme mühendisi … tarafından düzenlenen 29/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
“Davalı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar ile birlikte taraf vekillerinin rapora beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi ve fatura konusu boru emtiası üzerinde taraf vekillerinin de katılımı ile yerinde inceleme icra edilerek bilirkişilerden davalı yana satılan malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği (gizli ya da açık) ayıbın niteliğine göre ne kadar sürede fark edileceği, ayıp ihbarı ve nesafet kesintisi gerekiyor ise miktarı hususunda değerlendirme
Mahkemenin görevlendirmesi ile keşif yapılması hususunda taraflar e-mail ve telefon yolu ile:
18 Haziran 2021 tarihinde, 14 Mayıs 2021 tarihinde, 3 Mayıs 2021 tarihinde, 14 Nisan 2021 tarihinde defalarca yazılarak keşif talep edilmiştir. Bu taleplere olumlu bir yanıt alınamamıştır. Bu sebeple keşif ve inceleme yapılamamıştır.
Mailler ektedir. Bilirkişi olarak görevimizi yerine getirmemiz için gerekli şartlar taraflar tarafından oluşturulmamıştır.
1-Ürünler görülememiş ve keşif yapılamamıştır.
2.Gerekli inceleme yapılamadığı için tarafların soruları yanıtlanamamıştır.
3.Kök rapordan ayrılmadan aynı görüşte olduğumuzu Sayın Mahkemenin takdirine sunarız. “şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Mali müşavir bilirkişi … ve metalurji ve malzeme mühendisi … tarafından düzenlenen 27/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
“1. Keşif yapılmıştır.
Gizli ayıp tespit edilmiştir.
Ürünler hurda vasfındadır.
Nefaset kesintisi hususunda ödeme emri tarihinde 8.340 kg x 1.700,00=14.178,00.-TL (Hurda fiyatı olabileceği), KDV nin ilgili dönemde davalı tarafından
indirim konusu yapıldığı, bu nedenle davalı tarafından tamamının ödenmesi
gerektiği,
malın teslim tarihinde hurda değerinin 14.178,00. TL olduğu, (şu andaki
hurda değerinin ise: 8.340,00 kg x 6.340,00 TL=52.875,60 TL olduğu,)
Faturanın KDV dahil 66.920,16.-TL KDV hariç 56.712,00.-TL KDV nin ise
10.208,16.-TL olduğu bu durumda (14.178,00+10.208,16)=24.386,16.-TL
…. İcra Dairesi 2018/… esas sayılı ödeme emrine davalı
tarafından edilen itirazın 24.386,16.-TL asıl alacak üzerinden iptali ile icra inkar
tazminatı hükmünün yüce mahkemenizin takdirinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.”şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava, faturaya dayalı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir. Davalı yan fatura konusu malların ayıplı olduğundan bahisle davanın reddini talep etmektedir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince, davacı tarafın 21.09.2018 tarihli 66.920,16 TL bedelli faturaya dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına karar verilmekle, davacı tarafın alacak talebine konu faturanın ait olduğu dönem itibari ile 2018 yılına ait ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, davalı şirketin ise ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacı ticari defterlerine göre davalıdan 66.920,16 TL alacaklı olduğu, fatura konusu malların teslim edildiği konusunda 21.09.2018 tarihli sevk irsaliyesinin tanzim edildiği, nitekim fatura konusu malların davalı yana teslim edildiği davalı yanın da kabulünde olmakla davalı yanın teslim edilen malların ayıplı olduğunu savunarak davanın reddini talep ettiği, söz konusu ayıba ilişkin olarak davalı yanca …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/… D.İş sayılı dosyası ile 01.11.2018 tarihinde delil tespiti talebinde bulunulmuş olmakla, talep dilekçesinin 3. maddesinde “Müvekkil firma dökümü yaptıktan/aparat parçaları hazır hale getirdikten sonra ürünlerin söz konusu kullanım amacına uygun halde olup olmadığını test etmek için gerekli testlere tabi tutmuştur. Müvekkil şirket üzerine düşen karşı tarafa para ödeme ve söz konusu satın aldığı eşyaları işleme yükümlülüğünü eksiksiz olarak yerine getirmiş fakat ürünlerin tamamını bitirdiğinde ve yukarıda belirttiğimiz üzere gerekli teknik analiz çalışması yaptığında karşı taraftan almış olduğu malın ayıplı olduğunu farketmiştir.” ifadelerinin yer aldığı, 01.11.2018 tarihli delil tespiti talep dilekçesinde geçen beyanların delil tespiti tarihi itibarıyla ayıbın davalı yanca öğrenilmiş olduğuna işaret ettiği, söz konusu delil tespiti raporu ve mahkememiz nezdinde alınan bilirkişi raporunda fatura konusu malların gizli ayıplı oldukları tespit edilmiş ise de, TTK’nun 23/1-c maddesi delaletiyle TBK’nun 223/2 son cümlesi uyarınca gizli ayıp öğrenilir öğrenilmez hemen satıcıya bildirilmesinin gerektiği, bildirilmezse satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı, davalı yanca en erken 17.12.2018 tarihli borca itiraz dilekçesi ile ayıp ihbarının yapıldığının kabul edilebileceği ancak davalı tarafça ayıp ihbarının daha erken öğrenildiği 01.11.2018 tarihli delil tespiti talep dilekçesi ile sabit olduğundan, TBK’nun 223/2 son cümlesi uyarınca borca itiraz dilekçesi ile yapılan ayıp ihbarının gizli ayıp öğrenilir öğrenilmez hemen yapılmış ihbar sayılamayacağından davalı tarafça satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılmasının gerektiği, satılanın ayıplı haliyle kabul edilmesi ile davalı yanın artık TBK’nun 227. maddesinde düzenlenen seçimlik hakları kullanamayacağı, zira taraflar tacir olduğundan TTK’nun 18/3. maddesinde belirlenen usule uygun olarak yapılması gereken, ayıp sebebiyle sözleşmeden dönüldüğüne dair seçimlik hakkın kullanılması kapsamında davacı yana çekilmiş bir ihtarın da bulunmadığı, malların davalı elinde olduğu sabit olmakla davacı tarafın bu mallara ilişkin faturaya dayalı alacak talebinin yerinde olduğu, davalı yanın fatura bedeli açısından takibe itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği, takipte talep edilen işlemiş faizin takipten önce davalı yanın temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle yerinde olmadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile fatura bedeli üzerinden itirazın iptaline, alacak faturaya dayanmakla likit olduğundan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
… İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 66.920,16 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 66.920,16 TL’ye takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacağın % 20’si oranındaki 13.384,03 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 4.571,32 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 818,60 TL’nin mahsubu ile 3.752,72 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 818,60 TL peşin, 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 863,00 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul kısmı üzerinden hesaplanan 9.499,62 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın ret kısmı üzerinden hesaplanan 858,04 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.450,00 TL bilirkişi ücreti, 362,00 TL tebligat vs. posta masrafı olmak üzere toplam 1.812,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesap edilen 1.789,06 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranına göre hesap edilen 1.303,29 TL’sinin davalıdan, 16,71 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır