Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/368 E. 2019/555 K. 21.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/368 Esas
KARAR NO : 2019/555

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2019
KARAR TARİHİ : 21/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketçe 10/01/2019 tarihinde … İBAN numaralı hesaba sehven yanlış havale yapıldığını, Müvekkil şirketçe yapılan işlemin asıl muhattabı farklıyken … isimli şahsa havale sehven yapıldığını,bu durum müvekkil tarafından yapılan havalenin açıklama kısmında ” Mekanik işler için ödeme al” şeklinde belirtildiğini, müvekkil şirketçe yapılan hatalı işlem fark edilir edilmez müşterisi olduğu ve davalı olarak görünen bankayla iletişime geçilmiş ve havalenin yanlış yapıldığı ve iptal edilmesi gerektiği konusunda uyarılar yapıldığını, müvekkil tarafından yanlış yapılan havale için herhangi bir işlem yapacakları yönünde bilgi verildiğini, davalı olarak görülen bankaya avukat sıfatıyla tarafımızca ulaşılmaya çalışılmış ancak aynı cevabı aldıklarını, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla müvekkil şirketçe sehven yanlış İBAN numarasına yapılan havalenin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde faiziyle birlikte müvekkile iadesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazımızlarımız ve görev itirazımız bulunduğunu, Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğundan, görev itirazımızın kabulü ile işbu davada görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini,davacının bizzat kendi gerçekleştirdiği bir işlemle ilgili, kendi hatasından kaynaklanan bir hususta, müvekkil Bankaya husumet yönelterek, işbu davayı açması mümkün olmayacağını, dava konusu olayda müvekkil bankanın kusuru olmamakla birlikte, davacı ikrar ettiği üzere bizzat kendi kusuruyla dava konusu uyuşmazlığa sebebiyet verdiğini,hesap sahibinin muvafakati olmaksızın, dava konusu tutarın iade edilmesi mümkün olamayacağını, alıcının hesabına girmiş olan havale tutarının, banka tarafından havalenin geri alındığı gerekçesiyle, tek taraflı olarak çekilmesi ve havale edenin hesabına geri gönderilmesi hukuka aykırı olduğunu,bu durumda havale eden havaleyi geri almakta haklı bir nedene dayanıyorsa, havale alıcısıyla arasındaki temel ilişkiye dayanarak iade talebinde bulunabileceğini, görüldüğü gibi bu husus yalnızca havale alıcısına karşı ileri sürülebileceğini,davacının, banka personellerinden sehven havale yaptığı …’ın bilgilerini istemesi kişisel verilerin korunması kanunu’na aykırı olup paylaşılması mümkün olamacağını,bankanın davaya konu uyuşmazlıkta bizzat kusurlu olması ve yukarıda açıkladığımız diğer nedenlerle davanın müvekkili Banka açısından reddi gerektiğini, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarımız saklı kalmak üzere,Öncelikle görev itirazımız kapsamında görevsizlik kararı verilmesini,husumet itirazı doğrultusunda davanın müvekkilim Banka adına husumeten reddini,esasa ilişkin diğer cevaplarımız doğrultusunda haksız ve hukuka aykırı davanın müvekkilim Banka yönünden reddine, dava konusu tutarlar, …’ın (IBAN: …) hesabına aktarılmış olduğundan, davanın …’a ihbarına,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
”MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Anılı yasal değişiklik ışığında dava dilekçesinin tetkiki neticesinde; dava konusu sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak istemi bakımından arabuluculuk dava şartı mevcut olmakla davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı tespit edilmekle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcının peşin alınan 74,29-TL harçtan mahsubu ile bakiye 29,89-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdiren 2.725-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Yapılmış ve yapılacak masraflar düşüldükten sonra artan kısmın karar kesileştiğinde yatırana ödenmesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi. 21/06/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Üye
¸e-imzalıdır