Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/577 E. 2021/105 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/577 Esas
KARAR NO:2021/105

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:15/05/2014

Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas, … Karar sayılı
Dosyası;

DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 24/03/2020
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
KARAR TARİHİ: 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, 31.03.2014 günü saat 18.00 sıralarında, dava dışı sürücü…’un sürücüsü olduğu davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMSS (Trafik) Poliçesi ile sigortalı … plakalı (…) otomobil ile … – … istikametinde seyri sırasında, …- … arasında ve km : 23+600 deki iniş eğimli sola keskin virajda sağ taraftan yol dışına çıkarak menfez betonuna çarptıktan sonra dere yatağına düştüğünü, kaza sonucu otomobilde bulunan yolculardan davacıların oğlu 1987 doğumlu … vefat ettiğini, meydana gelen kaza sonucu yaşamını yitiren ve araçta yolcu olan …’ un inşaat Mühendisi olduğunu, en son çalıştığı yerden 2.500-3000 TL civarında maaş aldığını, ancak kaza geçirip vefat ettiğinde …’ da bir şirketten 3.000 Dolar maaşla çalışmak üzere anlaşma yapmaya gittiğini, yazılı nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, davalının temerrüdü tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkili … için 400 TL; müvekkili … için 400,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 200 TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 1.000 TL tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta şirketi vekili, mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olup, söz konusu sorumluluğun aynı zamanda davacıların yoksun kaldıkları gerçek destek miktarı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davacının faiz talebinin kabulünün mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ile sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğini beyanla reddedilen kısım için vekalet ücreti talep ettiklerini savunmuştur.
HSYK’nın 26/8/2014 tarih ve 1876 sayılı müstemir yetkilere ilişkin kararı gereğince, Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyası mahkememize devredilmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Mahkememiz dosyasının delillerini, 31.3.2014 tarihli Trafik kazası tespit tutanağı, … İl Jandarma Kom. Olay yeri inceleme raporu, … CBS tarafından düzenlenen … nolu soruşturma dosyası, Ölü muayene tutanağı, defin ruhsatı, sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş olan poliçe ve hasar dosyası, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ve sair deliller oluşturmaktadır.
Mahkememizce dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda … Ulaştırma Anabilim Dalı, Karayolu ve Trafik Müh. Emekli Öğ. Üyesi Prof. Dr. Müh. …; Sigorta Emekli Genel Müd. Yrd. Sigorta Uzmanı, … marifeti ile inceleme icra edilerek konuya ilişkin 12.5.2015 tarihli rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişilerden alınan 12.5.2015 tarihli raporda özetle;
“Kazanın meydana gelmesinde, davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMSS(Trafik) poliçesi ile sigortalı … (…) plakalı aracın dava dışı sürücüsü ..’un tam (%100) kusurlu, araçta yolcu olup kazada ölen davacıların oğlu …’un ise kusursuz sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varıldığı, Dava konusu … no.lu ZMS/ Trafik Sigorta Poliçesinin kişi başına ölüm teminatının 268.000,00 TL ile sınırlı olduğunu” mütalaa ve beyan etmişlerdir.
31.3.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, tarafların kusur durumuna ilişkin düzenlenen 12.5.2015 tarihli raporun tanziminden sonra heyete tazminat hesap bilirkişisi olan Ayhan Tokat eklenerek, olayda vefat eden …’ un geride kalan hak sahiplerinin destekten yoksun kalma nedeniyle uğradıkları maddi zararların hesaplanması için dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup, bilirkişi heyetinden alınan 29.6.2015 tarihli birinci ek raporda bilirkişiler özetle;
“Davalı tarafın %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 72.791,99 TL; baba …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 68.165,50 TL olduğunu, davacıların cenaze ve defin gideri zararının belirlenemediğini, davacıların maddi zararlarının poliçe limiti içinde kaldığını, davalının 15.5.2014 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediğini, “ mütalaa ve beyan etmişlerdir.
Davacı vekili tarafından destek paylarına itiraz edilerek her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere ilk 3 yıl için %25(l/4), sonraki 21 yıl için %12,5(1/8) ve sonraki 2 yıl için %25(l/4) oranda destek payı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu hususlarda, bilirkişi heyetinden alınan 30.11.2015 tarihli ikinci ek raporda bilirkişiler özetle;
“Davacı Anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 72.791,99 TL; Davacı Baba …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 68.165.50 TL. olduğunu, davacıların cenaze ve defin gideri zararının belirlenemediğini” mütalaa ve beyan etmişlerdir.
Davacılar vekili, davasını ıslah ederek, ıslah harcını ikmal etmiştir.
Dava; destekten yoksun kalma nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, olay tarihi itibari ile uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 45/11. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 53 maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
BK’nın 53 maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı )
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de:
“Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, BK’nın 53 maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK’nın 15.06.2011 gün ve 2011/17-142-411 E., K. ve 20.04.2011 gün ve 2011/17-34-216 E., K. sayılı ilamları ).
Yeri gelmişken, davacıların açıklanan sıfatı ve hukuki konumları karşısında, davacılar üzerinde doğan zararın niteliği belirlenmelidir:
Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdikleri zarar; sürücünün ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte sürücü üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın sürücünün kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan sürücünün zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. Sürücünün ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Buradaki zarar, mirasçıların salt bu sıfatla devraldıkları murislerinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kabulü ile, 68.165,50 TLnin davacı …’a 72.791,99 TL’nin davacı …’a ait olmak üzere toplam 140.957,49 TL’nin 15/05/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair hüküm davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/12214 esas, 2019/5961 karar sayılı ilamı ile;
“Dosyadaki bilgi ve belgelere delillerin tartışılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli değildir.
Somut olayda müteveffa bekar vefat etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan aktüer raporunda davacı anne ve babaya ayrılan pay oranları dairemiz uygulamalarına uygun değildir.
Dairemiz uygulamalarına göre, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı buna göre destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması yönünde bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmelidir.”gerekçesi ile bozularak mahkememize tevzi olmuş 2019/577 esasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda payların belirlenerek buna göre hesaplama yapılarak ek rapor düzenlenmesi baabında dosya bilirkişilere tevdi olmuş ve konuya ilişkin 04/03/2020 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporda özetle;
“Kusur Durumu;
12.05.2015 tarihli raporda belirlendiği üzere olayın meydana gelmesinde;
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış …(…) plakalı aracın dava dışı sürücüsü…’un tam (%100) kusurlu,
Araçta yolcu olup kazada ölen davacıların oğlu …’un kusursuz sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varılmıştır.
Müteveffanın Yaşı Ve Bakiye Ömrü;
10.08.1987 doğumlu olan müteveffa …, 31.03.2014 ölüm tarihinde (26)yıl, (7)ay, (21)günlük olup, 27 yaşında kabul edilerek, P.M.F tablosuna göre bakiye ömrü (40) yıl ve muhtemelen (67) yaşına kadar yaşayacaktır.
Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının (60) yaşına kadar süreceğinin kabulü ile bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi (27-18)=33 yıl ve pasif devresi 7 yıldır.
Hak Sahipleri Ve Destek Süreleri;
Davacı Anne ve Baba bakımından kendi bakiye ömür süreleri ile sınırlı olarak, müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı süreler aşağıdadır.
Hak sahibi Doğum tarihi Vefat T. Yaşı Destek süresi
Anne… 19.07.1969 45 (bakiye ömrü 26 yıl) 26 yıl
Baba … 10.08.1967 47 (bakiye ömrü 24 yıl) 24 yıl
Paylar;
Olay tarihinde 27 yaşında olan müteveffanın muhtemelen 30 yaşına kadar evleneceği, 32 yaşında 1 çocuk, 37 yaşından sonra 2 ve daha fazla çocuk sahibi olabileceği kabul edilerek Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 13.05.2019 tarihli bozma ilamına göre müteveffanın geliri hak sahipleri arasında aşağıdaki gibi paylaştırılacaktır.
Hak sahipleri İlk 3 yıl Müt 2 yıl Müt 5 yıl Müt 14 yıl Son 2 yıl
Müteveffa 2/4 2/6 2/7 2/8 2/7
Anne… 1/4 1/6 1/7 1/8 1/7
Baba … 1/4 1/6 1/7 1/8 .
Eş . 2/6 2/7 2/8 2/7
1.Çocuk . . 1/7 1/8 1/7
2.Çocuk++ . . . 1/8 1/7

Kazanç Durumu;
Dava dilekçesinde müteveffanın inşaat mühendisi olduğu ve aylık 2.500-3.000 TL gelir elde ettiği belirtilmiştir.
İbraz edilen ücret bordrosunda ise müteveffanın aylık brüt ücreti 3.500,00 TL ve yasal kesintilerden sonra neti 2.582,51 TL olarak gözükmekte olup, hesaba bordrodaki net ücret esas alınacaktır. Bu durumda;
Müteveffanın 2014 yılındaki aylık net 2.582,51 TL.lık ücreti, ülkemizde 2014 yılı sonuna kadar yürürlükte olan net asgari ücreti ücretin (2.582,51/891,03)= 2,89 katı olup, buna göre;
Müteveffanın 31.03.2014-31.03.2016 arası geçen (2)yıllık işlemiş aktif devre net kazançları toplamı 65.723,51 TL.’dir.
Bilinmeyen Dönem Kazanç Tespiti:
Müteveffanın işlemiş ve bilinen aktif devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
İşleyecek bakiye aktif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre;
Müteveffanın işleyecek devre başındaki bir yıllık net geliri;
(1.000,54 x 2,89 katı)= 2.891,56 x 12 ay = 34.698,72 TL. olup buna göre;
Peşin Değer:
(24)yıllık işleyecek aktif devrenin peşin değeri;
Baba … bakımından 22 yıllık işleyecek iskontolu aktif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı 763.371,84 TL’dir.
Anne… bakımından 24 yıllık işleyecek iskontolu aktif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı 832.769,28 TL.’dir.
Maddi Tazminatın Hesaplanması:
Davacı hakka sahibi Anne…’in 26 yıllık maddi zarar toplamı 132.093,28 TL.’dir.
Davacı hak sahibi Baba …’in 24 yıllık maddi zarar toplamı 122.179,36 TL.’dir.
Cenaze ve Defin Gideri zararı
Diyarbakır Belediye Başkanlığı tarafından verilen cevabi yazılarda zorunlu cenaze ve defin giderinin 700,00 TL olduğu ancak, bu hizmetin Belediye tarafından ücretsiz yerine getirildiği belirtilmiştir. Bunun dışında da bizzat davacılar tarafından sarf edilen zorunlu cenaze ve defin giderlerini gösterir bir belge ibraz edilmediğinden davacıların cenaze ve defin gideri zararı belirlenememiştir.
Davalının Sorumluluk Kapsamı Ve Temerrüt Tarihi;
Kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre; zorunlu trafik poliçesine istinaden davalının sorumluluk limiti 268.000,00 TL.dır.
Davacıların maddi zarar toplamı poliçe limitini aşmamaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….MADDE 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…..” demektedir.
Dava dosyasında başvuru belgesi bulunmamaktadır. Bu durumda davacı tarafından başvurunun ispatı halinde sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi başvurudan 8 iş günü sonrası, ispat edilememesi halinde ise 15.05.2014 dava tarihi olacaktır.
Sonuç olarak;
Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere: 31.03.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış …(…) plakalı aracın dava dışı sürücüsü…’un tam (%100) kusurlu,
Araçta yolcu olup kazada ölen davacıların oğlu …’un kusursuz sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varıldığı,
Davalı tarafın %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre;
Davacı Anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 132.093,28 TL.
Davacı Baba …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 122.179,36 TL. olduğu,
Davacıların cenaze ve defin gideri zararının belirlenemediği,
Davacıların maddi zararının poliçe limit içinde kaldığı,
Davalının 15.05.2014 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce taraf vekillerinin rapora itirazlarının karşılanması amacıyla ayrıntılı, hüküm kurmaya ve İstinaf ile Yargıtay denetimine elverişli ek rapor düzenlenmesi baabında dosya bilirkişilere tevdi olmuş ve konuya ilişkin 11/06/2020 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporda özetle;
“Davalı Gruopama Sigorta A.Ş. Tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış H025423 … plakalı aracın dava dışı sürücüsü…’un tam kusurlu,
Araçta yolcu olup kazada ölen davacıların oğlu …’un kusursuz sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varıldığı,
Davalı tarafın %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre;
1. Seçenekte; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13/05/2019 tarihli bozma ilamının sadece destek paylarına ilişkin olması, buna göre de ilk raporda bozma dışında kalan hesap öğelerinin kesinleşmiş olması nedeniyle, bozmadan önceki raporda belirlenen ve bozma dışında kalarak kesinleşen hesap öğeleri aynen esas alınarak Yargıtay bozma ilamına göre sadece davacıların destek payları yeniden belirlenerek yapılan hesaplama sonucu 04/03/2020 tarihli raporda belirlendiği gibi;
Davacı Anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 132.093,28 TL,
Davacı baba …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 122.179,36 TL olduğu,
Sayın mahkemece 1. Seçeneğe itibar edilmesi halinde davacıların 1. Seçenekte belirlenen maddi zararlarının poliçe limit içinde kalması nedeniyle davalının yukarıda belirlenen zarar tutarlarının tamamından sorumlu olacağı,
2. Seçenekte; Davacı vekilinin itirazı gibi günümüze kadar bilinen tüm asgari ücret artışları dikkate alınarak yeniden zarar hesabı yapılması sonucu iş bu raporda belirlendiği gibi;
Davacı Anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 270.823,64 TL,
Davacı baba …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 247.789,19 TL olduğu,
Sayın mahkemece 2. Seçeneğe itibar edilmesi halinde davacının 2. Seçenekte belirlenen maddi zararlarının poliçe limitini aşması nedeniyle davalının sorumluluğunun 268.000 TL’lik poliçe limiti ile sınırlı olacağı,
Davacıların cenaze ve defin gideri zararının belirlenemediği, davalının 15/05/2014 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği”şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce davalı sigortanın …. İcra Müdürlüğü dosyasında ödeme yaptığı savunmasının irdelenmesi, müteveffanın SGK kayıtlarına göre gelir durumunun dikkate alınması ve alternatifli olarak güncel asgari ücrete göre hesaplama yapılması hususlarında, itirazları karşılar mahiyette esas ve birleşen dava kapsamında ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli ek rapor düzenlenmesi baabında dosya bilirkişilere tevdi olmuş ve konuya ilişkin 13/01/2021 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporda özetle;
“Kusur Durumu;
12.05.2015 tarihli raporda belirlendiği üzere olayın meydana gelmesinde;
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış …(…) plakalı aracın dava dışı sürücüsü…’un tam (%100) kusurlu,
Araçta yolcu olup kazada ölen davacıların oğlu …’un kusursuz sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varılmıştır.
Müteveffanın Yaşı Ve Bakiye Ömrü;
10.08.1987 doğumlu olan müteveffa …, 31.03.2014 ölüm tarihinde (26)yıl, (7)ay, (21)günlük olup, 27 yaşında kabul edilerek, P.M.F tablosuna göre bakiye ömrü (40) yıl ve muhtemelen (67) yaşına kadar yaşayacaktır.
Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının (60) yaşına kadar süreceğinin kabulü ile bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi (27-18)=33 yıl ve pasif devresi 7 yıldır.
Hak Sahipleri Ve Destek Süreleri;
Davacı Anne ve Baba bakımından kendi bakiye ömür süreleri ile sınırlı olarak, müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı süreler aşağıdadır.
Hak sahibi Doğum tarihi Vefat T. Yaşı Destek süresi
Anne… 19.07.1969 45 (bakiye ömrü 26 yıl) 26 yıl
Baba … 10.08.1967 47 (bakiye ömrü 24 yıl) 24 yıl
Paylar;
Olay tarihinde 27 yaşında olan müteveffanın muhtemelen 30 yaşına kadar evleneceği, 32 yaşında 1 çocuk, 37 yaşından sonra 2 ve daha fazla çocuk sahibi olabileceği kabul edilerek Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 13.05.2019 tarihli bozma ilamına göre müteveffanın geliri hak sahipleri arasında aşağıdaki gibi paylaştırılacaktır.
Hak sahipleri İlk 3 yıl Müt 2 yıl Müt 5 yıl Müt 14 yıl Son 2 yıl
Müteveffa 2/4 2/6 2/7 2/8 2/7
Anne… 1/4 1/6 1/7 1/8 1/7
Baba … 1/4 1/6 1/7 1/8 .
Eş . 2/6 2/7 2/8 2/7
1.Çocuk . . 1/7 1/8 1/7
2.Çocuk++ . . . 1/8 1/7
Kazanç Durumu İle Bilinen Dönem Kazanç Tespiti;
Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere; müteveffanın ölümünden önceki SGK kayıtları dikkate alındığında, müteveffanın kazançları asgari ücret olarak gözüktüğünden hesaplamalar asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre;
Müteveffanın 31.03.2014-31.03.2021 arası geçen (7)yıllık işlemiş aktif devre net kazançları 131.904,78 TL.’dir.
Bilinmeyen Dönem Kazanç Tespiti:
Müteveffanın işlemiş ve bilinen aktif devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
İşleyecek bakiye aktif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre;
Müteveffanın işleyecek devre başındaki bir yıllık net geliri;
2.825,90 x 12 ay = 33.910,80 TL. olup buna göre;
Peşin Değer;
(19)yıllık işleyecek aktif devrenin peşin değeri;
Baba bakımından 17 yıllık işleyecek iskontolu aktif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı 576.483,60 TL.’dir.
Anne bakımından 19 yıllık işleyecek iskontolu aktif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı 644.305,20 TL.’dir.
Maddi Tazminatın Hesaplanması:
Davacı Anne…’in maddi zararı toplam 36.571,62 TL.’dir.
Davacı Baba …’in maddi zararı toplam 31.509,31 TL
Cenaze ve Defin Gideri zararı
Diyarbakır Belediye Başkanlığı tarafından verilen cevabi yazılarda zorunlu cenaze ve defin giderinin 700,00 TL olduğu ancak, bu hizmetin Belediye tarafından ücretsiz yerine getirildiği belirtilmiştir. Bunun dışında da bizzat davacılar tarafından sarf edilen zorunlu cenaze ve defin giderlerini gösterir bir belge ibraz edilmediğinden davacıların cenaze ve defin gideri zararı belirlenememiştir.
Davalının Sorumluluk Kapsamı Ve Temerrüt Tarihi;
Kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre; zorunlu trafik poliçesine istinaden davalının sorumluluk limiti 268.000,00 TL.dır.
Dava devam ederken yapılan ödeme toplamının tenzili sonucu davalının bakiye sorumluluk limiti (268.000,00 – 72.791,99 – 68.165,50 )= 127.042,51 TL üzerinden devam etmektedir Davacıların bakiye maddi zarar toplamı olan (36.571,62 +31.509,31)= 68.080,93 TL, bakiye poliçe limiti içinde kalmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….MADDE 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…..” demektedir.
Dava dosyasında başvuru belgesi bulunmamaktadır. Bu durumda davacı tarafından başvurunun ispatı halinde sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi başvurudan 8 iş günü sonrası, ispat edilememesi halinde ise 15.05.2014 dava tarihi olacaktır.
Sonuç olarak;
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış …(…) plakalı aracın dava dışı sürücüsü…’un tam (%100) kusurlu,
Araçta yolcu olup kazada ölen davacıların oğlu …’un kusursuz sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varıldığı,
Davalı tarafın %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre belirlenen zarar tutarından dava devam ederken yapılan ödemelerin tenzili sonucu …’un geride kalan hak sahiplerinden;
Davacı Anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 36.571,62 TL
(Ödeme düşülmemiş destek zararı = 109.363,61 TL)
Davacı Baba …’un destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 31.509,31 TL. olduğu,
(Ödeme düşülmemiş destek zararı = 99.674,81 TL)
Davacıların belirlenen bakiye maddi zararlarının bakiye poliçe limit içinde kalması nedeniyle davalının yukarıda belirlenen zarar tutarlarının tamamından sorumlu olacağı,
Davacıların cenaze ve defin gideri zararının belirlenemediği,
Davalının 15.05.2014 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Asıl dava, 31/03/2014 tarihli trafik kazası nedeniyle destekleri vefat eden davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talepleri ile açılmış olup; birleşen dava, yargılama sırasında talep edilebilecek tazminat miktarının daha fazla olduğunun anlaşılması nedeniyle asıl dava kapsamında tahsil edilen meblağ düşülmek suretiyle ek dava mahiyetinde bakiye destekten yoksun kalma zararının tazmini talebiyle açılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak bozma kapsamında destek paylarının Yargıtay’ca kabul edilen oranlara göre belirlenmesi suretiyle rapor alınmış ve pay dağılımı dışında hesaplamaya ilişkin hususlar bozma konusu edilmediğinden asgari ücretin üzerinde gelir elde edilişine göre yapılan hesaplama yönünden davacıların usuli kazanılmış hakları oluştuğundan bilirkişi raporunda bu şekilde yapılan hesaplama tercih olunmak suretiyle, asıl davada talep olunandan fazla destekten yoksun kalma tazminatı belirlendiğinden asıl davanın tazminat talebi yönünden kabulüne ancak cenaze gideri yönünden harcama yapıldığı ispatlanamadığından cenaze gideri talebinin reddine, birleşen dava kapsamında ise dava açıldıktan sonra yapılan ödemeler güncellenmeden tenzil edileceğinden asıl davada hükmedilmeyen ve davalı yanca ödenmeyen … için 59.301,29 TL, davacı … için 54.013,86 TL’ye birleşen davada hükmedilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
A)Asıl Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davacı … yararına 72.791,99 TL, davacı … yararına 68.165,50 TL olmak üzere toplam 140.957,49 TL destekten yoksun kalma tazminatının 15/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, cenaze giderine ilişkin fazla talebin REDDİNE,
1-Alınması gerekli 9.628,80 TL karar harcından 25,20 TL peşin harç ve 479 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 504,20TL harcın mahsubu ile 9.124,60 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
2-Davacılar tarafından yatırılan 25,20 TL peşin harç, 479 TL ıslah harcı ve 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 529,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 17.340,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 200 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 2.116,50 TL ve bozma sonrası yapılan 1.008,75 TL olmak üzere toplam 3.125,25 TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s posta masrafları) yargılama giderinin 3.123,03 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)Birleşen Davanın KABULÜ İLE,
Davacı … yararına 59.301,29 TL, davacı … yararına 54.013,86 TL olmak üzere toplam 113.315,15 TL destekten yoksun kalma tazminatının 15/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
1-Alınması gerekli 7.740,55 TL karar harcından 387,03 TL peşin harcın mahsubu ile 7.353,52 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
2-Davacılar tarafından yatırılan 387,03 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 441,43 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 14.714,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Taraflarca gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 02/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza