Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/565 E. 2019/1186 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/565 Esas
KARAR NO : 2019/1186

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 19/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Bayilik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ile “ Manisa ili, Alaşehir ilçesi, Kurtuluş Mahallesi Azmak mevkiinde kain ve …Tapu Sicil Memurluğunun … pafta, … ada, … parsel, 23 cilt, … sahife nolu akaryakıt istasyonu ve müştemilatının işletmeciliği ve bayiliğinin davalı şirkete verildiğini, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında akdedilen akaryakıt bayilik sözleşmesine paralel olarak, bayiliği verilen akaryakıt istasyonunun bulunduğu gayrimenkulün o tarihteki tapu maliki davalı … tarafından, müvekkil şirket lehine, taşınmaz üzerine 11.04.2007 tarihinde 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, gayrimenkulün intifa tesisinden sonra ve intifa yüklü olarak satış işlemi neticesinde 17.6.2010 tarihinde davalı ….Ltd. Şirketi adına tapuda tescil edildiğini,ancak bu sözleşmelerin akdedilip yürürlüğe girmesinden sonra Rekabet Kurulunun 05.03.2009 tarih ve 9.9.187-57 sayılı kararlarının alındığını, davalının, müvekkili şirkete gönderdiği 06.03.2012 tarihli ihtarıyla Bayilik Sözleşmesi ve intifa ilişkisini 10.4.2012 tarihi itibariyle feshettiğini bildirdiğini, davanın açılmasının zorunluluk haline geldiğini, müvekkili şirketin, mezkur “ intifa ilişkisinin 15 yıl süre ile devam ettirileceği” düşüncesine dayalı olarak 04.10.2007 tarihinde, malik …’ya intifa bedeli olarak 15.000 TL+KDV olmak üzere 17.700,00 TL ödendiğini, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle, bu tarihten sonrası için, bakiye yıla ait fazladan ödenen 10.332,83 TL bakiye intifa bedelinin KDV’ siyle ve ödeme tarihinden itibaren işlemiş işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkiline iadesi gerektiğini,müvekkili şirketin mezkur“sözleşmelerin 15 yıl süre ile devam ettirebileceği” düşüncesine dayalı olarak akaryakıt istasyonu için duran varlık- inşaat adı altında toplam 531.726,54 TL tank, otomasyon, altyapı tesisatı vs. gibi geri alınması mümkün olmayan harcamalar yaptığını, sözleşmelerin süresinden önce sona ermesi nedeniyle bu tarihten sonrası için bakiye yıla ait fazladan harcanan 379.366,81 TL bakiye duran varlık-inşaat bedelinin KDV’ si ile ve harcama tarihlerinden itibaren işlemiş işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline iade edilmesi gerektiğini,davalının kötü niyetli olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydı ile bayilik ve intifa ilişkisinin davalı tarafından Rekabet Kurulu kararı neticesinde yenilenmeyerek feshedilmesi nedeniyle, hukuki temelden yoksun hale gelmiş bulunan 10.332,83 TL bakiye intifa bedelinin KDV’ si ile ödeme tarihinden itibaren işlemiş işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, hukuki temelden yoksun hale gelmiş bulunan 379.366,81 TL bakiye duran varlık- inşaat bedelinin KDV’si ile harcama tarihlerinden itibaren işlemiş işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davacı yanın bu taleplerinin davalı müvekkil yönünden haksız ve dayanıksız olup, taleplerin reddi gerektiğini, bakiye intifa bedelinin ve davacı … ile davalı müvekkil arasında bayilik ilişkisi olmadığından ve davalı müvekkile istasyon teslim edilmediğinden istasyon inşaat bedelinin davalı müvekkilden talep edilmesinin mümkün olmadığını, 5 yıllık süre içinde istasyonda davacının ürünleri satılmış ve yatırımın davacıya geri dönüşünün sağlandığını, davacının yapmış olduğu yatırımının karşılığını aldığından talep edebileceği bir bedelin olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı …Ltd. Şti. Vekili, mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkili şirketin adresinin Manisa merkez olması nedeniyle yetki itirazında bulunduklarını, davacı şirketin iddia ettiği alacak kalemlerine ilişkin sözleşmeler diğer davalı … ile imzalanmış olup, diğer davalı …’ nın bu akaryakıt istasyonunun mülkiyetini daha sonra 3. Kişilere sattığını, müvekkili şirketin bu taşınmazı 17.6.2010 tarihinde dava dışı … isimli kişiden mevcut hali ile devir alındığını, taşınmazın mülkiyetinin devralındıktan sonra davacı şirket ile akaryakıt alım satımına ilişkin 9.7.2010 tarihli bayilik sözleşmesinin müvekkil şirket tarafından imzalanmış olup, gerek bu bayilik sözleşmesine gerekse de başka bir yazılı metin de, müvekkil şirket tarafından, davacı şirketin davaya konu ettiği alacak kalemlerine ilişkin olarak davacı şirkete ödeme yapılacağına ilişkin olarak yazılı herhangi bir taahhütname de verilmediğini, 2007 yılında taşınmaza malik olan diğer davalı … ile aralarındaki intifa hakkı anlaşmasını, davacı şirketin müvekkil şirket ile 09.07.2010 tarihinde imzaladığı bayilik sözleşmesi arasında paralellik kurmak istemekte olup, ancak bayilik sözleşmesinde taşınmazın intifa hakkına ilişkin olarak veya bu intifa hakkından dolayı diğer davalıya ödenen bedelin müvekkil şirket tarafından ödeneceğine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
HSYK’ nın 26/8/2014 tarih ve 1876 sayılı müstemir yetkilere ilişkin kararı gereğince, Kapatılan İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyası mahkememize devredilmiştir
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; 10.332,83 TL bakiye intifa bedelinin, 379.366,81 TL Akaryakıt İstasyonu inşaatı için yapılan harcama bakiyesinin davalılardan tahsiline yöneliktir.
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 9/7/2010 tarihli Bayilik Sözleşmesi, taşınmaza ait tapu kaydı, 5.3.2009 tarihli … sayılı kararı, davalının sözleşmeleri feshettiğine ilişkin 6.2.2012 tarihli ihtarname, Üsküdar … Noterliğinin 21.3.2012 tarihli ve … sayılı ihtarnamesi, faturalar, muhasebe fişleri, banka dekontları, davalının temerrüde düşürüldüğüne dair gönderilen ihtarname, cevabi yazılar, dosya üzerinden yapılan keşif, ve bilirkişi incelemeleri sonucu alınan bilirkişi heyet raporları dosyamız delillerini oluşturmaktadır.
Davalı şirket yetki itirazında bulunmuş ise de,taraflar arasınadaki sözleşmenin 20. Maddesinde mahkememize ilişkin yetki sözleşmesi,BK.89 ve davalı …’nın ikametgahı itibarıyle mahkememizin yetkili olması (HMK 7.mad.)nazara alınarak yetki itirazı yerinde görülmediğinden davanın esastan incelenmesi geçilmiştir.
…Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, duran varlık inşaat bakiye alacağı talebi yönünden ve yine diğer talepler de karşılanmak kaydıyla iddia ve savunma doğrultusunda, inşaatçı ve makine mühendisi marifeti ile keşif yapılarak, yapılan keşif sonucu rapor istenmiş, bilirkişiler, Makine Mühendisi … ve İnşaat Mühendisi Teknik Bilirkişi … tarafından ibraz edilen raporlar dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişi Makine Mühendisi …,vermiş olduğu 8.4.2013 tarihli raporunda özetle, Davalı … şirketinin davaya konu Akaryakıt istasyonundaki duran varlıkları ile ilgili listesi ve keşif tarihindeki piyasa rayiç değerleri araştırılarak , 20 m3 kapasiteli Yakıt Tankı 2 Adet olup 10.000 TL; 30 m3 kapasiteli Yakıt Tankı 1 adet olup 6.500,00 TL; 13 m3 kapasiteli Yakıt Tankı 3 adet olup 10.500 TL, 76X76m Menhol Kapağı 6 adet 6.000 TL; 70 KVA Gücünde Deutz Marka Jeneratör 1 adet olup 10.000 TL, Kanopi 1 takım olup 45.000 TL; Akaryakıt Alt yapı Tesisatı 1 adet olup, 30.000 TL, toplamda ise 118.000 TL tutacağını mütala ve beyan etmiştir.
Bilirkişi İnşaat Mühendisi …, vermiş olduğu 9.4.2013 tarihli raporunda özetle; “Dosya arasında mevcut durağan varlık listesinde yer almakta olan …-…-…belge nolu evraklar ile inşaat işleri olarak tanımlanan liste incelendiğinde market, satış binası, tonoz, saha betonu ve yıkama işlerinin yapıldığı sundurma durağan varlık olarak tespit edilmiştir. Makine ve elektrik tesisatı ilgili işler uzmanlık alanı dışı olduğu için göz önüne alınmamıştır. Buna göre işler genel olarak incelendiğinde: Saha Betonu: Yaklaşık 3000 m alan saha betonu atılarak kapatılmıştır. Kazı tesviye ve altyapı işleri de göz önüne alındığında m2 maliyet bedelinin 35,00.-TL olacağını, buna göre toplam saha betonu bedeli: 3000 m2 X 35,00.-TL/m2 = 105.000,00.-TL dir. Yıkama Alanı Sundurması: Yaklaşık 100 m alana sahip çelik konstrüksiyon sundurma ile yıkama yeri kapatılmıştır. Tüm işleri dahil m2 maliyet bedelinin 250,00.-TL olacağı kanaatindeyim. Buna göre sundurma toplam bedeli:100 m2 X 250,00.-TL/m2 = 25.000,00.-TL dir. Tonoz: Yaklaşık 75 m alana sahip çelik konstrüksiyon bina ile kanopi arasında yapılmıştır. Tüm işleri dahil m2 maliyet bedelinin 180,00.-TL olacağı kanaatindeyim. Buna göre tonoz toplam bedeli: 75 m2 X 180,00.-TL/m2 = 13.500,00.-TL dir. Satış Binası ve Market: Yaklaşık 145 m2 alana sahip betonarme karkas binadır. Tüm işleri dahil m2 maliyet bedelinin 450,00.-TL olacağı kanaatindeyim. Buna göre bina toplam bedeli 145 m2 X 450,00.-TL/m2 = 65.250,00.-TL dir. Buna göre durağan varlık inşaat işleri toplam bedeli: 208.750,00.-TL olacaktır.” Şeklinde mütalaa ve beyanda bulunmuştur.
Davacı tarafın ticari defter ve belgeleri ile talimat raporu ve dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda işletme iktisatçısı Prof. Dr. … ile hukukçu Prof. Dr. …ve sektör bilirkişisi …, makine mühendisi bilirkişi Prof. Dr. …ile İnşaatçı bilirkişi… marifetiyle tarafların talimat raporuna beyan ve itirazlarının da değerlendirilmesi ayrıca davacı iddiası doğrultusunda sebepsiz zenginleşme teşkil edecek ve etmeyecek sabit yatırımların kullanım amaçları ve sözleşmedeki menfaatler dengesi nazara alınarak ayrıştırılması suretiyle gerektiğinde alternatifli olarak görüş bildirilmesi için dosya bilirkişilere tevdii edilmiş olup, bilirkişi heyeti mahkememize vermiş olduğu 11.2.2014 tarihli raporlarında özetle,
“Davacı şirketin mübrez ticari defterlerinin T.T.K. m. 82 ve müteakip maddelerinde belirli kanuni şartları taşıdığı sabit olmakla davacı şirket lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip oldukları, anlaşılmıştır. … Bedeli, davacı şirketin 2008 yılma ait ticari defter kayıtlarına göre, dava konusu akaryakıt istasyonu için 31.03.2008 t. itibariyle 220.264,53 TL tutarında Makine Tesis ve Teçhizat, 366.392,17 TL tutarında inşaat yatırımı olmak üzere toplam 586.656,70 TL harcama yaptığı, 2008 yılı ticari defterlerinde ayrıca 30.11.2008/832 TL inşaat, 30.11.2008/2.391,76 TL, 30.11.200/9.747,16 TL, 01.04.2008/1.488,75 TL makine teçhizat, 2010 yılma ait ticari defterlerinde de 30.09.2010/1.674,86 TL tutarında inşaat harcaması bulunduğu böylelikle davacının akaryakıt istasyonu için yapmış olduğu Duran Varlık + İnşaat harcamasının ticari defterlerinde toplam 602.791,23 TL olarak kayıtlı bulunduğu, anlaşılmıştır. İntifa Bedeli: davalı …’nın maliki bulunduğu Manisa ili, Alaşehir İlçesi, Kurtuluş Mahallesi Azmak mevkiinde kain Petrol İstasyonu üzerine, davacı şirket lehine 15 yıl süreyle ve 15.000 TL bedelle intifa hakkı tesisi edildiği, davacının …Şubesi kanalıyla 04.10…. Muhasebe İşlem Dekontu ile taşınmaz maliki …’nın sahibi bulunduğu dava dışı …Ltd. Şti. hesabına (15.000 TL) intifa bedeli + (2.700 TL) KDV olmak üzere toplam 17.700 TL yatırdığı, davacının 2007 yılına ait mübrez ticari defter kayıtları ile sabittir. Taraflar arasındaki intifa sözleşmesi 11.04.2007 tarihinde başlayıp 11.04.2022’de bitmek üzere 5.479/gün için imzalanmıştır. Buna göre her bir güne düşen intifa bedeli (17.700 / 5.479 =) 3,23 TL/gündür. 11.04.2007 t. Sözleşme 10.04.2012 tarihi itibariyle fesih olunmakla sözleşmenin 1.826 günlük kısmı işlediği, Sözleşmenin işlemeyen süresine isabet eden nominal intifa bedelinin (1.826 x 3,23 =) 5.898,92 TL, işlemeyen süreye isabet eden nominal intifa bedelinin ise (5.479 – 1.826 =) 3.653 gün x 3,23 TL = 11.801,08 TL olduğu, davacı vekilinin, Rekabet Kurulu kararı mucibi 09.07.2010 t. Bayilik Sözleşmesinin sonlama tarihinin 18.09.2010 olarak kabulü gerektiğini öne sürerek intifa hakkının kullanılmayan (18.09.2010 – 11.04.2022 =) 4.223 günlük nominal kısmı için talep edebileceği tutarın (4.223 x 3,23 =) 13.642,47 TL’sına isabet ettiği, ancak, her iki halde de taleple bağlılık ilkesi gereği davacının 10.332,83 TL tutarındaki talebi ile bağlı olduğu, anlaşılmıştır. Yapılan tespitlerde ise; Sözleşmenin incelenmesinde, davacı şirket ile 2. davalının ortağı bulunduğu dava dışı …Ltd. Şti. arasında; 27.3.2007 ve 29.06.2007 tarihli (2) adet Protokol aktedildiği, her iki protokolün de (2). davalı tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza edildiği, 27.3.2007 tarihli Protokol taraflar arasında “Bayilik Sözleşmesi” ve “Ariyet Sözleşmesi” imzalanacağının ve (2). davalı’nın maliki bulunduğu Petrol İstasyonu üzerinde davacı lehine (15) yıl süreli intifa hakkı tesis edileceğinin kararlaştırıldığı, 16.1.2008 tarihli bir Bayilik Sözleşmesi aktedildiği, Bayilik Sözleşmesinin (1) yıl süreli olduğu, davacı şirket ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 16.01.2008 tarihli bir Ariyet Sözleşmesi imzalandığı ve dava konusu makine ve teçhizatın dava dışı …Ltd. Şti.’ne ariyeten teslim edildiğini gösteren dava dışı şirket imzasını havi teslim/tesellüm belgesinin dosyaya sunulduğu, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davacı şirket … arasında (5) yıl süreli 09.07.2010 tarihli “Bayilik Sözleşmesi” aktedildiği, 9.7.2010 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile davacı şirketin üzerinde hak ve tasarruf sahibi bulunduğu, Manisa İli, Alaşehir İlçesi, Kurtuluş Mahallesi, Azmak Mevkiinde kain ve … Tapu Sicil Memurluğunda … pafta,… ada, …parsel, … Cilt, … sahife numarası kayıtlı akaryakıt istasyonu ve müştemilatının işletmeciliği ve bayiliğinin iş bu sözleşme ile davalı-bayiye verildiği, 9.7.2010 tarihli Bayilik Sözleşme süresinin, imzalandığı tarihten itibaren 5 yıl olduğu, süre hitamından itibaren tarafların yazılı mutabakatlı ile yine 5 yılı geçememek şartıyla uzatılabileceği, davacı tarafından davalı şirketin imzasını havi bir Ariyet Sözleşmesi’nin ise dosyaya ibraz edilmediği, anlaşılmıştır.Tapu Kaydının tetkikinde ise, davacı şirket ile dava dışı … arasında akdedilen 16.01.2008 t. Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi’ne paralel olarak, bayiliği verilen akaryakıt istasyonunun bulunduğu gayrimenkulün 11.04.2007 itibariyle tapu maliki davalı … tarafından, davacı şirket lehine; “…Manisa İli, Alaşehir İlçesi, Kurtuluş Mahallesi, Azmak Mevkii, … ada, …parsel, 4.445,00 m2 yüzölçümlü taşınmaz üzerinde…” 11.04.2007/… yevmiye numarası ile 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği, mezkur gayrimenkulün intifa tesisinden sonra ve intifa yüklü olarak 17.06.2010/7184 yevmiye nolu tapu işlemi ile dava dışı … tarafından satılarak (1). davalı
… Ltd. Şti. adına tapuda tescil edildiği, Manisa İli, Alaşehir İlçesi, Kurtuluş Mahallesi, Azmak Mevkiinde bulunan … ada,… parsel sayılı,…m2 yüzölçümlü bağ nitelikli gayrimenkulün tamamının; 28.11.2012 tarihi itibariyle …. Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğu, 11.04… yevmiye no.lu tapu işlemi ile (15) yıl süre ile davacı şirket lehine tesis edilen intifa hakkı yükümlülüğünün 28.11.2012 t. itibariyle devam etmekte olduğu eş deyişle davacı tarafından gerek dava tarihi öncesinde gerekse dava süreci içerisinde terkin ettirilmemiş bulunduğu, dosyaya sunulu…Senedi fotokopisi ile …Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün dosyasına göndermiş olduğu 28.11.2012 tarih ve … – … sayılı yazı eki taşınmaz bilgileri ile sabittir. Tespit Bilirkişisi Raporları:… Sulh Hukuk Mahkemesinin… D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit ve inceleme sonucu bilirkişi … tarafından düzenlenmiş bulunan 13.10.2008 tarihli bilirkişi raporunda; “…-Tespiti yapılan Akaryakıt istasyonu… logosu altında faaliyet gösteren bir tesis olup, teçhizatların tamamının faal durumda oldukları tespit edilmiştir. -… ile … Ltd. Şti. aralarında 16.01.2008 tarihinde 18 maddeden oluşan bayilik sözleşmesi yapmışlardır. Tesisteki akaryakıt pompaları incelendiğinde sarf tutarlarını belirtilen toplam sayaç değerlerinin muhtelif miktarlarda değer kaydettiği tespit edilmiş olup, tesisin bir süre faaliyette bulunduğu anlaşılmaktadır. Bayilik sözleşmesinin devam ettiği kanaatindeyim, iptaliyle ilgili dava dosyası içerisinde bir belge bulunmamaktadır. -Akaryakıt istasyonunun hali hazırda gayri faal durumda olduğu, akaryakıt satışının yapılmadığı incelenmiştir…” yönünde görüş belirtilmiştir.
Alaşehir …. Asliye Hukuk Mahkemesinin….Tal. sayılı dosyasında tespit ve incelemelerde bulunmuştur. İnşaat yönünden yapılan teknik incelemelerde; 18/07/2012 tarihli Dava Dilekçesinde verilen liste esas alınmak sureti ile, değer artışlar ve yıpranma payları dikkate alınarak, bina ve inşaat imalatlarının rayiç değerleri, Alaşehir … Asliye Hukuk Mahkemesinin ….Tal. sayılı dosyasında yapılan tespit ve inceleme sonucu düzenlenmiş bulunan 09.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespit ve değerlendirmeler de dikkate alınarak, İnşaat Mühendisi …. tarafından; İnşaat işleri olarak tanımlanan listenin incelenmesi sonucunda, tespite konu imalatların market, satış binası, tonoz, saha betonu ve yıkama işlerinin yapıldığı sundurma duran varlık olarak tespit edildiği belirtilerek, yapılan incelemede; Saha betonu : 3.000,00 m2 x 35,00 TL / m2 = 105.000,00 TL, Yıkama alanı sundurması: 100,00 m2 x 250,00 TL / m2 = 25.000,00 TL –Tonoz : 75,00 m2 x 180,00 TL/m2 = 13.500,00 TL,Satış binası ve market: 145,00 m2 x 450,00 TL / m2 – 65.250,00 TL -Duran varlıklar toplamı = 208.750,00 TL olduğu, ancak alınan mahalli birim rayiç değerler dikkate alındığında, bu tutardan yıpranma düşülmediği, toplam değerden % 5 oranında yıpranma düşülmesi gerektiği anlaşılmış olup, buna göre, bina ve inşaat işlerinin rayiç değerinin; (208.750,00 TL x % 5) = 198.312,50 TL olması gerektiği tespit edilmiştir. Buna göre bina ve inşaat imalatlarının rayiç değerleri toplamı; toplam alış bedelinin 368.899,03 TL; rayiç değerinin ise 200.562,50 Tl olduğu hesap ve tespit edilmiştir. Mekanik Yönden yapılan incelemelerde ise, dosyada mevcut belgeler üzerinden bilirkişi Prof. Dr. …. tarafından yapılan inceleme sonucu , Alaşehir … Asliye Hukuk Mahkemesinin, 08.04.2013 tarih ve… Tal. Dosya numaralı Bilirkişi Raporunda, Makina ve teçhizatların, 01/04/2013 Keşif tarihi itibarı ile, toplam bedeli, 118.000,-TL olarak takdir edildiğini, 18/07/2012 tarihli dava dilekçesinde verilen değerler esas alınmak sureti ile, değer artışlar ve yıpranma payları dikkate alınarak Makina ve Teçhizatlar ve Dava tarihi itibarı ile, alış bedelinin toplam 233.892,20 TL rayiç değerinin, 177.500,-TL olduğunu, bu tespitler sonucunda, inşaat ve mekanik yönden yapılan yatırımların rayiç değerleri toplamı; 177.500TL + 200.562,50 TL = 378.062,50 TL olarak hesap ve tespit edilmiş olup, davacı 379.366,81 TL + KDV talep ettiğini, mali yönden yapılan inceleme de ise; 10.04.2012-11.04.2022 döneminde kullanılmayan Nominal İntifa Bedeli Tutarının Hesaplanmasının, Kullanılabilecek İntifa Gün Sayısı: 11.04.2022 = 5.479 gün, Kullanılmayan İntifa Gün Sayısı: 10.04.2012-11.04.2022= 3.653 gün, İtfası Gereken Günlük İntifa Tutarı: 17.700: 5.479 = 3,23 TL, Kullanılmayan Güne İsabet Eden Nominal İntifa Tutarı:3,23 TL x 3.653 gün = 11.801,08 TL ve 11.4.2007 tarihli (15) yıl süreli intifa sözleşmesinin (10.04.2012-11.04.2022) kullanılmayan süresine isabet eden nominal intifa tutarı aşağıdaki şekilde 11.801,08 TL olarak hesaplanmış ise de, güncelleştirme işlemi taleple bağlılık ilkesi gereği 10.332,83 TL üzerinden yapılmıştır. 10.04.2012-11.04.2022 Döneminde Kullanılmayan Nominal İntifa Bedeli’nin Güncelleştirilmiş Tutarının Hesaplanmasının ise, denkleştirici Adalet İlkesi gereği (11) adet mali ve iktisadi göstergeye göre 10.332,83 TL tutarındaki Güncelleştirilmiş İntifa Tutarı aşağıdaki şekilde ortalama 7.618,52 TL getirisine göre toplam (10.332,83 + 7.618,52 =) 17.951,35 TL olarak hesaplanmıştır: İşlemiş Faiz Tutarının Hesaplanmasında; davacının 10.04.2012 t. itibariyle mevcut 17.951,35 TL tutarındaki asıl alacağına istinaden dava tarihi (18.07.2012) arasındaki dönem için TCMB Kısa Süreli Krediler Reeskont (avans) faiz oranlarının kademeli olarak tatbiki suretiyle aşağıda hesaplanan 846,41 TL işlemiş faizi ile birlikte davalıdan (17.951,35 + 846,41 =) 18.797,76 TL tutarında alacak talebinde bulunabileceği, anlaşılmıştır. Değerlendirme; Davacı, davalı şirket ile 06.08.2010 t. Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, buna göre; “…Manisa İli, Alaşehir İlçesi, Kurtuluş Mahallesi, Azmak Mevkiinde kain ve….Tapu Sicil Memurluğunda … pafta, 16 ada, … parsel, … Cilt,….sahife numarası kayıtlı akaryakıt istasyonu ve müştemilatının işletmeciliği ve bayiliğinin…” davalı şirkete verildiğini, 11.4.2007 tarihinden itibaren 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, bu gayrimenkulün intifa tesisinden sonra, intifa yüklü olarak satış işlemi neticesinde, 17.06.2010 tarihinde, davalı… Ltd. Şti. adma tapuda tescil edildiğini, ancak bu sözleşmelerin akdedilip yürürlüğe girmesinden sonra Rekabet Kurulunun 5.3.2009 tarih ve 09 – 09 / 187 – 56 ve 09 – 09 / 187 – 57 sayılı kararlarının yürürlüğe girdiğini belirterek, Bayilik ve intifa ilişkisinin davalı tarafından Rekabet Kurul kararı neticesinde yenilenmeyerek feshedilmesi nedeniyle, Hukuki temelden yoksun hale gelmiş bulunan, 10.332,83 TL bakiye intifa bedelinin, KDV’siyle ve ödeme tarihinden itibaren işlemiş / işleyecek avans faiziyle birlikte, Hukuki temelden yoksun hale gelmiş bulunan, 379.366,81 TL bakiye duran varlık – inşaat bedelinin, KDV’siyle ve harcama tarihlerinden itibaren işlemiş / işleyecek avans faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı, sözleşmelerin süresinden önce sona ermesi nedeniyle, bu tarihten sonrası için bakiye yıla ait fazladan harcanan 379.366,81 TL bakiye duran varlık – inşaat bedelinin KDV’siyle ve harcama tarihlerinden itibaren işlemiş / işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkiline iadesi gerektiğini belirtmiştir: İntifa Hakkının Kullanılmayan Kısmına Ait Bedelin İadesi: Medeni Kanununun 796 ve 797. maddeleri hükmünce intifa hakkı konusunun yok olması, taşınmaz ise tescilinin terkini, yasal intifa hakkı sebebinin ortadan kalkması, sürenin dolması, hak sahibi olan gerçek veya tüzel kişinin intifa hakkından vazgeçmesi veya hak sahibinin ölümü üzerine sona erer. Davacı taraflar arasındaki sözleşmenin Rekabet Kurulu kararı ile geçersiz kılındığını beyan ile yasal zemini ortadan kalkan intifa hakkının tesisi için ödediği bedelin kalan süreye nispetle iadesini istemektedir. Taraflar arasında akdedilen anlaşma niteliği gereği 4054 sayılı kanuna tabidir. 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinde “belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar” yasaklanmıştır. Aynı kanunun 5. maddesinde de işte bu yasakla ilgili muafiyet düzenlenmiştir. 2002/2 sayılı Tebliğ’in 5 (a) maddesinde yer alan “alıcıya getirilen belirsiz süreli veya süresi beş yılı aşan rekabet etmeme yükümlülüğü içeren dikey anlaşmaların Tebliğ ile tanınan muafiyetten yararlanamayacağı” hükmü akaryakıt sektörü bakımından da uygulanmaktadır. Rekabet kurulunun yayınlanan tebliğ ve/veya görüşlerinde intifa hakkı ve rekabet etmeme yükümüne ilişkin olarak getirdiği düzenlemenin yasal gerekçesi esasen şu şekildedir. Akaryakıt piyasasında sağlayıcı (petrol şirketleri ) ile dağıtıcı (bayiler)
arasında genellikle 5 yıllık sözleşmeler akdedilirken bu sözleşmenin ekinde ayrıca 5 yıl veya sıklıkla karşılaşıldığı üzere daha uzun (10 veya 15 yıl) süreli intifa hakkı tesisi de yapılmaktadır. Kanunen bayilik sözleşmesi ancak 5 yıllık süre için akdedilirken intifa hakkı tesisi daha uzun süre ile akdedilmektedir. Mevcut bu uygulamanın dağıtıcı bayiye (sağlayıcı şirkete intifa hakkı tanımış olması nedeniyle) özgür şartlar altında hareket etme imkânı bırakmadığı değerlendirildiğinden rekabet kurumu bu şekilde bir düzenleme yapmıştır. Danıştay kararlarına da yansıyan bu uygulamada Danıştay herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğini ifade etmiştir. Karar şu şekildedir. ” Tebliğ’in 5. maddesinin (a) bendi ile rekabet yasağı içeren dikey anlaşmaların süresinin, belirsiz süreli veya beş yılı aşması halinde bu tür sözleşmelere grup muafiyetinin uygulanmayacağı kurala bağlanmış bulunmaktadır. Ancak, akaryakıt sektöründe yer alan dikey anlaşmaların rekabet hukuku çerçevesinde sorunlu hale gelmesindeki en önemli unsur, uzun süreli anlaşmalar ve bu sürelere ilişkin mülk sahibi bayiden alınan kira/intifa hakları oluşturmaktadır. Özellikle rekabet etmeme yükümlülüğünün süresinin tespiti ve bu tespitin sözleşmenin süresine bağlı olması, işletme ve kira sözleşmesinin arasındaki bağlantının ortaya konulmasını gerektirmektedir. Yargı kararında gerekçe haline gelen bu durumu dikkate alan Rekabet Kurulu tarafından bayilik sözleşmeleriyle bu sözleşmeye süre yönünden etkisi bulunabilen intifa hakkı, kira sözleşmesi ve kredi sözleşmesi gibi sözleşmeleri birlikte değerlendirerek, bayi ile dağıtıcı arasında kurulacak ilişkinin sektörü rekabete kapama etkisinin ortadan kaldırılması ve her beş yılda bir bayinin başka bir dağıtıcıyla çalışabilmesi amacıyla rekabetin tesisine yönelik olarak alındığı anlaşılan Kurul kararlarında ve bu kararların sektörde faaliyette bulunan teşebbüslere duyurulmasına yönelik işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. (13. DAİRE E. 2009/5164 K. 2010/5457 T. 28.6.2010) Kurul içtihatlarına göre, 18.09.2005 yılından önce yapılan ve kesintiye uğramaksızın süre gelen dikey ilişkiler kural olarak 18.09.2010 tarihine kadar geçerlidir. Rekabet kurulu kararma göre; 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan anlaşmalar 5 yıl süre ile muafiyetten yararlanabilecektir. Taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesinin başlangıç tarihi (09.07.2010) süresi ise (5) yıldır. Buna göre de sözleşme esasen 09.07.2010 tarihinden itibaren sözleşme süresi olan (5) yıl boyunca muafiyetten yararlanabilecek durumdadır. Dolayısı ile her şeyden önce davacının sözleşmenin uygulanmasının fiilen olanaksız hale geldiği iddiası yerinde değildir. Zira taraflar arasında akdedilen sözleşme 09.07.2015 tarihine kadar muafiyetten yararlanabilecektir. Ancak somut olayda davalı sözleşmenin 10.04.2012 tarihi itibariyle fesh ettiğini 6.3.2012 tarihinde davacıya bildirmiştir. Fesih sürekli bir borç ilişkisini ileriye etkili bir şekilde sona erdiren, bozucu yenilik doğuran bir hak olarak kabul edilmektedir. Feshi ihbar (feshin ihbarı, bildirilmesi) ise, yenilik doğuran, tek taraflı ve karşı tarafa ulaşması gereken bir irade beyanıdır. Somut olayda olduğu gibi olağan fesihte sözleşme ilişkisi, fesih beyanının muhataba ulaşması üzerine ortadan kalkar ve her zaman, geçmişe değil, ileriye etkili sonuçlar doğurur. buna göre taraflar arasındaki sözleşme 10.04.2012 tarihinde münfesih olmuştur. sözleşmenin sona ermesinin nedeni de yasal düzenleme değil davalının fesih hakkını kullanmış olmasıdır. Bu durumda önceden mevcut geçerli bir sebebin sonradan ortadan kalkması durumu söz konusudur. Kazandırmanın yapıldığı anda geçerli bir sebep bulunmakla birlikte bu sebep sonradan ortadan kalktığında sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade istenebilir. Bu durumda davacı sebepsiz hale gelen sözleşme nedeniyle ödediği meblağdan varsa bakiye alacağım talep edebilir ancak öncelikle kendisi de aldıklarını iade etmek durumundadır. Eş deyişle davacı evvelemirde tapuda mevcut intifa hakkının terkinini temin edecek (alınanın iadesi) ve bilahare davalıdan onun aldığını iade etmesini talep edebilecektir. Kısaca davacı kendi edimini yerine getirmeden davalıdan edimini yerine getirmesini isteyemez. Bu açıklamalar uyarınca davacının tapuda mevcut intifa hakkının terkinini temin etmesinden sonra ödediği meblağın iadesini talep edebileceği ancak iadede esas alınacak tarihin sözleşmenin sona erdiği 10.04.2012 tarihi olacağı değerlendirilmiştir. Davacının dava konusu …-İnşaat harcamalarına ilişkin taleplerinin değerlendirilmesi: Somut olayda davacı taraf 15 yıl olarak yapılan intifa hakkına güvenerek söz konusu gayrimenkule yatırım yaptığını ancak (5). yılın sonunda intifa hakkını terkin etmek zorunda kaldığı için yaptığı fazla harcamayı sebepsiz zenginleşme uyarınca geri istediğini bildirmektedir. a. Sebepsiz zenginleşme bir kimsenin malvarlığından geçerli bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin malvarlığına kayma olmasıdır. TBK.md.77/1 (818 s.lı BK. m. 61/ 1) uyarınca “haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü” tutulmuştur. Sebepsiz zenginleşmeden bahsedebilmek için aşağıdaki koşulların varlığı aranmıştır: (aa). Bir kimsenin malvarlığında meydana gelen bir artış. Bu artış aktifin artması ya da pasifin azalması şeklinde fiili bir artış olabileceği gibi malvarlığında azalmanında önlenmesi olabilir. (ab). Diğer bir kimsenin malvarlığında meydana gelen azalma. (ac).Malvarlıklarındaki artış ile azalış arasında bir illiyet bağı. Başka bir ifadeyle bir kimsenin fakirleşmesinin sonucu bir diğer kimse zenginleşmiş olmalıdır. (ad).Meydana gelen zenginleşme ve fakirleşmenin herhangi bir geçerli sebebi bulunmamalıdır. Geçerli sebebin bulunmaması; sebebin geçersiz olması, hukuki sebebin gerçekleşmemesi, hukuki sebebin sonradan ortadan kalkması şeklinde gerçekleşebilir. Taraflar arasında normalde 15 yıl sürmesi planlanan ilişki daha erken bir tarihte son bulmuştur. Sebepsiz zenginleşmenin yukarda açıklanan şartları nazara alındığında somut olayda tarafların malvarlıklarında meydana gelen bir artış ve buna bağlı bir azalma söz konusudur, başta var olan ancak sonradan ortadan kalkan bir hukuki ilişki sebebiyle meydana gelen bir durum söz konusu olduğu için de takdir tamamen sayın mahkemenizde olmakla birlikte somut olayda sebepsiz zenginleşmenin tüm unsurlarının bulunduğu değerlendirilebilecektir. Sebepsiz zenginleşmenin uygulanabilirliği kabul edildikten sonra iade borcunun kapsamının da belirlenmesi gerekmektedir. Türk Borçlar Kanunu md 80/1’de (818 s.lı BK. m. 69 /l) iyi niyetli zenginleşenin iade borcunun kapsamı şu şekilde belirtilmiştir: İyi niyetli zenginleşen geri isteme zamanında elinde kalanı vermekle yükümlüdür. Ancak o malı elinden çıkartmış ve karşılığında bir bedel almışsa bu bedeli veya o şeyi tüketirken bu sayede bir masraftan kurtulmuşsa kaim değer veya yapılmayan masraf iade borcunun kapsamına dâhil olur. İyi niyetli zenginleşen söz konusu mal için yapmış olduğu zorunlu (bir malın muhafazası ve işlevini sürdürebilmesi için yapılan giderler) ve yararlı giderleri (malın değerini ve verimliliğin arttıran giderler) geri isteyebilir (TBK 80/1). İyi niyetli zenginleşen lüks masrafları isteyemez ancak lüks masraf yapılarak mala bir şey eklenmişse zenginleşen bu parçayı iadeden önce söküp alabilir. Ancak alacaklı bu parçanın bedelini Ödemeyi önerirse bu parçayı zenginleşen söküp alamaz(TBK 80/3). Kötü niyetli zenginleşenin iade borcunun kapsamı ise TBK md 80/2’de, “Zenginleşen iyiniyetli değilse, zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilir” olarak belirtilmiştir. Öte taraftan, bilindiği üzere, MK md 801’de intifa hakkı sahibinin intifa konusu taşınmaza yaptığı gider, ekleme ve yenilemeler için özel bir düzenleme ihdas edilmiştir: “İntifa hakkı sahibi, yükümlü olmadığı halde yaptığı giderler, yenilemeler ve eklemeler için, hak sona erdiğinde, vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca tazminat isteyebilir.” Bu hükümden hareketle intifa hakkı sahibinin yükümlü olmadığı halde yaptığı giderler için vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca tazminat talebinde bulunabileceği açıkça belirtilmişse de intifa sözleşmesinin bayilik sözleşmesi ile ilişki içinde olduğu ve yapılan yatırımların bayilik sözleşmesinin ifası bağlamında yapıldığı da unutulmamalıdır. Sözleşme devam etmesi gereken süre kadar devam etmediğinden bu yapılan yatırımların bayilik sözleşmesi bakımından sebepsiz zenginleşme yaratacağı kabul edilmelidir. Davaya konu huzurdaki olayda davacı intifa hakkı sahibi olarak ancak bayilik sözleşmesinin ifası bağlamında söz konusu gayrimenkul üzerinde bir takım yatırımlar yapmış, intifa hakkını terkin ettirmeden önce de yaptığı yatırımların bedelinin iadesini istemiştir. Değerlendirme: 11.04.2007 tarihinden geçerli olmak üzere 15 yıl süreli intifa hakkı akdedildiği görülmektedir. Dava dosyasına sunulu belgeler incelediğinde, İntifa Hakkı’nın normal süresi sonu olan 11.04.2022 tarihinde sona ermesi gerektiği fakat 10.4.2012 tarihinde sona erdiği görülmektedir. Bu nedenle İntifa Bedeli olarak ödenen tutarların bu şekilde hesaplamaya dahil edilmesi gerekmektedir. Öte yandan davacı tarafından, ticari faaliyetin (akaryakıt satışlarının) geliştirilmesi için, akaryakıt istasyonunda 15 yıl süre boyunca davacı markası altında akaryakıt satışı yapılacağı inancı ile mütemmim cüz niteliğindeki kalıcı yatırımların yapıldığı, beyan edilmiştir. Mezkur …-İnşaat yatırımları dava dışı … Ltd. şti. ile aralarında münakit 16.01.2008 tarihli Ariyet Sözleşmesi kapsamında davacı tarafından dava dışı …Ltd. şti. ne teslim edilmiş ve davacı ile dava dışı şirket arasındaki Bayilik Sözleşmesi davacının …Ltd. Şti.ne İstanbul (…). Noterliği kanalıyla gönderdiği 30.03… yev. nolu ihbarname ile feshedilmiştir. Fesih tarihinden itibaren (1) yıl (3) ay (9) gün geçtikten sonra davacı ile (1). davalı şirket arasında 09.07.2010 da (5) yıl süreli Bayilik Sözleşmesi akdedilmiştir. Ancak, davacı tarafmdan dava konusu makine, tesis, teçhizat ve inşaatın teslim edildiğini gösteren (1). davalı imzasını havi ne bir Ariyet Sözleşmesi ne de teslim-tesellüm belgesinin dosyaya ibraz edilmediği, davacı ile davalı arasında münakit 09.07.2010 t. Bayilik Sözleşmesinin (1). maddesinde mevcut “Akaryakıt İstasyonu ve Müştemilatının İşletmeciliği ve bayiliği iş bu sözleşme ile BAYİ’ye verilmiştir” şeklindeki düzenlemenin ise hukuken Ariyet Sözleşmesi niteliği taşımadığı, anlaşılmıştır. Bu durumda sözleşme ile bir iade yükümlülüğüne girmeyen ve sözleşmeye binaen kendisinin bayilik zamanında bir tesisat yapıldığı ispat edilmeyen 1. Davalıdan talepte bulunulmasının mümkün olmaması gerekir. Davacının , …Ürünleri Ltd. şti. aleyhine İstanbul (…) ATM E…. sayılı dosyasından 13.05.2009 tarihinde açmış olduğu İstirdat Davasında, mahkemenin 22.02.2010/K.2010-61 sayılı ilamı ile, davacının 16.1.2008 tarihli Ariyet Sözleşmesi ve 16.01.2008 t. Teslim-Tesellüm belgesine istinaden … Ltd. şti..ne Ariyet olarak vermiş bulunduğu menkullerin davalı … Ltd. Şirketinden alınarak davacı şirkete verilmesine karar verildiği, 22.02.2010 gün ve … sayılı gerekçeli mezkur mahkeme kararının 12.03.2010 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, ancak mahkeme kararının infaz edilip edilmediğinin derdest dosya münderecatından belli olmadığı, görülmüştür. Öte yandan, emsal niteliğini haiz İstanbul (…). Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E… K… sayılı dava dosyasında verilen kararın gerekçesinde “ “… dava tarihi itibariyle hem intifa hem de bayilik sözleşmesi halen yürürlükte ve geçerli olduğu gibi üzerinde intifa tesis edilen ve işletme sözleşmesi gereğince davacının bayisi tarafından petrol istasyonu olarak kullanılmakta olan gayrimenkul üzerine davacı tarafça yapıldığı bildirilen kalıcı teknik yatırımların işletme sözleşmesinin bir gereği olarak süresine bakılmaksızın yapılması gereken yatırımlar olduğu, Zira sözleşmenin ifa edilebilmesi için her halükarda bu kalıcı teknik yatırımların davacı tarafça yapılmasının gerektiği…” gerekçeleriyle yerinde olmayan davanın reddine karar verildiği, Yüksek Yargıtay 19. H.D. 2011/11791 Esas, 2012/5717 Karar 05.04.2012 günlü kararı ile de İstanbul (…). ATM’nin mezkur kararının onandığı, anlaşılmıştır. Diğer yandan belirtmek gerekir ki, intifa bedeli intifa hakkını kuran …’ya değil , sahibi olduğu dava dışı şirkete ödenmiştir. Anılan nedenlerden ötürü, davacı tarafından (15) yıllık intifa hakkı karşılığı olarak dava dışı şirkete ödenen 17.700 TL’nin, davacı tarafından (2). davalıya borç olarak verilmiş bir bedel olmadığı, (1). davalının, taşınmazı üzerindeki İntifa Hakkı yükümlülüğü ile birlikte (2). davalıdan değil dava dışı …’den 09.07.2010 t. Bayilik Sözleşmesi öncesinde (17.06.2010) satın aldığı, bu sebeple davacının intifa hakkının kullanılmayan süresine isabet eden 10.332,83 TL tutarında nominal kısmının intifa bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile değil Raporu (D) bölümünde fesih tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesine göre yapılan hesaplama kapsamında dava dışı şirket tarafından davacıya iadesi gerektiği düşünülmektedir. Eğer Mahkeme dava dışı şirketin ortağı olan (1) Nolu Davalının bu bedeli ödemesi gerektiğine karar verilirse bu hesaplama yapılmıştır. Buna karşılık davacı tarafından …-İnşaat harcamalarının iadesinin talep edilemeyeceği, sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak; Dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi görüşü: Davacının, intifa hakkını 1. Davalıdan almasına karşılık intifa bedelini dava dışı şirkete ödediği, eğer Sayın Mahkemenin 1. Davalıdan bu bedelin talep edileceğine karar vermesi halinde Davacının tapuda mevcut intifa hakkını terkin etmesi koşuluyla (1). davalıdan denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan İntifa Hakkının kullanılmamış kısmı için 17.951,35 TL (asıl), 846,41 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 18.797,76 TL tutarında alacak talebinde bulunabileceği, Davacının, bu durumda dava tarihinden itibaren İntifa Hakkının kullanılmayan kısmına ait 17.951,35 TL tutarındaki asıl alacağı üzerinden Avans faiz oranlarının kademeli olarak tatbiki suretiyle hesaplanacak ticari faizini de (1). davalıdan ayrıca talep edebileceği, Davacının, taşınmaz üzerinde İntifa Hakkı tesis eden malik olmayan (2). davalıdan İntifa Hakkının kullanılmayan kısmı için herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı, Ariyeten teslimleri ispata muhtaç olmakla davacının 379.366,81 TL tutarında … ve İnşaat bedelinden dolayı (1). ve (2). davalıdan alacak talebinde bulunamayacağı, yolunda oluşmuştur.” Şeklinde mütalaa ve beyanda bulunmuşlardır.
Mahkememizin 3.4.2014 tarihli ara kararı ile, “İtirazların karşılanması ve sabit yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı, değer katmakta ise anılı değerin tespiti ayrıca dosya kapsamınca davalıların taşınmazda aynı yönde ticari faaliyette bulunup bulunmadıklarının belirlenmesi açısından bilirkişilerden ek rapor alınması istenmiş, bilirkişilerden alınan 06.5.2014 tarihli birinci ek bilirkişi heyet raporunda bilirkişiler özetle,; ” Taraf vekillerinin rapora vaki itirazları incelenerek, Dava konusu taşınmazın Manisa/… Sicil Müdürlüğünde, Alaşehir İlçesi, …Mahallesi, …Mevkiinde kain (…) ada (…) parselde kayıtlı 4.445,21 m2 yüzölçümlü bağ vasfında olduğu, taşınmazın 09.02…yev. no.lu tapu işlemi ile… Belediyesi tarafından 300.000 TL bedelle (2). davalı …’ya satıldığı, (2). davalı … tarafından 11.04.2007 tarihinde davacı şirket lehine …yev. no.lu tapu işlemi ile (15) yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği, taşınmazın, taşınmaz maliki (2). davalı … tarafından 30.10… yev. no.lu tapu işlemi ile, üzerindeki tüm takyidatları ile birlikte (15 yıllık intifa hakkı dahil) davadışı …Ltd. Şirketine 78.000 TL bedelle satıldığı, taşınmazın maliki dava dışı… Ltd. Şti.nin 21.04.2010/5029 yev. nolu tapu işlemi ile taşınmazı üzerindeki tüm takyidatları ile birlikte (15 yıllık intifa hakkı dahil) davadışı …’e 165.000 TL bedelle sattığı, dava dışı taşınmaz maliki…’in …yev. nolu tapu işlemi ile taşınmazı üzerindeki tüm takyidatları ile birlikte (15 yıllık intifa hakkı dahil) (1). davalı şirkete 170.000 TL bedelle sattığı, davacı şirketin … yev. nolu tapu işlemi ile (15) yıl süre ile (2). davalı tarafından lehine tesis edilen intifa hakkını…sayılı tapu işlemi ile terkin ettiği, (1). davalı şirket tarafından 24.05.2012/… yev. nolu tapu işlemi ile dava dışı… A.Ş. lehine 24.05.2012 tarihinden başlamak üzere (5) yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği,… Tapu Sicil Müdürlüğü’nün dava dosyasına sunulu …sayılı yazısı ekindeki belgelerle sabit bulunmakla, taraf vekillerinin Kök Raporun aksine İntifa Hakkının terkin edildiğine dair itirazlarının yerinde olduğu, anlaşılmıştır. … İnşaat Bedelinin Tespiti: Davacı vekili, 03.03.2014 h. tarihli dilekçesinde Kök Raporda, “… inşaat bedelinin tespit edilmediğini” öne sürmekte ise de, 03.02.2014 h. tarihli Kök Raporda 18.7.2012 tarihli dava dilekçesine ekli olan deliller esas alınmak sureti ile, değer artışları ve yıpranma payları dikkate alınarak, bina ve inşaat imalatlarının rayiç değerleri, Alaşehir (…). Asliye Hukuk Mahkemesinin … Tal. sayılı dosyasında yapılan tespit ve inceleme sonucu düzenlenmiş bulunan 09.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespit ve değerlendirmeler de dikkate alınarak, İnşaat Mühendisi …tarafından İnşaat işleri olarak tanımlanan listenin incelenmesi sonucunda, tespite konu imalatların; Market, satış binası, tonoz, saha betonu ve yıkama işlerinin yapıldığı sundurmanın duran varlık yatırımı olarak tespit edildiği gibi, duran varlıklar
toplamının 208.750,00 TL olduğu, Ancak alınan mahalli birim rayiç değerler dikkate alındığında, bu tutardan yıpranma düşülmediği, toplam değerden % 5 oranında yıpranma düşülmesi gerekmekle, bina ve inşaat işlerinin rayiç değerinin; 208.750,00 TL – (208.750,00 TL x % 5) = 198.312,50 TL olması gerektiği, buna göre bina ve inşaat imalatlarının rayiç değerleri toplamının 200.562,50 TL olarak, hesap ve tespit edilmiş olmakla, davacı vekilinin Kök Rapora “Bakiye İnşaat Bedelinin tespit edilmediğine” dair itirazlarının yerinde olmadığı, Yapıları sabit kıymet yatırımlarının ise taşınmaza değer kattığı, anlaşılmıştır. Davalıların Taşınmazda Aynı Yönde Ticari Faaliyette Bulunup Bulunmadıkları: 1 nolu davalı şirketin, Manisa/Alaşehir Kurtuluş Mahallesi Azmak Mevkiinde kain tapu kaydına göre bağ vasıflı fiilen Petrol İstasyonu olarak kullanılan yerde Akaryakıt alım/satımı yaparak ticari faaliyette bulunmakta olduğu, Alaşehir (…). AHM Tal. … sayılı dosyaya sunulu İnşaat Mühendisi… imzalı 09.04.2013 t. Teknik Bilirkişi Raporu ile sabittir. 2 nolu davalı …’nın ise, dava konusu taşınmazda şahsen akaryakıt alım/satımı yaparak ticari faaliyette bulunduğunu gösteren herhangi bir bilgi ve belgenin dava dosyasında mevcut bulunmadığı, anlaşılmıştır. İntifa Bedelinin kimden isteneceği: İntifa bedelinin talep edilmesinin nedeni kullanılmayan süreye ait olması itibariyle bedel alan malik nezdinde zenginleşme teşkil etmesidir. Bu nedenle intifanın ayni hak olması, herkese karşı ileri sürülmesi değil, zenginleşenin kim olduğu önemlidir. Çünkü söz konusu dava sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davasıdır. İntifa bedelinin Şirkete ödendiği sabit olduğundan 2 nolu davalı … tarafından 11.04.2007 tarihinde davacı şirket lehine 11.04.2007/3318 yev. no.lu tapu işlemi ile (15) yıl süreli intifa hakkı tesis edilmiştir. Taşınmazın, taşınmaz maliki (2). davalı … tarafından … yev. no.lu tapu işlemi ile, üzerindeki tüm takyidatları ile birlikte (15 yıllık intifa hakkı dahil) dava dışı … Ltd. ŞTİ.ne satılmış, bilahare de Taşınmazın maliki davadışı … Ltd. Şti.nin …yev. nolu tapu işlemi ile taşınmazı üzerindeki tüm takyidatları ile birlikte (15 yıllık intifa hakkı dahil) davadışı …’e satılmıştır. Dava dışı taşınmaz maliki…’ in 17.06…. yev. nolu tapu işlemi ile taşınmazı üzerindeki tüm takyidatları ile birlikte (15 yıllık intifa hakkı dahil) (1). davalı şirkete 170.000 TL bedelle satmıştır. Davacı şirketin 11.04.2007/… yev. nolu tapu işlemi ile (15) yıl süre ile (2). davalı tarafından lehine tesis edilen intifa hakkını 24.05…. sayılı tapu işlemi ile terkin etmiştir. Yine kök rapordaki tespitler çerçevesinde Davacınm, …Şubesi kanalıyla 14.10…. Muhasebe İşlem dekontu ile taşınmaz maliki …’nın sahibi bulunduğu davadışı …Ltd. Şti. hesabına (15.000 TL) intifa bedeli + (2.700 TL) KDV olmak üzere toplam 17.700 TL yatırdığı, davacının 2007 yılına ait mübrez ticari defter kayıtları ile sabittir. Bu hususa bağlanmış Kök Raporda ise, Diğer yandan belirtelim ki, intifa bedeli intifa hakkını kuran …’ya değil, sahibi olduğu dava dışı şirkete ödenmiştir. Anılan nedenlerden ötürü, davacı tarafından (15) yıllık intifa hakkı karşılığı olarak dava dışı şirkete ödenen 17.700 TL’nin, davacı tarafından (2). davalıya borç olarak verilmiş bir bedel olmadığı, (1). davalının, taşınmazı üzerindeki İntifa Hakkı yükümlülüğü ile birlikte (2). davalıdan değil dava dışı… ‘den 09.07.2010 t. Bayilik Sözleşmesi öncesinde (17.06.2010) satın aldığı, bu sebeple davacının intifa hakkının kullanılmayan süresine isabet eden 10.332,83 TL tutarında nominal kısmının intifa bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile değil Raporumuzun (D) bölümünde fesih tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesine göre yapılan hesaplama kapsamında dava dışı şirket tarafından davacıya iadesi gerektiği düşünülmektedir”. (2.) Davalı …’nın bu ödemeye onay verdiği anlaşıldığından takdir Mahkemede olmak üzere bu bedel ondan da talep edilebilmelidir. Çünkü intifa hakkı zamanından evvel sona ermekle Davacı aleyhine zenginleşme ancak … ve bu bedelin kendisine ödenmesinin hukuki sebebine bağlı olarak dava dışı …Ltd. Şti için söz konusudur. Davacının iddia ettiği gibi intifa hakkının herkese karşı ileri sürülmesi intifa bedelinin bu bedeli tahsil etmemiş taşınmaz malikinden ya da hali hazır bayiden istenmesine neden olamaz. Sebepsiz Zenginleşme kurumundan doğan talep şahsi bir taleptir. Bu nedenle bu bedelin (1) nolu davalıdan talep edileceğine ilişkin görüşümüz ancak Mahkemenin bu ihtimali kabul etmesi halinde hesaplama yapılması bakımından belirtilmiş görüştür. Davacının aşağıdaki ifadeleri de bu görüşün gereği olmak zorundadır: İntifaya ilişkin borç ilişkisi, eşyaya bağlı borç olup, intifa yüküyle birlikte taşınmaza malik olan kişi, kendi mülkiyeti sırasında doğacak borçla yükümlüdür. Her ne kadar iade borcu daha sonra ortaya çıkmış ise de bu borcun doğma nedeni intifa hakkının belli bir süre ile başlangıçta kurulması ve bedelin de tüm süre için peşin ödenmiş olmasıdır. Dolayısıyla iade borcu da bu başlangıçtaki ödemeye bağlı olarak doğmaktadır. Heyetimiz (1) nolu davalıdan istenemeyeceği görüşünü korumaktadır. Ancak bedelin 2 nolu davalının onayı ile dava dışı şirkete verildiğinden hareketle, zenginleşmenin bu şahıs bakımından da geçerli sayılabileceği takdirin Mahkemede olmak üzere intifa hakkını kuran …’dan bu bedelin istenebileceğini Mahkemenin görüşlerine arz etmektedir. Bu nedenle rapordaki aksi yönde belirtilen görüşün doğru olmadığı kanaatindeyiz. Yatırım Bedelinin kimden talep edileceği: Yatırım bedeli talebi de sebepsiz zenginleşme esasına dayanmaktadır. Davacı bayilik ilişkisinin devam edeceği kanaati ile taşınmaza bir takım yatırımlar yapmış ancak taşınmaz el değiştirdiği gibi bayilik ilişkisi de sona ermiştir. Taşınmazın hali hazır maliki bu yatırımlar nedeniyle taşınmazına ek değer katıldığı oranda zenginleşmiş sayılmaktadır. Dava dışı taşınmaz maliki …in 17.06…. yev. nolu tapu işlemi ile taşınmazı üzerindeki tüm takyidatları ile birlikte (15 yıllık intifa hakkı dahil) bir nolu davalı şirkete 170.000 TL bedelle sattığı sabit olduğundan bu bedelin (1) nolu davalıdan istenebileceği düşünülebilir. Ancak taşınmaz satım işlemi ile davalıya geçtiğinden satım bedeli içinde bu değerlerin de olduğu kuşkusuzdur. Dolayısıyla kök raporumuzda belirttiğimiz gibi gerek (1) nolu gerekse (2) nolu Davalı bakımından yapılmış yatırımlar bakımından bir zenginleşme yaratılmadığından talep edilemeyeceği yönündeki görüşümüz korunmaktadır. Ancak davacı şirketin dava dışı …’den 2010 yılında taşınmazı de 170.000 TL satış bedeli karşılığına aldığı ve bayi olarak işe devam ettiği de sabittir. Bu satış bedelinin içinde söz konusu duran varlığın da değerlendirilip değerlendirilmediği sorgulanabilir. Ne var ki davacı ile olan sözleşmede bu konuda bir açıklık olmadığı için ödediği satış bedelinin bu bedeli kapsamayıp bu yatırımın kendisini zenginleştirdiği söylenememektedir. Sonuç itibariyle, dava dosyası üzerinde yapılan ek inceleme sonucu bilirkişi görüşü: Davacı şirketin … yev. nolu tapu işlemi ile (15) yıl süre ile (2). davalı tarafından lehine tesis edilen intifa hakkını 24.05…. sayılı tapu işlemi ile terkin ettiği, davacının, kullanılamayan süreye ilişkin intifa bedelini zenginleşen (1) nolu davalı olmadığı için ondan talep edemeyeceği; bedelin (2) nolu davalının onayı ile dava dışı şirkete verildiğinden harekede, zenginleşmenin bu şahıs bakımından da geçerli sayılabileceği, bu nedenle takdir Mahkemede olmak üzere intifa hakkını kuran …’dan da kullanılamayan intifa süresi bedelinin istenebileceğinin Mahkemenin takdirine arz edildiği, bu konudaki davacı itirazları haklı bulunarak rapordaki aksi yönde görüşün doğru olmadığı sonucuna varıldığı; bu bağlamda (2). davalıdan denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan İntifa Hakkının kullanılmamış kısmı için 17.951,35 TL (asıl), 846,41 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 18.797,76 TL tutarında alacak talebinde bulunabileceği, Davacının, bu durumda dava tarihinden itibaren İntifa Hakkının kullanılmayan kısmına ait 17.951,35 TL tutarındaki asıl alacağı üzerinden Avans faiz oranlarının kademeli olarak tatbiki suretiyle hesaplanacak ticari faizini de (2). davalıdan ayrıca talep edebileceği, davacı ile aktedilmiş sözleşmede bu hususta hüküm bulunmadığından, 379.366,81 TL tutarında… ve İnşaat bedelinden dolayı bir nolu davalıdan alacak talebinde bulunamayacağı yönündeki görüşün korunduğu, iki nolu davalının da bu bedeller nedeniyle zenginleştiği kanıtlanmadığından bu talebin ona da yöneltilemeyeceği görüşlerin de keza korunduğu, yolunda oluşmuştur.” Şeklinde mütalaa ve beyanda bulunmuşlardır.
Mahkememizin 17.06.2014 günlü ara kararı ile “Bilirkişilerden raporun inceleme bölümü 2/d bendi gereği kapsamı ve önceki ara karara uygun olarak kalıcı yatırımların taşınmaza kattığı değerin bina ve inşaat imalat bedelinden farklı olarak tespiti ve davacı tarafın rapora vaki itirazlarının karşılanması açısından yeniden ek rapor alınmasına” karar verilmesi üzerine, dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edildiği bilirkişi heyetinden alınan 14.7.2014 tarihli ikinci ek raporda bilirkişiler özetle,
“ Yatırım Bedeli İle Taşınmazın Tapudaki Alış Bedeli Arasındaki İlişkinin İrdelenmesi: Kök rapora yapılan itirazlar nedeniyle belirtmek gerekir ki bir taşınmaz üzerinde ayni hak türü olan intifa hakkı kurulması ile iki tür ilişki meydana gelir. Birincisi intifa hakkı kuran ve daha sonra taşınmazı devrettiği kişilerle intifa hakkı sahipleri arasında ayni haktan doğan yasal borç ilişkisi, bir diğeri de sadece intifa hakkı kuran malikle intifa hakkı sahibi arasında var olan sözleşmesel ilişki. İntifa hakkının yasadan kaynaklanan tüm yükümlülükleri taşınmazı devralan kişilere karşı da ileri sürülebilmektedir. Sözleşmesel ilişkinin verdiği haklar ve yetkiler ise sadece taraflar arasında ileri sürülebilmektedir. Varılan sonuçlar bu çerçevede değerlendirilmelidir. Dolayısıyla yasal borç ilişkisi kapsamında bir borç olmayan, sözleşmesel ilişkiden doğan zenginleşme miktarının bir nolu davalıdan istenememesi doğaldır. Davacı, bir nolu davalı bayi tarafından işletilmekte olan Akaryakıt İstasyonuna 602.791,23 TL tutarında nominal yatırım yaptığını, bir nolu davalı şirket ise 17.06.2010 tarihinde Akaryakıt İstasyonunu dava dışı …’den 170.000 TL bedelle satın almış olmakla, aradaki farkın bir nolu davalı şirket tarafından sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini öne sürerek, (1). Ek Rapora itiraz etmiştir. Davalı … taşınmazı … yev. no.lu tapu işlemi ile…Belediyesinden 300.000 TL bedelle satın almış olup 11.04.2007 (intifa tesis tarihi) itibariyle intifa yüklü taşınmazın maliki davalı …’dır. (Tapu kayıtlarına göre taşınmaz, 11.04.2007 (intifa tesis tarihi) ve 24.05.2012 (intifa şerhinin terkin tarihi) itibariyle 4.445,21 m2 yüzölçümlü bağ vasfındadır. ) Davalı … …yev. no.lu tapu işlemi ile taşınmaz üzerinde … lehine 500.000 TL bedelle (1). derecede yıllık %84 faizli Fekki İpotek alacaklısı tarafından bildirilinceye kadar süreli ipotek tesis ettirmiştir. Davalı … maliki bulunduğu taşınmazı … yev. no.lu tapu işlemi ile üzerindeki %84 faizli 500.000 TL tutarındaki ipotek borcu ve davacı lehine tesis edilmiş (15) yıl süreli intifa yükü ile dava dışı … Ltd. Şti.’ne 74.000 TL bedelle satmıştır. Dava dışı … Ltd. Şti.’ne 21.04….yev. no.lu tapu işlemi ile üzerindeki %84 faizli 500.000 TL tutarındaki …ipotek borcu ve davacı lehine tesis edilmiş (15) yıl süreli intifa yükü ile, dava dışı …”e 165.000 TL bedelle satmıştır. Dava dışı … 17.06…. yev. no.lu tapu işlemi ile üzerindeki %84 faizli 500.000 TL tutarındaki YKB ipotek borcu ve davacı lehine tesis edilmiş (15) yıl süreli intifa yükü ile (1). davalı şirkete 170.000 TL bedelle satmıştır. 27.06.2007 tarihinde yıllık %84 üzerinden YKB lehine tesis edilen 500.000 TL ipotek ve intifa hakkı tesis tarihi ile (27.06.2007), taşınmazın satış tarihi (17.06.2010) arasında geçen yaklaşık (3) yıllık (500.000 x 0,84 x 3 =) 1.260.000 TL tutarındaki işlemiş faizi dikkate alındığında (1). davalının taşınmaz için 17.06.2010 alış tarihi itibariyle 500.000 TL (ipotek aslı) 1.260.000 TL (işlemiş faizi) olmak üzere dava dışı satıcı …in toplam 1.760.000 TL civarındaki borcunu üstlendiği dikkate alındığında dava dışı satıcıya ödemiş olduğu 170.000 TL de dikkate alındığında taşınmazın 17.06.2010 alış tarihi itibariyle (1). davalıya alış maliyeti yaklaşık (1.760.000 + 170.000 =) 1.930.000 TL’na isabet etmekle davacının (1). Ek Rapora bu baptaki itirazlarının yerinde olmadığı, değerlendirilmiştir. Kalıcı Teknik Yatırımların Değerlendirilmesi :dosyaya sunulu 03.02.2014 t. kök bilirkişi raporunda davacının, davalı bayisinin işletmekte olduğu akaryakıt istasyonuna (46) kalem halinde yapmış olduğu teknik yatırım tutarının (nominal) toplam 233.892,20 TL, dava tarihi itibariyle rayiç değerinin ise toplam 177.500 TL olduğu, bu toplam içinde davacının Akaryakıt İstasyonuna yaptığı tutarında kanopi yatırımının rayiç değeri 70.000 TL olarak belirtilmiştir. Kanopi, akaryakıt istasyonlarında benzin pompalarının ve pompalara yanaşan araçların sıcak, soğuk, kar, yağmur vb. olumsuz hava koşullarından korunması amacıyla akaryakıt pompalarının üzerine kurulan düzenektir. Kanopi, dağıtım şirketlerinin amblemini logosunu renklerini taşıyan, pompa üstü kanopi şeklinde giydirilmiş teknik bir yatırımdır. Kısaca … istasyonlarındaki kanopi ve …l Ofisi,…, …, … vd. istasyonlarındaki kanopi birbirinden farklı olarak dizayn edilmiştir. Hiçbir akaryakıt istasyonu bayisi olduğu dağıtım şirketinin kanopisinden başka bir kanopi kullanmaz. Davacının ürünlerinin satışını muhafaza ve/veya artırmak amacıyla (46) kalem halinde yapmış olduğu teknik yatırım kapsamında davalıdan kanopi bedeli dahil (46) kalem halindeki teknik yatırım bedelinin istirdadını talep edemeyeceği, aşağıda belirtilen kesinleşmiş yargı kararı ile de sabit olmakla, davacı vekilinin (1) Ek Rapora bu baptaki itirazlarının yerinde olmadığı, değerlendirilmiştir. İstanbul (…). Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E…. K…. sayılı ilamınınYargıtay 19. H.D. 2011/11791 Esas, 2012/5717 Karar 05.04.2012 günlü kararı ile onanmıştır. Yapılan Sabit Kıymet Yatırımlarının Taşınmaza Kattığı Değerin Tespiti;Dosyaya sunulu 06.05.20141. (1). Ek Raporda, Bina ve inşaat imalatlarının (sabit kıymet yatırımlarının) rayiç değer toplamının 200.532,50-TL olarak tespit ve yapılan sabit kıymet yatırımlarının taşınmaza değer kattığı ifade edilmiştir. Mahkeme 17.06.2014 günlü ara kararında Kurulumuzu “kalıcı yatırımların taşınmaza kattığı değerin bina ve inşaat bedelinden farklı olarak tespiti” ile görevlendirmiştir.
Yargıtay 19.H.D.nin 04.12.2013 gün 2013/14933 E.- 2013/19329 K. sayılı bozma kararı aşağıdaki şekilde gerekçelendirilmiştir: “…artılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek, şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde bunun davacı yanca talep edilebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı gerekçeyle davanın reddi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekirken dairenin ilamında belirtilen gerekçe ile onandığı anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.” Y.19.HD’nin mezkur Bozma İlamından hareketle dava konusu olayda, davacının taşınmazı 17.06.2010 tarihinde iktisap eden (1). davalı bayisi tarafından işletilmekte olan akaryakıt istasyonuna 17.06.2010 iktisap tarihi öncesinde: (ba).4.445,21 m2 yüzölçümlü, tapu kaydına göre bağ vasıflı taşınmazın 3.000 m2 lık kısmına saha betonu dökmek, 100 m2 lik kısmına yıkama alanı sundurması, 75 m2 lik kısmına Tonoz, 145 m2 lik kısmına satış binası ve market yatırımı yapmış (Nominal: 368.899,03 TL, Rayici: 200.562,50 TL) olmasının taşınmazın tapuda “Akaryakıt İstasyonu” olarak tesciline yetmediği,
(bb).Taşınmaz üzerinde davacı lehine tesis edilen intifa tesisi (11.04.2007) ve intifa hakkı terkini (24.05.2012) tarihleri arasındaki dönemde tapudaki “bağ” vasfını değiştirici nitelikte olmadığı, (bc). (1). davalının Bağ vasıflı Akaryakıt İstasyonunu satın aldığı 17.06.2010 tarihinden önceki bir tarihte davacı tarafından 31.03.2008 de saha betonu dökülmesi, 30.11.2008 de market binası yapılmış olması ile taşınmaza bu yolda katılan değerin önceki malik dava dışı … yararına oluştuğu, eş deyişle taşınmaza katılan değerin (1). davalının taşınmazı satın aldığı tarih (17.06.2010) öncesine ait olduğu, (1). davalının taşınmazı satın aldığı tarihten sonra davacı tarafından taşınmaz üzerinde kalıcı nitelikte bir yatırımın yapılmamış olduğu, anlaşılmıştır. Sonuç itibariyle, dava dosyası üzerinde yapılan (2). ek inceleme sonucu bilirkişi görüşü: İntifa hakkının yasadan kaynaklanan tüm yükümlülükleri taşınmazı devralan kişilere karşı da ileri sürülebilmekte iken, sözleşmesel ilişkinin verdiği haklar ve yetkilerin ise sadece taraflar arasında ileri sürülebildiği, kök ve 1. ek raporda varılan sonuçların bu çerçevede değerlendirilmesi gerekeceği, yasal borç ilişkisi kapsamında bir borç olmayan ancak sözleşmesel ilişkiden doğan zenginleşme miktarının 1. Davalıdan istenememesinin yasa gereği olduğu, davacının, (2). davalı …’dan denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan İntifa Hakkının kullanılmamış kısmı için 17.951,35 TL (asıl), 846,41 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 18.797,76 TL tutarında alacak talebinde bulunabileceği, Davacının, bu durumda dava tarihinden itibaren İntifa Hakkının kullanılmayan kısmına ait 17.951,35 TL tutarındaki asıl alacağı üzerinden Avans faiz oranlarının kademeli olarak tatbiki suretiyle hesaplanacak ticari faizini de (2). davalıdan ayrıca talep edebileceği,
Davacının, kullanılmayan (3.653) günlük süresine ilişkin intifa bedelinin zenginleşeni (1). davalı şirket olmadığı için ondan talep edemeyeceği; bedelin (2). davalının onayı ile dava dışı şirkete verildiğinden hareketle, zenginleşmenin dava dışı şahıs bakımından da geçerli sayılabileceği, davacının, taşınmaza yapmış olduğu sabit kıymet yatırım tutarı dahil dava dışı …’den ederinden daha düşük bir bedelle (170.000 TL) satın almış olmasının sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğinden yapılan yatırımın rayiç bedelinden (200.562,50 TL) sorumlu olduğu yolundaki itirazlarının; (1). davalının, tapu kaydına göre taşınmazı sadece 170.000 TL bedelle değil 500.000 TL bedelli ipotek ve 15.000 TL bedelli intifa yükü ile birlikte satın almış olması sebebiyle, yerinde olmadığı, (1). davalının 17.06.2010 tarihinde dava dışı…’den satın alma tarihi öncesinde davacının, (31.03.2008 – 30.11.2008) tarihleri arasında Kanopi dahil (46) kalem halinde yapmış olduğu Teknik Yatırım bedelinden (Nominal: 233.892,70 TL, Rayici: 177.500 TL) dolayı, Yargıtay (19). HD’nin 05.04.2012 gün ve E.2011/11791, K.2012/5717 sayılı emsal kararı doğrultusunda süresine bakılmaksızın bayilik faaliyetinin gereği olarak yapılmış yatırımlar olarak değerlendirmesi gerekmekle iadelerinin talep edilemeyeceği, davacı tarafından 31.03.2008-30.11.2008 tarihleri arasında yapılan 367.224,17 TL tutarındaki sabit kıymet yatırımının taşınmazı 17.06.2010 da iktisap eden (1). davalı şirket yönünden değil 17.06.2010 öncesindeki dava dışı malikler yönünden taşınmaza değer katmış olması sebebiyle (1). davalı şirket 368.899,03 TL tutarındaki sabit kıymet yatırımının sebepsiz zenginleşme olmadığından, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine istinaden (1). davalıdan alacak talebinde bulunamayacağından davacının (1). ek rapora bu baptaki itirazlarının yerinde olmadığı,” şeklinde mütalaa ve beyanda bulunmuşlardır.
Mahkememizin 20.02.2015 tarihli celsesinde verilen ara kararı gereğince; “…Sabit inşaat ve teknik yatırımın taşınmaza değer katıp katmadığı hususu kök ve ek raporlarda muğlak kaldığından, iş bu defa itirazların değerlendirilmesi ve inşaat maliyeti yada rayiç değer dışında sabit teknik ve inşaat yatırımlarının istasyona değer katıp katmadığı hususunun belirlenerek, değer katmakta ise bu değerin tespiti ve var ise bu değerin oluşmasında davalı katkısının belirlenerek mahsubu neticesi hükme esas ve denetlenebilir nitelikte mütalaa içerir ek rapor tazmini için ek inceleme icrasına…’ karar verilmiş olup, dosya bilirkişi heyetine tevdii edilerek, bilirkişilerden alınan 2.11.2015 tarihli 3. Ek raporda, bilirkişiler özetle; Alaşehir … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Tal. sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu bilirkişi İnşaat Mühendisi … tarafından düzenlenmiş bulunan 09,04.2013 tarihli bilirkişi raporunda; Dosyaya sunulan mevcut, duran varlık listesinde yer alan belgedeki inşaat işlerinin incelendiği ve saha betonunun yaklaşık 3.000,00 m2 alan saha betonu atılarak kapatılmıştır. Kazı tesviye ve altyapı işleri de göz önüne alındığında m2 maliyet bedelinin 35,00 TL olacağı, buna göre toplam saha betonu bedelinin; 3.000,00 m2 x 35,00 TL / m2 = 105.000,00 TL olduğu, yıkama alanı sundurmasının, yaklaşık 100,00 m2 alana sahip çelik konstrüksiyon sundurama ile yıkama yeri kapatılmıştır. Tüm işleri dahil m2 maliyet bedelinin 250,00 TL olacağı, buna göre toplam sundurma bedelinin; 100 m2 x 250,00 TL / m2 = 25.000,00 TL olduğu, Tonoz: yaklaşık 75,00 m2 alana sahip çelik konstrüksiyon bina ile kanopi arasında yapılmıştır Tüm işleri dahil m2 maliyet bedelinin 180,00 TL olacağı, buna göre toplam tonoz bedelinin; 75,00 m2 x 180,00 TL / m2 = 13.500,00 TL olduğu, Satış Binası ve market: Yaklaşık 145,00 m2 alana sahip betonarme karkas binadır. Tüm işleri dahil m2 maliyet bedelinin 450,00 TL olacağı, buna göre toplam satış ve market binası bedelinin; 145 m2 x 450,00 TL / m2 = 65.250,00 TL olduğu, buna göre duran varlık inşaat işleri toplam bedelinin; 208.750,00 TL olacağı yönünde görüş belirtilmiştir. Alaşehir … Asliye
Hukuk Mahkemesinin … Tal. sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu bilirkişi Makine Mühendis… tarafından düzenlenmiş bulunan 08.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda; Davaya konu akaryakıt istasyonundaki duran varlıklar ile ilgili liste ve keşif tarihindeki piyasa rayiç değerlerinin araştırılarak; toplam değerin 118.000 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Mahallinde yapılan tespit ve incelemeler neticesinde düzenlenmiş bulunan bilirkişi raporlarında tespit edilen sabit inşaat ve teknik yatırımlara ilişkin değerlendirmeler 03.02,2014 tarihli kök, 06.05.2014 tarihli 1. ek ve 14,07.2014 tarihli 2. ek bilirkişi raporlarında yazılmak suretiyle değerlendirilmiş olup, bu çerçevede yapılan incelemede; İnşaat Yönünden; İnşaat işleri olarak tanımlanan listede bulunan ve tespite konu edilen imalatların; Market, satış binası, tonoz, saha betonu ve yıkama işlerinin yapıldığı sundurma olduğu, bu imalatların duran varlık olarak tespit edildiği ve güncel rayiç değer tutarının; Saha betonu : 3.000,00 m2 x 35,00 TL / m2 = 105.000,00 TL -Yıkama alanı sundurması: 100,00 m2 x 250,00 TL / m2 = 25.000,00 TL -Tonoz : 75,00 m2 x 180,00 TL / m2 = 13.500,00 TL -Satış binası ve market : 145,00 m2 x 450,00 TL / m2 = 65.250.00 TL -Duran varlıklar toplamı = 208.750,00 TL olduğu, ancak hesaplama da mahalli birim rayiç değerlerin dikkate alındığı ve yıpranma düşülmediği görüldüğünden, mevcut durum itibariyle toplam değerden % 5 oranında yıpranma düşülmesi gerektiği tespit edilmiş olup, buna göre, sabit inşaat yatırımı olarak değerlendirilen ve taşınmazın değerine olumlu katkı sağlayan yararlı ve faydalı imalat olarak tespit edilen bina ve inşaat işlerinin rayiç değerinin;208.750,00 TL – (208.750,00 TL x % 5) = 198.312 50 TL olarak dikkate alınması gerektiği hesaplanmıştır. Buna göre bina ve inşaat imalatlarının rayiç değerleri toplamının 200.562,50 TL olarak hesap ve tespit edilmiş olup, bu sabit inşaat yatırımları gerek kullanılma amaçları ve gerekse mevcut fonksiyonları itibariyle istasyonun değerine olumlu yönde katkıda bulunduğu, yararlı ve faydalı imalatlar olduğu, bu değerin 200.562,50 TL olduğu anlaşılmıştır. Mekanik Yönden; 03.02.2014 tarihli kök bilirkişi raporunun teknik İnceleme bölümünde “Mekanik Yönden” yapılan tespit ve incelemeler neticesinde de, Makine ve teçhizatların 18.07.2012 dava tarihi itibariyle toplam rayiç değerinin 177.500,00 TL olduğu yazılmak suretiyle, bu tespitler sonucunda, inşaat ve mekanik yönden yapılan yatırımların rayiç değerleri toplamının; 177.500,00 TL + 200.562,50 TL = 378.062,50 TL olarak hesap ve tespit edildiği yazılmıştır. Esasen, söz konusu değerlendirme ve görüş 06.05,2014 tarihli 1. ek bilirkişi raporunun “Bakiye İnşaat Bedelinin Tespiti” başlıklı bölümün (d) maddesinde; “…Yapılan sabit kıymet yatırımların ise taşınmaza değer kattığı anlaşılmıştır…” şeklinde yazılmak suretiyle, bu sabit inşaat ve tesisat yatırımlarının yararlı ve faydalı imalatlar olarak taşınmazın değerini olumlu yönde etkilediği ve taşınmazın değerini arttırdığının belirtildiği “ şeklinde mütalaa ve beyanda bulunmuşlardır.
Dava;akaryakıt bayılık sözleşmesinin süresinden önce Rekabet Kurulu kararıyla sona ermesi nedeniyle sözleşmenin uygulanmayan dönemine isabet eden intifa bedeli ile istasyona yapılan kalıcı yatırımların ve iade edilmeyen ariyet malzeme bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı şirketin;dava konusu Manisa ili, Alaşehir ilçesi, Kurtuluş Mahallesi Azmak mevkiinde kain ve …Tapu Sicil Memurluğunun … pafta, … ada, …parsel, … cilt, 2190 sahife numarasında kayıtlı taşınmaz üzerine akaryakıt istasyonu ve müştemilatının işletmeciliği ve bayili hususunda 11.07.207 tarihinde davalı … ile sözleşme aktedildiği ve davacı yararına 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği,bilahare taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı sonlanrırılarak istasyonun 17.06.2010 tarihinde mevcut haliyle dava dışı…’e tapudan devredildiği,akabınde taşınmaz intifa ile yüklü olarak mevcut haliyle davalı …Ltd.Şti’ne devredilerek bu şirket ile davacı arasında 09.07.2010 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi aktedildiği,davalı şirket ile aktedilen bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurulu’nun 05.03.2009 tarihli 18.09.2005 tarihinden sonra imzalanan sözleşmelerin 5 yıl süre ile rekabet istisnasından yararlanacağı,bu süreyi aşan kısım için geçerli olamayacağı yönündeki kararı doğrultusunda sona erdiği dosya kapsamıyla sabittir.
Davacı vekili intifa bedili yönünden sözleşmenin uygulanmayan süresine isabet eden miktar yönünden alacak talebinde bulunmuş ise de,intifa bedelinin talep edilebilmesi için dava tarihi itibariyle intifanın terkin edilmiş olması dava şartı olduğundan ve dava tarihinden sonra intifanın terkin edilmiş olmasının her davanın açılış tarihindeki şartlara göre karara bağlanması kuralı gereğince sonucu etkisi olmayacağından ve dava tarihi itibariyle intifa terkin edilmemiş olmakla bu yöndeki talebin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yan,davalı …’dan kalıcı yatırımlar yönünden alacak talebinde bulunmuş ise de;yapılan yatırımların adı geçenle yapılan sözleşme kapsamında kullanıldığı ve sözleşme bir gün dahi uygulansa anılı yatırımların yapılmasının zorunlu olduğu,ayrıca sözleşmenin 18.09.2005 tarihinden sonra yapıldığı ve bu tarihten öncede Rekabet Kurulu’nun rekabet yasağına ilişkin kararlarının bulunduğu,davacı tarafça bu durum bilinmek süretiyle yatırım yapıldığı,bu davalı ile aralarındaki sözleşmenin taraflarca birlikte sonlanrırıldığı ve davalı …’nın anılı yatırımları kullanarak ticaretine devam etmediği,dolayısıyla bu davalı yönünden sebepsiz zenginleşme oluşmadığından yerinde görülmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı …Ltd.Şti yönünden davalı kalıcı yatırımlar yönünden alacak talebinde bulunmuş ise de;adı geçenin istasyonu mevcut haliyle satın aldığı ve yatırımların bu davalıdan önce yapıldığı,bu davalıdan önce yapılan yatırımların talep edilemeyeceği,ancak kanıtlanması halinde bu davalı döneminde yapılan yatırımların talep edilebileceği,bu davalı döneminde yatırım yapıldığının kanıtlanamadığı,aksi düşünülse dahi 18.09.2005 tarihinden sonra sözleşme aktedilmekle davacının rekabet yasağını bilerek yatırım yaptığı ve sözleşme bir gün dahi uygulansa bu yatırımı yapmak zorunda olduğu kanaati mahkememizde oluşmakla yerinde görülmeyen kalıcı yatırımlara ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı…Ltd.Şti yönünden ariyet(duran varlık ariyet teknik yatırımları)malzelemelerine ilişkin talep yönünden,davacı tarafça teslim edilen ariyet malzemelerinin iade edildiği davalı tarafça kanıtlanamadığından bizzat mahallindeki incelemeye dayalı talimat raporunda belirlenen 128.000 TL esas alınarak bu miktar yönünden davacı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince, dosyada mübrez raporlarla; İntifa bedeli istemi yönünden davacının davasının her iki davalı açısından dava şartı yokluğundan reddine, …ve İnşaat yaıtırm bedeline ilişkin davanın davalı … Ve Tic. Ltd. Şti. Yönünden kısmen kabulü ile 128.000,00Tl Duran varlık ariyet teknik yatırım bedelinin 04.04.2012 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bu davalıya ilişkin fazlaya dair istemin reddine, davalı …’ya yönelik… Ve İnşaat yatırım bedeli istemi yönünden yerinde görülmeyen davanın reddine dair hüküm taraf vekillerinin vaki temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2017/4140 esas, 2019/4116 karar sayılı ilamı ile;
”Davacı temyizi yönünden; dava tarihi itibariyle intifa hakkının terkin edildiği dosyadan anlaşılmaktadır. Davacı intifa terkininden sonraki bakiye süreye ilişkin olarak verdiği paranın iadesini isteyebilir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin dava tarihi itibariyle intifanın terkin edilmemiş olması nedeniyle intifa bedeli isteminin dava şartı yokluğundan reddine dair kararı doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Davalı temyizi yönünden; davacı, kendisi tarafından akaryakıt istasyonu için verilen yatırım bedellerinden kalıcı olan ve halen kullanılanları isteyebilir. Ancak davalı taraf bunları teslim ettiğini bildirip belge sunmuştur. Mahkemece teslim edilen malların davacıya tesliminin yapılıp yapılmadığı konusunda inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.”gerekçesi ile bozulmuş akabinde karar düzeltme neticesinde;
“Dairemizin 05.04.2017 gün, 2016/16027 E.-2017/2778 K. sayılı ilamı ile, “1-Davacı temyizi yönünden; dava tarihi itibariyle intifa hakkının terkin edildiği dosyadan anlaşılmaktadır. Davacı intifa terkininden sonraki bakiye süreye ilişkin olarak verdiği paranın iadesini isteyebilir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin dava tarihi itibariyle intifanın terkin edilmemiş olması nedeniyle intifa bedeli isteminin dava şartı yokluğundan reddine dair kararı doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı temyizi yönünden; davacı, kendisi tarafından akaryakıt istasyonu için verilen yatırım bedellerinden kalıcı olan ve halen kullanılanları isteyebilir. Ancak davalı taraf bunları teslim ettiğini bildirip belge sunmuştur. Mahkemece teslim edilen malların davacıya tesliminin yapılıp yapılmadığı konusunda inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.” Gerekçeleriyle (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalı … Ltd. Şti. yararına bozulmasına karar verilmiş, iş bu bozma ilamına karşı davacı ve davalı şirket vekillerince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
1-Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin tüm, davalı … Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Her ne kadar davacı tarafça akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmazın o tarihteki tapu maliki davalı … tarafından davacı şirket lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği, taşınmazın intifa tesisinden sonra ve intifa yüklü olarak davalı şirket adına tescil edildiği, davacı ve davalı şirket arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, Rekabet Kurulu kararı gereğince davalı şirketin müvekkiline gönderdiği 06.03.2012 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesini ve intifa ilişkisini feshettiği, davacı şirketin intifa ilişkisinin 15 yıl süreceği düşüncesi ile akaryakıt istasyonu için duran varlık adı altında toplam 531.726,54 TL harcama yaptığı iddiası ile 379.366,81 TL bakiye duran varlık inşaat bedelinin harcama tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti.’nden tahsili talep edilmiş ise de, davacı tarafından talep edilen ve akaryakıt istasyonuna yapıldığı iddia olunan yatırımlar, davacı ile davalı şirket arasında akdedilen 09.07.2010 tarihli sözleşmeden önce, üçüncü kişilerle imzalanan sözleşmeler çerçevesinde ve yine davalı şirketin taşınmazı iktisabından evvel yapılmış olup, davacı ile davalı şirket arasında akdedilen her iki tarafça dosyaya sunulan farklı tarihli sözleşmelerde de davacı tarafından sözleşme tarihinden önce yapılan kalıcı yatırım bedellerinin istenebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Öte yandan davalı şirket akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmazı 17.06.2010 tarihinde dava dışı …isimli şahıstan tam bedelini (rayiç bedelini) ödeyerek aldığını savunmuş olup, bunun aksi de davacı tarafça ispat edilememiştir. Ayrıca davacı tarafça davalı tarafa teslim edilmiş bir ariyet listesine de dosya içerisinde rastlanmamıştır. Davacı vekili de mahkemeye sunduğu 26.11.2014 tarihli dilekçede dava konusu istasyonda sökülebilir bir malzeme kalmadığını ayrıca beyan etmiştir. Hal böyle olunca davalı …Ltd. Şti.’nin davacı tarafça talep edilen duran varlık ve/veya … niteliğindeki ariyetlerden sorumlu tutulması mümkün değildir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının 379.366,81 TL’lik davalı…Ltd. Şti.’ne yönelen talebinin reddinin gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme hükmünün davalı …Ltd. Şti. yararına bozulması gerekirken Dairemizin 05.04.2017 gün, 2016/16027 E.-2017/2778 K. sayılı ilamının (2) nolu bendinde açıklanan değişik gerekçe ile bozulduğu anlaşıldığından, davalı …Ltd. Şti.’nin karar düzeltme itirazının kabulü ile
Dairemizin 05.04.2017 gün, 2016/16027 E.-2017/2778 K. sayılı ilamının (2) nolu bendinin kaldırılarak yukarıda açıklanan gerekçelerle hükmün davalı …Ltd. Şti. yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davacı vekilinin tüm, davalı …Ltd. Şti. vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalı … Ltd. Şti. vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 05.04.2017 gün, 2016/16027 E.-2017/2778 K. sayılı ilamının (2) nolu bendinin kaldırılmasına, hükmün davalı Tanıdık Motorlu Taşıtlar ….Ltd. Şti. yararına BOZULMASINA, Dairemizin 05.04.2017 gün, 2016/16027 E.-2017/2778 K. sayılı ilamının (1) nolu bendinin aynen korunmasına” şeklindeki bozma ilamı üzerine dava dosyası mahkememize devrolmuş ve mahkememizce usul ve yasaya uygun gerek temyiz gerekse karar düzeltme üzerine verilen bozma ilamına uyularak yargılamaya mahkememizce devam olunmuş ve bozma ilamı doğrultusunda;
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı yanın intifa bedeline ilişkin davasının davalılar yönünden kabulü ile; 17.951,35 TL intifa bedelinin 04.04.2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacının davalı … Ltd. Şti. Ne yönelik …ve Ariyete ilişkin davanın reddine, davacının davalı … ya ilişkin … ve Ariyete ilişkin davasının reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davacı yanın intifa bedeline ilişkin davasının davalılar yönünden kabulü ile;
17.951,35 TL intifa bedelinin 04.04.2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2-Davacının davalı … Ltd. Şti. Ne yönelik…ve Ariyete ilişkin davanın reddine,
3-Davacının davalı … ya ilişkin …ve Ariyete ilişkin davasının reddine,
4-Davacı tarafından peşin ve ıslah ile alınan 5.921,50TL harçtan, hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.226,25TL ilam harcının mahsubu ile bakiye 4.695,25TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 1.226,25TL ilam harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725,00TL ücret-i vekaletin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar, kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 28.712,01TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan 4.073,50 TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlanması neticesinde 184,04TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına;
10-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/12/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …