Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/382 E. 2020/375 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/382 Esas
KARAR NO : 2020/375
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/10/2015
KARAR TARİHİ : 16/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … şirket … ve ortağı müvekkil şirketten nakliye hizmeti aldığını, mallarının taşınması karşılığında hava ve deniz navlun bedelini ödemediğini, davalıların müvekkilden Deniz Navlun ve Hava Navlun hizmeti satın aldığına ilişkin fatura tanzim ve teslim edildiğini, faturada malların teslimi ile birlikte davalı adına … San ve Tic. Koll. Şti … ve ortağına teslim edildiğini, davalı hiçbir surette bu hizmetlerin karşılığı bedeli ödemediğini, müvekkil alacağını tahsil amacıyla … İcra Müdürlüğü 2015/… esas sayılı dosya ile icra takibine 08/09/2015 tarihinde başladığını, icra dosyasından gönderilen ödeme emri borçlu davalı ve ortaklarına usulüne uygun 11/09/2015 tarihinde tebliğ edildiğini ve davalı borçlu 15/09/2015 tarihinde borca faizine ve fer’ilerine itirazda bulunduğunu, icra dosyasındaki borçlunun itirazının kaldırılmasını ve icra takibinin devam edilmesini, davalı borçlunun kötüniyetli olmasından ötürü %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatını müvekkile ödemesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili (yargılama sırasında vekillikten istifa eden) cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkilerin, davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiller aleyhine başlatılan icra takibi haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalılardan … San ve Tic. Koll. Şti unvanından da anlaşılacağı üzere bir … şirketi olduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 211’inci ve devamı maddelerinde … şirketler düzenlendiğini, … İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyasında davalı … şirketi ile davalı ortak müvekkiller hakkında icra takibi yapıldığını, davalı müvekkiler şirketin süresi içinde icra takibine itirazı sonucunda takip durdurduğunu, bu durumda ilgili kanun maddesinde belirtilen icra takibinin semeresiz kalma durumundan söz edilemeyeceğini, davalı müvekkiler hakkında açılan davanın reddini, icra takibinde kötüniyetli olan davacının her bir davalı müvekkil için ayrıca %20 icra kötüniyet tazminatı ile cezalandırılmasını, her türlü yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; taşıma akdinden kaynaklanan navlun bedeline ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
28/04/2015 tarihli 290273 no’lu 2.370 USD tutarlı, 10/07/2015 tarihli 290482 nolu 1581,50 USD bedelli , 10/07/2015 tarihli … nolu 1.350USD tutarlı fatura suretlerinin dosyaya ibraz edildiği görülmüştür.
… İcra Müdürlüğü’nün 2015/… esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir. Takip dosyasının tetkikinde; davacı … şirketi tarafından davalılar … san. tic. Kolektif Şirketi … ve ortağı, …, … aleyhine 2.997 USD asıl alacak, 30,35 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.027,35 USD üzerinden takip başlatıldığı, takip borçluları/ davaların itirazı üzerine takibin durduğu, huzurdaki davanın takipteki asıl alacak miktarı üzerinden açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 13/07/2016 tarih, 2015/1023 esas, 2016/576 karar sayılı yargılama yapma görevinin Deniz İhtisas Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizliğe ilişkin vermiş olduğu kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 19/12/2016 tarih 2016/… esas, 2016/… karar sayılı bozma ilamı ile; ”… Dava konusu uyuşmazlığa dayanak icra takibinin dayanağı olan fatura ve cari hesap ekstrelerinden uyuşmazlığın birden fazla taşımaya yönelik deniz ve hava taşımalarına İlişkin olduğu ve münhasıran deniz taşımasına yönelik talep bulunmadığı halde mahkemece davanın Deniz İhtisas Mahkemesi’nin görevine girdiğinden bahisle görevsizlik kararı verildiğinden kararın bozulmasının gerektiği…” gerekçeleriyle bozulması üzerine mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
14/07/2017 teslim tarihli Lojistik ve Taşıma uzmanı bilirkişi … ile mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan bilirkişi raporu temin edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyetinin ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlayıp mahkememize sunmuş olduğu 14/07/2017 teslim tarihli raporunda özetle; ”…Davacı şirket tarafından davalı tarafa 3 adet faturanın düzenlendiği, dava dışı Türkiye’de yerleşik … tarafından 10/06/2015 tarih ve 62497 tescil nolu alıcının … adına teslimini ve iş bu konişmento alıcı nüshasının aslı hükmünde açıklamaları içeren belge düzenlendiği, söz konusu belgede gönderilen eşya emtiaya ait gümrük özet beyanının alıcı firma adına verildiğinin anlaşıldığı ancak hangi gümrük idaresine verildiğinin belirtilmediği, ekinde 16/06/2015 tarihli dcly direct contaıner lıne bill of lading üzerinde 1578,97 kg, alıcı … olduğu, söz konusu belgelerden yurt dışından deniz yolu konteyner taşıması olarak varış limanına gelen eşya emtianın dava dışı yurt dışında yerleşik … lojistik firmasının alıcı davalı … adına Atlanta’dan İstanbul’a gemi ile Türkiye’deki partneri … A.Ş aracılığı ile gönderildiği, İstanbul … Limanı’nda anılan firma tarafından gümrük özet beyan işlemlerinin yapıldığı anlaşılmakla birlikte, belge üzerinde liman gümrüğünün belirtilmediği, …’na ait 28/01/2015 tarihinde düzenlenen … ile 1 kap 470 kg konsolide kargo, dava dışı … aş adına chicago’dan istanbul’a havayolu ile taşındığı, konsolide kargo için dava dışı … a.ş. asas alıcı … adına özet beyan verildiği, …’na ait 24/02/2015 tarihinde düzenlenen … ile 2 kap 447 kg konsolide kargoların Chicago’dan İstanbul’a havayolu ile taşındığı, konsolide edilmiş kargolardan bir kap, 347 kilogram esas alıcının davalı … firması adına gönderildiği, konsolide kargoda alıcı dava dışı … A.Ş. 2 kap 447 kilogram 2 ayrı şirket adına olmak üzere bir kap 347 kilogram gönderi için esas alıcı davalı … ve … firması adına ayrı olarak özet beyan verdiği, … ‘na ait 08/07/2015 tarihinde düzenlenen … 1 kap 314 kilogram konsolide kargo alıcı dava dışı … A.Ş adına Chicago’dan İstanbul’a hava yolu ile taşındığı, konsolide kargoda bir kap 314 kilogramın esas alıcı davalı … firması adına gönderildiği, konsolide kargo için alıcı dava dışı … A.Ş. bir kap 314 kilogramın esas alıcı … firması adına gönderildiği, dava dışı … A.Ş. ‘nin bila tarih ve sayısız olduğu görülen yazıda; ”Sayın ilgili … firmasına ait konşimento numaralarına sahip yüklemeler … Uluslararası Nakliyat tarafından … Lojistik Limited Şirket adına getirilmiş olup sırasıyla 04/01/2015, 02/03/2015, 13/07/2015 tarihlerinde son alıcı olan … ve … San ve Tic A.Ş. Firmasına eksiksiz teslim edilmiştir. İlgili yüklemelere ait özet beyan formları master ve son alıcıya teslim edilen ordino belgeleri ektedir. Bilgilerinize arz ederiz.” denildiği, davacı ile davalı taraf arasında deniz ve hava yolu taşımasına ilişkin herhangi bir taşıma sözleşmesinin akdedilmediği gibi dava dosyasına sunulu sözleşmesel nitelikte bilgi ve belgenin de bulunmadığı, deniz yolu taşımasında hattın Türkiye’deki temsilcisi … A.Ş tarafından gümrük idaresine sunulan özet beyanda eşya emtianın esas alıcısı davalı … San ve Tec adına tescil işlemi yapıldığı ve anılan firma adına teslim talimatı verildiğinin saptandığı, havayolu taşımalarındaki gönderi ve kargolarda dava dışı firmaların Türkiye’deki partneri olan … a.ş. Adına konsolide olarak gönderildiği, anılan firmanın esas alıcı … firması adına gümrük idaresinde özet beyan işlemleri ikmal ederek alıcısına teslim ettiği, dava dışı … A.Ş.’nin bila tarih ve sayısız yazılarında havayolu numaraları belirtilmek suretiyle kargoların davacı … adına getirildiği ve son alıcı olan … firmasına eksiksiz teslim edildiğinden ve belgelerin sunulduğundan bahsedildiği ancak belgelerde Kargo firmasının görülmediği gibi davalı alıcıya teslimatların kendileri tarafından yapıldığını, taşıma ve diğer hizmet ücretinin kimin tarafından tahsil edildiği veya edileceği konusunda bilgi verilmediği, bu nedenle yazı metninin tam anlam ifade etmediği, deniz yolu taşımasına ilişkin … ile davacı … arasında bir bağlantının olmadığının tespit edildiği, davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede ise defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davacı şirketin dava firma ile ilgili düzenlediği faturaları ve davalı yanın yapmış olduğu ödemeleri muhasebe teknik ve usullere uygun olarak 2015 yılı defter ve kayıtlarına işlediği , yevmiye kaydı ile fatura ve ödemelerden sonra oluşan 31/12/2015 tarihi itibariyle cari hesabın 2.997 USD (11.211,49TL) borç bakiyesi verdiği, davacının davalıya ait deniz ve hava yolu taşımaları ile ilgili eşya emtiaları yurt dışından taşıdığı veya taşıttırdığı, daha açık bir ifadeyle alt/üst akdi taşımacı sıfatıyla taşıma işini organize ettiğine dair bir bulgu ve bilgiye rastlanılmadığı, iddiasını ispat etmekle yükümlü olan davacının iddiasını kanıtlayamadığı, alacağın varlığına karar verilmesi halinde ise 2.997 USD fatura bedeli miktarında davacının alacaklı olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, rapora herhangi bir itiraz dilekçesinin sunulmadığı, davacı vekilinin rapor tebliğine müteakip ıslah dilekçesi ibraz ettiği görülmekle birlikte ıslah harcının yatırılmadığı ve itirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olması nedeni ile ıslah dilekçesi içeriğindeki alacak miktarı hakkında değerlendirme yapılmasına yer olmadığı kanaati ile yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin 2017/193 esas, 2017/1025 karar sayılı davanın reddine dair vermiş olduğu kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/1695 esas, 2019/3218 karar sayılı ilamı ile ”…Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalılar … ve … hakkındaki bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının davalı … San. ve Tic. … Şirketine yönelik temyiz itirazlarına gelince, davacı davalı şirkete taşıma hizmeti verdiğini ileri sürerek 3 adet faturaya dayanarak icra takibi başlatmış ve takibe itiraz üzerine itirazın iptali için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece taşıma hizmeti verildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı delillerinde tarafların ticari defter ve belgelerine de açıkça dayanmıştır. Mahkemenin 19.04.2017 tarihli duruşmasında da davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmesi aksi halde ibrazdan kaçınmış sayılacağı hususunda ihtarlı davetiye tebliğine şeklinde ara karar verilmiş ve fakat ara karar gereği yerine getirilmemiştir. Bu durumda davacının davalı ticari defter ve belgelerine dayanmış olması ve mahkemece de bu hususta ara karar kurulmuş olması dikkate alınarak ticari defter ve belgerini sunması için davalı şirkete usulüne uygun olarak süre verilmesi, davalı şirket ticari defter ve belgelerinin sunulması halinde davalı şirket ticari defter ve belgeleri üzerinde de bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken sadace davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılan bilirkişi raporu dikkate alınarak eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu yönden bozulması gerekmiştir…” gerekçeleri ile bozulması üzerine bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuş ve bozma ilamı doğrultusunda davalı şirketin ticari defterlerini inceleme gününde ibraz etmesi aksi halde ibrazdan kaçınılmış sayılacağı usulüne uygun tebligat marifeti ile ihtar edilmiştir.
Bu kapsamda mahkememiz ara kararı gereğince görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 11/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Takip talebine konu faturaların davalı şirket cari hesabına borç kaydı vermiş olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin bu hesaba alacak kaydı vermiş olduğunu, taraflar arasındaki ticari faaliyetin cari hesap ilişkisi çerçevesinde yürütüldüğünü, takip tarihi itibariyle davalı şirket cari hesabının 2.997,00-USD borçlu durumda olduğunu, davacı şirket kendi ticari defter kayıtlarında, takip tarihi itibariyle davalı şirketten 2.997,00-USD alacaklı olduğunu, bu tutarın takip tarihi itibariyle TL karşılığının 9.106,68-TL olduğunu, taraflar arasındaki ticari faaliyet çerçevesinde davacı şirket tarafından tanzim edilen takip konusu faturaların, teslim alınmadığına ilişkin ve faturalara konu hizmetin davacı şirket tarafından verilmemiş olduğuna ilişkin davalı şirket tarafından yapılan herhangi bir itiraza dosya kapsamında rastlanılmadığını, davalı şirket tarafından incelemeye ticari defter kayıtlarının sunulmadığını, söz konusu faturaların kayıtlı olup olmadığının tespit edilemediğini, takip talebine konu edilen faturaların davacı şirket ticari defterlerine kayıtlı olduğunu, söz konusu faturaların teslim alınmadığına ilişkin ve faturalara konu hizmetin davacı şirket tarafından verilmemiş olduğuna ilişkin davalı şirket tarafından yapılan herhangi bir itiraza dosya kapsamında rastlanılmadığını, davacı şirket ticari defter kayıtlarında davalı şirket cari hesabının takip tarihi itibariyle 2.997,00-USD borçlu durumda olduğunu, davalı şirket tarafından incelemeye ticari defter kayıtlarının sunulmadığını, davacı şirketin tarihi itibariyle davalıdan 2.997,00-USD alacağını talep edebileceğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada; davacı tarafın taşımaya dair sözleşme ilişkisine dayalı faturadan kaynaklı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin, davalıların ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği görülmüş olup davalılar … ve … yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; TTK’nın ”Sorumluluğun Derecesi” başlıklı 237. maddesinin; ”Şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı birinci derecede şirket sorumludur. Ancak, şirkete karşı icra takibi semeresiz kalmış veya şirket herhangi bir sebeple sona ermiş ise yalnız ortak veya ortakla birlikte şirket aleyhine dava açılabilir ve takip yapılabilir.” şeklinde düzenlenmekle somut olay bakımından önem arz ettiği, keza davaya konu itirazın iptaline konu icra takibinin … şirket ile birlikte davalı kolektif şirket ortakları aleyhine başlatıldığı, … şirketin borçlarından dolayı birinci derecede şirketin sorumlu olup, ortaklara müracaat hakkının ancak anılan yasa maddesinde yazılı şartların tahakkuku halinde mümkün olacağı, somut olayda haciz sırasında borçlu şirketin haciz mahallinde bulunmaması ya da semeresiz kalan bir takipten söz edilemeyeceği gibi faal olan şirket hakkında verilmiş bir ihtiyati haciz kararı da bulunmadığından, bu aşamada şirket hakkındaki takibin semeresiz kalmasından söz edilemeyeceği anlaşılmakla; davalılar … ve … yönünden davanın reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
Davalı … şirket yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; bozma ilamı gereğince davalı şirkete davetiye marifeti ile ihtar edilmesine rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifeti ile inceleme yapılabildiği, ayrıntılı, dosya kapsamına uygun ve gerekçeli olmakla raporun itibar edilir bulunduğu, davacı yanın davalı taraf ile olan ticari münasebetini usulüne uygun tutulan defterleri kapsamında takip ettiği, davalı adına tanzim edilen faturaların bu hesabın borcuna kaydedilmiş olduğu, davacı ticari defterleri kapsamında davalıya ait cari hesabın takip tarihi itibariyle 2.997 USD borç bakiyesi verdiği tespit edilmiştir. Ayrıca HMK 222. maddesi, “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (22/07/2020) gerekir… ” hükmünü içermekte olup yargılama sırasında yürürlüğe girmekle derhal uygulama ilkesi kapsamında tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde aksi yönde delil ibraz edilmediği, taşıma/teslim ilişkisine yönelik açıkça bir itirazın da yönetilmediği görülmekle davacı yanın takip tarihi itibari ile davalı şirketten 2.997 USD alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm bu nedenlerle davacı yanın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 2.997-USD (asıl alacak) alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusu şirketin vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın şirket yönünden kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın davalılar … ve … yönünden REDDİNE,
2-Davanın davalı şirket … şirketi yönünden KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün 2015/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 2.997,00-USD alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 2.997,00-USD takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca USD cinsi mevduatta uygulanan 1 yıllık en yüksek mevduat faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
3-Alacağın % 20’si oranındaki 1.822-TL icra inkar tazminatının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 622,36-TL ilam harcından peşin alınan 105,07-TL’nin mahsubu ile bakiye 517,30-TL ilam harcının davalı şirket … şirketinden tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 105,07-TL peşin harç ve 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 132,77-TL’ nin davalı şirket … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı şirket … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.213,35-TL yargılama gideri davalı şirket … şirketince tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır