Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/401 E. 2019/585 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/401 Esas
KARAR NO : 2019/585

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Türkiye’de kozmetik ve gıda takviyesi ürünlerini kapsar şekilde doğrudan satış alanında faaliyette bulunan Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, davalı şirketin ise … markasını kullanarak doğrudan satış sektöründe müvekkili şirket ile benzer nitelikte ürünler üreten ve müvekkili ile rakip konumda bulunan bir şirket olduğunu, 13.10.2018 tarihinde davalı şirketin Yönetim Kurulu başkanı …’nın kalabalık bir dinleyici kitlesi önünde yaptığı konuşmada sarf ettiği ifade, itham ve hakaret içerikli sözlerin haksız rekabet teşkil ettiğini, bu konuşmanın davalı şirketin yönetim kurulu başkanının da isteği ile toplantıya katılanlar tarafından canlı olarak sosyal medyadan yayınlandığını, bu beyanların yanlış, yanıltıcı ve gereksiz yere İncitici beyanlar olduğunu, bu beyanların TTK m.55/l-a-l anlamında haksız rekabet oluşturduğunu ifade etmiş ve bu ifadelerin haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, bu ifadeleri içerir videoların her türlü mecradan kaldırılmasını, müvekkil şirket lehine 5.000-TL manevi tazminata hükmedilmesine ve kararın yayımlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; davacı/karşı davalının müvekkilinin başarısını engellemek amacıyla bu davayı açtığım, bu hareket tarzının TTK m.54/2 gereği haksız rekabet teşkil ettiğini, karşı davalı … A.Ş. ve davadışı … A.Ş.’nin bu amaçla birlikte hareket ettiğini belirtmiş ve ana davanın reddini, karşı davanın kabulü ile karşı davalı tarafından gerçekleştirilen haksız rekabetin tespiti, men’i ve müvekkili lehine 10.000 TL maddi ve 5,000 TL manevi tazminata hükmedilmesi ve kararın yayımlanmasını talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı/karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … A.Ş.’nin davacı tarafın iddiaları ile bir alakasının bulunmadığını, davacının iddialarına dayanak oluşturan konuşmanın dava dışı … A,Ş. (… A.Ş.)’nin Antalya’da gerçekleştirdiği bir şölende yapıldığını, davalı tarafın pasif dava ehliyeti bulunmadığını ve bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, davacı …’in bu davayı müvekkilini davalı pozisyonda tutarak piyasada kötülemek amacıyla açtığını, bu amaçla davadışı … A.Ş. ile ortak hareket ettiklerini, davacının iddialarına dayanak oluşturan konuşmanın şirket içi bir şölende yapıldığını, ticari nitelikli olmadığını ve bu sebeple anılan konuşmanın haksız rekabete neden olmayacağını, bu konuşmanın şirket yönetim kurulu üyelerinin talimatı ile yayımlanmadığını, konuşmanın içerik itibariyle de dürüstlük kuralına uygun ve doğru olup, aldatıcı olmadığını ifade etmiş ve davalı sıfatı bulunmadığı ve esasa ilişkin iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir.
Davacı/karşı-davalı vekili karşı dava dilekçesine verdiği cevapta özetle; haksız rekabet eylemini gerçekleştiren …’mn davalı şirketin yönetim kumlu başkam olduğunu, TTK m.371/5 gereği yönetim kurulu üyesinin işlemlerinden ötürü anonim şirket tüzel kişiliğinin sorumlu tutulabileceğini, bu sebeple davalı tarafın pasif dava ehliyeti bulunmadığı yönündeki savunmasının hukuka aykırı olduğunu, davalının söz konusu konuşmalım şirket içi bir şölende yapıldığı şeklindeki savunmasının hukuken geçerli olmadığını, davalı tarafından ikame etmiş olduğu karşı davanın arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi olduğunu, ayrıca müvekkilinin haksız rekabet nedeniyle hukuki yollara başvurmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmeyeceğini belirtmiş ve davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Karşı davada talep olunan maddi ve manevi tazminat alacağına ilişkin davanın, dosyamızın 2018/1166 esasından tefriki ile yeni bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
”MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Anılı yasal değişiklik ışığında dava dilekçesinin tetkiki neticesinde; dava konusu haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi bakımından, karşı dava tarihi itibariyle arabuluculuk dava şartı mevcut olmakla mahkememizce 2018/1166 esas sayılı dosyadan tefrik edilen iş bu davada; davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı tespit edilmekle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdiren 2.725-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Yapılacak masraflar düşüldükten sonra artan kısmın karar kesileştiğinde yatırana ödenmesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi. 26/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır