Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/635 E. 2020/469 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/635 Esas
KARAR NO : 2020/469
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2014
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil davalı bankanın (… A.Ş.) cazip reklam kampanyalarının da etkisi ile … yılında … A.Ş. … Şubesine gittiğini, … Şubesinde değerlendirmek istediğini, davalı bankanın personeli “…-…” diye çok karlı bir hesap çeşitlerinin olduğu bu hesabın getirişinin diğer hesaplardan daha yüksek olduğunu, diğer hesaplar gibi bankanın garantisi altında bulunduğunu bu sebeple bu hesabı tercih etmesinin menfaatine olacağını belirttiğini, … yılının son aylarında … Şubesinin …-… hesabına 1… /1… /… tarihinde 7.288 USD, 25/11/… tarihinde 500.00 TL, 09/08/… tarihinde 3.906,00 TL yatırdığını, banka ile müvekkil arasında karz/vedia akdi kurulduğunu, … A.Ş.’nin sebepsiz zenginleştiğini, banka tarafından kanuna karşı hile yoluna başvurulduğunu, bankalara olan güvenin kötüye kullanıldığını, davalı bankanın haksız fiil sorumluluğu bulunduğunu, faiz başlangıç tarihi ve faiz oranı hakkında talepleri olduğunu, müvekkil tarafından davalı bankaya yatırılmış olan (7.288 USD+500,00 TL+3.906,00 TL) toplam 19.617,00 TL mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsilini, yatırılan 3.000,00 TL mevduat alacağının vade sonuna kadar %80 akdi faiz vade sonundan itibaren ise 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi gereğince akdi faizden az olmamak üzere temerrüt faizi ile birlikte hükmen tahsilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … bünyesinde bulunan “… A.Ş.”,”… A.Ş.”,”… Bankası … A.Ş.” “… T.A.Ş.”,”… T.A.Ş. ” devir ve birleşme suretiyle … A.Ş. Bünyesinde birleştirildiğini, daha sonra … A.Ş.’nin hisseleri 09/08/2001 tarihinde … ile … arasında akdedilen Hisse Devir Sözleşmesi ile …’a devredildiğini, … hisseleri …’a devir eder iken hisse devir tarihi olan 09/08/2001 tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanan borçları ve bu borçlara ilişkin her türlü mali ve hukuki sorumluluğu Hisse Devir Sözleşmesinin 6.13’ncü maddesiyle kendi üzerine aldığını, … kanuni düzenlemeler gereği borcu üstlendiğinden ve ortada kanuni bir devir olduğundan üçüncü kişilere de bağlayıcı olduğunu, müvekkil banka ile … banka limited farklı tüzel kişileklere sahip kuruluşlar olduğunu, başka bir kuruluş nezdindeki alacak için müvekkil bankaya husumet yönetilmesi usule aykırı olduğundan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, dava konusu paranın … bankaya gönderilmesinin üzerinden dahi on yıldan fazla zaman geçtiğini, B.K. 39. Madde düzenlemesi gereği hata ve hilenin anlaşıldığı tarihten itibaren 1 yıllık süre içerisinde dava açılması gerektiğini, madde de öngörülen 1 yıllık bu süre hileye maruz kalan kimsenin bunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başladığını ve mağdurun öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alındığını, yargılama masrafları ve vekalet ücretini davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil kurum davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, davalı yanın atıfta bulunduğu 18/06/2007 tarihli hisse devir sözleşmesi … A.Ş. İle değil şirket merkezi … dışında bulunan … ile imzalandığını, 18/06/2007 tarihli sözleşmenin hükümleri müvekil kurumu davalı yanın belirttiği şekilde bir taahhüt altına sokmadığını, ancak sözleşmenin hükümleri çerçevesinde tarafların karışlıklı hak ve borçlarının devam ettiği kuşkusuz olduğunu, davalı yanın bu yöndeki iddialarını kabul etmediğini, …’ye devrolunan bankaların …-… hesapları nedeniyle zarar uğrayan mudilerin açmış olduğu tazminat davası olduğunu, davalı banka aleyhine açılan onlarca davada karar verildiğini ve temyiz incelenmesinden geçerek kesinleştiğini, davalarda … borcu üstlendiğini açıkça beyan etttiğini, iş dosyası ile ilgili olarak husumet ve zamanaşımına yönelik itirazlarının bulunduğunu, iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … A.Ş.’nın dava konusu borçtan hisse devir sözleşmesi gereğince …’nin sorumlu olduğunu, davacının taraf değiştirmesine muvafakat ettikleri yönündeki beyanları hukuken geçerli olmadığını, banka ile … limited farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, başka bir kuruluş nezdindeki alacak için müvekkil bankaya husumet yönetilmesini, usule aykırı olduğundan davanın öncelikle husumet yönünden reddini talep ettiğini, itirazların reddi halinde dava süresi içinde açılmadığından zamanaşımı, hak düşürücü süre ve dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; … Bankasına aktarılan paranın davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.
Taraf delillerinin ibraz edildiği, banka kayıtları ile deliller üzerinde bilirkişi incelemesinin yapıldığı, kök ve ek raporların dosyamız arasına alındığı görülmüştür.
Mahkememizin 2014/… esas, 2015/… karar sayılı ”…Davanın kabulü ile, 19.617,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya faizsiz olarak verilmesine…” dair kararının Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2016/… esas, 2017/… karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği ancak; karar düzeltme kanun yolu incelemesi neticesinde Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2018/… esas, 2019/… karar sayılı ilamı ile ; ”…Dava, … Bankasına aktarılan paranın davalı bankadan tahsili istemine ilişkin olup, sunulan kayıtlardan davacının … Ltd. nezdindeki hesaplarına 1 … /1 … /… tarihinde 7.288,00 USD, 25/11/… tarihinde 500,00 TL, 0 … /0 … /… tarihinde ise 3.609,00 TL yatırdığı, yatırılan 3.609,00 TL’nin hesabın vade sonunda işlemiş faizleri ile birlikte 3.906,62 TL’ye baliğ olduğu, aynı gün 350,00 TL çekilerek hesapta 3.556,62 TL’nin kaldığı, ardından işleyen faiz sonrasında 18/10/… tarihinde 50,00 TL daha çekildiği, daha sonra işlemiş faizlerin de eklenerek hesabın vade sonlarında temdit edildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında bir mevduat sözleşmesi kurulmayıp davacı tarafından davalının haksız fiiline dayalı olarak dava açıldığından, akdi faiz istenemeyeceği gibi davacının faiz alacağı vade tarihleri sonunda anaparaya dönüşmeyeceğinden mahkemece, bu hususlar nazara alınarak ve davacıya yapılan ödemeler düşülmek suretiyle alacak miktarının belirlenmesi gerekirken davacı tarafından çekilen bedeller düşülmeksizin yapılan hesaplama ile karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçeleri ile bozulması üzerine usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememiz ara kararı gereğince görevlendirilen bankacı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 09/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Güven ve itibar kurumu olan bankaların, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorunda olduklarını, objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlardan dahi sorumlu olduklarını, özellike bir güven müessesesi olan bankalar TTK 18. M göre de tüm işlemlerinde basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduklarını, ayrıca 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/3. Madde hükmü uyarınca ” mevduat sahiplerinin mevduatlarını geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandıramaz ” şeklindeki açık hükmü gereği, davalı bankanın davacının mevduatını koruma borcu altında olduğunu, davalı kıyı bankasının kuruluş amacı kanuni yükümlülüklerden muaf, tamamen kamu otoritesinin denetimi dışında kaynak topladığını, … grubu firmalarına fon sağlamak gayesiyle kurulmuş olduğu yönünde çok ciddi bulgu ve mahkeme kararları bulunduğunu, kıyı bankasının bankacılık lisansının iptal edildiğini, nakde tahvil edilebilecek hiçbir mal varlığının bulunmadığının da aşikar olduğunu, bu nedenle dava dışı …’ın davacının alacağını karşılaması ya da tazmin etmesi olanağı zaten bulunmamakta olduğunu, dava dışı … Ltd. Namına, havale görüntüsü adı altında toplanan mevduat … dışına çıkarılmadığı için, adeta … içi bankalarca yatırılan mevduat hesabı gibi değerlendirilmesi gerektiğini, davalı banka kayıt, talimat, dekont, hesap cüzdanı, ekran görüntüsü, çeşitli hesap ekstresi ve muhasebe kaydı dökümlerine göre, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı doğrultusunda tespit edilen ana para alacak miktarının 19.271,79-TL olduğunu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde 19.271,79-TL asıl alacağın faizsiz olarak davalıdan istenebileceğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından her ne kadar cevap dilekçesi ile zamanaşımı ve husumet itirazları ileri sürülmüş ise de yapılan inceleme sonucunda; … Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyası kapsamında yargılanan … ve Banka yöneticilerince … aracılığıyla … hesabı açtıran kişilerin doılandırıldığı kabul edilerek, dolandırıcılık suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın Yargıtay … Ceza Dairesi’nin 1 … /1… /20… gün ve … sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, … A.Ş’nin söz konusu yöneticileri tarafından davacı ve onunu durumundaki diğer …-… hesabı açtıranların iradelerinin fesada uğratıldığı ve bu suretle … hesaplarına para yatıran kişilerin haksız ve hukuka aykırı bir fiile maruz bırakıldıklarının açıkça ortaya konulduğu belirtilmiş olup, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin benzer konudaki kararları ile de davalının sorumluluğunun BK’nın 41, 55 ve TTK’nın 336. maddelerinden kaynaklanması, davacı zararının … bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığından itibaren zamanaşım süresinin başlaması gerektiği kabul edilmekle dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca gerek ceza mahkemesindeki belirlemeler gerekse konuya ait Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin emsal kararları gözetildiğinde davacının alacağını KKTC’de kurulu … Ltd. Şti’inden tahsil olanağı bulunmadığından davanın davalıya yöneltilmesinin husumet noktasında yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Anılı Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan inceleme ve tetkik neticesinde; dosyaya ibraz edilen kayıtlardan davacının … Ltd. nezdindeki hesaplarına 1… /1… /… tarihinde 7.288,00 USD, 2… /1… /… tarihinde 500,00 TL, 09/08/… tarihinde ise 3.609,00 TL yatırdığı, yatırılan 3.609,00 TL’nin hesabın vade sonunda işlemiş faizleri ile birlikte 3.906,62 TL’ye baliğ olduğu, aynı gün 350,00 TL çekilerek hesapta 3.556,62 TL’nin kaldığı, ardından işleyen faiz sonrasında 1… /1… /… tarihinde 50,00 TL’nin çekildiği, bununla birlikte taraflar arasında bir mevduat sözleşmesi kurulmayıp davacı tarafından davalının haksız fiiline dayalı olarak dava açıldığından, akdi faiz istenemeyeceği gibi davacının faiz alacağı vade tarihleri sonunda anaparaya dönüşmeyeceğinden yapılan hesaplama sonucunda davacının talep edebileceği alacak miktarının 19.271,79-TL olarak belirlendiği, davacı yanın açıkça faiz isteminde bulunmadığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
19.271,79-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin REDDİNE,
2- … Bankası iken davalı bankaya devredilen … A.Ş’nin eylemlerinden dolayı açılan davada anılı bankayı devir alan davalı bankanın 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu anlaşılmakla harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan 335,05-TL peşin harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 2.082,50-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 2.045,85-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 76,75-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 1,35-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 345,21 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekili, davalı vekili ve İhbar olunan … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır