Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/560 E. 2021/635 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/560 Esas
KARAR NO:2021/635

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:02/02/2017
KARAR TARİHİ:29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; • Davalı … İNŞ. TAAH. SAN. VE TİC. A.Ş. tarafından …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile aleyhine yürütülen 3.572,88 TL miktarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen, Örnek No:7 ödeme emrine, borca, yetkiye itiraz edildiğini, müvekkili şirketin bilgisayar programlama, yazılım bakım ve destek hizmeti ve donanım ürünlerinin parça dahil donanım bakım hizmeti sektörlerinde faaliyet gösterdiğini, huzurdaki davaya konu uyuşmazlığın davalı … Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile imzalanan Parça Dahil Donanım Bakım Sözleşmesi ile Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmeleri uyarınca verilen hizmet bedelinin ödenmemesi nedeniyle doğduğunu, tarafların aralarında süregelen cari hesap ilişki çerçevesinde ifa edilen hizmet bedelleri nedeniyle doğan alacakların müvekkili tarafından faturalandırıldığını, davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalı tarafın tebellüğ ettiği faturalara yasal süresi içerisinde herhangi bir itirazları olmadığı gibi, fatura bedelleri ilgili olarak herhangi bir ödemede bulunmadığını, davalının itirazının iptaline takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Cumhuriyet Başsavcılığının 04/08/2016 tarih ve … soruşturma sayılı yazısı …/… (…) Silahlı Terör Örgütüne Üye olma, 6415 sayılı Terörizm Finansmanı hakkında Kanuna muhalefet, TCK’nun 282. Maddesinde Düzenlenen Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında şüpheliler …’nun hissedarı bulunduğu ve aynı zamanda şüphelilerin yönetim kurulu üyesi olduğu … A.Ş. ve davalı müvekkili şirkette dahil olmak üzere bünyesinde barınan şirketlere … 2. Sulh Ceza Hakimliğimin … D İş sayılı kararı ile kayyım atandığını, … 3. Sulh ceza hakimliğinin … D.İş sayılı kararı ile daha önce atanan kayyımların görev ve yetkilerinin …’ye devredildiğini, … tarafından şaibeli olabileceği ve terör örgütüne finans sağlayabileceği sebebiyle geçmişe yönelik yapılan bütün sözleşmeler ve ticari ilişkilerin incelemeye alındığını, bu hususta … ve …’nin verdiği raporlar doğrultusunda Ceza soruşturmaları devam etmekte olup bu soruşturmaların ve incelemelerin halen tamamlanamadığını, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddi ile mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; donanım ve yazılım sözleşme ilişkisi kapsamında faturalara dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yanlar arasındaki sözleşmeler ile takibe dayanak faturaların, kargo gönderim belgelerinin mübrez olduğu görülmüştür.
İtirazın iptali istemine konu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Davalı yanın icra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazının tetkikinde; İİK’nın 50. maddesi atfı kapsamında HMK’nın 10, 17 ve TBK’nın 89. maddeleri gereğince sözleşmedeki yetki şartı ve davacı yanın adresi itibari ile İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu anlaşılmakla; yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar verilerek yargılama devam olunmuştur.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 10/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2015 ve 2016 yılları yasal defterlerinin E-Defter tabi olduğu, E-Defter tabi yevmiye ve Kebir defterlerinin E-Beratlarının yasal süresinde verildiği, tasdike tabi Envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin ise yasal süresinde yaptırıldığı tespit edildiğini, davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 6.405,92 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu tespit edilmiş olduğunu, her ne kadar davacı taraf yasal defter kayıtlarında davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 6.405,92 TL alacaklı olarak bakiyesinin bulunduğu görülmüş ise de davacı tarafça icra takibinde 3.572,88 TL talep edildiği tespit edildiğini, davalı vekilince dosyaya sunulan 09.12.2019 tarihli dilekçe ile müvekkili … Şirketinin yasal defterlerinin … denetiminde olması hasebiyle yerinde inceleme talep ederek; inceleme yapılacak adresin … Mah. … Nolu Cad. Dış Kapı No:4A İç Kapı No:1-2 …/… adresi olduğu belirtildiğini, davalının yasal defter kayıtlarının görev alanım içerisinde olmaması hasebiyle dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defter kayıtları üzerinde her hangi bir tespit yapılamadığını, davacı taraf davalı aleyhine 05.10.2016 tarihinde ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile; 3.572,88 TL Asıl Alacak, 1,03 TL İşlemiş faiz olmak üzere toplam 3.573,91-TL üzerinden icra takibi başlattığını, taraflar arasında 15.08.2014 tarihinde akdedilen görülen Parça Dahil Donanım Bakım Sözleşmesinde davacının Protel davalının ise Müşteri olarak tanımlandığı görüldüğünü, davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olarak göründüğü tutarın 6.405,92 TL olduğu tespit edildiğini, ancak davacı tarafça icra takibinde 3.572,88 TL asıl alacak talep edilmiş olup taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutar üzerinden değerlendirmeler yapıldığını, davalı vekilince icra takibine verilen itiraz dilekçesinde taraflar arasında ihtilaf bulunduğundan alacak tutarının şüpheli olduğu belirtildiğini, ancak davalı vekilince icra takip dosyasına sunulan yukarıda da listesi bulunan fatura muhteviyatı mal/hizmetlerin alınmadığı hususunda herhangi bir itirazda bulunulmadığı ve ödeme yapıldığına dair dosyaya herhangi bir ödeme belgesi de sunulmadığı anlaşıldığını, diğer yandan davalı yasal defter kayıtları … ilinde bulunduğundan dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defter kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılamadığını, davacı tarafça davalıya kesilen ihtilaf konusu fatura E-Arşiv Fatura olarak düzenlendiği görülmekte olduğunu, bilindiği üzere 443 Sıra Nolu ergi Usul Kanunun 7. Maddesinde; “e-Fatura Uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere e-Arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturanın kâğıt ortamında teslim edilmesi esastır. Ancak e-arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturalar, alıcısının talebi doğrultusunda ve www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan e-fatura format ve standardının kullanılması ve de söz konusu faturanın basılabilir görüntüsünün eklenmesi koşuluyla e-fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere elektronik ortamda da iletilebilecektir.’’ belirtildiğin, bu kapsamda davacı tarafça davalıya kesilen faturaların davacı tarafça davalıya tebliğ/teslim edilip edilmediği hususunda yapılan incelemelerde; davacı tarafça dosyaya … Kargo ile teslim edildiğine yönelik internet çıktıları dosyaya sunulduğunu, davacı tarafça davalı adına düzenlenen 04.04.2016 tarih ve 12.07.2016 tarihli 4 adet fatura tarihleri ile 08.04.2016 ve 14.07.2016 tarihli gönderilerin tarihlerinin uyumlu olduğu görüldüğünü, ancak … kargo aracılığı ile gönderilen kargo içerisinde dava konusu faturaların olup olmadığı hususunda herhangi bir bilgiye yer verilmediği görülmüş olduğunu, dava konusu faturaların … Kargo aracılığı ile davalıya gönderilip gönderilmediği hususu sayın mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı tarafça davalı adına düzenlenen dava konusu fatura muhteviyatı hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde ise; davacı tarafça 06.11.2017 tarihli dilekçesi ekinde dosyaya hizmetin verildiğine dair listeler sunulduğu görüldüğünü, ancak davacı tarafça sunulan belgelerden söz konusu hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda, konunun bilgisayar hizmeti olması nedeniyle uzmanlık alanıma girmediğinden bir değerlendirme yapılamadığını, ancak davacı tarafça davalı adına düzenlenen fatura muhteviyatı hizmetlerin sözleşme kapsamında verilmesi kararlaştırılan hizmetlerle örtüştüğü görüldüğünü, açıklamalar neticesinde davalı vekilince icra takip dosyasına sunulan faturalara ve muhteviyatlarının alınmadığı yönde bir itirazda bulunulmaması sadece aralarında ihtilaf olunması nedeniyle borcun şüpheli olduğunun belirtilmesi, dava konusu faturalar ile faturaların teslim edildiği kargo gönderi tarihlerinin uyumlu olması ancak içeriğinde dava konusu faturaların olup olmadığının tespit edilememesi, davalı yasal defter kayıtlarının … ilinde bulunması nedeniyle incelenememesi çerçevesinde takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere sayın mahkemece dava konusu fatura ve muhteviyatlarının davacı tarafça davalıya verildiği yönde bir kanaate varılması durumunda davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu tutar 3.572,88 TL olarak hesaplandığını,
İşlemiş faiz talebinin değerlendirilmesi;
Davacı taraf icra takibinde işlemiş faiz talep ettiğini, davacı taraf alacağını tahsil etmek için davalı tarafa takip tarihine kadar herhangi bir ihtarname göndermediğini, diğer yandan süresinde ödenmeyen alacaklarla ilgili olarak faiz talep edileceği konusunda taraflar arasında düzenlenmiş herhangi bir sözleşme veya taraflar arasında bu konuda oluşmuş bir teamül de bulunmamakta olduğunu, ancak davacı tarafça davalıya kesilen faturaların 6102 sayılı TTK nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra olduğundan işlemiş faiz talebiyle ilgili olarak 6102 sayılı TTK nın 1530/4-b maddesi uyarınca işlemiş faiz hesaplanacaktır. 1530. Md. nin 4-b maddesi aşağıdaki gibi sunulduğunu,
(4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
6102 sayılı Kanunun 1530/7. Maddesi
Bu madde hükümleri uyarınca alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası her yıl ocak ayında ilan eder. Faiz oranı, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olmalıdır.
Şeklinde düzenlendiğini,
Davacı tarafça davalıya fatura muhteviyatı hizmetlerin kargo teslim tarihlerinde teslim edildiğinin kabulünde, 1530. Maddenin 4-b maddesine göre temerrüt tarihleri fatura bazında aşağıdaki şekilde tespit edildiğini, davacı tarafça talep edilebilecek asıl alacak + işlemiş faiz tutarı toplamı 3.572,88 + 126,06=3.698,94 TL olarak hesaplandığını, davacı tarafça icra takibinde asıl alacak + işlemiş faiz tutarı toplamı 3.572,88 TL Asıl Alacak, 1,03 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplamda 3.573,91 olarak talep edildiğini, taraflar arasında 15.08.2014 tarihinde ‘‘Parça Dahil Donanım Bakım Sözleşmesi’’ akdedildiğinin görüldüğünü, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2015 ve 2016 yılları yasal defterlerinin E-Defter tabi olduğu, E-Defter tabi yevmiye ve Kebir defterlerinin E-Beratlarının yasal süresinde verildiği, tasdike tabi Envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin ise yasal süresinde yaptırıldığının tespit edildiği, davalı vekilince dosyaya sunulan 09.12.2019 tarihli dilekçe ile müvekkili davalı şirketin yasal defterlerinin … denetiminde olması hasebiyle … ilinde inceleme yapılmasının talep edildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defter kayıtları üzerinde herhangi bir incelemenin yapılamadığını, davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olarak göründüğü tutarın 6.405,92 TL olduğunun tespit edildiği, ancak davacı tarafça icra takibinde 3.572,88 TL asıl alacak üzerinden talepte bulunulduğu, bu kapsamda davacı tarafça davalıya kesilen dava konusu faturaların davacı tarafça davalıya tebliğ/teslim edilip edilmediği hususunda yapılan incelemelerde; davacı tarafça dosyaya gönderilen ve davalı adına yukarıda tabloda isimleri bulunan şahıslara teslim edilen kargo gönderilerinin tarihinin fatura tarihleriyle uyumlu olduğu, ancak söz konusu kargo gönderisi ile dava konusu faturaların davalıya gönderilip gönderilmediği hususunun, gönderi teslim belgesi üzerinde bu yönde bir bilgiye yer verilmemesi nedeniyle tespit edilemediğini, davacı tarafça davalı adına düzenlenen dava konusu fatura muhteviyatı hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde ise; davacı tarafça 06.11.2017 tarihli dilekçesi ekinde dosyaya hizmetin verildiğine dair listeler sunulduğu, ancak uzmanlık alanım olmaması nedeniyle bu hususta herhangi bir tespitin yapılamadığını, davalı vekilince icra takibine karşı verilen itiraz dilekçesinde takip dayanağı fatura ve muhteviyatı hizmetlerinin alınmadığı yönde bir itirazda bulunulmadığını, taraflar arasında ihtilafların bulunması nedeniyle alacak tutarının şüpheli olduğu gerekçesiyle itirazda bulunulduğu, bu hususta takdirin sayın mahkemede olduğunu, dava konusu fatura ve muhteviyatlarının davacı tarafça davalıya verildiği yönde bir kanaate varılması durumunda davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak tutarlarının asıl alacak + işlemiş faiz tutarı toplamı 3.572,88 + 126,06=3.698,94 TL olarak hesaplandığını, davacı tarafça icra takibinde asıl alacak + işlemiş faiz tutarı toplamı 3.572,88 TL Asıl Alacak, 1,03 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplamda 3.573,91 olarak talep edildiğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Talimat mahkemesi marifeti ile görevlendirilen bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 16/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…15.8.2014 tarihinde taraflar atasında parça dahil donanım bakım sözleşmesi düzenlendiğini, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün mahkemeye gönderdiği cevap yazısında … Taah. San. Ve Tic. A.Ş.’nin ….$F ye devredildiğini, anonim şirket ortakları ilgili olarak TTK’ya göre Anonim Şirketin Hisse devrinin Ticaret Siciline Tescili zorunlu olmadığından pay geçişlerine ait bilgilerin kayıtlarının sağlıklı olmadığının yazıldığı görüldüğünü, tasarruf Mevduatı Sigorta donu Tarafından mahkemeye sunulan 15.12.2017 tarih ve 28981 sayılı yazısında; fondan bağımsız tüzel kişiliği ve taraf ehliyetine haiz … Taah. San. Ve Tic. A.Ş.’nin hiçbir şekilde hak, borç, dava veya takipleri devralınmadığı gibi, şirket tüzel kişiliği hak ve alacaklarına sahip; borç ve yükümlülüklerinden sorumlu bulunduğunu, bu nedenlerle davanın kuruma yöneltilmesi, ihbar edilmesi veya sorumluluk atfedilmesi hukuken mümkün olmadığının yazıldığı tespit edildiğini, ticari defterlerin açılış onaylatı kuruluş sırasında ve kullanmaya başlamadan önce, izleyerek faaliyet dönemlerindeki açılış onayları ise defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar noter tarafından yapılır. Şirketlerin kuruluşunda defterlerin açılışı ticaret sicili müdürlükleri tarafından da onaylanabilir, açılış onaylarının her hesap dönemi için yapılmasının zorunlu olduğunu, yevmiye defteri kapanış ohayları, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar yapılması gerektiğini, ticari defter kayıtlarının, elektronik ortamda tutulmasında da herhangi bir sakınca bulunmamakta olduğunu, nitekim ticari Ast ederin elektronik ortamda tutulması halinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterlerinin kapanışında noter onayı aranmayacağını, davalı taraf ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için, davalı vekili tarafından bildirilen adreste yaptığım inceleme neticesinde ticari defter ve belgelerin … tarafından … bir arşiv (… A.Ş) firmasında muhafaza edildiğini ibrazının yazışmalar ve prosedür gereğince çok uzun süre alacağını, kayıtların kendilerinde bilgisayarda mevcut olduğunu beyanları sonucu incelememe mevcut kayıtlar üzerinde yapıldığını, davalı taraf tarafından ibraz Bile ticari defterlerinin noter onay bilgileri inceleme kısmında ayrıntılı olarak tablo halinde ve defterlerin ticari delil olma hususunda taraflar arasındaki ticari ilişkinin dava konu edilen faturaların düzenleme tarihinden öncesine dayandığı son faturanın 10.01.2017 tarihinde davalı taraf kayıtlarına alındığı, fatura tutarları davacı taraf alacaklı kayıt edildiği ödemelerin banka havalesi olarak yapıldığı, ödem yapılınca alacak bakiyeden düşürüldüğü tespit edildiğini, davalı taraf takibe konu faturaları defterlerine kaydettiği ancak 04.10.2016 tarih ve … nolu 1.675,55 TL beka ve 04.10.2016 tarih ve … nolu 1.157,49 TL tutarlı iki adet faturayı ilgili dönem (2016) kayıtların almadığı, bu iki faturayı 01.06.2018 tarihinde (inceleme bölümünde tablo olarak verilmiştir.) 990 yevmiye numarası ile geçmiş dönem bilgisayar yazılım ücreti açıklamhasıyla 2.833,04 TL olarak kayıtlarına aldığı tespit edildiğini, davalı taraf ödemeleri banka havalesi olarak yaptığı, ödemelerin hangi faturaya ait olduğunun yazılmadığı dolayısıyla cari hesaptan indirildiği her iki taraf defter kayıtlarında mevcut olduğu, ancak davalı tarafından icra müdürlüğüne gönderilen havalelerin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı (davacı taraf bilgileri bilirkişi raporundan alınmıştır.) tespit edildiğini, davalı taraf defter kayıtlarına göre taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin hesaplamalar inceleme bölümünde ayrıntılı olarak tablo halinde verildiğini, netice itibari ile davacının takille konu ettiği faturalar, bu faturalardan önce kesilen faturalar ve 2017 yıllında davalı taraf kayıtlarında yer alan (davacı tarafın sadece 2016 yıllı incelendiği için 2017 faturaların kayıtlarında olup olmadığı tespit edilememiştir) faturalara ilişkin alacaklı olduğu, ancak dava aşamasında, davalı tarafından 25.07.2018 tarihinde 7.640,91 TL ve 31.07.2018 tarihinde 983,00 TL (davalı ayıtlarına 555,07 TL ödeme olarak kaydedilmiştir) tutarlı iki adet havale ile …. İcra Müdürlüğüne ödeme yapıldığı, borcun tamamın ödenmiş (dolayısıyla takibe konu fatura bedellerinde ödendiği) olarak davalı taraf kayıtlarında yer aldığı tespit edildiğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davanın tarafları arasında Donanım Bakım ve Yazılım Bakım/ Destek sözleşmelerinin akdedildiği, sözleşme ilişkinden kaynaklı faturalara dayalı bakiye alacak istemi ile takip başlatıldığı, takibe vaki itiraz üzerinde huzurdaki davanın ikame edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın sözleşme ilişkisine ve hizmetin alınmadığına yönelik itirazının bulunmadığı görülmüştür. Bu kapsamda uyuşmazlığın; davacının anılı sözleşme ilişkisi kapsamında faturalara dayalı alacağının mevcut olup olmadığı, neticeten davacının takip kapsamında talep ettiği asıl alacak taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; ”Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6762 sayılı TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 23/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 23. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.”
Uyuşmazlık noktalarının tespiti ile anılı kanuni düzenleme ve içtihatlar doğrultusunda yapılan değerlendirme neticesinde; davacı tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış taktiklerinin yaptırıldığı, böylece usulüne uygun olarak tutulduklarının tespit edildiği, bununla birlikte davalı yanın ticari defterlerinin kapanış tasdikleri ile ilgili olarak davalı tarafça belge ibraz edilmediği, davacı tarafın kendi ticari defterlerine göre alacak istemine dayanak faturaların kayıtlı olup takip tarihi itibariyle 6.405,92-TL alacaklı göründüğü, takibe konu alacak istemine dayanak faturaların davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olmakla hizmet ifasının sübut bulduğu, bununla birlikte her ne kadar iki adet banka havale ödemesi ile borç kayıtları düşümü yapılmış ise de ödemelerin hangi faturalara mahsuben yapıldığının defter kayıtları kapsamında tespit edilemediği gibi havale açıklamasının dava konusu olmayan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına ait olduğu anlaşılmıştır. Bu hali ile davaya konu …. İcra Müdürlüğünün dosyasına yönelik dayanak fatura bedellerinin ödendiği hususunun ispata muhtaç kaldığı saptanmıştır.

Bu noktadan sonra faturaya/ dayalı alacak bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı taraf üzerinde bulunduğu, davalı/ takip borçlusunun davacıya ödeme yaptığını HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle toplam 3.572,88-TL tutarında alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı lehine %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 3.572,88-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 3.572,88-TL takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacağın % 20’si oranındaki 714,57-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 244,06-TL ilam harcından peşin alınan 43,15-TL’nin mahsubu ile bakiye 200,91-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 43,15-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 74,55-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.572,88-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 2247,75 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davanın tam kabul ile sonuçlanması nedeni ile davalı tarafından yapılan 17,9 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır