Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/533 E. 2021/742 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/533
KARAR NO : 2021/742
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/08/2019
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalı şirketin 75.000.000 TL toplam sermayesi içerisinde 12.795.000 TL itibari değerli sermayeye karşılık gelen 2.599 adet hisse ile %17 pay sahibi ortağı olduğunu, şirketin %45,5 pay sahibi … Holding A.Ş.’nin kontrolünün davalı şirketin yönetim kurulu başkanı … … ve yönetim kurulu başkan yardımcısı … …’da olduğunu, bu bakımdan bu iki pay sahibinin kendi oyları ile birlilkte %83 pay ile davalı şirketteki oyların kullanımı ve temsili yönünden oy kontrolü ve temsil güçlerini tek elde birleştirdiklerini, davalı şirketin bir aile şirketi olduğunu, kurucusu olan … …’ın vefat ettiğini, kısıtlı olduğu dönemde … …’ın diğer pay sahibi … … ile birlikte şirketin kontrolünü ele aldığını, halbuki … …’ın, şirket kurucusu olan babası … … tarafından 2005 yılından itibaren şirket yönetiminden el çektirilmiş bir kişi olduğunu, davalı şirketin … …’ın kontrolünde iken zarar ettiğini, davalı şirketin başarılı bir şekilde yönetilemediğini, müvekkilinin haklı tüm yasal taleplerinin reddedildiğini, keyfi olarak kar dağıtılmadığını, yönetim kurulu üyelerinin kendi yararlarına fahiş miktarda huzur hakkı-ücret dağıtmak suretiyle haksız ve örtülü kar transferi yaptıklarını, davalı şirketin 23/05/2019 tarihinde ertelemeli gerçekleştirilen 2018 yılı Olağan Genel Kurulunda davacı müvekkilinin olumsuz oy kullanarak, alınan kararlara usulüne uygun şekilde muhalefet ettiğini, gündemin 3. sırasında bulunan 2017 yılı finansal tablolarının (Bilanço ve kar/zarar hesapları) tasdikine ilişkin oy çokluğu ile alınan 3 nolu kararın, gündemde 4. sırada bulunan 2017 yılına ait faaliyetler ile ilgili olarak yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin oy çokluğu ile alınan 4 nolu kararın, gündemde 5. sırada bulunan ve 2018 yılı ve geçmiş yıllar karlarının kullanım şeklinin, dağıtımına ilişkin oylamada, “net 8.058.528,16 TL’lik kısmının 31.5.2020 Tarihine Kadar Ortaklara Aylık Taksitler Halinde Dağıtılmasına” ilişkin oy çokluğu ile alınan 5 nolu kararın, gündemde 6. sırada bulunan ve şirket yönetim kurulu seçimine ilişkin oy çokluğu ile alınan 6 nolu kararın, gündemde 7. sırada bulunan ve yönetim kuruluna TTK’nın 395 ve 396. maddelerine istinaden yetki ve izin verilmesine ilişkin oy çokluğu ile alınan 7 nolu kararın, kanuna, usule ve özellikle dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle TTK’nın 445 ve 44. maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi gerektiğini, finansal tabloların tasdikine ilişkin kararın, zorunlu olduğu halde hem konsolide finansal tablo olarak hazırlanmaması, hem genel kurula şirket denetçisi olan denetim şirketinin katılmaması, hem de kanun ve dürüstlük kuralı gözetildiğinde doğru ve tam olmaması, dayanak işlem ve belgeleriyle uyuşmaması, bilançoların sürekliliği, hesap verilebilirlik, açıklık, şeffaflık ve dürüst resim ilkesine aykırı olması nedeniyle iptalinin gerektiğini, oy yasağına tabi bulunan … … ve … … ile bu iki yönetim kurulu üyesinin kontrolündeki pay sahibi … Holding’in ibra yönündeki olumlu oyları geçersiz olduğundan ve yeterli nisap sağlanamadığından yönetim kurulunun ibrasına ilişkin 4 nolu kararın da iptalinin gerektiğini, dağıtılabilir durumdaki karların bilançoda eksik gösterilerek bir kısmının dağıtılmasına, bakiye kısmın dağıtılmamasına ilişkin 5 nolu kararın da iptalinin gerektiğini, geçmiş yıllar kar ve zararının bilançoda hatalı gösterildiğini, yönetim kurulu seçimine ilişkin 6 nolu kararın ve yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin 7 nolu kararın oy yasağına aykırı alınmış olması ve gerekli nisabın sağlanamaması nedeniyle iptalinin gerektiğini beyanla genel kurul kararlarının iptaline, TTK’nın 449. maddesi uyarınca huzurda dava konusu edilen kanuna ve usule aykırı genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına, TTK’nın 448. maddesi uyarınca davanın açıldığının davalı şirket yönetim kurulu tarafından uygun vasıtalarla ve davalı şirketin internet sayfasında ilan edilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından 23/05/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı faaliyet dönemine ilişkin olağan genel toplantısında finansal tabloların (ayrıntılı bilanço, gelir tablosu) tasdikine ilişkin 3 nolu kararın ve yine 4, 5,6,7 nolu kararların iptali bakımından ortaya getirilen iddiaların haksız, yersiz ve dayanaksız olduğunu, genel kurul toplantısında alınan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına uygun olarak alınmış kararlar olduğunu, 23/05/2019 günü yapılan genel kurul toplantısında yönetim kurulu faaliyet raporunun okunmasına ilişkin gündemin 3. maddesine geçildiğinde davacının, TTK’nın 433. maddesi uyarınca “özel denetçi” atanması talebinde bulunduğunu, bu talebin yapılan oylama sonucunda reddedildiğini, davacının, özel denetim ve özel denetçi atanması talebinin reddi kararı akabinde TTK’nın 439. maddesi uyarınca bu yolda mahkemeye müracaat ederek özel denetçi atanmasını talep etmediğini, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin olarak huzurda ortaya getirdiği iddialar bu davanın konusu olmadığı için hukuken dinlenemeyeceğini, davacının önceki yıllarda yapılan genel kurul toplantılarında alınan kararların iptali için şimdi olduğu gibi her yıl iptal davaları açtığını, hal böyle iken davacının, simdi burada ortaya getirdiği önceki iddialarını aynı ve ilgisiz hususlarla genişleterek kasıtlı olarak tekrarladığını, daha önce dava konusu olmuş geçmiş yılları dahi tartışma konusu yapmak suretiyle Makkemeyi “özel denetim yeri -özel denetçi-” gibi çalıştırmak istediğini, bu nedenle iptali istenen 23/05/2019 tarihli genel kurul kararları bakımından, davacı iddialarının “iptal davası” kuralları ve sınırı içerisinde incelenmesi gerekeceğini, mahkemenin bu kural ve sınırı aşan iddialara itibar etmemesini talep ettiklerini, davacının “muhalefet şerhi” olduğunu iddia ettiği metni 14/05/2018 tarihinde verdiğini, 23/05/2019 tarihli genel kurul toplantısında ise işbu dava ile iptalini istediği kararlardan sonra kanunun aradığı şekilde herhangi bir muhalefet şerhi vermediğinin ortada olduğunu, dolayısıyla usulü dairesinde bir muhalefetten söz edilemeyeceği için davanın öncelikle bu yönden de reddinin gerektiğini, 3 no’lu kararın iptali bakımından ortaya getirilen iddianın haksız, yersiz ve dayanaksız olduğunu, davacının, toplantı gün ve saatine kadar gelip yasa gereği ortakların incelemesine şirket merkezinde amade tutulan, mali tabloları, diğer belge, rapor, bilgi vs. belgeyi incelemediğini, finansal tabloların tasdiki kararının TTK’nın 436/1. maddesinde yer alan oydan yoksunluk kuralı ihlal edilerek alınmış bir karar olmadığını, oydan yoksunluğun uygulanma şartının genel kurulda oylama yapılan hususun pay sahibinin kendisi, karı ve kocası, ya da usul ve füruu ile şirket arasında şahsi bir işe veya davaya ilişkin olması olduğunu, genel kurulun finansal tabloların tasdiki kararı bakımından oy kullanmasının “şahsi bir iş” olarak nitelendirmesinin mümkün ve olası olmadığını, … Holding A.Ş.’nin hakimiyetindeki bir sermaye şirketi ile davalı müvekkili arasındaki kişisel nitelikteki bir iş hakkında … Holding A.Ş.’nin oy hakkından yoksun olacağını, … Holding A.Ş.’nin müvekkili şirkette “tüzel kişi yönetim kurulu üyesi” de olmadığını, muhasebe standartlarına, usule ve dürüstlük ilkelerine uygun surette hazırlanmış ve yeminli mali müşavir tarafından tasdik edilmiş olan mali tabloların, tamamen “olması gerektiği” şekil ve içerikte olduğunu, davalı müvekkili şirketin bağımsız denetime tabi şirket olduğunu, bağımsız denetimi yapan … A.Ş. tarafından tasdik edilmek suretiyle genel kurula sunulan dipnotlarıyla birlikte hazırlanmış finansal tabloların mevzuata ve TTK hükümlerine uygun olduğunun Türkiye Finansal Raporlama Standartlarına uygun olarak konsolide hazırlanmış bağımsız denetim raporunda da belirtildiğini, 04/04/2010 tarihinde yapılan genel kurulda, bağımsız denetim yapan şirket temsilcisi … ‘ın genel kurula katıldığını, bağımsız denetim raporunu okunduğunu, izahat verilerek hazirunun bilgisine sunduğunu, 2018 faaliyet döneminden önceki dönemlere ait genel kurul toplantılarında alınmış olan finansal tabloların tasdiki kararları aleyhine davacı tarafından şimdi burada olduğu gibi haksız, yersiz ve dayanaksız iddialarla açılmış olan iptal davalarının reddedildiğini, 4 nolu yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararın usule, yasaya, şirket ana sözleşmesi ve iyiniyet kurallarına uygun olarak alındığını, oylamanın her bir yönetim kurulu üyesi için ayrı ayrı yapıldığını, davacının oy kullanma yasağı bakımından ortaya getirdiği iddialara karşı yapılan açıklamaları burada aynen tekrar ettiklerini, genel kurulun 5 nolu, kar dağıtımına ilişkin kararı yönünden, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemlerde de kar dağıtımı yapılmadığını, kararların hep oy birliği ile alındığını, davacının hiçbir şekilde buna muhalefet etmediğini, kar dağıtım kararının şirketin likit vaziyeti yanında, ekonomide ülke ve dünya genelinde yaşanan olumsuzluk ve hızlı değişkenlikler sebebiyle şirketin mali yapısını güçlü tutmak ve şirketin devamlı gelişimini sağlamak amacı dikkate alınarak alındığını, nitekim olumsuz ekonomik gelişmeler karşısında basiretli davranma zorunluluğu altında olan müvekkili şirketin genel kurulunun TTK’nın 523. maddesi ile kendisine tevdi edilen yetkiyi kanuna ve ekonomik gerçeklere uygun olarak kullandığını, davacının kasıtlı söylemlerinin aksine davalı müvekkili şirkette davacının daha önce görev yaptığı dönemlerden farklı olarak nakdi kar dağıtımı yapıldığını, 2018 yılında şirket sermayesinin 3.045.000,00 TL’den 75 milyona çıkarılmak suretiyle ortaklara 44.955.000,00 TL değerinde ayni kar dağıtımı yapılarak bedelsiz hisse verildiğini, görüldüğü üzere davalı şirketteki kar dağıtımlarının imkan ve konjonktür dahilinde hep yapıldığını, 6 nolu yönetim kurulu seçimine ilişkin genel kurul kararı yönünden, yönetim kurulu üyeliklerine (davacının kardeşleri) … …, … … ile (bağlı ve iştiraki şirketlerin genel koordinatörü) … …’nın seçildiklerini, bu kararın da diğer kararlar gibi kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına uygun bir karar olduğunu, bu kararların alınmasında kullanılmış olan oylar için hiçbir şekil ve surette TTK’nın 436. maddesi kapsamında olduğunun söylenemeyeceğini, bir anonim şirkette payların çoğunluğuna sahip kişilerin yönetim kurulu üyesi seçiminde oy kullanmasını yasaklamanın şirketin kontrolünün azınlığın eline geçmesi anlamına geleceğini, yönetim kurulu seçiminin kesinlikle pay sahibi bakımından kişisel nitelikte bir iş olmadığını, tam aksine korporatif bir işlem olmakla, şirketin iç işleyişini ilgilendirdiğini, gündemin 7’nci maddesi yönünden, alınan kararın da esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına uygun olarak alınmış olup iptalini gerektirecek şartların olmadığını, yasada öngörülen oylama ve karar yeter sayısına uygun olarak alındığını, sonuç olarak alınan tüm kararlar kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına uygun olarak alınmış olup iptalini gerektirecek şartların oluşmadığını ve dürüstlük kuralına aykırılık da teşkil etmediğini beyanla davacının genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine, davalı müvekkili şirketin işbu dava sebebiyle uğrayacağı zararların tazminini talep hakkı yanında sair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, TTK’nın 448/3. maddesi uyarınca Mahkemenin uygun göreceği miktarda davacının nakdi teminat göstermesine, davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ile takdir edilecek vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, 6102 sayılı TTK’nın 445. maddesi hükmüne dayalı olarak davalı şirketin genel kurulunca 23/05/2019 tarihli, 2018 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında alınan 3, 4, 5, 6 ve 7 nolu kararların iptali talebine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 445. maddesi; “446. maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” hükmünü içermektedir.
Dava, 23/08/2019 tarihinde açılmış olup, 6102 Sayılı TTK’nın 445. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 3 aylık süre içinde açıldığı kabul edilmiştir. Davalı şirketin dava tarihi itibariyle ticaret sicilinde kayıtlı yasal ikametgahının (şirket merkezi- … Mahallesi, … Caddesi, …Plaza, No: … , K: … , İstanbul) Mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idari sınırlar içinde kaldığı saptandığından, uyuşmazlığın çözümünde HMK’nın 14/2 ve 6102 Sayılı TTK’nın 445. maddesi hükmü gereğince mahkememiz kesin yetkilidir.
Davacı, davalı şirketin hissedarı olup, iptali istenen 2018 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde; davaya konu ve iptali istenen kararların ayrı ayrı görüşülerek oylandığı, davacının iptali istenen kararlara karşı red oyu kullandığı, toplantı tutanağına muhalefet şerhini yazarak imzaladığı ve TTK’nın 445. maddesi atfı ile 446. maddesinde sayılan kişilerden olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davalı şirketin sicil dosyası, iptali istenen genel kurul toplantı tutanağı ile hazirun cetveli dosyaya alınmıştır. Dosya içeriği deliller ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 02/12/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmuş olduklarını, davacının 2014 yılından itibaren tüm kayıtların ve belgelerin incelenmesi talebinin bilirkişilik görevini aştığını, iptali istenen genel kurul 23/05/2019 tarihinde yapılmış olsa da, 04/04/2019 tarihinde yapılan birinci genel kurul toplantısına şirket bağımsız denetçisinin katıldığını, konsolide olarak hazırlanan denetim raporunun okunduğun ve müzakere edildiğini, bu nedenle denetçinin 23/05/2019 tarihli genel kuru toplantısına katılmadığını, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik uyarınca denetime tabi şirketlerde, GK toplantılarına şirket denetçisinin de katılması gerektiğini, bu katılımın yalnızca denetim raporunun okunması kısmı ile sınırlı olmadığını, dolayısıyla denetçinin ertelenen GK’ya katılmamasının finansal tabloların onayına ilişkin GK kararını kabili iptal hale getirebileceğini ancak takdirin Mahkememize ait olduğunu, gündemin 4. maddesinin YK üyelerinin ibrasına ilişkin olduğunu, yönetim kurlu üyelerinin kendi ibralarında ve birbirlerinin ibralarında oy kullanamayacaklarını, somut olayda ise yk üyelerinin birbirlerinin ibrasında oy kullandıklarını, davacı tarafından ileri sürülen diğer bir olgunun ise, yk üyelerinin hakim ortağı/yöneticisi oldukları bir başka şirketin pay sahibi sıfatıyla yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullanması ve ibra kararının bu oylar ile alınmış olmasının hukuka aykırılığı olduğunu, dava dışı … Holding A.Ş.’nin yönetim kurulunun kimlerden oluştuğunun bu noktada önemli olduğunu, davalı şirket yk üyelerinin aynı zamanda … Holding A.Ş.’nin de yk üyesi olduklarını, bu durumda ibra oylamasında dava dışı … Holding A.Ş.’nin oydan yoksun kabul edilmesi gerektiğini, ibranın bu şirketin oyları ile yapılmış olması halinde ibra kararının kabili iptal hale geleceğini, davalı şirketin 2018 yılında sermaye artışına gittiğini ve ortaklarına 44.955.000 TL bedelsiz hisse senedi dağıttığını, yine aynı yıl 1.857.670,96 TL net kar elde etmesine rağmen 58.120.016,10 TL kar payı dağıttığından geçmiş yıllar karlarının azaldığını, davalı şirketin 2018 yılında dağıtmaya karar verdiği 8.058.528,16 TL karın, net karının %43,66’sına tekabül ettiğini, şirketin mali yapısı incelendiğinde birikmiş geçmiş yıllar karları dikkate alındığında çok daha fazla kar dağıtabileceğinin görüldüğünü, dağıtılabilir geçmiş yıllar karları dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması halinde dağıtılan kar payının %6,4 olduğunu, bu hali ile oldukça düşük olduğunu, dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğinin söylenebileceğini, takdirin Mahkememize ait olduğunu, gündemin 6. maddesinin yk üyelerinin seçimine ilişkin olduğunu, davacının iddiasının yk üyesi seçilecek olan pay sahiplerinin kendi seçimlerinde oy kullanamayacak olmaları olduğunu, A.Ş.’lerin çoğunluk ilkesine göre yönetildiğini, yk üyelerinin seçiminde tüm pay sahiplerinin oy kullanabileceğini, bu konuda TTK’da bir yasak getirilmediğini, bu nedenle alınan kararın kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığının mütalaa edildiğini, gündemin 7. maddesi ile yk üyelerine şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma ve şirketle rekabet etme izni verildiğini, bu konuda oydan yoksunluk hükümlerine uyulması gerektiğini ancak somut kararın bu yasağa uyularak alınmadığını, takdirin Mahkememize ait olduğunu tespit ve mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce raporun finansal değerlendirme kısmının yeterince açık olmadığı anlaşılmakla heyetten ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 07/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; yapılan bilirkişi ek incelemesinde şirketin bilanço ve faaliyet raporunun şirketin kayıtları ile uyumlu olduğunun tespit edildiğini, şu kadarki, faaliyet raporunun finansal durum başlığı altında verilen Kar/(Zarar), Aktif Toplam ve Özkaynak kalemlerinden oluşan mali tablo bilgilerinin Türkiye Muhasebe Standartlarına göre hazırlandığını, grup konsolide rakamları olduğunu, bilirkişi görevi kapsamı ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede, konsolide finansal tabloların yasaya uygun hazırlandığının tespit edildiğini, bağımsız denetime tabi şirketlerin finansal tabloları, Kamu Gözetim Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetçiler tarafından, Türkiye denetim standartlarına uygun olarak denetlenerek, genel kurullarda ortakların bilgisine sunulduğunu, bağımsız denetçilerin, şirketlerin kendilerince hazırlanmış mali tablolarını denetleyip görüş verdiklerini, dolayısıyla, genel kurullarda ortakların bilgisine sunulan konsolide mali tabloların denetim raporlarının içinde sunulmasının, taraflarınca eksiklik olarak değerlendirilmediğini, şirketin 31.12.2018 tarihi itibariyle özkaynak kalemlerinin; ödenmiş sermaye 75.000.000, yasal yedekler 13.295,385,38, olağanüstü yedekler 13.721.800,03, geçmiş yıllar karları 110,990.057,03, geçmiş yıllar zararları -35.626.508,71, dönem net karı 18.456.861,79 = özkaynaklar toplamı 195.837.595,52 olduğunu, 15.08.2013 tarih, 8384 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan anasözleşme tadil metninde, karın dağıtımı başlıklı 28. maddenin 3. paragrafında, “özel veya olağanüstü yedek akçelere kardan pay ayrılıp ayrılmayacağını, ayrılacak ise bunun oranını veya tutarını, Yönetim Kurulu’nun teklifi üzerine, Genel Kurul kararlaştırır.” denildiğini, şirketin dönem sonunda herhangi bir kısa veya uzun vadeli kredi borcunun bulunmadığını, şirketin iştirakler, bağlı ortaklık, maddi ve maddi olmayan duran varlık yatırımlarının dönem sonunda 127.487.965,58 TL olduğunu, 2017 yılı ile kıyaslandığında herhangi önemli bir değişiklik olmadığını, dağıtılmasına karar verilen 8.058.528,16 TL kâr payının, 2018 yılı kârının %43,66’sına, özkaynakların ise %4,2’sine tekabül ettiğini, bu hali ile oldukça düşük kaldığını ve dürüstlük kuralına aykırılık olarak tavsif edilebileceğini, dağıtılacak karın şirketin özkaynaklarında azalmaya neden olacağını, dağıtılmasına karar verilen karın düşük olduğunu ve daha fazla kar dağıtılması gerektiği için ilgili maddenin iptalini isteyen davacının uzman görüşü olarak sunduğu raporun son maddesinde şirketin sürdürülebilirliğinin ihlal edildiğinin ve iflas riski ile karşı karşıya kalınabileceği görüşü ile birlikte değerlendirmesi gerekeceğini beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüş, davacı tarafça sunulan uzman görüşü incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davalı şirketin 2018 yılı olağan genel kurulunun 23/05/2019 tarihinde yapıldığı, gündemin 3 nolu maddesi ile 2018 yılı finansal tablolarının tasdikinin görüşüldüğü, oy çokluğu ile tasdik kararı verildiği, davacının iddiasının aksine her ne kadar finansal tablolar konsolide olarak hazırlanmış ve genel kurulda oylamaya sunulmuş ise de, davalı şirketin bağımsız denetçisinin 04/04/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına katıldığı ancak erteleme kararı ile yapılan 23/05/2019 tarihli genel kurul toplantısına katılmadığı, davalı şirket bağımsız denetime tabi olmakla TTK’nın 407. maddesi uyarınca denetçinin genel kurulda hazır bulunmasının zorunlu olduğu, genel kurul tarafından toplantıya katılmamasına yönelik bir karar alınmadığı, pay sahiplerinin okunan finansal tablolarla ilgili oylamadan önce soru sorma haklarının ellerinden alındığı, bu nedenle denetçinin katılımı olmaksızın yapılan oylama sonucu alınan finansal tabloların tasdikine dair kararının yasaya aykırı olduğu ve iptalinin gerektiği anlaşılmakla bu madde yönünden iptal kararı verilmiştir.
Gündemin 4 nolu maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşüldüğü ve oy çokluğu ile ibralarına karar verildiği, TTK’nın 436/2 maddesi uyarınca, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacakları, davalı şirketin 23/05/2019 tarihli genel kuruluna tüm hissedarların katıldığı, davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri … … ( 2.559 hisse) ve … … (3.100 hisse)’ın kendilerinin ve birbirlerinin ibrasında oy kullandıkları ve bu oyların çıkarılması ile TTK’nın 418/2. maddesindeki nisaba uygun olarak yönetim kurulu üyelerinin oy çokluğu ile ibrasına karar verilmediği anlaşıldığından yasaya aykırı olarak alınan ibraya yönelik kararın iptaline karar verilmiştir.
Gündemin 5 nolu maddesi ile davalı şirketin 2018 yılı ve geçmiş yıllar karından 8.058.528,16 TL’sinin 31/05/2020 tarihine kadar ortaklara aylık taksitler halinde dağıtılmasına karar verildiği, alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davalı şirketin 2018 yılı karının 1.857.670,96 TL, geçmiş yıllar karlarının 110,990.057,03 TL olduğu, dönem sonunda herhangi bir kısa veya uzun vadeli kredi borcunun bulunmadığı, iştirakler, bağlı ortaklık, maddi ve maddi olmayan duran varlık yatırımlarının dönem sonunda 127.487.965,58 TL olduğu, 2017 yılı ile kıyaslandığında herhangi önemli bir değişiklik olmadığı, dağıtılmasına karar verilen 8.058.528,16 TL kâr payının, 2018 yılı kârının %43,66’sına, özkaynakların ise %4,2’sine tekabül ettiği, ana sözleşme uyarınca kanunun azami olarak belirlediği yedeklerden başkaca yedek ayrılmasına dair alınmış bir karar olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin daha fazla kar payı dağıtabileceği, bu şekilde alınan kararın iyi niyet kurallarına aykırı olduğu kanaatine varılarak iptaline karar verilmiştir.
Gündemin 6 nolu maddesi ile davalı şirketin yönetim kurulu üyeliğine 3 yıl süre ile görev yapmak üzere … …, … … ve … …’nın oy çokluğu ile seçilmelerine karar verildiği, TTK’nın 436. maddesinde yönetim kurulu üyeliği seçimi için herhangi bir oydan yoksunluğun düzenlenmediği, kaldı ki seçilen pay sahibi yönetim kurulu üyesinin kendisi için kullandığı oyun yok sayılması halinde dahi oy çokluğunun sağlanacağı ve kararda yasaya, ana sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılık bulunmadığından iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
Gündemin 7 nolu maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin TTK’nın 395 ve 396. maddeleri uyarınca belirtilen hususlarda faaliyette bulunmalarına oy çokluğu ile karar verildiği, yönetim kurulu üyelerinin kendileri ile ilgili olarak alınacak bu kararda oy kullanamayacakları ancak birbirleri ile ilgili oy kullanabilecekleri, bu durumda yönetim kurulu üyelerinin kendileri için kullandıkları oyların yok sayılması halinde dahi oy çokluğunun sağlandığı ve kararda yasaya, ana sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılık bulunmadığından iptali talebinin reddine karar verilmiş ve sonuç olarak davalı … Ticaret A.Ş.’nin 23/05/2019 tarihli ve 2018 yılı Olağan Genel Kurulu’nda alınan gündemin; 3, 4 ve 5 nolu kararlarının iptaline, 6 ve 7 nolu kararlar yönünden istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulüne, davalı … Ticaret A.Ş.’nin 23/05/2019 tarihli ve 2018 yılı Olağan Genel Kurulu’nda alınan gündemin; 3, 4 ve 5 nolu kararlarının İPTALİNE, 6 ve 7 nolu kararlar yönünden istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL’den peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile kalan 14,90 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 2.000 TL bilirkişi ücreti, 675,80 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.675,80 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.605,48 TL ile ilk harç 88,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddolunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır