Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/457 E. 2020/21 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/457 Esas
KARAR NO : 2020/21
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2018
KARAR TARİHİ : 22/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın … Şubesi ile davalı kredi lehtarı/borçlusu … Ltd. Şti. arasında GKS imzalandığını, diğer davalının da müteselsil kefil sıfatıyla işbu sözleşmeyi imzaladığını, anılan GKS istinaden kredili mevduat hesabı ve şirket kredi kartı kredisi kullandırıldığını, borcun öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle …. Noterliği’nin 03.01.2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek 10.243,57-TL alacaktan dolayı kredi cari hesabının kat edildiğini, ihtarname ile verilen sürede borcun ödenmemesi üzerine bu kez …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile genel haiz yoluyla ilamsız icra takibine başlatıldığını, davalının, asıl borca, işlemiş faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, takibin sürüncemede bırakmaya yönelik olarak itiraz edildiği belirtilerek, hukuka aykırı itirazın 10.668,32-TL alacak üzerinden iptalini, takibin devamını ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesinin davalı taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davaya cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; genel kredi sözleşmesinden (GKS’den) kaynaklı alacak istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın ….Tüketici Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği görülmüş olup talebin genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ve tarafların tacir olduğu anlaşılmakla; ticari dava kapsamında mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delilleri toplanmıştır.
İtirazın iptali istemine konu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiş olup icra dosyasının tetkikinde; “… Davacı tarafından 9.686,70TL asıl alacak, 727,42-TL (işlemiş yıllık %28,08 faiz) 36,37-TL temerrüt faizi, 217,83-TL masraf olmak üzere toplam 10.668,32-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalıların bahse konu takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu…” görülmüştür.
Davalı takip borçluları tarafından her ne kadar icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itiraz ileri sürülmüş ise de HMK’nın 17. maddesi bağlamında taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yetkili mahkeme ve icra müdürlüklerinin İstanbul olarak kararlaştırılmış olması karşısında sözleşmedeki anılı yetki şartının 6102 sayılı TTK’ nın 7. maddesi ile hükme bağlanan ticari teselsül karinesi ve kefaletin fer’iliği ilkesi gereği davalı tacir yanında davalı kefili de bağladığı, icra takibi de sözleşmede belirtilen İstanbul İcra Müdürlüğü’nde yapılmış olduğundan yetkili icra dairesinde takip yapılmasına ilişkin dava şartı gerçekleşmiş olup huzurdaki davada icra müdürlüğü’nün yetkili olduğu anlaşılmakla; yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce görevlendirilen bankacı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 18/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”… Tarafların sözleşmeyi özgür iradeleriyle imzaladıkları, TBK m. 28 anlamında aşırı yararlanma hali ya da TBK m. 20 anlamında sözleşme hükümleri genel işlem şartı niteliğinde olmadığı farz edilerek hesaplamaların yapıldığı, davalı kredi lehtarı şirket ve kefilin aynı tarihte temerrüde düşürüldüğünü, her ikisi içinde tek bir ortak hesaplama yapıldığını, ayrı ayrı hesaplama yapılabilecek olsa bile sonuç yine aynı seviyede çıkacağını, bu nedenle tek bir ortak hesaplama yapıldığını, takip ve dava konusu kredili mevduat hesabı ile şirket kredi kartının hem akdi ve hem de temerrüt faiz oranları aynı seviyede oldukları için her iki kredi borcu/alacağı birleştirilerek hesaplama yapıldığını, temerrüt tarihi itibariyle 9.711,65-TL asıl alacak hesaplandığını, davacı banka ise takip talebinde 9.686,70-TL asıl alacak talep ettiğini, bu durumda takdiri mahkemeye bırakmakla taleple bağlı kalınmasının yerinde olacağını, davacı banka ile davalı kredi borçlusu/kredi lehtarı … SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ. Arasında GKS akdedildiğini, işbu sözleşmeyi davalı kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğun, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiğini, davalı/kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 50.000,00-TL olduğunu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 9.686,70-TL’sinin kefalet limitlerinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin hesaplanan kredi borcunun tamamından müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebileceğinin, davacı bankanın takip tarihi itibariyle hesaplanan alacağının toplamda 10.537,06-TL olduğunu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 131,26-TL’nin reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 9.686,70-TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte istenebileceğinin…” mütalaa edildiği görülmüştür.
Huzurdaki davada; davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket ile davalı müteselsil kefil arasında 2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin akdedildiği, bahse konu işbu sözleşmeyi davalı/kefilin 50.000-TL kefalet limiti dahilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu tespit edilmiştir. Kefalet akdi, bilindiği üzere, asıl borç sözleşmesinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşme olup, somut olayda davalı kefilin Genel Kredi Sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla kefalet limiti ile birlikte beyan ve imzalarının yazılı olduğu görülmüştür.
TBK’nın 589 ve 590. maddelerine göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur.” Ayrıca Y. 19.HD.09.1.1993 T., 92/9781 E., 93/8447 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; “…Kefilin temerrüdü, kredi hesabını kat eden bankanın, müteselsil kefile TBK’nın 117. maddesi hükmü gereğince temerrüt ihtarında bulunulması ile gerçekleşmektedir…” Dolayısı ile kefilin temerrüdü, cari hesabın kesilmesi ve kat edilecek ihtarnamenin kefile tebliği ile davalı/ kefilin, sözleşmede gösterilen azami kefalet limitleri aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumlu olacağının kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı taraflarca herhangi bir ticari defter, kayıt ve ödeme belgesi sunulmadığı, sadece soyut beyanlarla borca ve ferilerine itiraz edildiği anlaşılmış olup ayrıca dava konusu genel kredi sözleşmesi kapsamında kefil olan davalı yönünden eş rızasının alınmadığı görülmekle birlikte akit tarihi itibari ile uygulanması gereken TBK’nın 584. maddesi gereğince Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler için eş rızasının aranmayacağı düzenlemesi kapsamında davalı kefilin davalı asıl borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi olduğu gözetildiğinde anılı madde kapsamında kaldığı, böylece eş rızasının alınmamış olmasının somut olayda kefaletin geçerliliğine menfi bir etkisinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı taraf kayıt ve defterlerinin münhasır delil vasfının tanındığı, anılı raporla davalı asıl borçlu şirket ile davalı kefilin dayanak genel kredi sözleşmesine istinaden sorumluluğunun bulunduğunun belirlendiği, alacak miktarının yanlar arasındaki sözleşme, kredi ilişkisi ve bankacılık mevzuatına uygun olarak belirlendiği, bu hali ile mahkememizce denetlenen raporun hükme esas alınabileceği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında takip tarihi itibari ile davacının davalılardan 9.686,70-TL asıl alacak, 602,41-TL işlemiş faiz, 30,12-TL BSMV, 217,83-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 10.537,06-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 9.686,70-TL takip tarihinden itibaren yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine, alacağın % 20’si oranındaki 2.107,41-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalılardan 9.686,70-TL asıl alacak, 602,41-TL işlemiş faiz, 30,12-TL BSMV, 217,83-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 10.537,06-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 9.686,70-TL takip tarihinden itibaren yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 2.107,41-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 719,78-TL ilam harcından peşin alınan 182,19-TL’nin mahsubu ile bakiye 537,59-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 182,19-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 218,09-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.165,40-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır