Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/569 E. 2020/164 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/569
KARAR NO : 2020/164
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; 07/03/2008 tarihinde … …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçta meydana gelen tek taraflı kaza sonucu sakat kaldığını, olaya ilişkin olarak … C.B.S. 2008/1754 soruşturma numaralı dosyada kovuşturmaya yer olmadığına, karar verildiğini, … hastanesinin 24.10.2011 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu raporunda müvekkilin kalıcı maluliyet oranının %13 olarak belirlendiğini buna göre 4.189-TL ödeme yapıldığını, yapılan itiraz üzerine 22.02.2012 tarihli yazı ile %60’tan daha az maluliyet hafinde pasif döneme ilişkin inceleme ve ödeme yapılmadığının beyan edildiğini, Yargıtay’ın bu konudaki kararlarında aksi görüşte olduğunu, buna ilişkin bağımsız bir bilirkişiye yaptırdıkları hesapta müvekkilin alacağının 13.469,64-TL olarak hesaplandığını, yeniden hesaplama yapılmasını talep ettiklerini, müvekkilinin sakatlık oranının ve kusur haklarının saklı olduğunu beyanla müvekkilinin uğradığı efor kaybına ilişkin zararının tazminin ve tazminat kaza tarihinden itibaren reeskont avans faizi uygulanmasını talep etmiştir.
Davalı kurum vekili 24.12.2013 tarihli dilekçesinde özetle; Davacının talebinin net olmadığından dava dilekçesinin iptali gerektiğini, davanın kısmi açılamayacağını , dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını davaya ilişkin delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, davanın … plakalı araç malikine ihbarını talep ettiklerini müvekkil kurum tarafından davacıya ödeme yapıldığını, ödeme sonrasında müvekkilinin ibra edildiğini, hatır taşıması söz konusu olduğunu, yeni yasa kapsamında müvekkil kurumun sorumluluğunun sona erdiğini, maluliyet oranının aktüer bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğini aracın kaza sırasında ZMMS’si olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bu kazadan dolayı SGK tarafından davacıya bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, faiz istemi faizin başlangıç tarihi ve yargılama gideri isteminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Dosya kapsamına alınan 12.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının 07.03.2008 tarihinde kaza geçirdiği ve % 15 oranında meslekte kazanma gücü efor kaybına uğradığı, , Kısmi ödeme ile davacı tarafından yaptırılan hesaplamada % 13 maluliyet oranı esas alındığından hesaplama terditli yapılması gerektiği, Dosyada mübrez kaza tespit raporunda sigortasız araç sürücüsünün tek başına kazaya sebep olduğunun ve de %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği,Davacı tarafından zararının tazmini için dava tarihinden önce olmakla beraber belirlenemeyen bir tarihte davalı …na başvuru yapıldığı,Davalı … tarafından 28.03.2012 tarihinde davacıya 4.139,00,-TL kısmi ödeme yapıldığı, Maluliyet Oranının %13 olarak kabulü halinde davacının Bakiye zararının 17.158,06-TL olduğu, Maluliyet oranının % 15 olarak kabulü halinde davacının bakiye zararının 20.615,85.-TL olduğu , Davalı …nın kısmi ödeme yaptığı, ancak bu ödemesine esas olan tüm belgeler ile başvurunun hangi tarihte yapıldığının anlaşılamadığı , işbu tarihin tespiti halinde bu tarihte davalının temerrüde düşmüş sayılacağı, başvuru tarihinin tespit edilememesi halinde davalının kısmi ödeme tarihi olan 28.03.2012 tarihinde temerrüde düşmüş sayılacağı, Dosyada her hangi bir ibraname tespit olunmamakla işbu hususun mahkeme tarafından araştırılmasının yerinde olacağı, İbranamenin tespit edilememesi halinde uyuşmazlığa uzamış ceza zaman aşımı uygulanması gerektiğinden davalının itirazının yerinde olmayacağı, İbranemenin varlı halinde ise ibraname tarihinden itibaren 2 yıl içinde işbu davanın ikame edilmiş olduğunun tespiti halinde ibraname makbuz hükmünde olacağından davalının bu yöndeki itirazının kabul edilemeyeceği , Tazminat talebine konu olayda gerçekleşen taşıma ticari ilişkiye dayanmamakla birlikte davalının hatır taşıması itirazının değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğunu, davacının tedavi giderleri ile geçici maluliyet dönemine ilişkin talebinin bulunmadığı tespit olunmakla davalının bu yöndeki itirazının da yerinde olmadığı , dosya münderecatından , SGK tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığından hesaplanan tazminattan bu yönde bir indirim söz konusu olmayacağı, meydana gelen kazanın ticari bir faaliyetinin ifası sırasında gerçekleşmemiş olması sebebiyle uygulanacak faiz oranının yasal faiz oranı olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davacı vekili 21.05.2015 tarihli ıslah dilekçesinde özetle ; 12.05.2015 tarihli bilirkişi raporuna aynen katılmakla, bu rapor doğrultusunda, davadaki talebimizi sakatlık oranı % 13 olarak baz alınmak suretiyle 17.058,06.-TL daha arttırarak, toplam 17.158,06-TL maddi zararın KTK m99. Gereğince davalıya başvuru yapılan tarihten 8 gün sonrasında itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini , bu tarihin belirlenmesinin mümkün olmaması halinde davalının ödeme yaptığı 28.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; Davacının davasının kabulüne ilişkin kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı 21/11/2018 tarihli bozma ilamı ile; ” 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verme gerekmiştir.
2- Davalı vekili sürücünün idaresindeki araçta hatır için taşındığı savunmasında bulunarak bu sebeple tazminattan indirim yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece bu hususta olumlu ve olumsuz bir karar verilmemiştir.
2918 sayılı KTK’nun 87/1. maddesinde “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu’nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 818 sayılı BK’nun 43. (6098 sayılı TBK’nun 51.) maddesi uygulama alanı bulacaktır.
Bu durumda mahkemece; davacının araçta yolcu olduğunun tarafların kabulünde olduğu; yolcu olunan aracın, ticari amaçla işletilen bir araç olmayıp hususi araç olduğu; davacının araçta hatır için taşındığı savunması irdelenip hatır için taşındığı sonucuna ulaşılarak BK’nun 43. maddesi (6098 sayılı TBK md. 51.) gereği tazminattan, hakkaniyete uygun bir indirim (Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre indirim oranı % 20) yapılması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, işbu dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dosya kapsamına alınan 06/02/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı vekilinin 02/12/2019 tarihli dilekçesindeki talebi yerinde görülmüş olmakla; 2020 yılı için uygulanan asgari ücret miktarındaki artış dikkate alınarak güncel asgari ücret verileri doğrultusunda ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas sayılı dosyasından verdiği … Karar nolu ve 21/11/2018 günlü bozma ilamı doğrultusunda hesaplanan tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılmak sureti ile işbu ek raporda hesaplama yapıldığını, maluliyet oranının %13 olarak kabulü halinde davacının bakiye zararının 28.871,03-TL olduğunu, maluliyet oranının %15 olarak kabulü halinde davacının bakiye zararının 28.412,82-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; Trafik kazası sebebiyle açılan maluliyet tazminatı talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, Yargıtay ilamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 07/03/2008 tarihinde dava dışı … …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçta meydana gelen tek taraflı kaza sonucu davacının maluliyetini gerektirir nitelikte yaralandığından bahisle maddi tazminat talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nun 87/1. maddesinde “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu’nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 818 sayılı BK’nun 43. maddesi (6098 sayılı TBK md. 51) uygulama alanı bulacaktır.
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. İşletenin veya sürücünün, araçta taşınandan, doğrudan doğruya ücret almasa bile taşıma, maddi veya manevi menfaati bulunuyorsa bu durumda hatır ilişkisinin varlığından söz edilemez. Somut olayda; davacının Kırşehir/Kaman ilçesine bir tanıdığının cenaze törenine katılmak amacıyla gittiğini, Ankara’ya dönmek amacıyla Ankara gidecek araçlardan birine binerek yolculuk yaptığı sırada meydana geldiği, bu bağlamda davaya konu taşımanın işletenin veya sürücünün değil taşınan davacının yararına olduğu, bu nedenle davaya konu kazada davacının hatır için taşındığı nazara alınarak belirlenen tazminattan Yüksek Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince %20 indirim yapılması yoluna gidilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı 21/11/2018 tarihli bozma ilamından sonra dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 06/02/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; Karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanması gerektiğinden 2020 yılı için uygulanan asgari ücret miktarındaki artış dikkate alınarak güncel asgari ücret verileri doğrultusunda ve Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas, … Karar numaralı ve 21/11/2018 günlü bozma ilamı nazara alınarak hatır taşıması indirimi yapılmak sureti ile davacının %13 maluliyet oranına denk gelen bakiye tazminat miktarının 23.871,03-TL olduğu anlaşılmış, bozma ilamı öncesi davacı yanca ıslah dilekçesi ile talep edilen 17.158,85-TL tazminatın 28.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacı yana verilmesine dair davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
17.158,85-TL tazminatın 28.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacı yana verilmesine,
2-Alınması gereken 1.172,12-TL harçtan peşin alınan 24,30-TL harç ve 59,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.088,82-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 24,30 TL başvuru harcı, 24,30-TL peşin harç, 59,00-TL ıslah harcı, bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 1.000,00-TL olmak üzere toplam 1.107,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı ,davalının yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2020

Katip …

Hakim …