Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/639 E. 2021/608 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/639 Esas
KARAR NO : 2021/608

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2019
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından… Ticaret Anonim Şirketi ‘ne 29.05.2020 tarihinde elektronik posta yolu ile açılan tedarikçi sipariş formu numarası …olan 20.000 Adet “Filmli 1,5 mm PE Köpük Torba 42*35+7″ ürünü ile ilgili 24.07.2020 tarihinde teslim edilen dava konusu ürünlerin; dava dışı …Fabrikaları Anonim Şirketi tarafından kullanılması sırasında fark edilen gizli ayıbı nedeniyle dava dışı … firması tarafından ayıklama ve… işlemleri için kesilen üç fatura bedelinin müvekkilince ödendiğini, malların ayıplı olması nedeniyle bu bedelin davalı tarafça ödenmesi gerektiğini ancak ödenmediğinden taraflarındca alacağının tahsili için başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, alacak tutarının %20’sin den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ayıp isnadını kesinlikle kabul etmediklerini, söz konusu malların ne açık ne de gizli ayıbı olmaksızın davacı-alıcı firmaya satılarak teslim edildiğini, davaya konu mamulün müvekkili tarafından 20 yıldır üretilmekte ve onlarca firmaya satılmakta olduğunu, hiçbir firmanın bugüne kadar hiçbir şikayette bulunmamışken 2015 yılından bu yana aynı malı satın alan davacının kabul edilemez “ayıp” iddiası ile huzura gelmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, farzı muhal ayıp söz konusu olsa idi dahi ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğini, malın çekincesiz olarak kabul edildiğini, çok sonra ayıp iddiasının dile getirildiğini, ne iddia olunan ayıbın kabul edilmesine, mamulün kesinlikle ayıplı olmadığını, davacının haksız yere aleyhe icra takibine geçmekle ve gerekse huzurda iş bu davayı açmakla kötüniyetini ortaya koyduğunu beyanla haksız davanın reddine, kötüniyetli davacının asgari %20 oranında icra tazminatı ödemesine, yargılama giderlerinin de davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine 07/03/2019 tarihli 69.389,89 TL bedelli fatura alacağına istinaden alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişiler… ile… tarafından düzenlenen 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1. Taraflara ait 2018-2019 hesap dönemi ticari defterlerinin HMK 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği,
2. Davacı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre, ödeme emri tarihinde davacının davalıdan 69.389,89.-TL alacağının olduğu,
3.Davalı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre ödeme emri tarihinde taraflarının birbirlerinden borcu veya alacağının olmadığı,
4.Uyuşmazlığın, davacı şirketin davalıya keşide ettiği, 07.03.2019 tarih,…numaralı 69.389,89.-TL bedelli “Ayıplı mal kaynaklı oluşan ek işçilik maliyeti” içerikli faturadan ibaret olduğu,
5.Davaya konu olan Filmli 1,5 mm PE Köpük Torba 42*354*7 ürününü satın alındığı andan itibaren ayıplı olduğu,
6. Ürünün ayıbı simülasyon testi ile hemen fark edilebilecek veya kullanımda ortaya çıkacak gizli ayıp olduğu,
7.Ürünün ayıbı hem davalı hem davacı tarafından dava dışı …firması tarafından tespit edilmeden önce de tespit edilebileceği,
8. Ayıplı mal üretimi konusunda davalının ayıbının olduğu fakat ürünlerdeki ayıbın kullanıma kadar görülmemesi konusunda davacının hatası olduğu,
9. Oluşan zararın davalı ve davacı tarafından %50 – %50 paylaşılması gerektiği” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen 22/02/2021 tarihli ek raporda özetle;
“Dosyaya sunulan Kök Rapor’da teknik bilirkişi tarafından yapılmış ayrıntılı izahat vardır. Keyfiyetin o yönü diğer bilirkişilerin uzmanlığında değildir. Kök Rapor’da yer bulan teknik kanaate göre, mealen, ürünlerde gizli ayıp vardır, ancak, bunlar kullanıma başlamakla gözlemlenebileceği gibi, daha önce davacı yanca yapılacak teknik analiz ile de belirlenebilecek türdendir. Dava dilekçesi tetkik edildikte, ürünlerin davacı yana 24.7.2018 tarihinde teslim edilmiş olduğu davacının kabulündedir. Davacı yan, ürünler kendisine teslim edildikten sonra davacının ürünleri muayene ettiğini ve Kalite Kontrol Raporu tanzim ettiğini de (dava dilekçesi, sh. 1) bildirmektedir. Dava dilekçesi ekinde, suret olarak, davacının 24.7.2018 tanzim tarihli Kalite Kontrol Raporu da vardır. Kalite kontrolünün, o Rapora göre; görünüm, ambalaj ve etiket açısından yapıldığı diğer kontrol kalemlerinde kontrol yapılmadan, uygunluk verildiği görülmektedir. Zahiren kaliteli görünen ürünlerin, esasen gizli ayıpla malul olduğu Kök Rapor’da ayrıntılı olarak anlatılmış, ancak, yapılacak bir teknik inceleme ile, ürünler dava dışı … firmasına gitmeden de bu gizli ayıpların tespit edilmesinin mümkün olduğuna dair kanaat de bildirilmiştir.
Nihai hukuki tavsif yüce Mahkemeye ait olmak kaydı ile, yanlar arası ilişkinin galebe çalan özelliği itibariyle, TBK md. 470 vd. hükümleri kapsamında bir Eser Sözleşmesi olduğu düşünülmektedir. Buna nazaran, “ayıbın belirlenmesi” noktasında, TBK md. 474 hükmüne uygun hareket edilmesi beklenmek gerekecektir. Davacının bu anlamda bir kalite kontrolü yapmış ise de, bunun yeterli olmadığı ve kendi yaptığı kontrolün ardından değil, dava dışı …firmasının ayıp bildiriminin ardından, ayıpla ilgili olarak davalı yana onun bildirimde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada, davacının TBK md. 477 anlamında ürünleri kabul etmiş sayılıp sayılmayacağının nihai takdiri muhterem Mahkemeye aittir. Eğer sayın Mahkeme, çekişmeye konu ürünleri, bu yapacağı değerlendirme sonucunda, usulüne göre gözden geçirme ile fark edilmeyecek ayıp olarak tavsif ederse, davalının ürünler sebebiyle sorumluluğu devam edecek mahiyette görülebilecektir. Buna karşılık, somut çekişmede, davacı tarafından gözden geçirme noktasında, “müterafik kusurun” gündeme gelebileceği Kök Rapor’da teknik anlatım çerçevesinde ortaya konulmuş olmakla, sayın Mahkemeyi takyit etmemek üzere, dava yanlarının her birinin %50 oranında sorumlu olabileceği ve davadaki istemin bu perspektifle değerlendirilebileceği özü itibariyle Kök Rapor’da ifade edilmiştir.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler …,…ve… tarafından düzenlenen 16/07/2021 tarihli 2. ek raporunda özetle;
“1.Tekrar yapılan teknik incelemede KÖK RAPORDAN ayrılmadığımızı,
2.Gelen şahit numunelerin tekrar incelendiği,
3. GİREN MALZEME KALİTE KONTROL RAPORU’nun malzemedeki ayıbı fark
etmeye yetmeyecek olduğunu,
4.Ayıbın sadece üretim hattında kullanılarak görülebileceği,
5.KÖK RAPORDA beyanı edilen teknik gerekçe ve görüşleri tekrarladığımızı” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Davaya konu uyuşmazlık, taraflar arasındaki filmli PE köpük soft torbanın satışına dair anlaşma gereğince teslim edilen malların gizli ayıplı olup olmadığı ile ayıp nedeniyle davacının katlanmak zorunda kaldığı zarardan davalının sorumlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda teknik olarak tespit edildiği üzere, taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu PE köpük soft torba numuneleri üzerinde yapılan incelemeye göre torbanın dış yüzeyindeki köpük ve iç yüzeyindeki film arasında ayrılmaların bulunduğu, ürünlerin olması gerektiği gibi olmadığı, söz konusu durumun kullanım anında farkedileceği, ayıbın niteliğinin tespiti için torba içerisine sürtünme kuvveti yüksek bir cismin yerleştirilmesinin gerektiği, ayıp göz ile muayenede fark edilemeyeceğinden ayıbın kullanım anında ortaya çıkan gizli ayıp olduğu; ancak her ne kadar raporda kullanım yeri simülasyon testi ile ayıbın dava dışı … firmasına gönderilmeden tespit edilebileceğinden bahisle %50 oranında davacının kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, söz konusu ürünün ancak kullanım sırasında anlaşılabilecek gizli ayıplı olması nedeniyle ve Yargıtay içtihatları uyarınca alıcının gizli ayıbı araştırma yükümlülüğü bulunmadığından kusur dağılımının mahkememizce yerinde bulunmadığı, yine ek raporda taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ifade edilmiş ise de, halihazırda üretimi yapılan bir ürünün elde edilmesi gayesi ile taraflar anlaşmış olup, somut olayda farklı nitelikler eklenmek suretiyle ürün ısmarlanması söz konusu olmadığından taraflar arasındaki sözleşmenin satış sözleşmesi mahiyetinde olduğu mahkememizce kabul edilmiş, açıklandığı üzere rapor teknik ve mali tespitler dışındaki yönleriyle benimsenmemiştir.
Taraflar tacir olduğundan ticari satış ve mal değişimi başlığı altında düzenlenen Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesinin somut olayda ele alınması gereklidir. Ayıba ilişkin hüküm ihtiva eden TTK’nun 23/1-c madesine göre:
“Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.
c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. “
Anılı hüküm gereğince davacı yana malı inceleme ödevi yüklenmiştir. Davacı yan eğer maldaki ayıp açıkça belli ise iki gün içinde satıcıya bildirmeli, belli değil ise malı teslim aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmek ve inceleme sonucunda ayıp ortaya çıkarsa yine bu süre içinde durumu satıcıya bildirmekle yükümlüdür ki haklarını kullanabilsin. Diğer durumlarda TBK’nun 223/2. maddesine atıf yapıldığından, gizli ayıp halinde alıcının bildirim yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe uyulmaması halinde sonuçları Türk Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirilecektir.
Davacı yanın TTK’nun 23/1-c maddesinin 2. cümlesine uygun olarak sekiz günlük inceleme süresi içinde numune almak suretiyle malları incelediğine dair 24/07/2018 tarihli “Giren Malzeme Kalite Kontrol Raporunun” dosya kapsamında bulunduğu, nitekim bilirkişi raporunda malların gizli ayıplı olduğu tespit edildiğinden TTK’nun 23/1-c. maddesi anlamında inceleme ödevini yerine getiren davacı yanın malın gizli ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine TBK’nun 223/2. maddesine göre hareket etmesi halinde davalıya karşı haklarını kullanabileceği, TBK’nun 223/2. maddesinin “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” şeklinde hüküm altına alındığı, anılı hükme göre davacı yanın gizli ayıbı öğrendiği tarihten itibaren hemen satıcıya bildirmediği takdirde satılanı ayıpla birlikte kabul etmiş sayılacağı, somut olayda davacının ürünleri sattığı dava dışı …firması tarafından 07/09/2018 tarihli yazı ile ürünlerde kalite problemleri ortaya çıktığından ayıklama faaliyeti yapılması gerektiğinin bildirilmesi üzerine ayıbın davacı yanca öğrenildiği, davacı şirketin giriş kalite kontrol sorumlusu Recep Sağlam tarafından davalı şirkete 14/09/2018 tarihinde gönderilen e-mail ile davalı şirketin ayıptan haberdar edildiği, böylece davacı tarafça TBK’nun 223/2. maddesine uygun şekilde ayıp ihbarı yapılmış olduğundan satılanın kabul edilmiş sayılamayacağı, satılanın gizli ayıplı olması ve davalı tarafa uygun sürede ihbar edilmesi nedenleriyle davacı yanın TBK’nun 227. maddesindeki seçimlik hakları kullanabileceği ancak talebinin bu seçimlik haklara ilişkin olmadığı, genel hükümler çerçevesinde değerlendirilebileceği, ürünlerin ayıklanması için dava dışı … firmasının çalışma yürüttüğü ve davacı aleyhine kestiği faturaların davacı yanca ödendiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğundan, davacı yanın alacak talebinin … firmasına ödediği toplam bedelin altında olduğu ve bu zararını davalıdan talep koşullarının bulunduğu anlaşılmakla; davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibe konu alacak belirli ve likit olduğundan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 69.389,89 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 69.389,89 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
Alacağın % 20’si oranına tekabül eden 13.877,98 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 4.740,02 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 838,06 TL’nin mahsubu ile 3.901,96 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 838,06 TL peşin, 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 882,46 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.820,69 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 131,00 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 2.631,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
21/09/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır