Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/5 E. 2019/1151 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/5 Esas
KARAR NO : 2019/1151
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkiline faturadan kaynaklı borcunu ödemediğini, müvekkilinin borç nedeniyle … İcra Müdürlüğü’nün … numaralı dosyası ile takip başlattığını, davalı şirkete ödeme emri gönderildiğini, davalı şirketin takipte istenen işlemiş faizin tamamına ve faiz oranına itiraz ettiğini, ancak asıl alacağa yönelik itirazının bulunmadığını beyanla … İcra Müdürlüğünün … numaralı dosyasında kalan bakiye alacakları olan 77.989,17 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe giriştiğini, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emrinden yer alan asıl alağa itiraz edilmediğini, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, 80.000 TL müvekkil şirketi tarafından takip tarihi sonrasında asıl alacağa mahsup edilmek üzere haricen davacıya ödeme yapıldığını, defterler incelendiğinde borçlarının bulunmadığının tespit edilebileceğini, faiz talebinin yerinde olmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELLİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağına istinaden 92.021,77 TL’si asıl alacak, 25.467,02 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.488,79 TL alacağın %27 temerrüt faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunduğu ve davalı borçlunun yasal süre içinde itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin bozma öncesi … Esas … Karar sayılı dosyasında;
Mahkememizce dosya üzerinde bankacı bilirkişi … ve Yard. Doc. Dr. İcra Hukukçusu … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 02/02/2015 tarihli rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Taraflar arasında ana para konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, ana paradan kaynaklanan faiz ve faiz oranlarına ilişkindir.
Dava dosyasına sunulu 14.08.2008 tarih ve … Seni Numaralı 92.021,77 TL. tutadı faturanın, açık fatura olduğu, diğer bir anlatımla bedelinin ödenmediğinin anlaşıldığı, zira faturanın alt kısmının imzalanarak kapatılmadığı, görülmektedir. Esasen taraflar arasında da fatura bedelinin ödenmediği hususunda uyuşmazlık yoktur. Diğer bir anlatımla davacı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin, davalı … A.Ş. nden, fatura bedeli 92.021.77 TL. tutarında asıl alacağının bulunduğu, görülmektedir.
Davacı … Ltd. Şti. …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 18.08.2009 tarihinde haciz yolu ile başlattığı icra takibinde; 117.488.79 TL. alacağın, fatura tarihinden itibaren, İcra giderleri, vekâlet ücreti ve asıl alacağın %27 temerrüt faizi ile birlikte BK. 84. maddesi esasına göre tahsili talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, 26.08.2009 tarihli dilekçesinde işlemiş faizi itiraz ettiğinden takip durmuştur.
Taraflar arasındaki ilişki ticaridir. Bu nedenle, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istemi mümkün bulunmaktadır. Ancak bir alacağa faiz istenebilmesi için ya ödeneceği tarihin kesin olarak belli olması, ya da alacaklının bir ihtar veya ihbar ile borçluyu temerrüde düşürmesi gerekmektedir.
Huzurdaki davada, icra takibine konu teşkil eden faturada borcun ödeneceği tarih kesin olarak belli olmadığı gibi, davacının bir ihtar veya ihbarda bulunarak davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair de her hangi bir belge ibraz edilmemiştir.
Bu nedenle, takip tarihinden önce faiz istemi mümkün bulunmamaktadır. Ancak, takip ile davalı temerrüde düşmüş sayıldığından, takipten sonra borç ödeninceye kadar 92.021.77 TL. matrah üzerinden takip tarihinden (18.08.2009) itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için belirlediği avans faiz oranlan uyarınca, faiz istenebileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı şirket, Raporumuzun önceki bölümlerinde açıklandığı gibi, 24.07.2014 Dava Tarihi itibariyle, dava dilekçesinde ayrıntısı belirtilen; 77.989.17 TL. alacak talebinde bulunmuştur.
Davacı şirket, işbu alacak miktarına, fatura tarihi ile takip tarihi arasındaki süre için (14.08.2009-18.08.2009) hesapladığı, 25.467.02 TL. işlemiş faizi ilave etmemiştir. Zira davalı borçlu şirket, 18.08.2009 İcra Takip tarihinde mütemerrüt olmuştur. Davalı … A.Ş. Borcuna mahsuben, takip tarihinden sonra dava dilekçesinde belirtilen ve taraflar arasında tartışmasız olarak kabul edilen 80.000 TL harici ödemelerde bulunmuştur. Asıl alacak, harici ödemeler, T.C. Merkez Bankasının Kısa Vadeli Krediler için belirlediği Avans faiz oranlan ve ödeme tarihleri dikkate alınarak, 18.08.2009 takip tarihinden, 24,07.2014 dava tarihine kadar, değişik oranlar uygulanan faiz ve yapılan tahsilatların, BK. nun 100. maddesi (Eski 84.madde) esas alınarak hesaplama yapılmıştır. ( hesap ayrıntısı raporda yer almıştır.)
Asıl alacak 92.021.77 TL.’ye 18.08.2009 İcra takip tarihinden 24.07.2014 dava tarihine kadar toplam 59.141.75 TL. faiz hesaplanmıştır. Ancak davacı şirket, aynı tarih itibarıyla 59.117.75 TL. istemde bulunduğundan talebi ile bağlı sayılması gerektiği, kanısındayız.
Böyle olunca, davacı şirketin, 24.07.2014 (Dava dilekçe tarihi) itibariyle alacağı;
BK. 100. Maddesi (Eski 84.Maddesi) ııyannca, tahsilatların öncelikle faize mahsubu esas alınarak;20.882.25 TL. olarak belirlenmiştir.
İşbu miktar 92.021.77 TL. tutarındaki anaparaya mahsup edildiğinde; kalan alacak miktarı 71.139.52 TL. olarak hesaplanmıştır. Davacı şirket ise, aynı tarih itibariyle; 77.989.17 TL. olarak talepte bulunmuş olup, tespitlerimizi aşan (77.989.17 – 71.139.52)=6.849.65 TL’nin yerinde olmadığı kanısına varılmıştır. Dava tarihinden itibaren, 71.139.52 TL. tutanndaki asıl alacağa, T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü avans faizi oranında faiz talebinin mümkün olduğu, kanısına varılmıştır.” şeklinde mütalaa ettikleri görülmüştür.
Dava; faturaya dayalı takip nedeniyle faize yapılan itiraza istinaden takip ve dava tarihinde işleyen faizin tahsiline yönelik alacak talebine ilişkindir.
Taraflar arasında asıl alacağa yönelik herhangi bir ihtilaf yoktur. Yine, taraflar arasında 80.000 TL haricen ödeme yapıldığı hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur.
Davacı yan, yapılan harici ödemeyi faizden mahsup ederek 71.139,52 TL kalan asıl alacak ve 6.849,65 TL kalan işlemiş faiz olmak üzere 77.989,17 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali olmayıp, alacak davası olduğundan asıl alacak taraflar arasında ihtilafsız olmakla, her ne kadar tahsilatın öncelikle işlemiş faizden mahsubu gerekli ise de; davalının usulüne uygun takip öncesi temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamadığından ve yapılan tahsilatın mahsup edileceği takip öncesi işlemiş faiz bulunmadığından, yapılan ödeme miktarınca da faiz talebi ortadan kalkacağından, tahsilatın öncelikle faizden mahsubu kuralının somut olayda uygulanamayacağı kanaati ile işlemiş faizin dava konusu olduğu mahkememizce benimsenerek, davacı yanın takip ve dava tarihi arasındaki dönem için 59.117,75 TL faiz talebinin bulunduğu da nazara alınarak talep aşılamayacağı gerekçesiyle; mahkememizce yapılan yargılama ve tekmil dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kısmen kabulü ile, … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında takip tarihi ile dava tarihi arasında işleyen faiz nedeniyle davacının davalıdan 59.117,75 TL faiz alacağının olduğunun tespiti ile bu miktar faiz alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kısmi ödemelerin tahsilde tekerrür olmamak üzere infazda nazara alınmasına, dair hüküm davacı vekilinin vaki temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamı ile önce onanmış, ardından davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamı ile;
“Davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine 18.08.2009 tarihinde yapılan ilamsız takipte, davalı-borçlu 92.021,77 TL asıl alacağa itiraz etmemiş fakat işlemiş faiz talebine ve takipten sonra işleyecek faiz oranına itiraz etmiş daha sonra davacı-alacaklıya ilki 07.03.2013 ve sonuncusu 23.09.2013 tarihinde olmak üzere dokuz seferde toplam 80.000,00 TL ödemiştir.
Davalı-borçlu 18.08.2009 takip tarihi itibariyle asıl alacak yönünden temerrüte düşmüş olup tarafların tacir olması sebebiyle asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi ve yapılan kısmi ödemelerin de BK’nun 84. maddesi (TBK’nun 100. maddesi) gereğince öncelikle ödeme tarihine kadar işleyen faize mahsup edilmesi ve işleyen faiz borcunu aşan ödeme varsa bunun asıl alacaktan mahsup edilmesi ve asıl alacağın kalan kısmına bu kere ikinci ödeme tarihine kadar faiz işletilmesi ve davacı-alacaklının bakiye alacağının bu şekilde hesaplanması gerekmektedir.
Davacı-alacaklı da 25.07.2014 tarihinde açtığı alacak davasında bu yönteme göre alacağını kendince hesaplayarak 77.989,17 TL bakiye alacağının takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, “tahsilatın öncelikle faizden mahsubu kuralının somut olayda uygulanamayacağı”, sadece “işlemiş faizin dava konusu olduğu” ve davacının “takip ve dava tarihi arasındaki dönem için 59.117,75 TL faiz talebinin bulunduğu ve “talebin aşılamayacağı” gibi dosya içeriğiyle uyumlu olmayan gerekçelerle davanın 59.117,75 TL faiz alacağı için kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.02.2017 tarihli kararıyla yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiş olup, bu karara karşı davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine yeniden yapılan inceleme sonucunda,
Mahkemece yapılacak iş; yukarıda ikinci paragrafta açıklanan şekilde bir hesap yaptırılıp ödenmemiş asıl alacak ve işlemiş faiz dava tarihi itibariyle buldurulup asıl alacağa son ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanacak şekilde hüküm verilmesi olmalıdır.
Hal böyle olmasına rağmen yerel mahkeme kararının Dairemizin 20.02.2017 tarihli ve … E.- … K. sayılı kararı ile onanması doğru olmadığından davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararın yukarıda açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozularak mahkememize tevzi olmuş 2019/5 esasına kaydedilmiş ve yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce dosya kapsamı, tarafların beyan ve itiraz dilekçeleri, savunma iddia kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda dosyanın icra hukukçusu bilirkişi … ile bankacı bilirkişiler … ve …’tan oluşan bilirkişiye heyetine tevdi ile rapor alınmış ve konuya ilişkin 09/09/2019 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Davacı taraf … İcra Müd.’nün … E. Sayılı dosyasından kalan alacakları olan ve detayı aşağıda verilen 77.989,17 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini dava etmiştir.
Takip ile dava arasında davalı tarafından yapılan toplam 80.000 TL ödemenin öncelikle işlemiş faize mahsubu suretiyle, dava tarihi itibariyle davacı alacağı; 72.617,46 TL asıl alacak, 7.527,84 faiz olmak üzere toplam 80.145,30 TL.’dir. Ancak davacı 77.989,17 TL talep ettiğinden, taleple bağlılık kuralı gereği alacağı 77.989,17 TL olarak kabul edilmiştir.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonucunda; usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilerek tahsilatın öncelikle faizden mahsubu kuralı uygulanarak hesaplama yapılmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bu kurala uygun olarak tahsilat tarihi itibarıyla geçerli faiz oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacı alacağı tespit edilmiştir. Davacı alacağının talep edilenden fazla olduğunun anlaşılması üzerine taleple bağlılık kuralı gereğince davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçeye göre,
1-Davanın KABULÜ İLE,
Davacının, dava tarihi itibariyle … İcra Müd.’nün … sayılı takip dosyasından kalan bakiye 71.139,52 TL asıl alacak ve 6.849,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.989,17 TL alacaklı olduğunun tespiti ile, asıl alacak 71.139,52 TL’ye dava tarihi olan 25/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte (icra dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 5.327,44 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.331,90 TL ve 30/03/2016 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile tahsil edilen 2.706,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.289,11 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.331,90 TL peşin harç, 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.357,10 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 8.928,80 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Bozmadan önce yapılan 990 TL yargılama gideri ile bozmadan sonra yapılan 2.227,60 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 3.217,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA