Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/404 E. 2022/775 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/404 Esas
KARAR NO : 2022/775
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile; müvekkilinin eşi …’in vasisi olduğnu, kısıtlı … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/… E.2014/… K.sayılı, 25.06.2014 tarihli kararı ile vesayet altına alındığını, müvekkilinin vasilik görevi,16.06.2017 tarihli, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/… E.2014/… K.sayılı ek kararı ile uzatıldığını, kısıtlı …’in fiil ehliyeti olmadığını, çevresinde hasta olduğu bilindiğini, “TMK madde 14 ve devamı maddeleri gereğince, ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur hükmü ve TMK 16.maddeye göre yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça,kendi işlemleri ile borç altına giremezler.” hükümleri gereğince ehliyetsizlik nedeni ile imzalamış olduğu senetlerin de bir hükmü bulunmadığını, kısıtlı …,davalı … lehine,30.07.2018 vadeli 5.000,00 – TL. Meblağlı,30.08.2018 vadeli 5.000,00 TL. Meblağlı, 30.09.2018 vadeli 5.000,00 TL.meblağlı, 30.10.2018 vadeli 5.000,00 TL. meblağlı ve 30.12.2018 vadeli 3.500,00 TL.meblağlı 5adet senet düzenleyip verdiğini, müvekkilinin eşinin borçlandığından haberi olmadığını beyanla …’in vasisi olan müvekkilinin eşinin borçlanmasına rızası olmadığını beyanla, ehliyetsizlik nedeni ile davalıya 23.500,00 TL. borçlu olunmadığının tespitine, işbu dava neticeleninceye kadar senetlerin icra takibine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafa çıkarılan davetiyeye rağmen bir cevap sunulmadığı anlaşıldı.
DELİLLER:
… nden davacı kısıtlı hakkında tüm tıbbi bilgi belgeler istenmiş, müzekkere cevabında gelen tüm belgeler dosyamız arasında alınmıştır.
… nden, davacı kısıtlı hakkında tüm tıbbi bilgi belgeler istenmiş, müzekkere cevabı dosyamız arasında alınmıştır.
Davalının adres araştırması için … İlçe Emniyet müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosyamız arasında alınmıştır.
Mahkememizce … Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılarak davacı kısıtlı …’in davaya konu senetler yönünden dava tarihi itibariyle fiil ehliyetine sahip olup olmadığı hususunda rapor hazırlanması istenmiş ve 21/04/2021, 07/12/2021 ve 16/08/2022 tarihli raporlar dosyamız arasına alınmıştır.
… Sulh Hukuk Mahkemesinin 25/06/2014 tarihli 2013/… Esas 2014/… K. Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından keşide edilen beş adet senedin tanzim tarihinde davacının hastalığı nedeniyle fiil ehliyetine sahip olmadığının tespiti ile bu senetlerden kaynaklanan bir borcunun olmadığı hususunda menfi tespitine karar verilmesi isteminden ibarettir.
Mahkememiz dosyasında davacı vasinin, … Sulh Hukuk mahkemesinin 25/06/2014 tarihli 2013/… Esas 2014/… K. Sayılı kararı ile kısıtlı eşi …’in vasisi olarak atandığı, 28/11/2019 tarihli kararı ile de mahkememizin 2019/… Esas sayılı dosyasında davacı vasiye husumete izin ve yetki verildiği anlaşıldı.
Davacı vekilince açılan iş bu dava, … Asliye Hukuk mahkemesinin 16/05/2019 tarihli 2018/… E. 2019/… sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce … Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılarak davacı kısıtlı …’in davaya konu senetler yönünden dava tarihi itibariyle fiil ehliyetine sahip olup olmadığı hususunda rapor talep edilmiş olup;
… Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinin İhtisas Dairesinin … sayılı 23/08/2021 tarihli raporunda:
” …’in 23.08.2021 tarihinde ayaktan yapılan muayenesi, müşahedesi, tetkikleri ve adli dosyanın incelenmesi neticesinde; kişide halen şuur ve harekât serbestîsini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede aktif psikopatoloji saptanmadığı, tıbbi evrak, muayene ve müşahadesi birlikte değerlendirildiğinde kendisinde (bipolar affektif bozukluk) denilen akıl hastalığına musab olduğunun anlaşıldığı, yapılan dosya tetkikinde işlem tarihine yakın tarihlerde düzenli poliklinik takipleri olduğu, işlem tarihinde kendisinde fiili ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini önemli derecede azaltacak mahiyet ve derecede olan (hipomani) denilen duygudurum atağı içerisinde bulunduğu, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak bizzat ve tek başına eylem ve işlemlere girişemeyeceği tıbbi kanaatine varıldığı; bu duruma göre şaban oğlu, 1968 doğumlu, …’in 20.03.2018 tarihinde fiili ehliyetine haiz olmadığı” yönünde rapor mütalaa edilip sunulduğu görülmüştür.
… Adli Tıp Kurumu Kurulu’nun … sayılı 07/12/2021 tarihli raporunda;
Yukarıda sıralanmış tıbbi belgeler ile adli tahkikat dosyasında belirlenen ve adli tıbbi yorumlamayı ilgilendiren hususların değerlendirilmesinden; “görülmekte olan “Menfi Tespit (Haksız Eylemden Kaynaklanan)” davası nedeniyle “20.03.2018 senet tanzim tarihi itibariyle fiil ehliyetine sahip olup olmadığı” sorulan … oğlu, 1968 doğumlu …’in Kurulumuzca 21.10.2020 ve 23.08.2021 tarihlerinde yapılan muayeneleri sonucunda halihazırda aktif psikopatoloji saptanmasa da, adli dosyasında mevcut tıbbi belgelerin tetkikinde; kendisinin fiil ehliyetini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede (mani, depresyon) dönemleri ile arada tam bir akli sağlık içinde bulunduğu (serbest ara devreler)den oluşan devri bir psikoz olan Bipolar Affektif Bozukluk denilen akıl hastalığına musab olduğunun anlaşıldığı, mevcut hastalığın halen remisyon (iyilik) hali içinde olduğu, akit tarihinde herhangi bir akli arıza içinde olduğunu gösteren tıbbi bir belge ve bulguya rastlanmadığı, akit tarihinde menfaatlerini müdrik ve telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı; bu duruma göre …’in 20.03.2018 senet tanzim tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu” yönünde oy birliği ile mütalaa edilip rapor sunulduğu görülmüştür.
… Tıp Kurumu Birinci Üst Kurulu’nun … sayılı 16.08.2022 tarihli raporunda;
“Menfi Tespit (Haksız Eylemden Kaynaklanan)” davası nedeniyle, Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi Raporu ile Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Kurulu raporu arasında çelişki bulunduğundan, çelişkinin giderilerek 20.03.2018 senet tanzim tarihi itibariyle fiil ehliyetine sahip olup olmadığı hususunda Birinci Üst Kurul tarafından rapor düzenlenmesi istenen Şaban oğlu, 1968 doğumlu … hakkında düzenlenen tıbbi belgeler ile dava dosyası ve adli tıbbi yorumlamayı ilgilendiren hususların tüm olarak 26.07.2022 tarihinde Adli Tıp Birinci Üst Kurulunda değerlendirilmesi sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından; kişinin (Bipolar Affektif Bozukluk) denilen ve fiil ehliyetini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede olan (manik) ve (depresif ) ataklarla seyreden ve arada tam bir akli sağlık içinde bulunduğu (serbest ara dönem)’lerden oluşan hastalığa musab olduğunun anlaşıldığı, dava dosyasının tetkikinde kişinin akit tarihi olan 20.03.2018 tarihinde fiil ehliyetini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığına musab olduğunu gösteren tıbbi bulgu ve belgeye rastlanmadığı, akit tarihinde tam bir akli sağlık içinde bulunduğu (serbest ara dönem)de bulunduğu cihetle akit tarihinde telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı; bu duruma göre …’in 20.03.2018 senet tanzim tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu” yönünden oy çokluğu ile rapor mütalaa edilip sunulduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin rapora karşı beyan ve itirazları dosyamız arasına alınmıştır.
Akabinde mahkememizce görülen lüzum üzerine tekrar değerlendirme yapılması için dosya ATK’ya gönderilmiş gelen 12/10/2022 tarihli yazı cevabında ise “Adli Tıp Üst Kurullarının görevleri ile ilgili olarak yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde ilgi yazınız ile gönderilen dava dosyası yeniden değerlendirilmiş olup; kişi hakkında Adli Tıp Kurulunca 26.07.2022 tarihli oturumda 262 karar sayılı mütalaa ile sorulan hususta görüş bildirildiği, Üst Kurul mütalaasının düzenlenmesinde dosya içerisinde mevcut tüm tıbbi evrak, adli tahkikat evrakı ve bilirkişi raporları ile taraflara ait itiraz dilekçelerindeki hususların değerlendirildiği ve aynı hususlarda yeniden değerlendirme yapılamayacağı, Adli Tıp Üst Kurulunun Adli Tıp Kurumu açısından son karar mercii olduğu, ve fakat Adli Tıp Kurumunun tüm birimlerince düzenlenmiş mütalaaların birer kanaat raporu oldukları ve karar verme aşamasında mahkemeleri bağlayıcı nitelikte olmadıkları” şeklinde cevap verildiği görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda; davacı, beş adet senedin tanzim tarihinde hastalığı nedeniyle fiil ehliyetine sahip olmadığını ve bu senetlerden kaynaklanan bir borcunun olmadığını iddia etmiştir. Bu hususta rapor hazırlanması için davacı ATK’ ya sevk edilmiş ilgili belgeler toplanmış ve kurum tarafından raporlar hazırlanmıştır. Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla da İstanbul Adli Tıp Kurumu Birinci Üst Kurulu’nun … sayılı 16.08.2022 tarihli raporu dosya arasına alınmış ve davacının senetlerin tanzim tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu belirtilmiştir. Akabinde davacının ısrarlı itirazları üzerinde dosya yeniden ATK’ya gönderilmiş ise de kurul tarafından ” dosya içerisinde mevcut tüm tıbbi evrak, adli tahkikat evrakı ve bilirkişi raporları ile taraflara ait itiraz dilekçelerindeki hususların değerlendirildiği ve aynı hususlarda yeniden değerlendirme yapılamayacağı, Adli Tıp Üst Kurulunun Adli Tıp Kurumu açısından son karar mercii olduğu,” da belirtilmek suretiyle dosya iade edilmiştir. Davanın niteliği ve yargılama safahatı dikkate alındığında davacının hastalığı nedeniyle senetlerin tanzim tarihinde fiil ehliyetine sahip olup olmadığı hususunda değerlendirme yapabilecek yetkin ve tek son karar merciinin Adli Tıp Üst Kurulu olduğu ve hazırlanan raporda da davacının fiil ehliyetine sahip olduğuna kanaat getirildiği görülmüştür. Açıklanan nedenlerle davacının senetlerin tanzim tarihinde fiil ehliyetine sahip olduğu ve tanzim ettiği senetlerdin dolayı borçlu olduğu anlaşıldığından davacı tarafından açılan ve ispatlanamayan menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan ve ispatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 1.605,28 TL harçtan peşin alınan 401,33 TL harcın mahsubu ile 1.203,95 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır