Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/450 E. 2019/899 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/450 Esas
KARAR NO : 2019/899
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2013
KARAR TARİHİ : 18/10/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Google internet arama motoruna, müvekkilinin tescilli markası ve unvan olan “… TUR” yazıldığında “… tur şikayet” ibareleri otomotik olarak görüntülendiğini, “… TURİZM ŞİKAYET” yazılıp arama yapıldığında ise hemen ilk sayfa (üçüncü sırada) dava konusu yayının yapıldığı davalıya ait internet sitesinin sayfalarının linki çıktığı ve bu linkin altında (yeni başlayanlar için …sözlük, …/…?t=yeni+başlayanlar+için+umre) 09 Eylül 2011 —->ispa tur (ikincil kaynaktan); efendim birincil kaynaktan eksiden gidilmiştir bunlarla, tur rehberinden memnun kalınmamıştır geri kalan her şey, vs. gibi şikayet yazılarını içerdiğini, internette tekel konumundaki “google” arama motorunda müvekkilinin unavanı ve markası olan ” ….TURİZM ŞİKAYET” yazıldığında da davalıya ait internet sitesinin çıkması nedeniyle müvekkili hakkında şikayetlerin olduğu izlemininin oluşması, ilgili linke tıklandığında açılan sayfada yer alan yazıdaki, hem müvekkilinin markası ve tüzel kişiliğine hem de ortaklarına hakaret ve iftira edilmesi, müvekkilinin şöhreti, markası, ticari itibari gibi kişilik haklarını zedelediğini, dava konusu bu durumun hukuka aykırı rekabet oluşturduğunu ve müvekkilinin müşterileriyle olan tüm ilişkisini etkilediğini, haklarına tecavüz edilerek maddi ve manevi zarara uğratıldığını, bu hususta davalı şirkete ihtarname keşide edilmesi sonucu müvekkiline e-posta yoluile bildirilen yazı ile “yazının hukuk danışmanlarınca incelendiği ve yazılarda suç veya tazminat sebebi olmadığı kanısına varıldığı” şeklinde cevap verildiği, neticeden müvekkilinin şöhreti, markası, ticari itibari gibi kişilik haklarını zedelediğini, dava konusu bu durumun hukuka aykırı rekabet oluşturduğundan bahisle, müvekkilinin uğradığı maddi zararlarına ve sair ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, dava konusu hukuka aykırı yayınların tedbiren kaldırılmasına, müvekkilinin uğradığı zarara ilişkin 30.000.TL manevi tazminat bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 6102 sayılı TTK’nun 59. Madde ve 6098 sayılı TBK’nun 58. Madde hükümleri doğrultusunda kararın ilan edilmesine, masraf ve ücreti vekalete karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafın mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, Google üzerinden yapılan arama sonucunda, müvekkil şirketin sahibi olduğu “… Sözlük” adlı internet sitesinde davacı hakkında yazılan bir içeriğe ulaşıldığı iddia edilmekte olduğunu, müvekkil şirkete ait internet sitesinde yer aldığı iddia edilen bu içeriğin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği beyan edildiğini, söz konusu içeriğin tedbiren yayından kaldırıldığını ve müvekkil şirket aleyhine 30.000.TL manevi tazminata hükmedildiğini, usule ilişkin itirazlarında dava tarihi itibariyle yayında olmayan yorumların kaldırılmasını mümkün olmadığından dava konusuz kaldığını, davanın tarafların ticari işletme olması nedeniyle tazminat talepleri açısından davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerekmekte olduğunu, görevsizlik kararının verilmesini gerektiğini, davacı şayet içeriğin çıkartılmasını talep ediyorsa bunun 5651 sayılı kanunun açık düzenlemesi gereği sulh ceza mahkemesinden talepte bulunması gerekmekte olduğunu, davacının içeriğinin yayından çıkartılması talepleri bakımından da görevsizlik kararı verildiğini, 5651 sayılı yasa gereği dava konusu içerik nedeniyle içerik sağlayıcı sorumlu olduğu, yer sağlayıcılık faaliyeti yürüten müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığından davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, esasa ilişkin itirazlarında davaya konu içeriğin kapsamıve mahiyeti burün itibariyle tespit edilemediğinden davacı tarafından yayınlandığı iddia olunan içeriği hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte bir an için müvekkil şirkete ait internet sitesinde davacının iddia ettiği gibi ifadeler içeren bir yazının yayınlandığı varsayılsa dahi davacının dilekçesinde belirttiği yazının hiçbir şekilde hukuka aykırılık teşkil etmediği sabit olduğundan mesnetsiz davanın reddi gerekmediğini, davacının ekşi sözlük internet sitesine yazılan her yorumun hukuka aykırılığının denetlenmesi gerektiği iddiası teknik olarak imkansız olduğunu, müvekkil şirketin böyle bir yasal yükümlülüğü de bulunmadığını, talep edilen manevi tazminat meblağının fahişliğini davacının görevsiz mahkemede açmış olduğu hukuka aykırı taleplerini ihtiva eden ve mesnetsiz iddialardan oluşan haksız davasının reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; haksız rekabetten kaynaklı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu yayınların Google ekran görüntüleri (Ek-1,Ek-2,Ek-3), ihtarname, TPE ekran görüntüsü, davacı markasına ilişkin kayıtlar ile dava konusu “…com” internet sitesinin ziyaretçi sayılarını gösterir belgelerin ve bilirkişi raporlarının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Mahkememizin …esas,…karar sayılı kararı ile görevsizlik nedeniyle dosyanın İstanbul Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verildiği, bunun üzerine dosyanın gönderildiği İstanbul … Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin karşı görevsizlik kararını verdiği ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/4317 esas, 7328 karar sayılı ilamı ile mahkememizin yargı yeri olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesine müteakip yürütülen yargılama kapsamında (2014/226 esas, 2015/674 karar sayılı kararı ile) ; ” …Davalı şirketin internet sitesinde, davacı şirket aleyhine haksız rekabet teşkil edecek nitelikte ifadeler kullandığı, söz konusu ifadelerin niteliği, yayınlandığı sitenin takipçi sayısı, ulaştığı kitle ve etkisi dikkate alınarak hükümde belirtilen miktarda tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile, 20.000-TL manevi tazminatın 09/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” dair karar verildiği ancak anılı kararın, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/170 esas, 2017/3388 karar sayılı ilamı ile; ”…Kural olarak haksız rekabet eyleminin dava tarihinden önce gerçekleştiğini ispat külfeti davacı tarafta olup, somut uyuşmazlıkta haksız rekabetin gerçekleşmiş olduğu davacı tarafından kanıtlanamadığı gibi, bir başka sitenin arama motorundan yapılan araştırmada ulaşılan “ispa şikayet var” ibaresinin kullanımı da doğrudan haksız rekabete yol açan bir eylem olarak nitelendirilemez. Bu durumda mahkemece kanıtlanamayan davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçeleri ile bozulmasına karar verildiği görülmüştür. Huzurdaki dava, davalı şirketin yer sağlayıcısı olduğu İnternet sitesinde haksız rekabet teşkil eden yazılar yayınlandığı, bu nedenle davacının ticari itibarının zedelendiği iddiasına dayalı manevi tazminat ve yayınların kaldırılması istemine ilişkin olup kural olarak haksız rekabet eyleminin dava tarihinden önce gerçekleştiği noktasında ispat külfeti davacı tarafa aittir. Somut uyuşmazlıkta ise haksız rekabetin gerçekleşmiş olduğunun tüm dosya kapsamından kanıtlanamadığı, ayrıca usul ve yasaya uygun olan bozma ilamı da gözetilerek yapılan değerlendirme sonucunda bir başka sitenin arama motorundan yapılan araştırmada ulaşılan “İspa şikayet var” ibaresinin kullanımının da doğrudan haksız rekabete yol açan bir eylem olarak nitelendirilemeyeceği, bu hali ile kanıtlanamayan davanın reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibarıyla alınması gerekli 44,40 TL maktu red karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 512,35 TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 468,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan toplam 79 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.600-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
18/10/2019
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır