Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/378 E. 2019/1157 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/378 Esas
KARAR NO : 2019/1157
DAVA : Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin simsarlık hizmeti vererek, … A.Ş. hisselerinin satışını isteyen davalı şirketin hem ortağı hem yetkilileri olan … ve … ile iletişime geçtiği, müvekkil tarafından … Şirket yetkilisi olan … ile şirket ortağı … a satışı istenilen … A.Ş. ile ilgili bilgi verildiği, taşınmazın görülmesi için tarih ve saat ayarladığını, bu bilgiler doğrultusunda alıcı ve satıcı arasında anlaşma sağlanarak şirketin hisse devrinin gerçekleştiğini, müvekkilin simsarlık hizmeti vererek alıcı ile satıcı arasında hisse devri sözleşmesi kurulmasını sağladığını, hisse devirlerinin gerçekleştirildiğini, müvekkilinin davalı şirketin tüm taleplerini karşıladığını, emek harcadığını, başarılı sonuca ermiş olmasına rağmen davalı şirket yetkililerinin müvekkili ile irtibatı kestiğini, müvekkile ödeme de yapılmadığını, … ATM’nin … E. Sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, ancak yanlış taraf olan davalı şirketin ortaklarına karşı açılması nedeniyle satıcı olan … A.Ş.’nin hisselerini devreden … A.Ş.’ye simsarlık ücretinin tesphiti amacıyla huzurdaki davanın açıldığını beyanla şimdilik 10.000 TL simsarlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının … ATM’de açmış olduğu davayı kaybedince şansını huzurdaki davada denediğini, davacının … ATM’de açmış olduğu dava da simsarlık hizmeti verdiği iddia ettiğini, o davada edindiği bilgileri bu davada kullanarak bu defa hukuki dayanağını değiştirdiğini, maddi menfaat elde etmek gayesiyle ya tutarsa mantığı ile hareket ettiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının harcı tamamlamasının gerektiğini, derdestlik itirazlarının da bulunduğunu, taraflar arasında akdedilmiş bir simsarlık sözleşmesinin de bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Uyuşmazlık, taraflar arasında hisse devrine ilişkin simsarlık sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, davacının bu hizmeti verip vermediği ile simsarlık ücreti talebinin haklı olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
Dava öncelikle dava şartları noktasında ele alınmıştır. Davalı tarafın derdestlik itirazının incelenmesinde; … ATM’nde görülen davadaki davalıların şirket yetkilileri olduğu, bu davada ise şirketin davalı gösterildiği anlaşılmakla, tarafları farklı olan davanın konusu aynı olsa da derdestlik tarafları aynı olan davalar hakkında verilebileceğinden derdestlik itirazının reddinin gerektiği, husumet itirazının incelenmesinde; ticaret şirketi olan davalı ancak yetkili kılınan temsilci(ler)i marifetiyle üçüncü kişilerle hukuki ilişkiye girebileceğinden taraflar arasında varlığı iddia olunan hukuki ilişkide husumetin şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesinin doğru olduğu anlaşılmakla, davalının husumet itirazının da reddinin gerektiği, ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı itirazının incelenmesinde; dava dilekçesinde davanın HMK’nun 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açıldığına yönelik herhangi bir ibare bulunmayıp talep sonucunda “şimdilik” denilmekle, davanın kısmi dava olarak açıldığı anlaşıldığından bu itirazının da reddinin gerektiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde yer alan sair tespit istemlerinden simsarlık hizmeti ücretinin tespiti talebi dışındaki tespiti istenen konular maddi vakıalara ilişkindir. HMK’nun 106. maddesine göre “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.” Davacı tarafça talep edilen konular ise maddi vakıalara ilişkin olup ayrı bir tespit konusu yapılamayacağından bunlar bakımından tespit talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Simsarlık ücretinin tespiti talebi ise alacak davası bakımınından bir ön sorun niteliğinde kabul edilmiştir.
Hisse devrine ilişkin olarak simsarlık hizmeti verildiği beyanı ile bu hizmet nedeniyle davacı tarafça alacak talebinde bulunulmuş ise de dava dilekçesindeki anlatımlarda şirkete ait taşınmazın görülmesinin sağlandığı, taşınmazların fotoğraflarının davalı şirket talebi doğrultusunda alıcı ile paylaşıldığı, binanın alıcılara gezdirildiğinden bahsedilmiştir. Delil olarak dosyaya sunulan mail yazışmalarında da binaya ilişkin açıklamaların yer aldığı görülmüştür. Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere davacı tarafça aslında taşınmaz satışına ilişkin bir çalışma yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Böylece taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun hisse devrinden ziyade taşınmaz devrine ilişkin simsarlık hizmeti verilip verilmediği, davacının bu nedenle ücret talebinin haklı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. … ATM’nin … esas sayılı dosyasındaki davacı vekilinin bila tarihli beyan dilekçelerinde, son zamanlarda şirket hisse devirlerinin esasen gayrimenkul devrini sağlamak için yapıldığı, müvekilin hizmet verdiği kişilerin tamamının gayrimenkulün satışı ile ilgili olduğundan bunun ortaya konulmasının eldeki dava bakımından esaslı unsur olduğu ve şirketin gayrimenkulden başkaca varlığı ve iştigal konusunun bulunmadığının beyan edildiği görülmekle davacı tarafça yine taşınmaz devrinin simsarlık hizmetinin asli hedefi olduğunun kabul edildiği anlaşılmıştır.
TBK’nun 520/3. maddesinde “Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.” hükmü düzenlenmiştir. Geçerlilik koşuluna uyulmadan yapılan sözleşme geçersizdir. Hukuk düzeninde sonuç doğurmaz. Nitekim davacı tarafça bu şekil şartına uyularak yapılan bir sözleşme dosyaya ibraz edilmemiştir. Taraflar arasındaki mail yazışmaları da imza içermediğinden yazılılık şekline uyularak yapılmış bir sözleşme niteliğinde kabul edilemeyeceğinden geçersiz sözleşme nedeniyle davacının simsarlık ücreti alacağının doğmadığı saptanmakla, gerekçesi açıklandığı üzere davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Davacı yanın tespit taleplerinin REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harçtan 44,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 126,38 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA