Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/356 E. 2022/232 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/356 Esas
KARAR NO : 2022/232
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2018
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 18/10/2010 tarihli Sigorta Acentelik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkilinin vekaletname ile yetkilendirildiğini, davacının hiç bir haklı sebebe dayanmadan sözleşmeyi feshederek müvekkilini azlettiğini, davalı fesih ihbarnamesini 03/10/2016 tarihinde göndermiş olmasına rağmen üç aylık ihbar süresini beklemeden fesih tarihi itibariyle müvekkilinin ekranının kapatıldığı ve müvekkilinin herhangi bir işlem yapamadığını, ayrıca davalının 01/01/2016 tarihinden itibaren de bölgeden çekilme bahanesi ile ekranı kısıtladığını, yani müvekkilinin tam kapasite ile çalışmasını engellediğini, müvekkilinin gerek bu fesihten dolayı, gerekse 01/01/2016-03/10/2016 tarihleri arasında kısıtlı ekran ile işlem yaptığından dolayı zarara uğradığını beyanla şimdilik 1.000 TL kısıtlı ekran ile çalışmasından kaynaklı mahrum kalınan karın, 1.000 TL fesih ihbarından sonra üç aylık süreyi beklemeden ekranın kapatılmasından kaynaklı mahrum kalınan karın ve 1.000 TL portföy tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetkiye itiraz ettiklerini, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, ek sözleşmenin 3. Maddesinde müvekkilinin herhangi bir sebep göstermeksizin ihbar etmek kaydı ile her zaman feshedebileceğinin yazılı olduğunu, sözleşmenin 48. Maddesine göre ise önceden ihbar süresine bağlı olmaksızın acenteye verilen yetkilerden bir kısmının kısıtlanabileceğinin de yer aldığını, fesihin haksız olmadığını, müvekkili şirketin kar amacıyla faaliyet gösteren ticari bir işletme olduğunu ve çalışma prensiplerine göre riski ağır buldukları bazı bölge ve faaliyet türleri için terör temnatı vermekten kaçınma hakkına sahip olduklarını, acentenin mahrum kaldığı kar nedeni ile tazminat talebinin haklı olmadığını, davaya konu uyuşmazlıkta çözümlenmesi gereken tek hususunun acentenin portföy tazminatı isteyip isteyemeyeceği hususu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dosya, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/… esas sayılı dosyasında verilen 15/05/2018 tarihli yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi olmuş ve mahkememizin 2019/356 sayılı esasına kaydı yapılmıştır.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce dosyanın konusunda uzman sektör bilirkişisi sigortacı …, sigorta muhasebecisi bilirkişi … ve sigorta hukukçusu bilirkişi … e tevdii ile tarafların iddia ve savunmaları ile dosya üzerinde inceleme icra edilmiş ve konuya ilişkin 20/11/2019 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı kök raporlarında özetle;
“Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, tarafımıza tevdii edilen dava dosyası, ibraz edilen belgeler üzerinde yapılan incelemle ve değerlendirmeler neticesinde;
Davalı Sigorta Şirketi tarafından Acentelik Sözleşmesinin 44. Maddesi ve Ek Sözleşmenin 5. Maddesine göre 03.01.2017 tarihinde gerçekleştirtlen feshin,
Acentelik Sözleşmesinin 44. Maddesi hükmüne uygun olarak yapıldığı, ancak acenteye verilen hedeflerin gerçekleştirilememesi, portföyün verimli olmaması gibi hallerin “acentenin kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması” kapsamında değerlendirilmeyeceği ve bu hallerin gerekçe gösterilmek suretiyle acentenin denkleştirme talebinin yok sayılamayacağı ve denkleştirme talebinden önceden vazgeçilemeyeceği, (7TK 122/4)
Gerek Denkleştirme/Portföy Tazminatının hesabı açısından acentenin son 5 yıllık met prim ve net komisyon verilerinin bulunmaması ve gerekse sözleşmenin sona ermesinden sonra acentenin portföyü üzerinden ne kadar poliçe üretildiği ve bu poliçelerin net prim ve komisyon tutarlarının ne kadar olduğuna dair bilgibelgenin dosya içeriğine sunulmamış olması nedeniyle
Denkleştirme şartlarının oluşup oluşmadığı test edilememiş ve Denkleştirme’ye ilişkin bir hesaplama yapılmamıştır.
Eldeki veriler ve mevcut durum itibariyle davacının kar mahrumiyeti talebinde bulunmasına ilişkin koşulların oluşmadığı, davacının ihbar süresi beklenmeden ekranının davalı tarafından kısıtlanması sonucunda zarar uğradığı yönündeki iddiasının ispata muhtaç olduğu,” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın raporu sunan bilirkişi/heyetine tevdii ile, davacı vekilinin rapora itirazlarının karşılanması ve denkleştirme hesabının yapılması amacıyla ayrıntılı, hüküm kurmaya ve İstinaf ile Yargıtay denetimine elverişli ek rapor düzenlenmesinin istenilmiş ve konuya ilişkin 22/10/2021 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, ek rapor için tarafımıza tevdii edilen dava dosyası, ibraz edilen belgeler üzerinde yapılan incelemle ve değerlendirmeler neticesinde;
1. Denkleştirme/Portföy Tazminatının hesaplanması açısından sözleşmenin sona ermesinden sonra da acentenin portföyü üzerinden ne kadar poliçe yenilendiği ve bu poliçelerin net prim ve komisyon tutarlarının ne kadar olduğuna dair bilgi/belgenin bulunmaması nedeniyle denkleştirme şartlarının oluşup oluşmadığı test edilememiş ve Denkleştirme İstemine ilişkin bir hesaplama yapılamamıştır.
2. Davacı acentenin, sözleşmenin son ermesinden sonra da şirkete kazandırdığı müşterilere ait, portföyünde bulunan poliçelerden hangilerinin sigorta şirketi tarafından yenilendiğinin ve bunlara ilişkin net prim ve komisyon tutarlarının belgelemesi külfeti söz konusudur. Davacının denkleştirme istemi ve/veya gelir kaybı ancak anılan bu şartların temini sonucunda değerlendirilebileceği,” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğinden ve sözleşme süresi sona ermeden ekranların kapatıldığından bahisle davacı yanın uğradığı kar mahrumiyeti talebi ile denkleştirme/portföy tazminatı taleplerinden ibarettir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere, sözleşmenin haksız feshi sebebiyle kar kaybı talep edilmiş ise de, sözleşmenin 3 aylık fesih ihbar süresine uyularak feshedildiği anlaşıldığından fesih sebebiyle kar mahrumiyeti talebinin yerinde olmadığı, davacı ekranlarının sözleşme süresi sona ermeden kapatıldığına dair iddianın davacı tarafça ispatlanmasının gerektiği ancak dava dilekçesinde dayanılan deliller arasında tanık delili ve sair bu hususu ispata elverişli delil gösterilmediğinden ekranların süresinden önce kapatıldığı kanıtlanamadığından bu sebeple istenilen tazminat talebinin de yerinde olmadığı, portföy tazminatı talebi açısından, davalı şirketten celp edilen kayıtlara göre sözleşmenin feshinden sonra yenilenen poliçe bulunmadığından portföy tazminatı talebinin de yerinde olmadığı, bilirkişi heyetinin hangi poliçelerin yenilendiğine dair hususların davacı tarafça belirtilmesi gerektiğini belirten ek raporuna karşı davacı tarafça süresinde sunulmuş bir beyan ya da itiraz bulunmadığı, sonuç olarak davacı yanın iş bu dava ile talep ettiği tazminat taleplerinin haklılığını ve yerindeliğini ispatlamayadığı anlaşılmakla, davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 51,24 TL peşin harcın muhsubu ile arda kalan 29,46 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.000 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza