Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/551 E. 2021/183 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/551 Esas
KARAR NO : 2021/183
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/08/2019
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/03/2012 tarihinde müvekkil sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile … Bulvarı üzerinden … istikametine giderken, iki şeritli yolun sağ şeridinden giden … plaka sayılı …nün bir anda sol şeride geçmesi sebebiyle, sol şeritte seyir halinde olan müvekkil motosiklet sürücüsü …, önüne kıran otobüse çarpmamak için ani fren yaptığını, frenin etkisi ile motosikletin kayarak otobüse çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kazada motosiklet sürücüsü … ve motosiklette yolcu konumunda bulunan … yaralandığını, davacı müvekkil söz konusu olayda yaralanmış ve 112 Acil Servis ile hastaneye kaldırıldığını, müvekkilin davaya konu kaza sebebiyle vucudunda kırıklar meydana geldiğini, kaza nedeni ile müvekkilin vücudunda ciddi maluliyet meydana gelmiş olup işbu sebep ile ameliyata alındığını, tüm bu tedavi ve ameliyatlar sonucunda müvekkilin kolunda ve diğer bölgelerindeki maluliyeti kalıcı bir hal almış olup … Hastanesinden alınan Engelli Sağlık Kurulu Raporu’nda görüleceği üzere %5 oranında malul kaldığını, davacıya ödenmesi gereken şimdilik 1.000.00 TL maddi tazminatın davalı ….’den başvuru tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte alınmasını, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde 08.08.2011-04.08.2012 tarihlerini kapsamak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi tahtında sigortalandığını, işbu poliçe ile kişi başına toplam 200.000,00 TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını, her koşulda müvekkil şirket işbu limitle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil şirket ferilerden de bu limit oranında sınırlı sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil kurum zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve … plakalı aracın kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle, adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi nezdinde kusur incelemesi yapılmasını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, maluliyet oranının kaza sonucu oluşan arazların kaza ile illiyetleri de tespit edilmek suretiyle belirlenmesi gerekmekte olduğunu, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası genel şartları ve 20.02.2019 tarih … sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik hükümleri nazara alınarak, ilgili mevzuat gereği müvekkil şirket tarafından yönlendirilen hastaneden alınacak raporla işgöremezlik oranının belirlenmesi ve zararın buna göre hesaplanması gerektiğinden, bu konudaki yargıtay kararına göre denetime elverişli ve doyurucu bir rapor temin etmek üzere dosyanın ilgili kuruma gönderilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacıların maddi zararı ancak aktüeryal inceleme sonucu tespit edilebileceğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlara göre trh 2010 tablosu baz alınarak ve 1.8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılması gerektiğini genel şartlar 26.04.2016 tarihli KTK değişikliği gereği kanun hükmünde olduğunu, davaya cevapların sunumu ile davanın usul ve esasa ilişkin olarak sundukları gerekçeler dikkate alınarak reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacıya tahmil edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı sürekli iş göremezliğe dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak, poliçe ve davacı yanın başvuru evrakları ile birlikte hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK’ya müzekkere yazılarak, davacıya dava konusu kazaya ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Araç tescil kaydı celp edilmiştir.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiştir.
Kaza tarihi olan 13/03/2012 tarihi itibari ile yürürlükte olan ”Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri uyarınca hazırlanan maluliyet raporu celp ve tetkik edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … ve … marifetiyle hazırlanan 03/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacının işlemiş ve bilşien devredeki net kazançlarının herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacağını, işleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazar alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacağını, kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık gelirinin; 2.825,90×12=33.910,80-TL olduğunu, anılan tutarın işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacağını, davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan 2.557,59×12=30.691,08-TL olarak esas alınacağını, kazanın 01/06/2015 tarihinden önce meydana geldiğinden somut olaya 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının uygulanma imkanının bulunmadığını, 13/03/2012 kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sakatlık ve tedavi gideri teminatları bakımından sorunluluk üst limiti ayrı ayrı 225.000,00-TL olduğunu, Sigortalı aracın kullanım amacının ticari gözüktüğünü, avans faizi talebine ilişkin takdirin mahkemede olduğunu, davalı şirkete sigortalı … plakalı halk otobüsünün sürücüsü … …’ın meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğunu, … plakalı motosikletin davacı sürücüsü …’ın meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun görülmediğini, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’ın; Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 694,21-TL olduğunu, sürekli iş göremezlik dönemine ait %8,2 maluliyeti ile ilgili bakiye maddi zararının 107.746,31-TL olduğunu, davacının maddi zararlarının poliçe limitleri içerisinde kaldığını, başvuru tarihinin 09/11/2018 olarak belirlendiğini, sigortalı aracın kullanım amacının ticari gözüktüğünü, avans faizi talebine ilişkin takdirin mahkemede olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi ibraz ettiği, ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanunun 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanunun 26/04/2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanması ile yayım tarihi olan 26/04/2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir.
Somut uyuşmazlıkta ise dava tarihi itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup dava tarihinden önce davalı … na yapılan başvurunun eksik evrak nedeniyle karşılanamadığı anlaşılmaktadır. Eksik olduğu bildirilen kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelikte belirlenen kriterleri sağlayan maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında KTK’nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağı gibi verilen cevabın talebi karşılamadığı da anlaşıldığından KTK’nın 97. maddesine göre başvuru yapıldığının ancak başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerekmiştir.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi de; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi ise; ” Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; davalı … şirketinin ZMSS ile sigortaladığı aracın, davacının idaresindeki motosiklet ile karıştığı 13/03/2012 tarihli trafik kazası neticesinde kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümlerinden ( ”Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”) yararlanılarak yapılan inceleme neticesinde davacının %8.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş olduğu tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur/aktüerya bilirkişi raporu kapsamındaki maddi tespitler ışığında davalıya sigortalı araç sürücüsünün sol tarafından gelen motosikleti ve mesafesini kontrol etmeden hatalı biçimde yolun sağ şeridinden sol şeridine yönelmesi sureti ile KTK’nın 84/g maddesi uyarınca kazanın meydana gelmesinde (%100) asli kusurlu, davacı motosiklet sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde atfı kabil kusurunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Anılı rapora vaki herhangi bir itirazın bulunmadığı görülmüştür.
Yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanununun 90. maddesinin birinci cümlesinin “…Bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümünde yer alan “…Ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi, ikinci cümlesinde yer alan “…Ve genel şartlarda…” ibaresinin, b) Kanun’un 92. maddesinin (i) bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiş olup aktüerya raporlarına ilişkin olarak genel şartlar ile getirilen TRH 2010 ve 1,8 teknik faizin ve bu genel şartlarla belirlenen vergilendirilmiş belgeli gelir, olmadığı takdirde asgari ücretin kazanç olarak nazara alınacağı düzenlemesinin anılı iptal kararı neticesinde tatbiki mümkün görülmediğinden Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1989/4-586 Esas,1990/199 K sayılı kararı ve Yargıtay 17. Hukuk ve 4. Hukuk dairesinin yerleşik içtihatları gereğince, Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) tablosu esas alınarak davacının veya müteveffanın muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi, davacının veya müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/01/2021 tarihli, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı gereğince TRH 2010 tablosunun uygulanması gerektiğine karar verilmiş ise de uzun yıllardır istikrar gösteren içtihatlar kapsamında ülke koşullarına uygun olmakla yerleşen PMF tablosu yargıda çok uzun yıllar “sabit taksitli rant” formülleriyle yapılan hesaplarla geçerli sayılmış iken 1993 Ankara Sempozyumunda varılan uzlaşı sonucu “progressif rant” olarak adlandırılan kolay anlaşılır, basit bir hesaplama yöntemi ile uygulamaya konulmuştur. Bu tablonun yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 22.maddesi olup, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve Analık Sigortaları Hakkında 4722 sayılı Kanuna ek olarak (Çalışma Bakanlığı ile Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından birlikte) hazırlanmış ve 1965 yılında yürürlüğe konulmuştur. Buna karşın tazminat davalarında, ABD’nin CSO-1980 yaşam tablolarının (mortalite) kullanılmak istenilmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığı gibi (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/20408 esas, 2015/7270 karar sayılı ilamı) anılı tablo ile benzerlik gösteren TRH 2010 tablosunun hangi gerekçelerle ülke koşullarına daha uygun olduğuna dair açıklayıcı ve dayanaklı bir tespitin de mevcut olmadığı görülmüş olup Anayasa Mahkemesinin bağlayıcı iptal kararı da göz önünde bulundurularak PMF yöntemine göre yapılan hesaplama hükme esas alınmıştır.
Tüm bu nedenlerle birlikte kaza tarihi itibari ile (13/03/2012) yürürlükte olan düzenlemelere uygun (PMF) hesaplama yöntemi gereğince talep konusu olan sürekli iş göremezliğe dayalı maddi zararın 107.746,31-TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Talep edilen maddi tazminat miktarının zorunlu poliçe limitini aşmadığı görülmekle anılı kanuni düzenlemeler gereğince davalı … şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında davacının sürekli iş göremezlikten doğan işbu maddi zararını tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Son olarak temerrüt tarihini tespiti ile faiz istemi yönünden değerlendirme yapılmış olup 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davalı … şirketi yönünden dosya kapsamında başvuru itibari (26/10/2018) ile temerrüt tarihinin 06/11/2018 olarak tespit edildiği, kazaya neden olan aracın ticari kullanım vasfında olması nedeni ile avans faizine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
107.746,31-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 06/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.360,15-TL ilam harcından peşin alınan 412,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 6.947,75-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 412,40-TL (peşin harç ve ıslah harcı) ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 456,80-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.185,90-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.579,10-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır