Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/572 E. 2019/1225 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/572 Esas
KARAR NO : 2019/1225
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2013
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 2011 yılı Aralık ayından bu yana cari hesaba dayalı bir ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, davalının müvekkili şirkete, aralarındaki ticari ilişkiye istinaden toplam 144.218,88.-TL tutarında 12 adet fatura kestiğini, iş bu faturaların müvekkili şirketin davalı yandan aldığı mal ve hizmete istinaden kesildiğini, müvekkili tarafından faturaların ödemelerinin banka havalesi yoluyla da müşteri çeklerinin ciro edilmesi yoluyla yapıldığını, müvekkili şirket tarafından davalıya 31/10/2012 keşide tarihli … nolu 29.000.-TL bedelli çek ile ödeme yapıldığını, ancak davalının çeki kullanmadığını ödemenin nakden yapılmasını ve ödeme yapıldıktan sonra çekin geri iade edileceğini bildirdiğini, müvekkilinin söz konusu tutarı davalıya ödediğini, ancak davalının çeki iade etmediği gibi 31/10/2012 tarihinde … Şubesinden çeki tahsil ettiğini beyanla neticeten açılan takip dosyasına itirazın iptaline, takibin asıl alacak olan 29.000.-TL takip tarihinden itibaren yürütülecek reeskont avans faizi ile devamına, davalının haksız itirazından dolayı % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına çapttırılmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … kayıtlı bir şirketinin olmadığını, ödeme emrindeki asıl alacak, işlemiş faiz, faiz oranı ile ferileri dahil tüm alacak kalemlerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verilmesi…»talebinde bulunduğu; Açılan İtirazın İptali davasına karşın davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle : «.. .Taraflar arasında mal ve hizmet satımları yapıldığının doğru olduğunu, bahsi geçen müşteri çekinin tarafına ödeme gayesi ile davacı tarafından verildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ticari defterlere ve delil olarak sunduğu maillerde görüleceği üzere birbiriyle örtüşmediğini, yaptıkları işin gerçek miktarının, gayri resmi kayıtlarda ve mail sisteminde belirli olmasına rağmen, davacının ödeme güçlüğü çekmesi nedeniyle KDV’nin aylara bölünerek, ödeyebilmesini sağlamak için parça parça fatura düzenlendiğini, banka hesabına yatan bu paranın, gayri resmi hesap açısından, o an için borçlu olduğu paranın ödenmesi için yapıldığını, durumun bu şekilde kabul edildiğinin mailler ile teyit edildiğini, fakat aralarında hiçbir zaman bu çekin karşılığının ödeneceği ve sonradan çekin iade edileceği ile ilgili görüşme olmadığını, mailler incelendiğinde görüleceği üzere tam tersine ödemenin, genel cari hesaba ilişkin yapıldığını, ancak bankadan 29.000.-11,. ödeme yapılırken davacının, dekonta her türlü kaydı düşebileceği ve bunu değiştiremeyeceğini, dekontta yazan not incelendiğinde, cari hesaptan bahsedildiğini, yapılan ödemelerin davacının cari hesabından düşüldüğünü, dolayısıyla ticari defterlerin ve maillerin incelenmesi neticesinde kimin bakiye alacaklı veva borçlu olacağının ortaya çıkacağını beyanla, davacı ile aralarında devam ermekte olan cari hesabın tasfiyesi gayesiyle 29.000.-TL nin tahsil edildiğinden ve resmi hesaplar ile maillerde alacak borç ilişkisi ikrar edildiğinden, faizleriyle birlikte alacak-borç hesaplamasının takas-mahsup talebi çerçevesinde hesaplanması neticesinde davacının veva kendisinin borçlu çıkması durumunda cari hesaba dayalı alacak davası açabileceğinden sırf mükerrer tahsilat yapıldığına dayalı iş bu davanın reddini, yargılama masraflarının davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ticari satım ve hizmet ilişkisinden kaynaklı cari hesap ilişkisi kapsamında mükerrer olarak tahsil edildiği iddia olunan … Sanayi şubesinin … numaralı hesaptan ödemesi yapılan 31/10/2012 keşide tarihli … nolu 29.000 TL bedelli çek ödemesinin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Takibe dayanak mükerrer tahsil iddiasına konu … Sanayi şubesi, 31/10/2012 keşide tarihli, … nolu 29.000 TL bedelli çekin ödeme ve ibraz bilgileriyle çek görüntüsü muhatap bankadan celp edilmiştir.
… bankasına yazı yazılarak davacı şirket tarafından davalı yana gönderildiği belirtilen 29000 TL’lik ödemeye ilişkin eft dekont sureti dosyamız arasına alınmıştır.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı bedelsiz senedi kullanma suçuna ilişkin gerekçeli karar suretinin dosyaya alındığı görülmüştür.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi marifeti ile talimat yoluyla bilirkişi raporu temin edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişiden kök ve ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin … esas, … karar sayılı; ” … Davacının davasının kabulüne, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki davalının itirazının iptali ile takibin devamına…” dair kararının Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamı ile; ”…Anayasanın 141,III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HUMK’nun 388’inci (HMK m.297), maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, mahkemece verilen kararda HUMK’nun 388’inci (HMK m.297) maddesine aykırı davranılarak, sadece bilirkişi raporunun tekrarlanması suretiyle, kararın gerekçesiz olarak yazılması usul ve yasaya aykırıdır…” gerekçeleri ile bozulması üzerine usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Bozma ilamına uyulduktan sonra Mahkememizin … esas, … karar sayılı kararı ile ” … Davanın kabulü ile, davalının … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla devamına,
Alacak likit bulunduğundan, asıl alacak tutarı olan 29.000,00 TL nin % 20 si oranındaki 5.800,00 TL icra inkar tazminatının, itirazında haksız çıkan davalıdan alınarak davacıya verilmesine… ” dair kararının bu kez Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamı ile; ”… Dava itirazın iptali davası olup bu davalar icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerindendir. İcra takip talebinde davacı tarafından 29.000 TL asıl alacak, 928,60 TL işlemiş faiz talep edilmiş ise de davacı davasını açarken dava değerini 29.000 TL gösterip itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Mahkemece, yargılama sonunda davanın kabulü ile icra takibine itirazın iptaline denilerek bu miktar aşılmak suretiyle karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 26. maddesi uyarınca talep aşımı nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir…” gerekçeleri ile bozulması üzerine usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Somut olaydaki uyuşmazlığın; ticari satım ve hizmet ilişkisinden kaynaklı faturaya dayalı cari hesap ilişkisi kapsamında … Sanayi şubesinin … numaralı hesaptan ödemesi yapılan 31/10/2012 keşide tarihli, … nolu 29.000-TL bedelli çekin, davacıdan (mükerrer olarak) bedelsiz kalmasına rağmen tahsil edilip edilmediği, ödenen çek bedelinin (asıl alacak olan 29.000-TL yönünden) davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptaline karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Her iki bozma kararı sonrasında yürütülen yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; takip konusu 29.000-TL’lik ödemenin davacı tarafça eft sureti ile çek karşılığı ibaresi ile davalı tarafa 08/10/2012 tarihinde ödenmesi ile birlikte anılı 29.000-TL bedelli çekin de 31/10/2012 tarihinde davalı tarafça tahsil edildiğinin görüldüğü, davalı tarafın bedelsiz kalan senedi kullanma suçu nedeni ile ceza yargılaması sonucunda cezalandırılmasına dair karar verildiği, davacı yanın bilirkişi incelemesine konu ticari defterlerinin tetkik edildiği, bu kapsamda usulüne uygun tutulan davacı ticari defterleri kapsamında takip tarihi itibariyle davalıdan 62.099,82-TL alacaklı göründüğü, davalı yanın ise yalnızca işletme defteri tutmakta olup bu defter kapsamındaki kayıtların borç alacak durumunun tespitine tam olarak olanak vermediği, davacının banka ödemesine rağmen çeki tahsil etmek sureti ile 29.000-TL’yi mükerrer olarak tahsil eden davalı taraf ödemeyi cari hesaptan düşmek sureti ile gerçekleştirdiğini ileri sürmekle bu durumda davalı tarafın bu hususu (davacıdan mal teslimi ve hizmet ifasına dayalı olarak cari hesabında alacaklı olduğunu) ispat külfeti altında olduğunu kabul etmek gerekmiştir. Davalı yanın işletme defterindeki cari hesap kayıtlarında ise davacı yandan alacağının veya borcunun bulunup bulunmadığı hususları tespit edilememiş olup ticari yazılı kayıtlarla desteklenmeyen davacı tarafından gönderildiği tespit edilemeyen bilanço tabloları kapsamında davalı tarafından tek taraflı düzenlenen, davacının defterlerinde yer almayan ve kabul görmeyen ihtilaflı faturaların ispata muhtaç kaldığı, vade farkına dayalı davalı yanın talebi noktasında ise taraflar arasında vade farkı düzenlemesini ihtiva eden herhangi bir sözleşme ile bu yöndeki bir teamüle rastlanılmadığı tespit edilmekle bu yöndeki talebe itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle davacı yanın 41.137,12-TL ilave ödemesi olup çekin mükerrer olarak davalı tarafça tahsil edilmesi nedeni ile çek bedelinin iadesi amacına yönelik olarak davacı yanın takip başlatmakta haklı bulunduğu, davanın asıl alacak olan 29.000-TL üzerinden ikame edildiği ve (29.000-TL) bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın cari hesap ilişkisine dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 29.000,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacak 29.000,00-TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 5.800-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.980,99-TL ilam harcından peşin alınan 495,25-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.485,74-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 495,25-TL peşin harç ve 24,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 519,55 TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.480,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.122,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır