Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/514 E. 2020/422 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/514 Esas
KARAR NO : 2020/422
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ : 30/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından fatura alacağına istinaden başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız ve dayanaksız itiraz nedeniyle müvekkil şirketin alacağının sürüncemede bırakılmaya çalışıldığını, müvekkil şirketin, kereste ve kontrplak ürünleri başta olmak üzere orman ürünleri satmakta olduğunu, davalı tarafından 14/05/2018 tarihli 7.821,04-TL tutarlı … sıra nolu ve 28/05/2018 tarihli 10.391,55-TL tutarlı … sıra nolu ödenmemiş faturalara ilişkin alacağının bulunduğunu, müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden dolayı davalı tarafın, müvekkil şirkete toplam borcunun 18.212,59-TL olduğunu, iş bu alacağın tahsili amacı ile … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı şirketin takibe haksız olarak itiraz ettiğini, arabuluculuk başvurusu üzerine toplantı daveti yapılan davalı şirket mazeret sunmadan toplantıya katılmadığını ve bu sebeple anlaşma sağlanamadığını, toplantıya katılmayan davalı şirkete yargılama gideri ve vekalet ücreti yükletilmesine karar verilmesini, davalının itirazının iptalini, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği ancak davalının herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya dayalı alacak talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 7.821,04-TL ve 10.391,55-TL olmak üzere toplam 18.212,59-TL fatura alacağın takip tarihinden (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %19,50 oranında faiz ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu, davalı yanın itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından takibe dayanak fatura suretlerinin ibraz edildiği, davalı tarafın BA kayıtlarının celp edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 15/04/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı tarafça dosyaya envanter ve kebir defterlerine ait bilgilerin sunulmadığını, dosyaya fotokopileri sunulan 2018 yılı yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığını, davalı tarafça incelemeye yasal defter ve belgeleri ibraz edilmediğini, bu nedenle dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defterlerinde herhangi bir tespit yapılamadığını, … Vergi Dairesi tarafından dosyaya gönderilen 20/12/2019 tarihli yazı ve ekleri incelendiğinde, dosyaya gönderilen bilgi ve belgelerin davacıya ait fatura ve davacı nezdindeki davalı fatura listesi olduğunu, davalıya ait BA formlarının dosyaya sunulmadığının görüldüğünü, davacı tarafça davalıya kesilen dava konusu 14/05/2018 tarih ve … nolu 7.821,04-TL bedelli, 28/05/2018 tarih ve … nolu 10.391,55-TL bedelli olmak üzere toplam 18.212,59-TL tutarındaki fatura ve muhteviyatlarının davacı tarafça davalıya verildiği hususunda fatura üzerinde herhangi bir tebliğ/teslim bilgisine rastlanılmadığını, bu hususu da davacı tarafça başka bir bilgi ve belgesinin de dosyaya sunulmadığını, açıklamalar neticesinde dava konusu fatura ve muhteviyatlarının davalıya verildiğinin ispata muhtaç kaldığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; mal satım ilişkisine dayalı 2 adet faturaya dayalı alacak isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmış olup yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın 2 adet faturaya dayalı alacak istemi ile başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin davaya cevap vermediği gibi ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı tarafın takibe konu alacak istemine dayalı faturalarının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, her ne kadar rapor kapsamında BA kayıtlarının bulunmadığı tespiti yazılmış ise de davalı tarafın mükellefi olduğu vergi dairesinin mahkememize göndermiş olduğu BA formu bildiriminde de davacı şirket faturalarının kayıtlı olduğu görülmekle faturalarda yazılı malların davalıya teslim edildiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Ayrıca HMK 222. maddesi, “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir… (22/07/2020) ” hükmünü içermekte olup yargılama sırasında yürürlüğe girmekle derhal uygulama ilkesi kapsamında tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde aksi yönde delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Anılı gerekçeler ışığında davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 18.212,59-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı yararına %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 18.212,59-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 18.212,59TL takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 3.642,51-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.244,10-TL ilam harcından peşin alınan 219,97-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.024,13-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 219,97-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 264,37-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 709,60-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır